Karbon 14 Testi, son yıllarda sıkca duymaya alıştığımız kavramlar arasında yer alır. Bu testin hayat alanı biyoloji ile kimya ilimlerini kapsar. Soz konusu test, başta adli tip ilmi olma uzere bircok alanda kendisine yer bulur. Son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda cok sayıda yer keşfedilmiştir. Bu keşiflerle beraber tarihi eserler ve insan kalıntılarına da ulaşılmıştır. Durum […]
Karbon 14 Testi, son yıllarda sıkca duymaya alıştığımız kavramlar arasında yer alır. Bu testin hayat alanı biyoloji ile kimya ilimlerini kapsar. Soz konusu test, başta adli tip ilmi olma uzere bircok alanda kendisine yer bulur. Son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda cok sayıda yer keşfedilmiştir. Bu keşiflerle beraber tarihi eserler ve insan kalıntılarına da ulaşılmıştır. Durum boyle olunca bu kalıntıların hangi donemlere ait olduğunun tespiti de bilimsel acıdan onemi haiz olan konuların başında gelir. İşte bu alanda Karbon 14 Testi devreye girer. Bu bilimsel calışma sayesinde bulunan bir insan kalıntısının yaklaşık olarak kac yaşında olduğu belirlenir. Test izafiyetten uzak ve mutlak bir sonuc vermesi hasebiyle bilim toplumu tarafından da cok kabul goren bir metottur. Bilimsel bir değeri olan bu testin bulunuş sureci gectiğimiz yuzyıla kadar uzanır. Yaş tespitinde kullanılan bir bilimsel metot olması sebebiyle cok farklı alanlara da hitap ediyor olmasıyla populer hale gelmiştir. Arkeolojiden, biyolojiye, fiziğe, kimyaya ve adli bilimlere kadar uzanan bir geniş yelpazeye sahip olan Karbon 14 kullanım alanıyla dikkat ceker. Soz konusu bu testin buluşu Amerika Birleşik Devletleri’nde gercekleştirilmiştir.
1940 yılında Birleşik Devletler’in Kaliforniya eyaletine bağlı Berkeley ilcesinde yapılan yeni bir calışma sonucunda radyo karbon tarihleme metodu keşfedilmiştir. Bu keşif sonucunda bir anlamda yeni keşfedilen insan kalıntılarının da hangi yuzyıllar arasında yaşamış olduğu da saptanabilecektir. Aslında testin uygulama alanı sadece insanoğluna ait kalıntılar uzerinde yer bulmaz. Bunun haricinde ayrıca, tum canlı varlıkların da ne kadar sure once yaşadığının bir bakıma kestirilmesi icin de kullanılır. Başka bir ifadeyle Karbon 14 radyo karbon tarihleme metodu sayesinde ister hayvan ister insan ister bitki olsun, butun canlı varlıkların hangi tarih aralıklarında yaşadığı kolayca tespit edilebilmektedir. Bu bilimsel metodun mucitleri Martin Kamen ile Sam Ruben’dir. İkili Kaliforniya Universitesi’nde yaptıkları araştırmalar sonucunda olumlu veriler elde etmeyi başarmış ve Karbon 14 tarihleme metodunun mucitleri olmayı başarmışlardır. Tespit edilen aralıklar coğunlukla 100 yıl ifadesini icerir. Başka bir ifadeyle canlı ve cansız varlıkların yaşının tespiti esnasında soz konusu nesnenin hangi tarihlerde var olduğu yaklaşık olarak belirlenir. Belirlenen zaman aralığı kesindir, ancak tam olarak belirli bir tarih verilmesi şu an icin testin sınırları dışındadır. Ancak bu konu uzerinde de sıkı şekilde duran bilim insanları kısa bir sure icinde tam olarak yaş tespiti yapabilecek seviyeye yaklaşma konusunda umutlu olduklarını acıklamışlardır. Soz konusu bu uygulamanın onumuzdeki 60 yıl icinde gercekleşeceği sanılmaktadır.
Gorulduğu gibi tarihleme yapılmasında işe yarayan bir uygulama olan Karbon 14 testi, fosiller uzerinde ciddi anlamda etkili bir şekilde kullanılır. Bu sayede bulunan fosillerin hangi donem icinde yaşadığı da keşfedilebilmektedir. Soz konusu bu testin bilimsel dunyanın bir parcası olmasından bu yana 70 yılı aşkın bir sure gecmiştir ve de elde edilen veriler testin ne kadar başarılı olduğunu acıkca ortaya koymuştur. Gelecekte daha kesin sonuclar veren daha farklı testlerin keşfi uzerinde halen aktif bir şekilde durulmaktadır. Durum neler getireceğini zaman gosterecektir. Bu konuda en ciddi ilerleme bu testin de buluşunun gercekleştiği Amerika Birleşik Devletleri’nde gercekleşmektedir. Amerika soz konusu bilimsel calışmalara milyarlar harcasa da bunun karşılığını fazlasıyla almaktadır. Ulkemizde de ceşitli bilimsel calışmalar var olsa da Kuzey Amerika ve Avrupa kıtasıyla kıyaslanamayacak kadar geride olduğumuzu soyleyebiliriz. Ancak Turkiye de son 15 yılda ciddi anlamda yol kat etti ve daha da edecek bir potansiyele sahip olduğunu gostermektedir.