[CENTER]Azerbaycan Milli Hukumeti Başkanı
siyaset adamı, gazeteci, yazar
1892 yılında Zeyva kentinde doğdu. İlkoğrenimini Zeyva ’da tamamladı. 1905 yılında Baku'ye gitti. Bulbule kentinde oğrenimine devam etti. Aynı zamanda sanatla da uğraştı. 1903'ten 1917'ye kadar Kırdalan bucağında oğretmenlik yaptı. Yaptığı araştırmalardan sonra siyasete girmeye karar verdi. Baku'de yayımlanan Acık Soz gazetesinde yazıları cıktı. 1918'de Azərbaycan Cuzilayənfəki-Azərbaycan gazetesinde calışmaya başladı.
1924 yılında Kacar Hanedanlığı İran'da sona erince Rıza Han Turkleri yok sayarak bir İran ulusu yaratmaya koyuldu. Bu yıllarda cezaevine attığı 50 kişilik aydın icinde Seyid Cafer Peşaveri de vardı. Tebriz merkezli Azerbaycan Milli Hukumeti'ni kurdu.
Azerbaycan Milli Hukumeti, bir yılda buyuk işler başardı. Uluslararası baskılar sonucu Azerbaycan Milli Hukumeti dağıldı. Seyyid Cafer Pişeveri 11 Haziran 1947 tarihinde Baku'de vefat etti.
Azerbaycan Milli Hukumeti İran'daki Turk varlığını somutlayan ve bugunku Turkluk bilincini yeşerten bir hukumet oldu.
HAKKINDA YAZILANLAR
GUNEY AZERBAYCAN MİLLİ HUKUMETİ (1945-46) VE SEYİD CAFER PİŞEVERİ
15 Aralık 2008
Arif Keskin'in makalesi: İran ve dunya siyasi tarihinde “Azerbaycan Krizi” (Bohran-e Azerbaycan) olarak adlandırılan olgu Azerbaycan Milli Hukumeti ’nin kod ismidir. Tebriz başkentliğin de kurulan Azerbaycan Milli Hukumeti (1945-46) kuresel sistemi nitelik değişimine zorlamıştır. Soz konusu hukumet ; Orta Doğu ve dunya da ABD ’yi daha aktif politika uretmeye itmiştir.
Giriş
İran ve dunya siyasi tarihinde “Azerbaycan Krizi” (Bohran-e Azerbaycan) olarak adlandırılan olgu Azerbaycan Milli Hukumeti ’nin kod ismidir. Tebriz başkentliğin de kurulan Azerbaycan Milli Hukumeti (1945-46) kuresel sistemi nitelik değişimine zorlamıştır. Soz konusu hukumet ; Orta Doğu ve dunya da ABD ’yi daha aktif politika uretmeye itmiştir. İkinci Dunya Savaşı ’ndan sonra SSCB karşıtı ABD ’nin aktif politika uretmeye kalkışması “ Soğuk Savaşın” başlanması ile sonuclanmıştır. Azerbaycan Milli Hukumeti, Soğuk Savaşın ortaya cıkmasını tetikleyen ve bu surecin ilk somut guc cekişme alanı olmuştur.
Azerbaycan Milli Hukumetin kursel nitelikteki onemi, onun yorum ve cozumleme calışmalarını da zorlaştırmıştır. SSCB yakınlığı ile bilinen Azerbaycan Milli Hukumeti hakkında tarafsız rapor ve calışma bulmak ciddi şekilde zordur. 1945 ’ten gunumuze kadar Azerbaycan Milli Hukumet hakkında yazılar Soğuk Savaş mantığı ve zihniyeti cercevesinde yazılmıştır. Soğuk Savaşın yaratığı sert, dışlayıcı ve komplocu politik ortamı cercevesinde Azerbaycan Milli Hukumetinin kuruluşu “ SSCB ’nin komplosu” olarak değerlendirilmiştir.
Soğuk Savaşın bitmesinin ardından Azerbaycan Milli Hukumet hakkındaki yargı değişmeye başlansa da ama soz konusu siyasi oluşumun ortaya cıkmasında etkili olan ic ve dış faktorlerin etkisi doğru ve tarafsız şekilde yorumlanmamıştır. Azerbaycan Milli Hukumeti, butun buyuk ve tarihi niteliği olan siyasal ve sosyal olgular gibi cok ceşitli faktorlerin etkisi sonucu doğmuştur. Milli Hukumetin ortaya cıkmasında hem kuresel sistemde gercekleşen olaylar hem de ulke icinde cereyan eden siyasal, ekonomik toplumsal ve kulturel faktorler etkili olmuştur. Başka bir ifade ile Milli Hukumet, kursel sistemdeki trendler ile ulke icinde sureclerin anlamlı butunleşmesi ve birleşmesinden doğmuştur.
Yazımızın amacı yukarıda belirtmeye calıştığımız hususlar - kursel sistemdeki trendlerin ulke icinde faktorler ile anlamlı butunleşmesi- ışığında Milli hukumetin doğuşunu analiz etmeye calışmaktır.
Rıza Han İktidarı ve Azerbaycan Politikası
Kacarlar doneminde (1780-1924) Azerbaycan İran ’ın ticaret ve sanayi merkezi olarak tanınıyordu. Azerbaycan ekonomik alanda birinci guc siyasi alanda ise ikinci merkez konumdaydı. Başka bir ifade ile Tebriz, başkent Tahran ’dan sonra İran ’ın ikinci siyasi ağırlığı olan kent sayılmaktaydı. Fethali Şah doneminden başlayarak Tebriz, veliahtların oturduğu bolge olmuştu. Bu durum, Tebriz ’in siyasal ve ekonomik anlamda oneminin artması anlamına gelmekteydi.
