ibrahim tatlıses davası
ibrahim tatlıses saldırı
Sevgili melekler, ublu turkucu İbrahim Tatlıses'in vurulma olayı ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Tatlıses'e saldırı sebebiyle acılan davada gerekceli karar acıklandı. İşte detaylar...


Abdullah Ucmak'ın da aralarında bulunduğu 12 sanık hakkında 29 Mart'ta kararını acıklayan mahkeme, yaklaşık 4 ay sonra da gerekceli kararını yazdı. Dava sonunda sanık Abdullah Ucmak'a 36 yıl 6 ay hapis cezası veren mahkemenin gerekceli kararı 156 sayfadan oluşuyor.
ADLİ TIP: İYİLEŞME OLANAĞI BULUNMAYAN HASTALIK
Gerekceli kararda İbrahim Tatlısesle ilgili 8 Ağustos 2012 tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'nun hazırladığı rapora yer verdi. Rapora gore, ateşli silah yaralanmasının, kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, etkisinin basit tıbbı mudahale ile giderilebileceği hafif nitelikte olmadığı da gerekceli kararda anlatıldı. Kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarına etkisinin ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğu belirtilen rapordaki, Muayenesinde alın sağ kısmında tespit edilen deforme gorunumun belirli bir mesafeden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta fark edildiğine gore yuzde sabit iz niteliğinde olduğu, dava konusu olaya bağlı geliştiği belirlenen sol hemiparezi ile karakterize norolojik tablonun iyileşmesi olanağı bulunmayan hastalık niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir" ifadeleri de kararda yer aldı.
"UCMAK, KENDİSİNE YENİ BİR ORGUT OLUŞTURMAYI UYGUN GORDU"
Gerekceli kararın "Ulaşılan kanaat" başlıklı bolumunde Abdullah Ucmak ile İbrahim Tatlıses'in 1998 ve 2003 tarihleri arasında husumetleri olduğunun TV programları, basın ve Abdullah Ucmak hakkındaki mahkeme kararlarına da yansıdığı, husumetten kamuoyunun haberdar olduğu" vurgulandı. İntikam icin İbrahim Tatlısesi oldurmek isteyen Abdullah Ucmak'ın cezaevinden cıktıktan sonra bir sure planını uygulamaya koymak icin beklediği belirtilen kararda, Ucmakın tek başına hareket etmek yerine, kendisine yeni bir orgut oluşturmayı uygun gorduğu, sanığın İbrahim Tatlıses'i oldurmek icin Kandıra cezaevinde tanıdığı hırsızlık suclarından sabıkalı sanık Ersin Altun'u bizzat Balıkesir'den İstanbul'a getirdiği ifade edildi.
"CAKICI İLE AVUKATI ARACILIĞIYLA HABERLEŞİYORDU"
Sanıklar Ersin Altun ve Yunus Ayık'ın kişisel husumetleri bulunmamakla birlikte Abdullah Ucmak'ın azmettirmesiyle onun talimatı doğrultusunda kalaşnikof kullanmayı da oğrenerek İbrahim Tatlıses'i oldurmeyi amacladıklarına gerekceli kararda yer verildi. Abdullah Ucmak'ın, orgut sucundan yargılanan Alaattin Cakıcı ile avukatı aracılığıyla zaman zaman haberleştiği de kaydedildi. Hatta Alaattin Cakıcı'nın "İleriki aylarda cabuk kendisini toparlamasını, Mart'tan sonra gondereceği şeyle kendisini taşıyabileceğini" ona avukatıyla ilettiği de ifade edildi.
"AK PARTİ İLE YAKINLAŞMASI NEDENİYLE SALDIRI DUZENLENDİ"
Cezaevinden cıkan Abdullah Ucmakın silah ve para ihtiyacını gidermek icin arayışlara girdiği, Abdullah Ucmak'ın suca azmettirdiği Ersin Altun ve Yunus Ayık'a para vaadinde bulunduğu, cezaevinden cıktıktan sonra parası olmadığı halde maddi ve teknik destek almadan bu eylemi gercekleştiremeyeceğinden cezaevine girmeden onceki imajını kullanarak reklamını yaptığı ifade edildi. İbrahim Tatlıses'in Beyaz TV'de İbo Show programına başlamasıyla birlikte Ak Parti'den milletvekili adayı olacağının basında konuşulduğu, saldırı sonrası da aynı partiden milletvekili adaylığının tekrar guncelliğini koruduğu, dijital veriler, mail ve diğer deliller ile İbrahim Tatlıses'in Ak Parti ile yakınlaşması nedeniyle Beyaz TV'deki programından cıkışında ona yonelik saldırı duzenlendiğinin anlaşıldığı da kaydedildi.
TALİMATI VEREN "HOCA" YAKALANAMADI
Sanık Avukat Ruhşen Mahmutoğlu'nun PKK/KONGRA-GEL teror orgutu adına İbrahim Tatlıses'in oldurulmesi talimatını Abdullah Ucmak'a bizzat verdiğine, para pazarlığı ve transferi yaptığına ilişkin somut deliller olmadığı kararda belirtildi. Ancak Abdullah Ucmak'a İbrahim Tatlıses'i oldurme talimatını PKK yoneticilerinden oldukları belirtilen Hoca lakaplı kişi ile aracılık yapan bir kişinin verdiğinin anlaşıldığı, bu kişilerin kimliklerinin tespit edilerek yakalanamadıkları haklarındaki soruşturmanın surduğu de kararda anlatıldı.