besteci, şarkıcı
1939 yılında İstanbul ’da doğdu. Turk muziği ile ilgili ilk bilgileri, musiki eğitimi almış annesi Naciye Temiz ’den aldı. Yine annesinin desteği ile Ankara Klasik Muzik Devlet Konservatuarı'nda vurmalı calgılar ve timpani eğitimi aldı. 1955 ’te profesyonel muzik yaşantısına adım attı. 1957-1959 yıllarında, Tophane Sanat Enstitusu'nde eğitim calışmalarını surdurdu. Buradaki eğitimi sayesinde, kendine has karakterleri ve tınıları olan davulunu kendisi yaptı.
1959-1967 yıllarında, Turkiye ’de dans muziği orkestralarında ceşitli programlar ve şovlar sergiledi.
1967 yılında Ulvi Temel orkestrasına katılıp Avrupa'da buyuk dans lokallerinde calıştı. Aynı yıllarda İsvec macerası başladı. Orada doğaclama alanında buyuk etkisi olan trompetci Maffy Falay ile tanıştı. Birlikte Turk folklor melodilerindeki kıvraklık ve ritmi farklı bir platformda acığa cıkardıkları Sevda grubunu kurdular. Sonraki yıllarda Stockholm radyoları ve senfoni orkestrasına perkusyoncu olarak değişik renkler kattı.
İsvecte yaşayan Amerikalı unlu trompet ustası Don Cherry ile tanıştı. Jazz'ın onde gelen bu buyuk ismi ile senelerce festivaller, konserler ve plaklar yaptı. Afrikalı Basscı Johnny Dyani'nin de gruba katılmasıyla uclu Amerika'nın en populer muzik okullarından biri olan New Hemsher kolejinde dersler verdi (1971). Aynı yıl Turkiye'yi de ziyaret eden grubun, Ankara'da verdikleri konser Sonet plak şirketi tarafından yayınlandı.
Danimarka ve İsvec'te beraber calıştığı Dexter Gorden, George Russel, Clark Teery gibi Jazz'ın en onemli kişilerinden edindiği tecrubelere onem verir.
Bir yıl sonra, guclu bascı Dyani ve Guney Afrikalı trampetci Mongezi Feza ile birlikte Xaba grubunu oluşturdu. Xaba grubu en onemli calışmalarının başında geldi. Yapmış oldukları uc plak Sonet plak şirketi tarafından Skandinavya, Amerika ve İngiltere'de basıldı. Bu cok ozel grubun, kısa bir surede tanındı ve saygı gordu.
1974 yılında kurduğu İsvec Turk Caz Grubu, Oriental Wind ile keman, saksafon, fulut, klarnet, bas ve piano gibi batı kokenli enstrumanların yanı sıra zurna, ney, kaval, ud, saz, gayda ve sipsi gibi Turk enstrumanlarını bir araya getirerek ilginc bir senteze ulaştı. Bir donem annesi Naciye Temiz de grubun icine katıldı ve İsvec ’te bazı konserlere eşlik etti.
Oriental Wind grubunun ilk kurucuları piyanist Bobo Stensson, Bass'cı Palle Danielson, saksafoncu Lennart Aberg, Gayda ve Neyde Hacı Tekbilek gibi unlu muzisyenlerdi.
1990 yılına kadar, İsvec ’teki kulturel calışmalarını surdurdu. Makam muziğini jazz'a uygulama amaclı calışmaları sırasında, Turkiye ’den pek cok muzisyeni keşfedip onları dunya standartlarına taşıdı. Avrupa, Hindistan ve Amerika turları, konserler, album calışmaları, seminerler birbirlerini takip etti.
Fis Fis Tziganes adlı albumu, Fransa'da 3000 album icinde ilk 3 sıraya girdi (1991).
Turkiye'de gercekleştirdiği Green Wave albumu World Music DJ'lerinin her sene gercekleştirdikleri ilk on icerisinde yer aldı (1992).
1993 yılından sonra calışmalarını, Finlandiya ’da surdurdu. Orada kendisini ve calışmalarını cok farklı boyutta etkileyen eşi Anna Temiz ’le beraber oğlu Tomi ’nin hayatına girişi gercekleşti.
Aynı yıllarda Finlandiya ’da Magnetic Band isimli albumu kaydetti. Jazz'ın doğaclama ruhunu Afrika, Guney Amerika ritmi ile renklendirip geleneksel Turk ezgileri ile birlikte yorumlayan bir album calışması oldu. Bu calışma Yunanistan'da CD olarak basıldı. Ayın albumu secildi ve aynı sene plak Down Beat isimli jazz dergisinde beş yıldız aldı.