Tebriz ’de de Tahran ’da olduğu gibi bir saray ortaya cıkmış,bu sarayın varlığı sebebi ile Azerbaycan ’ın yabancı ulkeler gozunde onemi artmıştı. Diğer taraftan sarayın varlığı sebebi ile de başkentin siyasal surecinde etkisi daha fazla olmuştu.Abbas Mirza, Muzefferudin Şah ve Mehmet Ali Şah, kendi veliahtlık donemlerinde Tebriz ’de vali olarak calışmışlardır.[1] Guney Azerbaycan ’ın jeopolitik konumu ve donemin siyasal koşulları nedeni ile dış ticaret ciddi gelişme gostermişti. Bu donemde İran ’ın guney sınırı İngiltere kontrolunde olduğu icin ticaret yoluna kapatılmıştı. İran ’ın doğu sınırlarında Afganistan olduğu icin ticarete uygun değildi. [2] İran ’ın en onemli ticaret bolgesi, Azerbaycan eyaletiydi.
Hem Rusya hem Osmanlı ile sınırı olan Azerbaycan ’da tuccarların bu bolgeler ile onemli ticari ilişkileri vardı. Bu durum, Tebriz ’de ticaretin gelişmesine neden olmuştur.[3] Guney Azerbaycan ’ın İran siyasal ve ekonomik hayatındaki onemi, 1924‘te Rıza Han Pehlevi ’nin iktidara gelmesi ile değişmeye başlamıştır. Kendisini “Pers Kralı” olarak ilan eden Rıza Han ordu, iktisat ve toplumun butun guc odaklarını denetimine almıştır. Rıza Han 1926 yılından sonra (saltanat toreninden sonra) devlet mekanizmasını kendisine bağlamıştır.[4] Rıza Han ’a direnc gosterebilen partiler ve politikacılar susturulmuşlardır. Rıza Han 1927 yılında partileri yasadışı ilan ederek siyasileri tutuklamaya başlamıştır. Aşırı baskıcı yontemler uygulayarak toplumun direnc gosteren kurumlarını cokertmiştir.
Hasan Modderres, Kacar hanedanına mensup olan Dr. Muhammed Musaddık ve Hasan Pirniya gibi unlu siyasi adamlar meclisten uzaklaştırılmıştır. Rıza Şah iktisadi calışmaları da kendi elinde toplamıştır. Rıza Şah doneminde kurulan fabrikalar ya Şah ’ın ozel mulkudur veya ortaklığında kurulmuştur. Rıza Han sadece siyasal ve iktisadi yapıyı değiştirmekle yetinmemiş, ulkenin toplumsal, kulturel ve etnik yapısını da değiştirmeye yonelmiştir.
Rıza Han gocebe aşiretleri zorunlu iskana yonelmiştir. “Tahta Kapı” politikası diye adlandırılan bu politika suresinde direnc gosteren butun aşiretler cok kanlı bir şekilde itaate zorlanmışlardır. Rıza Han kulturel farklılığı ortadan kaldırmak ve Farslaşmayı geliştirmek icin 1927 ’de “Duşunce Geliştirme Kurumu”nu kurmuştur. Bu kurumun gorevi kulturel farklılıkları ortadan kaldırmak ve turdeş bir milli kimlik oluşturmaktır. Rıza Şah ulus-devlet anlayışını yaygınlaştırmaya calışmıştır. Bu amac merkeziyetci bir devleti ve turdeş bir halkı gerektirmekteydi. Rıza Han bundan dolayı ceşitli etnik kimlikleri inkar politikasını benimsemiştir. Modern İran ’ı kurmayı amaclayan Rıza Han şoven bir Fars milliyetciliği anlayışına sarılmıştır. Rıza Han ’ın modernleşme icin kullandığı araclar dinsizleştirme, kavimcilikle mucadele, Fars milliyetciliğini yayma, eğitim sistemini geliştirme ve devlet kapitalizmidir”.[5]
Rıza Han iktidara geldikten sonra Tebriz ve Azerbaycan ’ın sahip olduğu butun guc ve ayrıcalıklarını almaya calıştı. Aşırı merkeziyetci zihniyete sahip olan Rıza Han Azerbaycan ’ın merkezi yonetimde siyasi etkinliğini kırdı. Tebriz siyasi etkinliğinin kırılmasını ardından ekonomi alanda da gucsuzleşmeye başladı. Turkiye ve Kafkas sınırlarının kapatılması Guney Azerbaycan ekonomisine zarar verdi. Rıza Han ’ın Tahran ’ı ekonomik bir guc haline getirmeye calışması Azerbaycan ’a buyuk zarar vermişti. Cunku bu politikanın sonucu olarak esnaf Tahran ’a goc etmek zorunda kalmıştır.[6] Rıza han iktidara geldiği zaman İran ’ın diğer bolgeleri ile karşılaştırdığımızda Azerbaycan gelişmiş duzeyde sanayi merkezi idi.[7] Rıza Han ’ın hedefi Azerbaycan ’da olan sanayi ve iş merkezlerini ya Tahran ’a cekebilmesi veya yok edebilmesi doğrultusundaydı. Tahran ’ın ekonomik merkez olması Azerbaycan ’da işadamlarını yoksullaştırmış ve Tahran ’a goc etmek zorunda bırakmıştır. Rıza Han ’ın politikası sonucu kitlesel yoksulluk ortaya cıktı ve Azerbaycan halkının ekonomik durumu cok zorlu bir doneme girdi. Chon Foran yukarıdaki tarihi gercekleri “Rıza Han ’ın politikaları neticesinde Tahran ’ın gelişmesi ve kalkınmasına karşın ticaret ve tarım zengini olan Azerbaycan fakirleşti” ifadesi ile ozetlemektedir.[8]
