Rahman BAYSAL

Rock'ın savaşa ne kadar karşı olduğu gibi cetrefilli bir konuya bu kısacık yazıda elimden geldiğince "değinmeye" girişmeden once rock'ın savaşa nasıl karşı olmayabildiğinden bahsetmek istiyorum. Rock cıkışından itibaren değişik politik cizgilerde varlık gostermiş bir muzik turudur ve genel kanının aksine her zaman da barış yanlısı olmamıştır. Sadece 1980'den sonra peydah olan Saxon benzeri militarist heavy metal gruplarından bahsetmiyorum. Daha "henuz" patlarken savaş cığırtkanlığı yapabilmiştir. ?u herkesin bildiği, Bill Haley And The Comets'in soylediği ve rock'ın ilk sallayan ve yuvarlayan şarkısı "One, two, threee O'clock rock..." diye başlayan kıpır kıpır rock'n'roll şarkının bulunduğu 45'liğin obur yuzundeki şarkının adı "13 Women". Ve Hiroşima'dan topu topu 9 sene sonra kaydedilmiş bu şarkı, nukleer bir savaş sonrası dunyada bir erkeğin 13 kadınla yalnız kalmasının "guzel"liği uzerine.

İlk donem rock'cılarının hicbiri sahnede cizdikleri asi tavırları ve Amerikan hayatına getirdikleri yıkıcılığıyla devrimci denebilecek yenilikleri hayatlarında ve şarkı sozlerinde gostermediler. 1958'de askere cağırıldığında gule oynaya giden Elvis Presley; '60'larda butun rock dunyası Vietnam savaşına karşı birlikte hareket ediyorken, Başkan Nixon'la sıkı fıkıydı. John Lennon, Elvis Presley icin "Elvis askere gittiği gun olmuştu" demiştir. Aynı yıllarda siyah muziğinin sadece soul soylediği ve ırkcılığa (belki en fazla Nixon kadar) karşı laflar ettiği icin devrimci "bilinen" ismi James Brown da gercek bir Amerikan milliyetcisidir ve Vietnam savaşı karşıtı harekete askerlere konser vererek katılmıştır!

Bu durum bir tek ilk kuşak rock'cılar icin gecerli değil elbette. Rock'ın en populer kesimlerinde bile alenen ırkcı ve dolayısıyla barış karşıtı sesler bulmak mumkun. Orneğin adı ve bazı giysileriyle cicek cocuklara oykunen Guns'n Roses (Silahlar ve Guller) rock'ın en ırkcı ve cinsiyetci gruplarından birisidir. Glam rock'ın bugunku temsilcilerinden olan grup, glam rock'ın travesti kuluplerden cıktığını unutarak "eşcinsellere" ve "gocmenlere" mutemadiyen hakaret halinde.

Rock icindeki "catlak" seslerden boyle arka arkaya bahsetmiş olmam rock'ın genel "savaş karşıtı" havasına birşey kaybettirmiyor elbette. Butun zamanların en fazla barış şarkısı rock icerisinde yazılmıştır herhalde. Politik pop icerisinde savaşa karşı da en radikal sesler kuşkusuz yine rock icerisinden cıkmıştır. Savaşa karşı bir eleştiriden cok ciddi bir nefret vardır rock'da sıkca karşımıza cıkan. Bob Dylan, Masters Of War şarkısında Savaşın Babaları'na şoyle seslenir: Umarım olursunuz/Yakındır olumunuz/Soğuk bir oğleden sonra/Tabutunuzun ardından gideceğim/Ve olum yatağına indirilirken/Seyredeceğim sizi/Ve bekleyeceğim mezarınızın başında/Gercekten olduğunuzden emin olana dek.

Rock'ın savaş karşıtı harekette altın yılları olarak anılabilecek '60'ları vareden (Vietnam savaşının cıkması dışındaki) koşullar '50'lerin sonunda oluşmuştur. ABD'de ve İngiltere'de '50'lerin sonunda bir dizi değişiklik gozlenmeye başlar. ABD'de, uzun suredir sesi sedası cıkmayan folk muziği kıpırdanmaya başlar. Beyaz kolej oğrencileriyle başlayan bu kıpırtı folk ozelinde Woody Guthrie ve Pete Seeger başta olmak uzere protestleşerek butun ABD gencliğine yayılır. Yaklaşık aynı yıllarda İngiliz gencliği de ateşlenmiştir. '50'lerin ortasına kadar herşeyiyle duzeni tanımlayan usluluktaki İngiliz gencliği kısa zamanda tam tersi ozellikler gostermeye başlar. Butun bunların eylem olarak ilk kıvılcımları 1956'da İngiltere'nin Mısır'la Suveyş kanalı icin savaşa girmesiyle başlar. En kapsamlısı ve onemlisi butun silahlara, ozellikle de nukleer olanlarına karşı bir kampanya olan The Campaign For Nuclear Disarmanent (CND)'dir. Bu kampanya cercevesinde yapılan eylemlerin en goze batanı, her yıl paskalya zamanı onemli sayıda insanın Aldermaston'dan Londra'ya yapılan yuruyuştur.