30 senelik Scandinavia'daki aktivitelerini, İsvec Kultur Bakanlığı desteğiyle tum dunyaya İsvec uzerinden dunya muzisyenleriyle ortak calışmalar yaparak yaydı. Turk motiflerinin, jazzcılar tarafından keşfedilmemiş orneklerini buyuk bir heyecan ve ilgiyle jazz ailesinin tınılarına katmak icin ciddi bir calışma icerisine girdi. Elde edilen bu tarz, İskandinav ulkelerinde kısa surede kendini kabul ettirdi. Avrupa turnelerindeki festivaller, plak calışmaları ve kulturel konserlerle 1998 yılına kadar geldi. Tum bu calışmaları, Turkiye'den dunyaya yaymak ve daha cok Turk muzisyeni ile beraber olmak amacıyla 1998 yılında uzun sureli kalamadığı Turkiye ’ye Kultur Bakanlığı'nın desteği ile yerleşti ve buradaki calışmalarına başladı.
Bitmek bilmeyen enerjisiyle peş peşe yeni projeleri devreye soktu. Bunlar arasında Kultur Bakanlığı ve Banvit sponsorluğunda, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile kaydettiği kendi bestelerinden oluşan "Kuzeyden Guneye Yansımalar" adlı album, T.C. 75.yıl anısına "Kutlama" isimli CD ve Banvit firmasının 30. yıldonumu anısına "Yaşamın Ritmi" CD calışması yer almaktadır.
Başarı Elektronik'in 2000 yılı kultur etkinlikleri kapsamında, tanıtım amaclı 5 Cd'si hazırlandı.
Selanik, Atina, Barselona, Budabeşte, Zurih, Ljubliana, Amsterdam, Roterdam, Lahey, Lizbon gibi Avrupa ’nın onemli sanat merkezlerinde Turk ve dunya ritimleri tanıtım programları, seminerleri duzenledi. Ayrıca Kultur Bakanlığı Turk Muziği Topluluğu'nda kadrolu sanatcısı olarak İstanbul, Ankara ve İzmir'de ceşitli konserler verdi.
Uzun yıllar boyu topladığı ve yaptığı bir cok farklı enstruman dahil, tum vurmalı calgıları kendine ozgu bir bicimde yorumlamakta ve en basit ritimleri bile carpıcı bir anlatıma donuşturebilmektedir.
Avrupa, Amerika ve Hindistan ’da yaklaşık 3300 konser verdi ve 350 festivale katıldı. Afrika ’nın, Guney Amerika'nın ve Hindistan'ın ritimlerini en iyi calanlarıyla tanıştı. Gorerek, dinleyerek, beraber calarak ve onların caldıkları aletleri quicca, berimbau, parmak piyano, konuşan davulu yapmayı ve calmayı oğrendi. Kendi el yapımı olan bakır davullar, "Elektrikli Sihirli Piramiti", deve ve koyun canlarında yaptığı "Artemiz" isimli metal aleti de iceren geniş bir etnik ve elektronik calgılar koleksiyonu var.
34 senelik caz ve dunya muzikleri kapsamındaki tecrubelerini, Turkiye ’de bir bir hayata gecirmek icin calışmaktadır.
HABER
Okay Temiz Budapeşte'de
13 Ocak 2014
Turk caz sanatcısı Okay Temiz, Budapeşte'de caz severlerle bir araya geldi.
Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki Sanat Sarayı'nda bu yıl 7'ncisi duzenlenen Jazz Showcase 2014 sanat etkinliği cercevesinde caz konserleri ve konuyla ilgili konferans gercekleştirildi.
Yoğun ilgi goren programın ilk gununde Macar caz gruplarının yanı sıra Uraz Kivaner Quartet, Orkut & Musluoğlu & İkiz Trio ve unlu Turk caz sanatcısı Okay Temiz konser verdi.
Program kapsamında ikinci gun duzenlenen konferansta UNESCO sponsorluğunda gercekleştirilen Uluslararası Caz Gunleri'nin geleceği ve caz muziğine katkısı tartışıldı.
Konferans katılımcılarından Turk caz sanatcısı Cağlayan Yıldız ve İstanbul Caz Festivali eski sanat yonetmeni Francesco Martinelli, Turkiye'deki caz muziğinin gelişimi, şimdiki durumu ve Uluslararası Caz Gunleri organizasyonunun Turkiye'deki caz muziğine katkısı hakkında bilgi verdi.
Konferans bitiminde Macaristan'ın Kayseri Fahri Konsolosu Osman Şahbaz, Turk-Macar ilişkilerinin sadece ekonomik ve siyasi olarak değil aynı zamanda sanatsal faaliyetlerle de pekiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Daha sonra Şahbaz, Turk caz sanatcısı Onder Focan'a Turk-Macar tarihini anlatan bir kitap verdi, teşekkur etti.