Azerbaycan ’ın merkezi Devlet tarafından bilincli ve planlı olarak yoksullaştırma politikası Tahran ’da ki basın calışanlarının da dikkatini cekmişti ve ceşitli itiraz yazıları yazılmıştır.[9] İran ’a modernleşme olgusunun taşıyıcıları, Azerbaycan Turkleri olmuştur. İlk modernleşme cabası Abbas Mirza tarafından Azerbaycan ’da gercekleşmiştir. Bu sebepten ilk modern okul,basım ve gazete Azerbaycan ’da cıkmıştır.[10] Soz konusu sebepten dolayı Azerbaycan ’da geniş bir aydın kesim oluşmuştu. Azerbaycan Turkcesini seven ve bu dilde edebi calışmalarda bulunan kesim ortaya cıkmıştır. Rıza Han ’ın kultur politikası Azerbaycan Turk dilini ve kulturel hayatının mahvedilmesi doğrultusundaydı. Rıza Şah doneminde devlet dairelerinde Turkce konuşmak yasaklanmıştı. Bu yasağın kapsamı o kadar genişlemiştir ki, yas meclislerinde Turkce ağıt soylemek suc sayılmıştır. Turk dilinin mahvı doğrultusunda buyuk capta kulturel ve psikolojik savaş başlatılmıştır.[11]
Kacarlar(1780-1925) doneminde Azerbaycanlı olmak ayrıcalık idiyse de, Pehlevi donemi aşağılık konumuna getirilmeye calışıldı.[12] Kulturel-psikolojik savaş Azerbaycan Turkluğunu milli kimliğinden uzaklaştırmayı amaclamıştır. Turkluk aşağılanırken Azerbaycanlıların Turk olmadığı vurgulanmıştır. Azerbaycan Turkleri, Turkce konuştukları icin aşağılanmışlar ve etnik olarak Ari oldukları savı ile yuceltilmişlerdir. Bu ikili ve karmaşık politika, eş zamanlı “aşağılama-yuceltme” politikası olarak nitelenebilir.[13] Tahran bu aşağılama-yuceltme politikasını eğitim sistemine de yerleştirmiştir. Baskıcı uygulamaların temel amacı, Guney Azerbaycan Turkluğunu psikolojik ve kulturel olarak asimle etmektir. Azerbaycan Turklerine getirilen Farsca konuşmak zorunluluğu dışında, Turkce yer, bolge ve insan isimleri değiştirilmiş ve Turkce isim koymak yasaklanmıştır.
İkinci Dunya Savaşı ve İran ’ın İşgal Edilme Seruveni
Rıza Han ’ın politikaları İran icinde ekonomik, siyasal, toplumsal ve kulturel sorunlar yarattığı bir donemde 1939 ’da İkinci Dunya savaşı gercekleşti. İkinci Dunya Savaşı, İran ’ın hem ic siyasi sistemini hem de kuresel sistemdeki konumunu değiştirdi. Savaş, İran ekonomik hayatını cok olumsuz etkileyerek halkın daha fazla fakirleşmesini sağladı.[14] İran, İkinci dunya Savaşı başladıktan hemsen sonra bildiri yayınlayarak tarafsızlığını ilan etti.[15] İran tarafsızlığını ilan etse de Rıza Han ’ın Almanya ile yakın olma isteği biliniyordu.Rıza Han, Hitler ’in “Arı ırkın ustunluğu” soylemini ciddi şekilde beğeniyordu. Bu sebepten 1933 ’ten Hitler iktidara geldikten sonar İran-Almanya ilişkileri cok ciddi şekilde ilerleme kaydetti.[16]
İran ’ın Almanya ile olan yakınlığı Rusya ve İngiltere ’yi de rahatsız etmekteydi. Ancak İran, savaş sırasında tarafsızlık politikası ilan ederek bu rahatsızlığı daha fazla koruklemek istemediğini gosterdi. İran dunya ile olan ilişkilerinde denge politikası yurutmeye calışsa da İkinci Dunya Savaşının seyri İran ’ın kaderini alt ust etti. Almanlılar, SSCB ordusunu yenerek Rusya topraklarına girmeyi ve o topraklarda ilerlemeyi başarmışlardı. Almanlıların bu başarısı İngiltere ’yi harekete gecirdi. İngiltere, Ruslara yardım edilmesi gerektiğini ve bu yardım icin en iyi ve guvenilir koridor İran olarak duşunuyordu. İngiltere ve Rusya bu konu uzerinde anlaşarak İran ’ı işgal etmeği kararlaştırdılar. Bu doğrultuda, 25 Ağustos 1941 ’te İran ’ın kuzey bolgesi Ruslar ve Guney bolgesi ise İngiltere tarafından işgal edildi. İran ’ın işgali, Rusya-Almanya savaşında Rus ordusuna silah, sağlık ve gıda ulaştırmak amacı ile gercekleştirildiği bildirdi. Muttefik guclerin işgal girişimi karşısında ne İran ordusu ne de halk tarafından hicbir direniş gosterilmedi Soz konusu durum Rıza Han ’ın kendisini de şaşırtmıştı. İşgal meselesi Rıza Han Pehlevi ’nin halk icinde hic meşruiyet ve tabanı olmadığını acıkca gostermişti.[17] Muttefikler, Rıza Han ’dan ulke icindeki Almanlıların gorevine son vermek ve sınır dışı edilmelerini istediler. Rıza Han bu isteğe olumlu yanıt vermediği gerekcesi ile 1941 ’te iktidardan uzaklaştırıldı ve yerine veliahdı olan oğlu Muhemmet Rıza Pehlevi getirildi.[18]
Rıza Han ’ın Devrilmesi ve Azerbaycan
