Bu makalemizde yakın tarihte uzun bir sure milyonlarca insanın kÂbusu olmuş sonradan farklı formatlara burunerek bugun bircok modern demokrasi icinde dahi ustaca kullanılan muhalif kontrol ve bertaraf metodunu acıklamaya calışacağız. Zersetzung, kelime olarak diğer dunya dillerinde tam karşılığı olmayan bir kavramdır. Almanca biyolojik cozulme anlamın gelir ve hakikaten de ferdin hem benlik ve kimlik olarak […]
Bu makalemizde yakın tarihte uzun bir sure milyonlarca insanın kÂbusu olmuş sonradan farklı formatlara burunerek bugun bircok modern demokrasi icinde dahi ustaca kullanılan muhalif kontrol ve bertaraf metodunu acıklamaya calışacağız. Zersetzung, kelime olarak diğer dunya dillerinde tam karşılığı olmayan bir kavramdır. Almanca biyolojik cozulme anlamın gelir ve hakikaten de ferdin hem benlik ve kimlik olarak sahip olduğu fikirsel iradeden kopmasına hem de sistemin arzuladığı profilde bir birey olmasına odaklanır. Tarihte hukum surmuş iktidarlarından bugune tum guc sahipleri muhaliflerini muhtelif yontemlerle bertaraf etmeye, insanları gerek korku gerekse de diğer araclarla kendi kararları doğrultusunda davranmaya, duşunmeye sevk etmek istemişlerdir.
İktidara veya sisteme muhalif duşuncelere sahip biri olduğunuzu duşunun, size yonelik şiddet ve doğrudan mudahale iceren coğu şey hem sizi daha fazla ofkelendirip radikalleştirebilir hem duruma şahit olan insanların sistem aleyhtarı kişilere donuşmesine sebep olabilir. Ancak doğrudan ic benliğinizi, sosyal ve ailevi ilişkilerinizle akıl sağlığınıza yonelen kapsamlı ve uzun vadeli bir kuşatmanın esiri olduğunuzda bir butun olarak hem muhalif fikirlerinizi hem de muhtemelen normal psikolojik dengenizi kaybederek sistem icin problem uretmeyen bir vatandaşa donuşmeniz kacınılmaz olacaktır. Neyden mi bahsediyoruz? Sorumuzun cevabı, İkinci Dunya Savaşı akabinde ikiye ayrılan Almanya‘nın Doğu blokundaki Alman Demokratik Cumhuriyetinde(GDR) 1945 ile 1990 yılları arasında sistem muhaliflerine uygulanan gelmiş gecmiş en şeytani muhalif bertaraf metodu olan zersetzung.
Almanya 2. Dunya savaşı sonrasındaki dramatik mağlubiyetinden sonra iki kısma bolunerek Doğu kısmında kalan toprakları Komunizm ideolojisinin etkisi altında SSCB gudumune girdi. Doğu Almanya Sovyet gudumune girdikten sonra başlayan soğuk savaşın etkisiyle adeta iki bloklu dunya icin bir casusluk savaşı sahnesi haline getirildi. 1945 ile 1990 tarihleri arasında varlık gosteren Doğu Almanya Demokratik Cumhuriyeti 1990 yılında iki devleti ayıran Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birleşerek bu korku ve emsalsiz baskı sistemi de tarihin tozlu raflarında yerini almıştır.