Program ABD'li, Alman ve Macar caz gruplarının konserleriyle sona erdi.
SOYLEŞİ
Dunyanın ritmi bozuluyor
ALİ PEKTAŞ
Zaman Pazar 9 Şubat 2014
‘Ritmin Efendisi ’ olarak bilinen Okay Temiz, 11 Şubat ’ta CRR ’de 11. Ritim Gunu konserini verecek. Kuresel ısınma, su kaynakları ve ozon delinmesine dikkat cekecek olan sanatcı, birlik beraberlik duygusunun gelişmesi icin herkesin ritim oğrenmesi gerektiğini soyluyor.
11 Şubat ’ta, 11 Ritim Gunu konseri vereceksiniz. Konserle neyi amaclıyorsunuz?
Kuresel ısınma, su ve ozon tabakasının delinmesine dikkat cekmek istiyoruz. Şu an yeterince farkında olmadığımız ama ileride başımıza buyuk sıkıntılar acacak sorunlar bunlar. Adım adım buyuk felaketler yaklaşıyor. İnsanlarda bir farkındalık olsun diye bir paylaşım konseri bu. Şimdiye kadar biz butun bu konserleri eğlenceli olarak yaptık, ritim şoleni oldu.
Eğlenceli şovlar olmayacak mı?
Bunu ilk kez gercekleştireceğimiz icin konserin ilk yarısında yapılacak muzikler eller havaya tarzında olmayacak. Belki insanlar sıkılabilir diye konserin ilk yarısını buna ayırdık. İkinci sette ise ritim ağırlıklı coşkulu bir gosteri sunacağız. Kuresel ısınmaya dikkat cekmek icin iki ozel ismi davet ettik. Sainkho Namtchylak ozgun vokaliyle kuresel ısınmayı, kuraklığı dile getirecek. Yine cılgın saksafoncu olarak niteleyebileceğim Peter Brotzmann da bu konuya dikkat cekecek.
Neden boyle bir dertle dertlendiniz?
Ben koyde ve tarlada buyudum. Ekin ektim, koyun sağdım, cobanlık yaptım. Buyuduğum ve her gecen gun silinen bu tabiatı elimle itemem. Daha once de bu konuyla ilgili bir konser vermiştim. 23 sene İsvec ’te kaldım. Orada buzullar var bilindiği gibi. Kuresel ısınma orada daha belirgin gorunuyor. Buzullar gun gectikce eriyor, ozon deliği sinyal veriyor. Ayrıca bununla dertlenmek icin İsvec ’te yaşamaya da gerek yok. Apacık her yerde goruluyor. Bu bir sorumluluktur. Aklı olan her insanın buna dur demesi lazım.
Hayatın temelinde ritim olduğunu soyluyorsunuz. Tum bunlar dunyayı ve hayatın ritmini nasıl etkiliyor?
Maalesef dunyanın ritmi bozuluyor. Bakın dunyaya, her yeri sel basıyor, şehirler sular altında kalıyor. Bircok yerde buyuk kasırgalar, tayfunlar oluyor. Bunun şakası yok, iklimler değişiyor. Ulkemize bakın, bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıyayız. Dunya ikliminde bir kaos meydana geldi, devamı da olacak. Bu kadar endustriyel gazlar, atıklar tabiata cok buyuk zarar veriyor. Henuz işin başındayız. Benim yapmak istediğim bu mesajları muzik yoluyla insanlara verebilmek. Bu konsere ozellikle politikacıların da gelmesini isterim.
Politikacıları bu konuda yeterince duyarlı goruyor musunuz?
İşin icinde maddi şeyler var. Bir de dunyanın her yerinde politikacılar kendi pozisyonlarını garanti altına almak icin bunlara ses cıkarmıyor. Cok yanlış. Oysa bunlara ses cıkaran politikacılar kendi konumunu daha da sağlamlaştırır. Halkın gozunde daha iyi yerlere gelir. Bunlarla savaşsa butun gencliği de arkasına alır.
Cevreciler ulkemizde de bu tur sorunlara dikkat cekiyor. Siz ne duşunuyorsunuz ulkemiz hakkında?
Bizi de buyuk cevre felaketleri bekliyor. Dereler kuruyor, cevre mahvoluyor, kimyasal atıklar suya karışıyor. O atıkların tabiatta kaybolması uzun yıllar alıyor. Onlar kaybolana kadar biz kaybolacağız. Boyle giderse, cocuklarımıza, torunlarımıza cok kotu bir dunya bırakacağız.