Rıza Han işgal gucleri tarafından iktidardan uzaklaştırıldı. Rıza Han'ın devrilmesinden sonra ulkede toplumsal ve siyasal değişimler gercekleşmiştir. İşgal altındaki İran, ozgurlukcu bir İran olmuştur. Ulke capında bazı ozgurlukler verilmiştir. Siyasi mahkumlar serbest bırakılmıştır. Basına yonelik sansur kaldırılmış, siyasal ve toplumsal orgutlenme başlamıştır. Aşırı merkeziyetci Devletin cokuşu toplumun genelinde bazı istek ve catışmaların siyasal alana taşınmasına neden olmuştur. Butun diktatorlerin yıkılışın ardından ortaya cıkan siyasi olaylar İran ’da da kendini gostermeye başlamıştır. Hesaplaşma ve ifşa sureci başlamıştır.20 yıl boyunca sessiz kalan basın sert dille Pehlevileri yargılamaya başlamıştır.[19] İran toplumu radikal siyasal ve toplumsal hareketler icin hazır hale gelmiştir. Radikal siyasal ve toplumsal eğilim ve isteklerin temeli Rıza Han ’ın kurduğu despot siyasal ve toplumsal yapı icinde doğmuştur. Rıza Han doneminde temelleri pekişen catışmalar uc boyutta, sınıfsal, milliyetci (etnik ve dilsel) ve dinsel catışma esasında patlak vermiştir.[20] Rıza Han ’ın gitmesinin ardından Guney Azerbaycan ’da cok geniş siyasal hareketlilik ortaya cıkmaya başlamıştır. Nıkkı R. Keddıe bu donemdeki Guney Azerbaycan ’ı şu cumlelerle ifade etmektedir: “Rıza Han ’ın devrilmesinin ardından en guclu isyanlar İran ’ın kuzeyinde yerleşen Azerbaycan eyaletinde gercekleşmiştir. Azerbaycan ’ın sol ve radikal eğilimlere yatkınlığının tarihi kokenler vardı. Azerbaycan ’ın merkezi yonetimden olan hoşnutsuzluğu ve rahatsızlığı cok derin idi. Azerbaycan, İran ’in diğer eyaletlerinden daha fazla vergi odemek zorundaydı ancak odediği vergilerden yararlanamıyordu.
Azerbaycan ’da Turk dili okullarda eğitilmiyordu ve resmi yazışmalar da kullanılması yasak olmuştu. Fars dilini Azerbaycan halkına dikte edilmesi rahatsızlık ve hoşnutsuzluk doğurmuştu”.[21] Rıza Han ’ın devrilmesinin ardından Azerbaycan ’da etnik ve dilsel sorun on plana cıkmıştır. Rıza Han ’ın Azerbaycan ’ı yok etme politikasının sonucu olarak Azerbaycan ’ın politik hayatında milliyetcilik soylemi başat ve belirleyici soylem haline gelmiştir. Azerbaycan ’da kurulan partiler ya milliyetci partilerdi veya milliyetci slogan ve soylemleri onemsemek zorunda kalan partiler olmuşlardır.[22] Rıza Şah devrildikten sonra "Cemiyet-e Azerbaycan" adlı teşkilat oluşturuldu. Bu teşkilat Ali Şebesteri ve İsmail Şems tarafından kurulmuştur.[23] Yarı Turkce ve yarı Farsca olan "Azerbaycan" adlı bir gazete cıkarmağa başlamış, kulturel calışmalarda bulunmuş ve Turk dilinde tiyatro eserleri sahneye koymuştur. "Cemiyet-e Azerbaycan" altı ay surmuş ve Tahran ’ın baskısı ile cemiyet dağıtılmış; "Azerbaycan" gazetesi de kapatılmıştır.[24]
Cemiyet-e Azerbaycan, Azerbaycan'ın temel sorununun milli olduğunu soyluyordu. Butun dinsel ve bolgesel (koy, kent) farklılıkların bırakılarak Azerbaycanlı kimliği altında birleştirilmesi gerektiğini ileri suruyordu. Cemiyet-e Azerbaycan ’ın duşuncesine gore Azerbaycanlılar Fars değildir ve kendilerine ozgu dilleri ve kulturleri vardır. Azerbaycan'da okullar ve idari işlemler Azerbaycan dilinde olmalıdır. [25] Azerbaycan Cemiyeti ’nin yanı sıra başka siyasi teşkilatlar da ortaya cıkmaya başladı. Azerbaycan Emekciler Teşkilatı (Azerbaycan Zehmetkeşler Teşkilatı) Azerbaycan Milli Hareketi acısından cok onem ifade etmekteydi. Bu teşkilat Ocak 1942 ’te kurulmuştur. Bu teşkilatın yayınladığı ilk bildiride Eyaleti ve Velayeti Encumenlerin kurulması istenilmişti.[26] Azerbaycan Emekciler Teşkilatı kısa sure icinde cok buyuk guc ve nufuz kazanmayı başarmıştır. Soz konusu teşkilatın sadece Tebriz kentinde 10 binden fazla uyesi olmuştur .Bu teşkilat cok ceşitli klupler kurarak halk icinde geniş tebligat işini yurutmuştur.[27]