[h=3]
Zerzetzung’un Gelişimi[/h] 1945 yılında yapılan antlaşmayla Doğu Almanya kısmı Rusların hakimiyetine girince Ruslar ilk iş olarak şimdiye kadarki en baskıcı ve şeytani tekniklerin mimarı olan bir istihbarat ve guvenlik teşkilatı kurdular. Bugun dunya istihbarat literaturune giren bircok metot ve sorgulama/yıldırma tekniği Ruslar tarafından kurulan Doğu Almanya İstihbarat Teşkilatı Stasi ( Ministerium fur Staatssicherheit) tarafından uretilmiş ve uygulanmıştır. Stasi, bir istihbarat teşkilatı olmasının yanında gizli bir polis teşkilatıydı. Sistem ve doktrin olarak acımasız Nazi gizli polis teşkilatı olan Gestapo ile Komunist ideolojinin merkezi Sovyet istihbarat teşkilatı KGB’nin senteziydi. Stasi geliştirdiği taktikler ve istihbarat anlayışıyla İnternet teknolojisinin olmadığı 1950’lilerden 1990’lara kadar muazzam bir kayıt ve takip sistemi kurmuştur. Zersetzungun bir yıldırma ve operasyonel psikolojik baskı, istihbarat metodu olarak hayata gecişi 1953’teki halk ayaklanmasından sonradır. Bu tarihten itibaren Sovyet istihbaratcılar, halktaki huzursuzluk ve isyan eğilimini ortadan kaldırmak icin cok daha kapsamlı bir gozetim ve baskı teşkilatının temellerini oluşturdu. İcerisinde fiziksel işkencelerin de yer aldığı, bireyi uyesi olduğu sosyal topluluklardan koparmaya ve benlik bakımından cokertmeye odaklanan zersetzung ortaya cıktı. 1990’dan sonra ne kadar kapsamlı ve korkutucu boyutlara varan bir zihniyetin eseri olduğu ortaya cıkan zersetzung teknikleri 1950’lerden itibaren hayata gecirilse de 1970’lerin ortalarına kadar zersetzung tekniklerinin ne olduğu ve nasıl bir doktrine dayandığı tam olarak anlaşılıp tanımlanamamıştı. Zersetzung, 1970’lerden ve 1980’lerin sonuna kadar sistematik profesyonel teknikler ve prosedurler cercevesinde esas toplumsal kontrol ve istihbarat metodu olarak benimsenmiştir. Hedef alınan kişiler farklı şekillerde toplum icinde sindirildiğinden tam olarak kac kişinin zersetzung tekniklerinden etkilendiğini belirlemek hayli zorlaşmıştır ancak sağlık ve insan hakları kuruluşlarına başvuran kişi sayısının 5000 civarı olduğu belirtilmiştir. Zersetzung, cok sıkı prosedurler icinde uygulanmasına rağmen kişilere gore farklı taktik ve surelerde uygulandığı icin cok değişik formatlarda karşımıza cıkmaktadır. Doğu Almanya’nın Batıyla birleşmesinden sonra incelenen kayıtlarda Stasi tarafından hedeflenen her grup veya kişi icin icin dort veya beş yetkili zersetzung operatorunun calıştığı gorulmuştur.
Doğu Almanya’da sivil toplum organizasyonları yasak olduğu icin insanlar bu doğrultudaki faaliyetlerini gayrı resmi olarak surdurmek zorunda idi. Gruplar arası iletişim, haber bultenleri, kitap, dergi, gazete gibi materyallerin değişimi dağıtımı, kucuk topluluklar halinde toplantılar vasıtasıyla sağlanmaktaydı. Ulkede bunca kapsamlı ve sert gozetim ve baskı oluşturan Stasi, bunun nedenini Batılı devletlerin yıkıcı faaliyetleri olarak ileri surse de gercekte gozetim ve baskı altındaki topluluk ve bireyler, nukleer karşıtlığı, gazeteci ozgurluğu, kuresel barış, dini ozgurluk, tuketim ve mulk edinimi konusundaki sınırlandırmalar, demokratik olmayan uygulamalar gibi gunumuze gore bile basit konulara dair faaliyet icra etmekteydiler. Stasi’nin zersetzung uygulamaları icin homojen bir hedef kitlesi yoktu. Hedeflenen bireyler ve gruplar uzerinde zersetzung cok farklı seviyelerde uygulanırdı. Stasi’nin başlıca hedef kitlesi olarak sınıflandırma yapılabilir.