Siz aynı zamanda oğretmensiniz. Oğrencileriniz bu konuda duyarlı mı?
Buraya gelenler, zaten bu konuların bilincinde olan insanlar. Suyun ne kadar guzel bir şey olduğunu biliyorlar. Cok değişik aletler calınacak. İnsanlar eskiden hep davula vurmak icin geliyordu. Bu konserde calacakları aletler tabiat sesleri cıkaracak, bunlarla bir paylaşım yapacaklar. Bizim cocuk saatimiz de var, onlarla da calışıyoruz. Bu bilincle yetişiyorlar.
Cocuklar demişken, siz cocukların kucuk yaşlarda ritimle tanışması gerektiğine inanıyorsunuz. Neden bu konuya bu kadar eğiliyorsunuz?
Cocuklardan once muzik oğretmenlerinin ritim oğrenmesi gerek. Bizim boyle bir projemiz var. Milli Eğitim Bakanlığı ’na da sundum. Turkiye capında butun muzik hocalarına ritim dersi verilsin diye. Muzik oğretmenleri konservatuarda başka şeyler oğreniyor ama coğu ritim bilmiyor. Ben bunu İsvec ’te devlet desteğiyle yaptım. Cok da guzel oldu, muzik eğitimine buyuk katkı sağladı. Burada da yapmamız gerek.
Politikacıların ritim dersine ihtiyacı var
Son zamanlarda cok hoşgorusuz bir toplum olduk. Ritim, bunun tersine donmesi icin katkı sağlar mı?
Bu birlik ve beraberliğimizi, birbirimizi daha dikkatli dinlememizi sağlar. Kafamıza gore konuşmamızı onler. Ritim, kontrol, beraberlik ve anlaşmamızı sağlar. Televizyondaki tartışma programlarında her kafadan bir ses cıkıyor. Kimse kimseyi dinlemiyor ama ritimde bu olmaz. Her kafadan bir ses cıkmaz.
Toplumda en yuksek perdeden konuşan kişiler politikacılar. Onlara da ritim dersi vermek gerekir mi?
Ben bunu kac yıl evvel soyledim. Meclis ’te bir oda acalım, kavga edeceklerine gelsinler ritim oğrensinler istedim. HÂl aynı şeyler gecerli. Hatta buna ihtiyac daha da arttı diye duşunuyorum. Boyle guzel bir iş yaparsak dunyaya da iyi ornek oluruz. Sempatileri de artar. Siyasilerin ateşi duşerse toplumun ateşi de duşer. Duşunun ki butun partiler bir uyum icinde calıyor. Bu durum her şeyden once barışı sağlar. Politikacıların ofkeleri biter zira muzik birleştiricidir.
Bugune kadar dunyanın butun ritimlerini keşfettiniz. Hangi ulkelerin ritimleri size daha yakın geliyor?
Uzak olması benim icin daha iyi. Her zaman farklı şeyler arıyorum. Ritmin en derinine inen Hindistan ’dır. Neredeyse ritme tapıyorlar. Sabah ayinlerine gidiyorduk. Tapınaklarda bizim icin konser veriyorlardı.
Papa sahip cıktı, bizimkiler ilgilenmedi
Populer muzikteki ritimleri nasıl buluyorsunuz?
Populer muzik dinlemiyorum cunku cok kotu. Bu ulkenin folklorunda cok ritim var ancak biz bundan gereğince faydalanamıyoruz. Olduğu gibi, estetize etmeden calıyoruz. Onu işleyen yok, işleyene itibar da yok.
Surekli yeni enstrumanlar icat ediyorsunuz. Nedir arayışınız?
Aslında bulunacak bir şey yok. Bir sonsuzluk var, onun icinde yuruyoruz. Buldum, ben buyum demek bana yakışmaz. Hep arayış icinde olacağız.
Bu kadar enstrumanı nasıl değerlendirmeyi duşunuyorsunuz?
Bu calışmaları en guzel değerlendirecek olan Kultur ve Turizm Bakanlığı ’dır. Muze yapıp muzenin alt katında enstruman yapım atolyesi olmasını isterdim.
Bir dunya orkestrası kurma duşunceniz vardı? Şu anda ne aşamada?
Kendi alanında en iyi isimlerle orkestra kurmak istiyorum, değişik din ve ırklardan. Buna Başbakan ışık yakmıştı ama bir turlu devamı gelmedi. Bu ulkemiz adına buyuk bir kariyer olurdu. Projemi Papa da duydu. Okay Temiz gelsin burada yapsın, dedi. Bu orkestra ile Efes ve Konya ’da tum dunyanın ilgiyle takip edeceği iki konser vermek istiyorum. Ancak yetkililerimiz yeterince anlayamadı projeyi.