Azerbaycan Emekciler Teşkilatı ’nın başarısı milliyetci soyleme sahip olmasından kaynaklanmaktaydı. “ Azerbaycan Cemiyeti ve Emekciler teşkilatı bir cok konuda farklı goruş ve bakış acısına sahip olsalar da Azerbaycancılık (Azerbaycancılık) konusunda ortak tutum ve bakış acısına sahiplerdi. İki teşkilatın Azerbaycancılık meselesinde bakışı acıları bir birleri ile ortuşuyordu.[28] Bu donemde Azerbaycan ’da faaliyet gosteren diğer onemli teşkilat Tudeh Partisi (Hezeb-e Tudeh) olmuştur . 1941 ’de Rıza Han ’ı surgune gonderilmesinin hemen ardından Tudeh Partisi kurumuştur.Komunist ideolojiye sahip olan Tudeh Partisi, Suleyman Mirza İskenderi liderliğinde ve İran cağdaş tarihinde 53 Kişi olarak bilinen grubun 27 uyesi tarafından kurulmuştur.[29] 1941 ’de kurulan Tudeh Partisi aynı yıl icinde ilk il teşkilatını Azerbaycan ’da orgutlemiştir. Tudeh Partisi, Azerbaycan ’da guclu bir parti olsa da istediği guc ve kapasiteye sahip olamamıştır. Tudeh Partisi, Azerbaycan ’da siyasal ve toplumsal seferberlik yaratacak guce sahip olmamıştır ve olacak potansiyeli de soz konusu değildi. Cunku Azerbaycan ’daki siyasal dinamikler milliyetci ve Azerbaycancı hareketlere daha fazla yatkınlığı var idi.[30]
Azerbaycan ’da milliyetci eğilim Tudeh Partisinin Azerbaycan il teşkilatını da ciddi şekilde etkilemiştir. Soz konusu durum Azerbaycan teşkilatı ile merkez arasında Azerbaycan meselesi konusunda goruş ayrılığını doğurmuştur. Azerbaycan ’daki Tudeh Partisi ’nin İl Teşkilatı, Tahran'dan farklı olarak etnik ve dilsel farklılıklar one surmeye calışıyordu. Milli sorun konusunda Tebriz ve Tahran arasında fikir birliği yoktu. "Tebrizlilere gore İran cok etnikten oluşan bir ulkedir. Tahran'a gore ise İran milleti bolunmez bir butundur".Tebriz Tudeh partisine gore, Azerbaycan dili Azerbaycanlının farklı bir milliyetten olduğunu gosteriyordu. Buradan hareketle Azerbaycan'a kendi kendisini yonetme hakkı ve eyalet meclisini kurma izni verilmeliydi. Azerbaycanlı Tudehlileri, Guney Azerbaycan ’da Azerbaycan dilinin eğitimde, mahkemede, devlet dairelerinde resmi dil olmasını istiyorlardı. Ancak Tahran' da ki Tudeh Partisi Genel Merkezi, Azerbaycan Turkcesini bir lehce olarak goruyor ve bu isteğe muhalefet ediyordu.[31]
Azerbaycan Demokrat Partisi ve Seyit Cafer Pişeveri
Guney Azerbaycan toplumu icinde var olan istekler ve eğilimler , siyasi ve kulturel elitlerin siyasal soylemleri; butun toplum katmanlarını kapsayacak ve Azerbaycan ’da var olan milliyetci istekleri dile getirecek bir partinin kurulmasını tarihsel bir zorunluluk olarak ortaya cıkarmaktaydı. Cunku kurulan partiler beklenilen hedefleri ne gercekleştirmek istiyorlardı ne de gercekleştirecek kapasiteye sahiplerdi. Guney Azerbaycan'da butun koşullar milli devrim icin hazır idi. Bu donemde Tahran gazetelerinin birisi Azerbaycan ’daki siyasal durumu “Azerbaycan karışık ve devrim icin hazırdır” şeklinde ifade etmektedir.[32]
Guney Azerbaycan milli bir parti arayışı icerisinde olduğu donemde S.C. Pişeveri ve Ali Şebesteri arasından gecen diyaloglar ve yazışmalardan sonra, Pişeveri "Ajir" gazetesini bırakarak Tahran ’dan Tebriz'e geldi. Seyit Cafer Pişveri ’nin Tebriz gelmesi ile Guney Azerbaycan tarihinde yeni bir sayfa acılmış oldu. Seyit Cafer Pişveri, Azerbaycan Turklerinin yetiştirdiği en onemli siyasi ve ideolojik liderlerinden olmuştur. Seyit Cafer, Halhal kentinde Zaviye-Sadat koyunde doğmuştur. Koylerdeki yaygın ekonomik sıkıntılar Pişeveri ailesini de goce zorlamıştır. 1905 yılında Pişeveri ailesi Baku'ye goc etmiş ve Baku ’nun Bulbule koyunde yerleşmiştir. Pişeveri Kuzey Azerbaycan'da gercekleşen siyasal ve ekonomik gelişmelerden buyuk capta etkilenmiştir. Baku'de "İran Adalet Partisi"ne katılmış, "Himmet" adlı sosyal demokrat grup ile ilişki kurmuştur. Pişeveri, "İttihat" okulunda oğretmen olarak gorev yaparken "Acık Soz", "Azerbaycan" ve "Himmet" gazetelerinde yazılar yazmıştır.[33] 1918 yılında Baku ’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu donemde Bolşeviklere yakın olan Pişeveri, Adalet Partisi genel merkezinin onayı ile Baku ’de "Hurriyet" gazetesini cıkarmaya başlamış, daha sonra partisinin talimatı ile Gilan'a gitmiştir. 1920 yılında Gilan ’da Bolşeviklerin ve İranlı komunistlerin yardımı ile Molla Mirza Kucek Han-ı Jengeli, Sosyalist Gilan Cumhuriyeti ’ni ilan etmiştir. Pişeveri Gilan Cumhuriyeti'nin dışişleri bakanı olmuştur. Gilan hukumeti devrildikten sonra Pişeveri, Tahran ’a gitmiş ve orada "Hakikat" gazetesini cıkartmaya başlamıştır. 1924 yılında Rıza Han ’ın iktidara gelmesi ile ulke capında baskıcı yontemler uygulanmaya başlamasından sonra, Pişeveri 1930 yılında hapse atılmıştır. 