-Yurt dışına seyahat icin toplu vize başvuruları yapan kuruluşlar
– Hukumeti eleştiren sanatcı grupları
– Baskı uygulamalarından mustarip ve muşteki olan dini muhalefet temsilcileri
-Batı kulturune ilgi duyan genclik grupları
-Sistem tarafından baskı uygulanan kişi ve toplulukları destekleyen gruplar ve kişiler (insan hakları ve barış orgutleri, gocmen hakları hareketleri).
[h=3]
Zersetzung Nasıl Uygulanırdı?[/h] Zersetzung uygulaması, toplumun tamamına dair cok ayrıntılı ve surekli kayıt tutulması temeline dayanıyordu. Stasi bu konuda dunyaca rekoru ekarte edilememiş bir une sahipir. Sırf bu kayıt ve takip işi icin yuz binlerce kişinin istihdam edildiği ve binlerce donumluk depolarda bu kayıtların muhafaza edildiği ortaya cıkmıştır. Stasi, tutulan bu kayıtlar neticesinde muhalif olduğunu duşunduğu kişi hakkında detaylı profilleme yaparak hayatına dair en yakınlarının bile bilmediği sırları, zaafları elde eder. Bu noktada kamu imkanlarının sağladığı tıbbi kayıtlar, oğrencilik donemi okul kayıtları, genclik donemi polis kayıtları, istihbarat raporları, hedefin kişinin ikametgahı ve komşu ilişkileri, komşularından veya yakın akrabalarından şantaj yoluyla elde edilen veriler gibi bilgiler zersetzung oncesi en onemli verilerdi. Butun bu donelerin Stasi uzmanlarınca değerlendirilmesi neticesinde hedefe baskı uygulamak icin kullanılabilecek zayıf noktalar (sosyal, duygusal ya da fiziksel), orneğin evlilik dışı ilişkiler, yuz kızartıcı suc kayıtları, alkolizm, uyuşturucu kullanımı, cinsel tercihler, inanc tercihleri gibi doneler hazırlanır. Bu değerlendirmelerden sonra genel bir zersetzung stratejisi hazırlanırdı. Ayrıca Stasi tarafından uygulanacak zersetzung stratejisi, kişiyi hapsetmeden once, hapis sırasında ve hapisten sonra diye farklı evreleri icermekteydi. Ardından kişiye dair bu veriler kullanılarak kişinin sistemin istediği doğrultuda hareket etmesi istenirdi. Buna rağmen fikir ve hareketlerinden vaz gecmeyeceği duşunulen kişiye kapsamlı zersetzungun asıl teknikleri uzun vadeli olarak hayata gecirilirdi. Kişi ilk aşamada tutulduğu gizli polis merkezlerinde insanlardan izole ve tamamen dunyayla bağı kopmuş bir şekilde akıl ve ruh sağlığı bakımından cokertilirdi. Bu fiziki baskı uygulamalarının da icinde olduğu surecte kişiye bir nevi psikolojik bir işkence uygulanırdı. Kendisine hicbir insani muamele gosterilmeyen kurban, kendisinden istenen her şeyi kabul ettiği takdirde takip altında normal yaşamına devam edebilirdi. Bu aşamadan gecip talep edilen her şeyi kabul eden kurbanların bile akıl ve ruh sağlığı ciddi manada hasara uğramış olurdu. İlk aşama olan fiziki yıldırma uygulamalarıyla yılmayan kişiler salıverildikleri normal yaşamlarında zersetzungun ileri aşamalarına maruz kalırdı. Bu ileri aşamada kişinin kendine olan guven ve inancı yok edilecek şekilde hakkında iftira ve dedikodular yayılarak toplum icinde damgalanarak dışlanması amaclanırdı. Kişinin icinde bulunduğu toplulukta yer alan onceden yıldırılıp iş birlikci haline getirilen kişiler aracılığıyla hedeflenen kişi hakkında eş cinsel, tacizci, pedofili, ateist, hırsız, hain vs gibi soylentiler yayılır. Kişi kendisi hakkında ortaya atılan iftiraları curutmek icin