Dunyanın en eski katedrali olarak kabul edilir. Ermenistan‘ın en onemli manevi merkezidir ve Ermenistan ’da inşa edilen ilk katedraldir. Hıristiyan mimarisinin en eski ve en guzel orneklerinden biridir. Hıristiyanlığın Ermenistan’ın ulusal dini olarak ilan edilmesini anmak icin kurulmuştur. Orijinal kilise, dorduncu yuzyılın başlarında -geleneğe gore 301-303 arasında- Kral Tiridates III tarafından Ermenistan’ın koruyucu azizi Gregory Luysavorich […]
Dunyanın en eski katedrali olarak kabul edilir. Ermenistan‘ın en onemli manevi merkezidir ve Ermenistan ’da inşa edilen ilk katedraldir. Hıristiyan mimarisinin en eski ve en guzel orneklerinden biridir. Hıristiyanlığın Ermenistan’ın ulusal dini olarak ilan edilmesini anmak icin kurulmuştur.
Orijinal kilise, dorduncu yuzyılın başlarında -geleneğe gore 301-303 arasında- Kral Tiridates III tarafından Ermenistan’ın koruyucu azizi Gregory Luysavorich onderliğinde yapılmıştır. Aslen, bazilika şeklinde ahşaptan yapılmıştır. Fakat 483 yılında Duke Vasak Mamikonyan tarafından yeniden inşa edilerek kubbeli hac şeklinde bir bina olarak ortaya cıkmıştır. 7. yuzyılda, Katedral taştan inşa edilmiştir. 17. yuzyılda mevcut kubbe ve uc seviyeli can kulesi eklenmiştir. Kubbenin ve ozellikle de can kulesinin dekorasyonu, katedralin antik bolumlerinin munzevi şekilleriyle keskin bir tezat oluşturmuştur. Bu donemin sanatsal gorevlerine uygun olarak, bol dekoratif oymalar ile dekore edilmiştir. Susler yalnızca geometrik değil, aynı zamanda ciceklerden de oluşmuştur. Okuz ve yılan başlarının temsili sembolik oneme sahiptir.
Kupolun plan dahilinde capraz şekildeki dayanaklar birbirleriyle ve duvarlarla tonozların altında bulunan kemerler ile bağlanmıştır – ince bolumlerde capraz şekilli ve orta bolumlerde yarı dairesel, yaylı deniz kabuğu ile taclandırılmıştır. Tavanların ceşitli seviyelerde duzenlenmesi, ic kısmın merkezi kubbeye doğru sivrilmesine neden olmuştur. Bireysel oğelerin ahenkli oranları ve keskinliği, şekilleri basit ve net olan ic kısımlara sanatsal bir etki vermiştir.
1720 yılında Ermeni ressam Nagash Ovnatan tarafından yaratılan ic duvar resimleri, 1782-1786 yıllarında torunu Ovnatan Ovnatanyan tarafından ele alınarak restore edilip dini
temalar uzerine yağlı boya tuval resimleri yapılmıştır. Katedralin ic dekorasyonu 18. yuzyılda bitmiştir ve Bizans luksunun turuncu-kırmızı ve mavi-lila tonlarının ceşitli cicek suslemelerinin etkileyici bir orneği olarak ortaya konulmuştur. Katedralin ahşap kapıları ise 1889’da Tiflis’te oyulmuştur.
20. yuzyılda kapsamlı bir restorasyon gercekleştirilmiştir. Kubbeyi destekleyen sutunlar ve kemerler guclendirilmiş ve kubbenin kendisi kurşun ile kaplanmıştır. Yeni mermer sunak inşa edilmiştir. Kilise katında da mermer kullanılmıştır. Tapınağın icindeki eski freskler yenilenmiş ve yenileri eklenmiştir.
Katedralin dış gorunumu “sade” “mustehcen” “gosterişsiz” ve “basit bir silindir uzerindeki yonlu bir koni tarafından ustlenilen kocaman bir kup” olarak tanımlanmıştır. Yuzyıllar boyunca bircok kez yenilenen yapı, Ermeni mimari tarihinin eşsiz bir eseridir.
Dunyanın en eski katedrali olarak kabul edilir. Ermenistan‘ın en onemli manevi merkezidir ve Ermenistan ’da inşa edilen ilk katedraldir. Hıristiyan mimarisinin en eski ve en guzel orneklerinden biridir. Hıristiyanlığın Ermenistan’ın ulusal dini olarak ilan edilmesini anmak icin kurulmuştur.

Kupolun plan dahilinde capraz şekildeki dayanaklar birbirleriyle ve duvarlarla tonozların altında bulunan kemerler ile bağlanmıştır – ince bolumlerde capraz şekilli ve orta bolumlerde yarı dairesel, yaylı deniz kabuğu ile taclandırılmıştır. Tavanların ceşitli seviyelerde duzenlenmesi, ic kısmın merkezi kubbeye doğru sivrilmesine neden olmuştur. Bireysel oğelerin ahenkli oranları ve keskinliği, şekilleri basit ve net olan ic kısımlara sanatsal bir etki vermiştir.
1720 yılında Ermeni ressam Nagash Ovnatan tarafından yaratılan ic duvar resimleri, 1782-1786 yıllarında torunu Ovnatan Ovnatanyan tarafından ele alınarak restore edilip dini

20. yuzyılda kapsamlı bir restorasyon gercekleştirilmiştir. Kubbeyi destekleyen sutunlar ve kemerler guclendirilmiş ve kubbenin kendisi kurşun ile kaplanmıştır. Yeni mermer sunak inşa edilmiştir. Kilise katında da mermer kullanılmıştır. Tapınağın icindeki eski freskler yenilenmiş ve yenileri eklenmiştir.
Katedralin dış gorunumu “sade” “mustehcen” “gosterişsiz” ve “basit bir silindir uzerindeki yonlu bir koni tarafından ustlenilen kocaman bir kup” olarak tanımlanmıştır. Yuzyıllar boyunca bircok kez yenilenen yapı, Ermeni mimari tarihinin eşsiz bir eseridir.