11 yıl hapiste kalan Pişeveri Muttefiklerin İran ’a girmesi ile 1941 ’de hapisten cıkmış ve “Ajir” gazetesini cıkartmaya başlamıştır. Seyit Cafer Pişeveri, Guney Azerbaycan Turklerinin siyasal duşuncesinin zirvelerinden sayılmaktadır. Omrunun sonuna dek İran ve Azerbaycan (Guney ve Kuzey) siyasal hayatında onemli yer alan Pişeveri, Rusya v Kafkasya ’ da ki Komunizm hareketinden ciddi şekilde etkilenmiştir. Amma zaman sureci icinde Pişeveri ’nin Komunizm konusunda duşuncesi değişmiştir. Pişeveri, Komunizm ideolojisinin İran ’da kurtuluş mucadelesi ideolojisi olmayacağının farkına varmıştır.[34] İran ’da kurtuluş mucadelesi icin toplumun butun sınıf ve katmanlarının katılımının zorunluluğa inanan Pişeveri, soz konusu geniş katmanlı toplumsal seferberlik icin milli bir ideolojinin gerekliliğine inanmıştır. Pişveri, İran ’da komunizmin boyle bir siyasal ve toplumsal seferberlik yaratacak gucunun olmadığı fark etmiştir ve yeni arayışlar icine girmiştir. Nitekim hapishanede karşılaştığı 53 Kişi grubuna katılmadığı gibi 1941 ’de kurulan Tudeh Partisi ’ne da katılmamıştır. Pişeveri ’nin siyasi ve duşunsel hayatında değişen diğer onemli olgu İranlılık olgusu idi. Pişeveri ilk siyasi hayatından İranlılık duşuncesi cercevesinde hareket etmiştir. Pişveri ilk donem siyasal duşunce hayatında “Azerbaycan ’ı İran ’ın ayrılmaz bir parcası olarak” gormuştur. Pişveri ’nin bu konudaki duşuncelerinin değişmesi onun İranlılık algılamasından kaynaklanmakta olduğunu soyleye biliriz. Pişeveri İranlılık duşuncesine sahip olsa da Fars milliyetci ideolojisine de karşı olmuştur.
Genclik donemindeki ilk yazılarından itibaren merkeziyetci zihniyete karşı cıkan Pişeveri adem merkeziyetci bir İran duşuncesine sahip olmuştur.[35] Bazı tarihciler, genc Pişveri ’nin aşırı merkeziyetci politikalara karşı olmasının sebebini İran ’ın parcalanmasından korktuğuna dayandırmaktadırlar.[36]
Genc Pişeveri ’nin adem merkeziyetci bir İran istemesinin cok daha derin ve onemli sebepleri vardır. Genc Pişveri modern, demokratik, coğulcu ve farklılığı barındıran hukuka dayalı bir Devlet arayışı icinde olmuştur. Pişeveri ’e gore ABD, İsvec ve Rusya gibi modern devletler adem merkeziyetci bir yapılanmaya sahiplerdir.[37] Pişeveri ’ye gore İran da siyasal, toplumsal ve ekonomik gelişim istiyor ise merkeziyetci yapılanmaya son verilmelidir. Bu durumdan cıkışı yolu icin Eyaleti ve Vilayeti Encumen ’in kurulmasını one surmektedir.[38]
Genc Pişveri ’ye gore İranlılık kimliği butun kimliklerin uzerinde olsa da butun bolgesel (eyalet) kimlikleri bastırmak anlamına gelmez. İranlılık olgusu farklı kimliklerin de yaşamasına fırsat vermelidir. Genc Pişeveri, İran ’ın parcalanmasını kabul etmese de ayrılıkcı hareketlere saygı ile yanaşmaktadır. Genc Pişeveri “eğer İran ’daki halkların ayrılmasını istemiyorsanız İran ’ı yaşana bilir ulke haline getirmeniz gerekmektedir” duşuncesini soylemektedir. Genc Pişveri bu bağlamda 1920 ’de Şeyh Muhemmet Hiyabani liderliğinde gercekleşen Azadistan Devletini cok acık şekilde desteklemektedir.[39]
Pişeveri bu donem de merkez ve cevre arasındaki sorunda merkezi yonetimin politikalarını sorunlu bulmaktadır. Pişeveri, ciddi şekilde merkez yonetime ve merkezci politikacılara guvensizlik duymaktadır. Merkez ve eyalet ayrımını surekli vurgulayan genc Pişveri merkezdeki zihniyeti sorunların gercek suclusu olarak gostermektedir.[40] Pişveri ’e gore eyaletlerin ve velayetlerin cabası sonucu kazanılan ozgurlukler merkezi yonetim ve merkezci zihniyetler tarafından savrulmuştur.[41] Pişveri bu yazıları, Kacarların son yıllarında ve Pehlevi ’lerin yavaş yavaş guc kazanmaya başladığı bir donemde yazmıştır. Genc Pişeveri ’nin merkez ve eyalet ayrımı,Eyaleti ve Velayeti Encumenlerin kurulmasını istemesi ve merkez yonetime olan guvensizliği, onun Meşrutiyet Hareketi (1906-1991) ’ndeki Azerbaycanlı politikacılardan ve 1920 ’de Azadisatn Devletini kuran Şeyh Muhemmet Hiyabani ’den etkilendiğini gostermektedir. Pişveri ’nin soz konusu duşuncesi, onu 1906 ’dan başlayan Guney Azerbaycan Milli Hareketi ’nin duşunce geleneğine bağlamaktadır.Genc Pişeveri aynı Meşrutiyet donemindeki Azerbaycanlılar gibi İranlıların ve Azerbaycanlıların mutluluğunu, gelişmesini ve ekonomik refahını demokratik, coğulcu, eşitlikci ve adem merkeziyetci bir İran icinde aramaktadır. Genc Pişeveri ’nin soz konusu arayışı onu merkezci zihniyetten daha fazla uzaklaşmaya goturmuştur. Pişveri ’nin merkezci zihniyetten uzaklaşmasında Rıza Han ’ın Fars milliyetciliğinin ideolojik savalarına dayanarak aşırı merkeziyetci politikaları ve bu politikaların sonucunda Azerbaycan ’ın mahva doğru gitmesi belirleyici olmuştur.[42]