bile hareket edemez hale getirilir. Boylelikle kişinin icinde bulunduğu topluluktan dışlanması ve sosyal olarak cokertilmesi sağlanır. Zersetzungun ileri aşamalarında kişide paranoya oluşturmak icin gizli takip acık hale getirilir, gizlice evine girilerek eşyalarının yeri değiştirilir. Kişinin akıl sağlığını doğrudan hedefleyen gaslighting tekniği devreye sokulur. İsimsiz aramalar ve iş yerine veya kişinin okuluna gercekleştirilen polis ziyaretleriyle kişide surekli bir huzursuzluk ve panik havası uretilir.Kişiye gonderilen isimsiz gizli mektuplarla kişi tehdit veya kişiyle alay edilir ; mektupların acılması ve telefon goruşmelerinin dinlenmesi hatta gıda zehirlenmesi ,evinde kullandığı ilacların değiştirilmesi, kimi kurbanların intihara teşvik edilmesi Stasi’nin zersetzung tekniklerinde başı cekerdi. Bazı araştırmacılar Stasi’nin zersetzung kapsamında kurbanlara uzun vadeli olumcul neticeler doğuran x ışınlarına maruz bıraktığı iddia edilse de bunu doğrulayacak bir delil elde edilememiştir ancak bazı mahkumların kısa aralıklarla kanserden hayatlarını kaybetmeleri bu hususta akıllarda soru işareti bırakmıştır. Butun bunlar yapılırken karşı cıkması muhtemel vatandaşlar(iş arkadaşları, komşular, aile bireyleri vs) gelecekleri karartılacağı, başlarının sıkıntıya gireceği gibi tehditlerle sindirilir ya da işbirlikci haline getirilir.
Stasi bireyler uzerinde gercekleştirdiği yukarıdaki taktiklerle onları bertaraf etmeye calışırken grup ve organizasyonlar icin de farklı teknikler uygulamaktaydı. Stasi’nin
topluluklara yonelik başlıca zersetzung teknikleri şunlardı:
-Topluluk uyeleri arsında guvensizlik ve fikir ayrılıkları oluşturmak.
-Cinsel taciz dedikoduları cıkartmak.
– Maddi yolsuzluk iddiaları yaymak.
-Toplulukların calışmalarını engellemek icin ekipman ve binalarına zarar vermek, sabotajlar duzenlemek.
-Medya vasıtasıyla karalama amaclı haberler yaymak.
Stasi, bu faaliyetlerin coğunu topluluklara sızdırdığı iş birlikciler vasıtasıyla yapardı. Stasi’nin muhbir ve iş birlikci temin etmek icin kullandığı başlıca metotlar şunlardı:
– Hedef alınan kişinin vatanseverliğini sorgulanır hale getirerek yaptığı şeyin milli bir vazife olduğu inancına kaptırmak.
– Maddi odul vermek.
– Gozaltı veya tutukluluk halinde bulunan kişilere tahliye, dava ve takibin kaldırılması teklifi
– Kişiyi heyecan verici bir maceraya girdiğine ikna etmek
– Kimlik profillemesi yoluyla zaafları tespit edilenlerin bu yolla tehdit edilerek ikna edilmesi.
Zersetzungun sistem icin orta ve uzun vadede etkileri muhaliflerin kalıcı olarak bertaraf edilmesi ve istihbarat faaliyetleriyle polis devlet uygulamalarının birleştirilerek halkta meydana gelebilecek en kucuk demokratik kıpırtıların dahi savuşturulması iken bireyler uzerindeki etkileri bir hayli olumcul ve yıkıcı olmuştur. Yaşanan kronik ve stres ve travma ağır sağlık sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Bu konuda Stasi’nin herhangi bir insani hassasiyet belirtisi gostermediği bilinen bir hakikattir. Stasi’nin urettiği tum ağır zersetzung politikasına karşın 1989’da başlayan demokratik kitlesel hareketleri ongorememesi hicbir baskı politikasının sonsuza kadar surdurulemeyeceğini ifade etmektedir.