1939 yılında İstanbul ’da doğdu. Turk muziği ile ilgili ilk bilgileri, musiki eğitimi almış annesi Naciye Temiz ’den aldı. Yine annesinin desteği ile Ankara Klasik Muzik Devlet Konservatuarı'nda vurmalı calgılar ve timpani eğitimi aldı. 1955 ’te profesyonel muzik yaşantısına adım attı. 1957-1959 yıllarında, Tophane Sanat Enstitusu'nde eğitim calışmalarını surdurdu. Buradaki eğitimi sayesinde, kendine has karakterleri ve tınıları olan davulunu kendisi yaptı.
1959-1967 yıllarında, Turkiye ’de dans muziği orkestralarında ceşitli programlar ve şovlar sergiledi.
1967 yılında Ulvi Temel orkestrasına katılıp Avrupa'da buyuk dans lokallerinde calıştı. Aynı yıllarda İsvec macerası başladı. Orada doğaclama alanında buyuk etkisi olan trompetci Maffy Falay ile tanıştı. Birlikte Turk folklor melodilerindeki kıvraklık ve ritmi farklı bir platformda acığa cıkardıkları Sevda grubunu kurdular. Sonraki yıllarda Stockholm radyoları ve senfoni orkestrasına perkusyoncu olarak değişik renkler kattı.
İsvecte yaşayan Amerikalı unlu trompet ustası Don Cherry ile tanıştı. Jazz'ın onde gelen bu buyuk ismi ile senelerce festivaller, konserler ve plaklar yaptı. Afrikalı Basscı Johnny Dyani'nin de gruba katılmasıyla uclu Amerika'nın en populer muzik okullarından biri olan New Hemsher kolejinde dersler verdi (1971). Aynı yıl Turkiye'yi de ziyaret eden grubun, Ankara'da verdikleri konser Sonet plak şirketi tarafından yayınlandı.
Danimarka ve İsvec'te beraber calıştığı Dexter Gorden, George Russel, Clark Teery gibi Jazz'ın en onemli kişilerinden edindiği tecrubelere onem verir.
Bir yıl sonra, guclu bascı Dyani ve Guney Afrikalı trampetci Mongezi Feza ile birlikte Xaba grubunu oluşturdu. Xaba grubu en onemli calışmalarının başında geldi. Yapmış oldukları uc plak Sonet plak şirketi tarafından Skandinavya, Amerika ve İngiltere'de basıldı. Bu cok ozel grubun, kısa bir surede tanındı ve saygı gordu.
1974 yılında kurduğu İsvec Turk Caz Grubu, Oriental Wind ile keman, saksafon, fulut, klarnet, bas ve piano gibi batı kokenli enstrumanların yanı sıra zurna, ney, kaval, ud, saz, gayda ve sipsi gibi Turk enstrumanlarını bir araya getirerek ilginc bir senteze ulaştı. Bir donem annesi Naciye Temiz de grubun icine katıldı ve İsvec ’te bazı konserlere eşlik etti.
Oriental Wind grubunun ilk kurucuları piyanist Bobo Stensson, Bass'cı Palle Danielson, saksafoncu Lennart Aberg, Gayda ve Neyde Hacı Tekbilek gibi unlu muzisyenlerdi.
1990 yılına kadar, İsvec ’teki kulturel calışmalarını surdurdu. Makam muziğini jazz'a uygulama amaclı calışmaları sırasında, Turkiye ’den pek cok muzisyeni keşfedip onları dunya standartlarına taşıdı. Avrupa, Hindistan ve Amerika turları, konserler, album calışmaları, seminerler birbirlerini takip etti.
Fis Fis Tziganes adlı albumu, Fransa'da 3000 album icinde ilk 3 sıraya girdi (1991).
Turkiye'de gercekleştirdiği Green Wave albumu World Music DJ'lerinin her sene gercekleştirdikleri ilk on icerisinde yer aldı (1992).
1993 yılından sonra calışmalarını, Finlandiya ’da surdurdu. Orada kendisini ve calışmalarını cok farklı boyutta etkileyen eşi Anna Temiz ’le beraber oğlu Tomi ’nin hayatına girişi gercekleşti.
Aynı yıllarda Finlandiya ’da Magnetic Band isimli albumu kaydetti. Jazz'ın doğaclama ruhunu Afrika, Guney Amerika ritmi ile renklendirip geleneksel Turk ezgileri ile birlikte yorumlayan bir album calışması oldu. Bu calışma Yunanistan'da CD olarak basıldı. Ayın albumu secildi ve aynı sene plak Down Beat isimli jazz dergisinde beş yıldız aldı.