Pişveri ‘e gore Rıza Han, Azerbaycan ’ın ekonomik gucunu, sosyal yapısını, kulturunu, dilini ve edebiyatını yok etmiştir.[43] Soz konusu duşunce Pişveri ’nin siyasi duşuncesinde Azerbaycan olgusunun daha fazla one cıkmasını sağlamıştır. Zamanla Pişveri ’nin siyasal arayışlarında İranlılık duşuncesi gerilerken Azerbaycanlılık duşuncesi ciddi onem kazanmıştır. 1945 ’e gelirken Pişveri duşuncesinde Azerbaycan, İran ’dan farklı ve bağımsız bir kimlik olarak doğmuştur. 1945 ’ten sonra Pişveri surekli Azerbaycan uzerine vurgu yapmıştır. Turk kavramını cok fazla faydalanmayan Pişeveri Turk sozu yerine Azerbaycan ifadesini kullanmıştır. Pişeveri, Turk sozunu faydalanmasa da Azerbaycan ’ın Turk kimliğini kabul ediyordu. Pişeveri siyasi milliyetci anlayışını Azerbaycanlıların etnik kimliği olan Turkluk uzerinde inşa etmemiştir. Pişeveri ’nin milliyetci anlayışı “ Azerbaycan-Vatan” soylemi uzerinde şekillenmiştir. Pişeveri ’nin Azerbaycan-Vatan soylemi, Azerbaycanlıların etnik kokenini, dil-edebiyatını, kulturunu, tarihini, coğrafi kimliğini ve siyasal iktidarını kapsayacak kadar geniş yelpazeli ve ceşitli icerikli milliyetci soylem olmuştur. Pişeveri ’nin siyasal duşuncesini, Turkculuğu kendi icinde barındıran Azerbaycancılık (Azerbaycancılık) olarak tanımlamak mumkundur .
Pişveri, Azerbaycan kimliğini temel alan modern bir devlet kurulması arayışı icindeydi. Seyit Cafer Pişeveri 1945 ’te bu hayalini gercekleştirmek icin Hac Ali Şebesteri ’nin daveti ile Tahran ’dan Tebriz ’e geldi. Pişeveri ’nin Tebriz gelmesi ile Azerbaycan Demokrat Partisi (Azerbaycan Demokrat Firgesi) kuruluşunun temeli atılmış oldu. Azerbaycan Demokrat Partisi ’nin kurulması Seyit Cafer Pişveri, Hac Ali Şebsteri ve Sadık Padigan arasındaki kac gunluk muzakere sonucu kararlaştırılmıştır. [44] Alınan karara gore Pişeveri 12 maddelik bir bildirge hazırlamıştır. Turkce ve Farsca olan bildiri, 48 Azerbaycan milliyetcisi tarafından imzalanarak 2 Eylul 1945 ’te yayınlanmıştır. Bu 12 maddelik bildirgede İran'ın butunluğunu ve bağımsızlığını korumakla birlikte, Azerbaycan halkına ic ozgurluk, kulturel ozerklik ve kendini yonetme hakkı istenilmiştir. Bildirgede ayrıca eyalet ve vilayet encumenlerinin yeniden kurulması istenilen butun toplumsal, iktisadi ve siyasi konulardan soz edilmiştir. Bildirge yayınlandıktan sonra Azerbaycan'ın butun koy ve kentlerinden bildirgenin iceriğini onaylayan yuzlerce telgraf gonderilmiştir. Bu bildirgenin yayınlanmasından sonra Azerbaycan Demokrat Partisi resmi calışmalarına başlamıştır. Bildirgenin yayınlanmasından uc gun sonra 5 Eylul ‘de Azerbaycan gazetesi yeniden yayınlanmaya başlamıştır. Azerbaycan gazetesi Azerbaycan Cemiyeti ’nin yayın organı olduğu icin Hac Ali Şebsteri yonetiminde yayına başlamıştır.[45] Bildirgenin yayınlanmasının ardından teşkilat kurma ve genişleme calışmaları ciddi şekilde surdurulmuştur. 12 Eylul 1945 ’de kurucular genel kurula davet edilerek 11 kişiden oluşan bir kurucu komite kurulmuştur. Bu komitede Pişeveri başkan ve Şebesteri yardımcı olarak secilmiştir.[46]
1 Ekim ’de Azerbaycan Demokrat Partisini Birinci buyuk kongresi gercekleşmiştir. Bu kongreye Azerbaycan ’ın her tarafından cok sayıda delege katılmıştır. Uc gun suren kongrede Tudeh Partisi resmi şekilde ADP ’ye katılmıştır. Tudeh Partisinin Azerbaycan İl Teşkilatının ADP ’ye katılımı Tudeh ’ın Tahran ’ daki merkezi burosundan habersiz ve izinsiz gercekleşmiştir. Bu kongrede tuzuk cıkartılarak, 2 Eylul ’de yayınlanan bildirge onaylanarak, milli ozerklik ve Turkce ’nin resmi dil olması kongre tarafından kararlaştırılmıştır. Birinci kongrede 41 kişilik merkezi komite secilmiştir. Soz konusu kongrede Pişeveri Parti başkanı olarak ve Ali Şebesteri ve Sadık Padigan ise Başkan yardımcıları olarak secilmiştir.[47]