Gerek Doğu Almanya’daki baskı rejimi sırasında gerekse de zersetzung uygulamalarının uyarlanarak halen kullanıldığı ulkelerde, mağdurlar ve mağdurlar ici yardım sağlayan kuruluşlar tarafından zersetzungla başa cıkmak icin tavsiye edilen birtakım noktalar vardır.
– Ne şartlar altında olursa olsun mağdurlara sosyal ve manevi bakımdan sahip ve destek cıkın. Bu zersetzungun asıl gayesi olan psikolojik kırılmayı engeller
– Herhangi birini suclarken somut ve tartışılmaz delillere sahip olun. Aksi halde bilincli olarak uretilen iftira ve yalanların masumların yok edilmesi amacına siz de piyon rolu ustlenmiş olursunuz.
– Gruplar arsında dayanışma ve destek faaliyetlerini arttırın. Bu Stasi’nin uygulamak istediği korku ve sindirme hedefini en cok zora sokan noktalardan biri olmuştur.

İktidara veya sisteme muhalif duşuncelere sahip biri olduğunuzu duşunun, size yonelik şiddet ve doğrudan mudahale iceren coğu şey hem sizi daha fazla ofkelendirip radikalleştirebilir hem duruma şahit olan insanların sistem aleyhtarı kişilere donuşmesine sebep olabilir. Ancak doğrudan ic benliğinizi, sosyal ve ailevi ilişkilerinizle akıl sağlığınıza yonelen kapsamlı ve uzun vadeli bir kuşatmanın esiri olduğunuzda bir butun olarak hem muhalif fikirlerinizi hem de muhtemelen normal psikolojik dengenizi kaybederek sistem icin problem uretmeyen bir vatandaşa donuşmeniz kacınılmaz olacaktır. Neyden mi bahsediyoruz? Sorumuzun cevabı, İkinci Dunya Savaşı akabinde ikiye ayrılan Almanya‘nın Doğu blokundaki Alman Demokratik Cumhuriyetinde(GDR) 1945 ile 1990 yılları arasında sistem muhaliflerine uygulanan gelmiş gecmiş en şeytani muhalif bertaraf metodu olan zersetzung.
Almanya 2. Dunya savaşı sonrasındaki dramatik mağlubiyetinden sonra iki kısma bolunerek Doğu kısmında kalan toprakları Komunizm ideolojisinin etkisi altında SSCB gudumune girdi. Doğu Almanya Sovyet gudumune girdikten sonra başlayan soğuk savaşın etkisiyle adeta iki bloklu dunya icin bir casusluk savaşı sahnesi haline getirildi. 1945 ile 1990 tarihleri arasında varlık gosteren Doğu Almanya Demokratik Cumhuriyeti 1990 yılında iki devleti ayıran Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birleşerek bu korku ve emsalsiz baskı sistemi de tarihin tozlu raflarında yerini almıştır.
[h=3]

Doğu Almanya’da sivil toplum organizasyonları yasak olduğu icin insanlar bu doğrultudaki faaliyetlerini gayrı resmi olarak surdurmek zorunda idi. Gruplar arası iletişim, haber bultenleri, kitap, dergi, gazete gibi materyallerin değişimi dağıtımı, kucuk topluluklar halinde toplantılar vasıtasıyla sağlanmaktaydı. Ulkede bunca kapsamlı ve sert gozetim ve baskı oluşturan Stasi, bunun nedenini Batılı devletlerin yıkıcı faaliyetleri olarak ileri surse de gercekte gozetim ve baskı altındaki topluluk ve bireyler, nukleer karşıtlığı, gazeteci ozgurluğu, kuresel barış, dini ozgurluk, tuketim ve mulk edinimi konusundaki sınırlandırmalar, demokratik olmayan uygulamalar gibi gunumuze gore bile basit konulara dair faaliyet icra etmekteydiler. Stasi’nin zersetzung uygulamaları icin homojen bir hedef kitlesi yoktu. Hedeflenen bireyler ve gruplar uzerinde zersetzung cok farklı seviyelerde uygulanırdı. Stasi’nin başlıca hedef kitlesi olarak sınıflandırma yapılabilir.