30 senelik Scandinavia'daki aktivitelerini, İsvec Kultur Bakanlığı desteğiyle tum dunyaya İsvec uzerinden dunya muzisyenleriyle ortak calışmalar yaparak yaydı. Turk motiflerinin, jazzcılar tarafından keşfedilmemiş orneklerini buyuk bir heyecan ve ilgiyle jazz ailesinin tınılarına katmak icin ciddi bir calışma icerisine girdi. Elde edilen bu tarz, İskandinav ulkelerinde kısa surede kendini kabul ettirdi. Avrupa turnelerindeki festivaller, plak calışmaları ve kulturel konserlerle 1998 yılına kadar geldi. Tum bu calışmaları, Turkiye'den dunyaya yaymak ve daha cok Turk muzisyeni ile beraber olmak amacıyla 1998 yılında uzun sureli kalamadığı Turkiye ’ye Kultur Bakanlığı'nın desteği ile yerleşti ve buradaki calışmalarına başladı.
Bitmek bilmeyen enerjisiyle peş peşe yeni projeleri devreye soktu. Bunlar arasında Kultur Bakanlığı ve Banvit sponsorluğunda, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile kaydettiği kendi bestelerinden oluşan "Kuzeyden Guneye Yansımalar" adlı album, T.C. 75.yıl anısına "Kutlama" isimli CD ve Banvit firmasının 30. yıldonumu anısına "Yaşamın Ritmi" CD calışması yer almaktadır.
Başarı Elektronik'in 2000 yılı kultur etkinlikleri kapsamında, tanıtım amaclı 5 Cd'si hazırlandı.
Selanik, Atina, Barselona, Budabeşte, Zurih, Ljubliana, Amsterdam, Roterdam, Lahey, Lizbon gibi Avrupa ’nın onemli sanat merkezlerinde Turk ve dunya ritimleri tanıtım programları, seminerleri duzenledi. Ayrıca Kultur Bakanlığı Turk Muziği Topluluğu'nda kadrolu sanatcısı olarak İstanbul, Ankara ve İzmir'de ceşitli konserler verdi.
Uzun yıllar boyu topladığı ve yaptığı bir cok farklı enstruman dahil, tum vurmalı calgıları kendine ozgu bir bicimde yorumlamakta ve en basit ritimleri bile carpıcı bir anlatıma donuşturebilmektedir.
Avrupa, Amerika ve Hindistan ’da yaklaşık 3300 konser verdi ve 350 festivale katıldı. Afrika ’nın, Guney Amerika'nın ve Hindistan'ın ritimlerini en iyi calanlarıyla tanıştı. Gorerek, dinleyerek, beraber calarak ve onların caldıkları aletleri quicca, berimbau, parmak piyano, konuşan davulu yapmayı ve calmayı oğrendi. Kendi el yapımı olan bakır davullar, "Elektrikli Sihirli Piramiti", deve ve koyun canlarında yaptığı "Artemiz" isimli metal aleti de iceren geniş bir etnik ve elektronik calgılar koleksiyonu var.
34 senelik caz ve dunya muzikleri kapsamındaki tecrubelerini, Turkiye ’de bir bir hayata gecirmek icin calışmaktadır.
HABER
Okay Temiz Budapeşte'de
13 Ocak 2014
Turk caz sanatcısı Okay Temiz, Budapeşte'de caz severlerle bir araya geldi.
Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki Sanat Sarayı'nda bu yıl 7'ncisi duzenlenen Jazz Showcase 2014 sanat etkinliği cercevesinde caz konserleri ve konuyla ilgili konferans gercekleştirildi.
Yoğun ilgi goren programın ilk gununde Macar caz gruplarının yanı sıra Uraz Kivaner Quartet, Orkut & Musluoğlu & İkiz Trio ve unlu Turk caz sanatcısı Okay Temiz konser verdi.
Program kapsamında ikinci gun duzenlenen konferansta UNESCO sponsorluğunda gercekleştirilen Uluslararası Caz Gunleri'nin geleceği ve caz muziğine katkısı tartışıldı.
Konferans katılımcılarından Turk caz sanatcısı Cağlayan Yıldız ve İstanbul Caz Festivali eski sanat yonetmeni Francesco Martinelli, Turkiye'deki caz muziğinin gelişimi, şimdiki durumu ve Uluslararası Caz Gunleri organizasyonunun Turkiye'deki caz muziğine katkısı hakkında bilgi verdi.
Konferans bitiminde Macaristan'ın Kayseri Fahri Konsolosu Osman Şahbaz, Turk-Macar ilişkilerinin sadece ekonomik ve siyasi olarak değil aynı zamanda sanatsal faaliyetlerle de pekiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Daha sonra Şahbaz, Turk caz sanatcısı Onder Focan'a Turk-Macar tarihini anlatan bir kitap verdi, teşekkur etti.
