Birleşik Krallık ya da başka bir ifadeyle Britanya; tarih boyunca ”Uzerinde guneş batmayan imparatorluk” olarak anılmıştır. Bunun nedeni, ulkenin dunyanın neredeyse her noktasında irili ufaklı topraklara sahip olmasıydı. Gunumuz dunyasında bu durum her ne kadar değişse de, İngiltere’nin bir parcası olduğu Birleşik Krallık’ın dunya uzerinde bıraktığı cok belirgin bir şekilde gorulmektedir. Ozellikle de teknolojinin gelişmesi […]
Birleşik Krallık ya da başka bir ifadeyle Britanya; tarih boyunca ”Uzerinde guneş batmayan imparatorluk” olarak anılmıştır. Bunun nedeni, ulkenin dunyanın neredeyse her noktasında irili ufaklı topraklara sahip olmasıydı. Gunumuz dunyasında bu durum her ne kadar değişse de, İngiltere’nin bir parcası olduğu Birleşik Krallık’ın dunya uzerinde bıraktığı cok belirgin bir şekilde gorulmektedir. Ozellikle de teknolojinin gelişmesi Birleşik Krallık’ın yaptığı etkinin de zaman icersinde yayılmasına yardımcı olmuştur. Gunumuz internet dunyasında kullanılan dilin yuzde 80’lik bir kısmının İngilizce olduğu saptanmış ve de ilerleyen yıllarda bu yuzdenin daha buyuyeceği vurgulanmıştır. Geriye kalan yuzde 20’lik kısmın yarısına yakını da İngilizce ile etkileşim gecirmiş kelimelere sahip dilleri kapsar. Kureselleşen dunya İngilizcenin de bir kuresel dil olmasına yardımcı olmuştur. Dunyada anadili İngilizce olmayan insanların yuzde 60’i İngilizce dilini B1 seviyesinde konuşabilmektedir. Bu dilin ne denli yayılmacı bir hal ile dunyayı ele gecirdiğini acıkca orta koymaktadır. Yurdumuz Turkiye’de de tıpkı diğer ulkeler icin de gecerli olduğu gibi, İngilizce oğrenmek ister isteme zorunluluk haline gelmiştir. Dilin bu denli yaygın olmasına karşın, Turkiye’de lise seviyesinde İngilizce eğitimi cok zayıftır. Sadece belli başlı devlet okulları ile onde gelen kolejlerde duzgun kabul edilebilecek bir seviyede İngilizce eğitimi verilmektedir.
Bunu yuzdeye vurduğumuzda universite eğitimi almış kişilerin sadece yuzde 18’i B2 seviyesi duzeyinde İngilizce konuşabilmektedir. C seviyesinde İngilizce konuşabilenlerin sayısı ise sadece yuzde 6’lar civarındadır. Gorulduğu ulkemizde İngilizce son derece goz ardı edilen bir eğitim sorunu haline gelmiştir. Oysa Almanya, Hollanda, Danimarka, Norvec ve İsvec gibi ulkelerde C seviyesinde İngilizce universite bazında yuzde 99’lar civarındadır ki, bu ikincil dil yetkinliği anlamına gelir. Ulkemizde yeteri kadar eğitim alamayan genclerimiz ise, yurtdışı eğitim programlarına yonelmektedir. Bu sayede İngilizcelerini geliştirmeyi hedefleyen yerli oğrenciler, binlerce dovizi de yabancı ulkelerde bırakmaktadır. Başta universite mezunu ya da oğrencisi olan gencler, başta Birleşik Krallık ya da başka bir ifadeyle İngiltere olmak uzere, Amerika Birleşik Devletler, Malta, Kanada ve Avustralya gibi ulkelere dil oğrenmeye gitmektedir. Bu ulkeler arasında en cok tercih edilen İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’dir. Malta da ekonomik olması sebebiyle son 10 yılda Turklerin rağbet ettiği bir diğer ulkedir. İngilizce eğitim kursları ağırlıklı olarak 10 hafta kadar surmektedir. Bu sure cercevesinde eğitim alan gencler, Amerika Birleşik Devletleri’nde kurs icin 8 bin dolar kadar bir ucret oderler. Birleşik Krallık da 6 bin sterlin kadar bir ucrete tabidir. Malta nispeten daha ucuzdur. Avustralya ve Kanada ise 10 bin dolar civarındadır.
Bu yuzden dil eğitimi almak isteniyorsa bu konuda ciddi bir planlama yapılması gerekir. Aksi halde ekonomik ve de sosyal anlamda onemli sorunlar yaşanabilir. Dil eğitimi veren ulke ici kurumlar da vardır. Ancak bunlar nedense biraz kotu şohretli olmaları sebebiyle, ekonomik durumu iyi olan oğrencilerce tercih edilmezler. Eğer İngilizce seviyeniz en azından B1 seviyesinde ise, bu durumda yurtdışında eğitim almanız seviyenizin gelişmesinde faydalı olacaktır. Ancak daha duşuk bir seviyede iseniz oncelikle yurticinde bir eğitim kurumundan istifade etmeniz size ekonomik acıdan fayda sağlar. Yabancı dil oğrenmek aslında yaş ilerledikce daha da gucleşen bir meseledir. O yuzden en iyi oğrenilebilecek yaş ilkokuldur. Bu donemde ailenin yapacağı bir planlama ilerleyen yıllarda size cok buyuk bir avantaj sağlar. Kurs icin gidilmesi halinde size ceşitli alternatifler sunulur. Bunlar arasında eğitim vizesi ya da turistik vize de bulunur. Eğitim vizeleri turistik vizelere nazaran daha uzun surelidir ve de size part-time calışma hakkı da sunar.

Bunu yuzdeye vurduğumuzda universite eğitimi almış kişilerin sadece yuzde 18’i B2 seviyesi duzeyinde İngilizce konuşabilmektedir. C seviyesinde İngilizce konuşabilenlerin sayısı ise sadece yuzde 6’lar civarındadır. Gorulduğu ulkemizde İngilizce son derece goz ardı edilen bir eğitim sorunu haline gelmiştir. Oysa Almanya, Hollanda, Danimarka, Norvec ve İsvec gibi ulkelerde C seviyesinde İngilizce universite bazında yuzde 99’lar civarındadır ki, bu ikincil dil yetkinliği anlamına gelir. Ulkemizde yeteri kadar eğitim alamayan genclerimiz ise, yurtdışı eğitim programlarına yonelmektedir. Bu sayede İngilizcelerini geliştirmeyi hedefleyen yerli oğrenciler, binlerce dovizi de yabancı ulkelerde bırakmaktadır. Başta universite mezunu ya da oğrencisi olan gencler, başta Birleşik Krallık ya da başka bir ifadeyle İngiltere olmak uzere, Amerika Birleşik Devletler, Malta, Kanada ve Avustralya gibi ulkelere dil oğrenmeye gitmektedir. Bu ulkeler arasında en cok tercih edilen İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’dir. Malta da ekonomik olması sebebiyle son 10 yılda Turklerin rağbet ettiği bir diğer ulkedir. İngilizce eğitim kursları ağırlıklı olarak 10 hafta kadar surmektedir. Bu sure cercevesinde eğitim alan gencler, Amerika Birleşik Devletleri’nde kurs icin 8 bin dolar kadar bir ucret oderler. Birleşik Krallık da 6 bin sterlin kadar bir ucrete tabidir. Malta nispeten daha ucuzdur. Avustralya ve Kanada ise 10 bin dolar civarındadır.