'50'lerin sonundaki bu hareketlilik, '60'larda İngiltere'de Beatles, ABD'de de Bob Dylan'ın başını cektiği, savaş başta olmak uzere butun egemen değerlere karşı gorkemli bir başkaldırı halini alır. Yazı boyunca '60'lara hayran tavır sergilememi hoş gormenizi istiyorum. Bu, dinozor bir romantik olduğumdan kaynaklanıyor olabilir. Ama rock'ın her zaman politik kanadı, kanatları vardı ama rock'ta savaşa en "gercek" ve en "birlikte" karşı cıkış '60'larda ve ABD'de olmuştur. Kuşkusuz bunun en buyuk sebebi ABD'nin Vietnam savaşındaki varlığıdır. Amerika'nın Vietnam'daki varlığına İngiliz hukumetinin bircok katkısı olmuştur, ancak, İngiliz gencleri hicbir zaman bu savaşa gitmek gibi bir korku yaşamadığı icin savaş karşıtı hareketler ABD'deki kadar etkili olamamıştır.

Vietnam savaşını elbette rockcılar kazanmadı ama 1969'da Vietnam Moratorium Gunu icin Lennon'un unlu Give Peace A Chance'ini (Barışa Bir ?ans Verin) 500.000 kişinin soylemesi de az değil. Ya da Doors/Unknown Soldier, Donovan/Universal Soldier, Bob Dylan/The Lonesome Death Of Hattie Caroll gibi kitlelere malolmuş şarkıları ve dunyanın "en" barışcıl kulturu hippilerin yaptıkları...

Rock muzik icerisinde savaş karşıtı hareketler '60'lardan sonra da surduğu kesin. Ama bu cıkışların hicbiri '60'lardaki kadar birlikte olmadı. Hicbiri hippiler kadar birlikte, hayalperest ve imkansızı isteyecek kadar gercekci değildi. Gerci '80'lerin ikinci yarısından itibaren rock'ta politik cıkışlar tekrar arttı. Live Aid ve Rock Against Racism (RAR, Irkcılığa Karşı Rock) gosterileri muhteşemdi. Pink Floyd'dan Boy George'a, U2'dan Dire Straits'e bircok ses getiren savaş karşıtı şarkı/eylem de. Ancak tekrar soyluyorum, bunlar munferit olaylar gibi geliyor bana. Belki de Vietnam orneğindeki gibi ABD bizzat bir kere daha "yanmadıkca" rock muzik, savaş karşıtı mucadelede '60'lardaki canlılığını bir kere daha yaşayamayacak.

Son olarak rock'taki o savaşa "birlikte" karşı durma geleneğinin sonunun nasıl geldiğinden kısaca bahsetmeden gecemeyeceğim. "Ruyanın sonu" icin konuyla ilgili bircok makale ve kitapta '60 yazında Brian Jones'un olumuyle başlayan, Jim Morrison, Jimi Hendrix vs. ile devam eden seri olumler, 4 tane silahsız oğrencinin Kent State universitesinin bahcesinde Vietnam karşıtı bir gosteri yuzunden guvenlik gorevlileri tarafından oldurulmesi, Beatles'ın sinir bozucu bir şekilde dağılması, birkac rock festivalinin fiyaskoyla sonuclanması gibi bir cok sebep sayılır. Ancak kesin olan butun bu sebeplerin yanında asıl sebebin, "barış cocuğu" olma halinin, başka bir deyişle kaftan giyip, doğu felsefelerine takılmanın ya da dosdoğrusu hippiliğin "ayağa" duşmesi, moda olması, dolayısıyla da icinin boşalmasıdır. Peki, bu kadar barış cocuğuna ne oldu: Beatles'ın Paul McCartney'i, en fazla vergi veren adam oldu. Hippi hareketinin en faal isimlerinden, sonra daha radikal ve sert eylemler yapan Yippie hareketinin onculerinden Jerry Rubin, dunyanın ilk yuppie'si oldu. Yine yippie'lerin onderlerinden Abbie Hoffman, devrimciliğe devam etti ama rantını yiyerek. 1967'de New York borsasında bir tomar doları havaya savurup borsayı birbirine katan Hoffman, artık devrim anılarını anlatarak ve yazarak koşeyi donmuş gercek bir "Amerikalı".

Yazan:Rahman Baysal..

Arama Yaptım Bulamadım.....
__________________