Program ABD'li, Alman ve Macar caz gruplarının konserleriyle sona erdi.
SOYLEŞİ
Dunyanın ritmi bozuluyor
ALİ PEKTAŞ
Zaman Pazar 9 Şubat 2014
‘Ritmin Efendisi ’ olarak bilinen Okay Temiz, 11 Şubat ’ta CRR ’de 11. Ritim Gunu konserini verecek. Kuresel ısınma, su kaynakları ve ozon delinmesine dikkat cekecek olan sanatcı, birlik beraberlik duygusunun gelişmesi icin herkesin ritim oğrenmesi gerektiğini soyluyor.
11 Şubat ’ta, 11 Ritim Gunu konseri vereceksiniz. Konserle neyi amaclıyorsunuz?
Kuresel ısınma, su ve ozon tabakasının delinmesine dikkat cekmek istiyoruz. Şu an yeterince farkında olmadığımız ama ileride başımıza buyuk sıkıntılar acacak sorunlar bunlar. Adım adım buyuk felaketler yaklaşıyor. İnsanlarda bir farkındalık olsun diye bir paylaşım konseri bu. Şimdiye kadar biz butun bu konserleri eğlenceli olarak yaptık, ritim şoleni oldu.
Eğlenceli şovlar olmayacak mı?
Bunu ilk kez gercekleştireceğimiz icin konserin ilk yarısında yapılacak muzikler eller havaya tarzında olmayacak. Belki insanlar sıkılabilir diye konserin ilk yarısını buna ayırdık. İkinci sette ise ritim ağırlıklı coşkulu bir gosteri sunacağız. Kuresel ısınmaya dikkat cekmek icin iki ozel ismi davet ettik. Sainkho Namtchylak ozgun vokaliyle kuresel ısınmayı, kuraklığı dile getirecek. Yine cılgın saksafoncu olarak niteleyebileceğim Peter Brotzmann da bu konuya dikkat cekecek.
Neden boyle bir dertle dertlendiniz?
Ben koyde ve tarlada buyudum. Ekin ektim, koyun sağdım, cobanlık yaptım. Buyuduğum ve her gecen gun silinen bu tabiatı elimle itemem. Daha once de bu konuyla ilgili bir konser vermiştim. 23 sene İsvec ’te kaldım. Orada buzullar var bilindiği gibi. Kuresel ısınma orada daha belirgin gorunuyor. Buzullar gun gectikce eriyor, ozon deliği sinyal veriyor. Ayrıca bununla dertlenmek icin İsvec ’te yaşamaya da gerek yok. Apacık her yerde goruluyor. Bu bir sorumluluktur. Aklı olan her insanın buna dur demesi lazım.
Hayatın temelinde ritim olduğunu soyluyorsunuz. Tum bunlar dunyayı ve hayatın ritmini nasıl etkiliyor?
Maalesef dunyanın ritmi bozuluyor. Bakın dunyaya, her yeri sel basıyor, şehirler sular altında kalıyor. Bircok yerde buyuk kasırgalar, tayfunlar oluyor. Bunun şakası yok, iklimler değişiyor. Ulkemize bakın, bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıyayız. Dunya ikliminde bir kaos meydana geldi, devamı da olacak. Bu kadar endustriyel gazlar, atıklar tabiata cok buyuk zarar veriyor. Henuz işin başındayız. Benim yapmak istediğim bu mesajları muzik yoluyla insanlara verebilmek. Bu konsere ozellikle politikacıların da gelmesini isterim.
Politikacıları bu konuda yeterince duyarlı goruyor musunuz?
İşin icinde maddi şeyler var. Bir de dunyanın her yerinde politikacılar kendi pozisyonlarını garanti altına almak icin bunlara ses cıkarmıyor. Cok yanlış. Oysa bunlara ses cıkaran politikacılar kendi konumunu daha da sağlamlaştırır. Halkın gozunde daha iyi yerlere gelir. Bunlarla savaşsa butun gencliği de arkasına alır.
Cevreciler ulkemizde de bu tur sorunlara dikkat cekiyor. Siz ne duşunuyorsunuz ulkemiz hakkında?
Bizi de buyuk cevre felaketleri bekliyor. Dereler kuruyor, cevre mahvoluyor, kimyasal atıklar suya karışıyor. O atıkların tabiatta kaybolması uzun yıllar alıyor. Onlar kaybolana kadar biz kaybolacağız. Boyle giderse, cocuklarımıza, torunlarımıza cok kotu bir dunya bırakacağız.