-Yurt dışına seyahat icin toplu vize başvuruları yapan kuruluşlar
– Hukumeti eleştiren sanatcı grupları
– Baskı uygulamalarından mustarip ve muşteki olan dini muhalefet temsilcileri
-Batı kulturune ilgi duyan genclik grupları
-Sistem tarafından baskı uygulanan kişi ve toplulukları destekleyen gruplar ve kişiler (insan hakları ve barış orgutleri, gocmen hakları hareketleri).
[h=3]

Stasi bireyler uzerinde gercekleştirdiği yukarıdaki taktiklerle onları bertaraf etmeye calışırken grup ve organizasyonlar icin de farklı teknikler uygulamaktaydı. Stasi’nin

-Topluluk uyeleri arsında guvensizlik ve fikir ayrılıkları oluşturmak.
-Cinsel taciz dedikoduları cıkartmak.
– Maddi yolsuzluk iddiaları yaymak.
-Toplulukların calışmalarını engellemek icin ekipman ve binalarına zarar vermek, sabotajlar duzenlemek.
-Medya vasıtasıyla karalama amaclı haberler yaymak.
Stasi, bu faaliyetlerin coğunu topluluklara sızdırdığı iş birlikciler vasıtasıyla yapardı. Stasi’nin muhbir ve iş birlikci temin etmek icin kullandığı başlıca metotlar şunlardı:
– Hedef alınan kişinin vatanseverliğini sorgulanır hale getirerek yaptığı şeyin milli bir vazife olduğu inancına kaptırmak.
– Maddi odul vermek.
– Gozaltı veya tutukluluk halinde bulunan kişilere tahliye, dava ve takibin kaldırılması teklifi
– Kişiyi heyecan verici bir maceraya girdiğine ikna etmek
– Kimlik profillemesi yoluyla zaafları tespit edilenlerin bu yolla tehdit edilerek ikna edilmesi.
Zersetzungun sistem icin orta ve uzun vadede etkileri muhaliflerin kalıcı olarak bertaraf edilmesi ve istihbarat faaliyetleriyle polis devlet uygulamalarının birleştirilerek halkta meydana gelebilecek en kucuk demokratik kıpırtıların dahi savuşturulması iken bireyler uzerindeki etkileri bir hayli olumcul ve yıkıcı olmuştur. Yaşanan kronik ve stres ve travma ağır sağlık sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Bu konuda Stasi’nin herhangi bir insani hassasiyet belirtisi gostermediği bilinen bir hakikattir. Stasi’nin urettiği tum ağır zersetzung politikasına karşın 1989’da başlayan demokratik kitlesel hareketleri ongorememesi hicbir baskı politikasının sonsuza kadar surdurulemeyeceğini ifade etmektedir.
Gerek Doğu Almanya’daki baskı rejimi sırasında gerekse de zersetzung uygulamalarının uyarlanarak halen kullanıldığı ulkelerde, mağdurlar ve mağdurlar ici yardım sağlayan kuruluşlar tarafından zersetzungla başa cıkmak icin tavsiye edilen birtakım noktalar vardır.
– Ne şartlar altında olursa olsun mağdurlara sosyal ve manevi bakımdan sahip ve destek cıkın. Bu zersetzungun asıl gayesi olan psikolojik kırılmayı engeller
– Herhangi birini suclarken somut ve tartışılmaz delillere sahip olun. Aksi halde bilincli olarak uretilen iftira ve yalanların masumların yok edilmesi amacına siz de piyon rolu ustlenmiş olursunuz.
– Gruplar arsında dayanışma ve destek faaliyetlerini arttırın. Bu Stasi’nin uygulamak istediği korku ve sindirme hedefini en cok zora sokan noktalardan biri olmuştur.