Siz aynı zamanda oğretmensiniz. Oğrencileriniz bu konuda duyarlı mı?
Buraya gelenler, zaten bu konuların bilincinde olan insanlar. Suyun ne kadar guzel bir şey olduğunu biliyorlar. Cok değişik aletler calınacak. İnsanlar eskiden hep davula vurmak icin geliyordu. Bu konserde calacakları aletler tabiat sesleri cıkaracak, bunlarla bir paylaşım yapacaklar. Bizim cocuk saatimiz de var, onlarla da calışıyoruz. Bu bilincle yetişiyorlar.
Cocuklar demişken, siz cocukların kucuk yaşlarda ritimle tanışması gerektiğine inanıyorsunuz. Neden bu konuya bu kadar eğiliyorsunuz?
Cocuklardan once muzik oğretmenlerinin ritim oğrenmesi gerek. Bizim boyle bir projemiz var. Milli Eğitim Bakanlığı ’na da sundum. Turkiye capında butun muzik hocalarına ritim dersi verilsin diye. Muzik oğretmenleri konservatuarda başka şeyler oğreniyor ama coğu ritim bilmiyor. Ben bunu İsvec ’te devlet desteğiyle yaptım. Cok da guzel oldu, muzik eğitimine buyuk katkı sağladı. Burada da yapmamız gerek.
Politikacıların ritim dersine ihtiyacı var
Son zamanlarda cok hoşgorusuz bir toplum olduk. Ritim, bunun tersine donmesi icin katkı sağlar mı?
Bu birlik ve beraberliğimizi, birbirimizi daha dikkatli dinlememizi sağlar. Kafamıza gore konuşmamızı onler. Ritim, kontrol, beraberlik ve anlaşmamızı sağlar. Televizyondaki tartışma programlarında her kafadan bir ses cıkıyor. Kimse kimseyi dinlemiyor ama ritimde bu olmaz. Her kafadan bir ses cıkmaz.
Toplumda en yuksek perdeden konuşan kişiler politikacılar. Onlara da ritim dersi vermek gerekir mi?
Ben bunu kac yıl evvel soyledim. Meclis ’te bir oda acalım, kavga edeceklerine gelsinler ritim oğrensinler istedim. HÂl aynı şeyler gecerli. Hatta buna ihtiyac daha da arttı diye duşunuyorum. Boyle guzel bir iş yaparsak dunyaya da iyi ornek oluruz. Sempatileri de artar. Siyasilerin ateşi duşerse toplumun ateşi de duşer. Duşunun ki butun partiler bir uyum icinde calıyor. Bu durum her şeyden once barışı sağlar. Politikacıların ofkeleri biter zira muzik birleştiricidir.
Bugune kadar dunyanın butun ritimlerini keşfettiniz. Hangi ulkelerin ritimleri size daha yakın geliyor?
Uzak olması benim icin daha iyi. Her zaman farklı şeyler arıyorum. Ritmin en derinine inen Hindistan ’dır. Neredeyse ritme tapıyorlar. Sabah ayinlerine gidiyorduk. Tapınaklarda bizim icin konser veriyorlardı.
Papa sahip cıktı, bizimkiler ilgilenmedi
Populer muzikteki ritimleri nasıl buluyorsunuz?
Populer muzik dinlemiyorum cunku cok kotu. Bu ulkenin folklorunda cok ritim var ancak biz bundan gereğince faydalanamıyoruz. Olduğu gibi, estetize etmeden calıyoruz. Onu işleyen yok, işleyene itibar da yok.
Surekli yeni enstrumanlar icat ediyorsunuz. Nedir arayışınız?
Aslında bulunacak bir şey yok. Bir sonsuzluk var, onun icinde yuruyoruz. Buldum, ben buyum demek bana yakışmaz. Hep arayış icinde olacağız.
Bu kadar enstrumanı nasıl değerlendirmeyi duşunuyorsunuz?
Bu calışmaları en guzel değerlendirecek olan Kultur ve Turizm Bakanlığı ’dır. Muze yapıp muzenin alt katında enstruman yapım atolyesi olmasını isterdim.
Bir dunya orkestrası kurma duşunceniz vardı? Şu anda ne aşamada?
Kendi alanında en iyi isimlerle orkestra kurmak istiyorum, değişik din ve ırklardan. Buna Başbakan ışık yakmıştı ama bir turlu devamı gelmedi. Bu ulkemiz adına buyuk bir kariyer olurdu. Projemi Papa da duydu. Okay Temiz gelsin burada yapsın, dedi. Bu orkestra ile Efes ve Konya ’da tum dunyanın ilgiyle takip edeceği iki konser vermek istiyorum. Ancak yetkililerimiz yeterince anlayamadı projeyi.