Pişeveri liderliğindeki Azerbaycan Demokrat Partisi, Guney Azerbaycan siyasi tarihinin en modern teşkilat olarak değerlendirilmelidir. ADP toplumun butun sınıf, tabaka ve katmanlarını kapsayarak cok buyuk toplumsal ve siyasal seferberlik yaratacak potansiyel kazanmıştır. ADP ’nin geniş toplumsal taban kazanabilmesinin gercek nedeni milliyetci slogan ve soylem uzerinde ortaya cıkması olmuştur. Cunku ADP, milli isteklerin Azerbaycan toplumu icinde butunleştirici ve seferber edici gucunun farkındaydılar.[48]
ADP ’nin programında milli ozerklik ve ozgurluk esas olarak secilse de partinin tuzuğu toplumun ekonomik, kulturel, siyasal ve toplumsal hayatını da donuşturecek nitelikte programa sahipti. Demokrasini desteklemek, bolgesel muhtariyet, okullarda ve idarelerde Turk dilinin resmi dil olarak kullanılması, azınlıkların ve kadınların hukukunu savunmak, işsizliğe son verilmesi ve Azerbaycan ’da toplanan vergilerin Azerbaycan ’da faydalanılması ADP programının temel oğelerini teşkil etmekteydi.[49] ADP kendi programının halk tarafından geniş destek gorduğunu bildikten sonra Azerbaycan ’da hukumet kurmak icin harekete gecmiştir. ADP, Azerbaycan sorunlarını cozmek icin milli hukumetin kurulmasını zorunluluk olarak gormuştur. Milli hukumet kurulmadan Azerbaycan ’ın ekonomik, siyasal ve kulturel sorunlarının cozulmesi imkansız olarak yorumlanmıştır. Pişeveri ’nin konuşma ve yazı dili, Azerbaycan gazetesinin yazı tarzı ve verilen sloganlar değişmeğe başlayarak daha sertleşmiştir.[50]
ADP, Azerbaycan ’ın bir cok kent ve kazsında gosteri ve mitingler duzenlemiştir. Bu gosteriler, toplumun daha radikal siyasal karar ve eyleme ihtiyacı olduğunu gostermekteydi. ADP genel merkezine Azerbaycan ’ın butun bolgelerinden telgraflar gelmeye başladı ve halk Eyaleti ve Velayeti Encumenin kurulmasını istiyordu.[51]
ADP Guney Azerbaycan halkının devlet kurma iradesi ve isteğini anladıktan sonra Milli Hukumeti kurma yolunda temel ve esasi adımları atmaya başladı. Guney Azerbaycan ’da Tahran ’dan bağımsız bir devlet kurmak icin siyasi ortam tam anlamı ile hazır olmuştu. Bir taraftan Azerbaycanlılar boyle bir devletinin kurulmasını istiyordu diğer taraftan ise Tahran ’ın boyle bir siyasi oluşumu bastıracak gucu yok idi. Rıza Han Pehlevi ’nin iktidarı sonucu olarak ulkedeki derin ve yaygın hoşnutsuzluk ve İkinci Dunya Savaşından sonra ekonomik ve siyasi kriz İran devlet yapısını ciddi şekilde gucsuzleştirmişti. Rıza Han ’ın yerine gelen oğlu Muhammet Rıza Pehlei ’de ulkeyi boyle karmaşık bir donemde yonetecek kapasiteye sahip değildi. Ustelik Azerbaycan bolgesi Rus ordusunun işgali altındaydı. Tahran ’ın ekonomik, siyasi ve yonetim gucunun iktidar işlevini yapmayacak kader zayıflaması nedeni ile ulke genelinde iktidar boşluğu doğmuştu. Soz konusu iktidar boşluğu Guney Azerbaycan ’da, Rus ordusunun varlığı sebebi ile daha da karmaşık hale gelmişti. Azerbaycan ’daki durumu daha karmaşıklaştıran diğer konu ise Tahran yonetimine bağlı guclerin Azerbaycan ’da yaptığı yıkıcı işler olmuştu. Tahran yonetimi butun zayıflığına rağmen bu donemde Azerbaycan ’a olan baskı ve şiddet eylemlerini artırmıştı. [52] Tahran yonetimi baskı ve sabotaj işleri ile Guney Azerbaycan ’da belirsiz ve emniyetsiz bir siyasal ortamın doğmasını hedeflemişti.
ADP ve Pişveri, İran ve Guney Azerbaycan ’da ki durumu doğru anlayarak devlet kurulmasını sağlayan Buyuk Halk Kongresi gercekleştirilmesine karar verdi. Buyuk Halk Kongresi (Boyuk Xalq Kongresi) gercekleşmesi ADP ve Pişeveri ’nin demokrasi prensibine bağlılığından kaynaklanmaktadır. ADP ve Pişeveri ’ye gore Azerbaycan ’da devlet kurulacak ise de bu kararı Azerbaycanlılar vermelidir. Pişveri, Azerbaycan Milli Hukumeti kurulma doğrultusunda “son soz milletindir” ifadesi kullanmıştır. Buyuk Halk Kongresi halkın temel istek ve iradesinin ortaya cıkarılması icin gercekleşmişti. Nitekim Buyuk Halk Kongresi ’ne katılan delegeler Guney Azerbaycan ’da duzenlenen 180 mitingden secilmişti.[53]
20 ve 21 Kasım ’da iki gunluk sure ile gercekleşen Buyuk Halk Kongresi 150 bin kişinin imzası ve 700 delegenin katılımı ile gercekleşti.[54] Buyuk Halk Kongresi ’ne katılan delegeler Azerbaycan ’ın kendine ozgu dili, milliyeti, geleneği ve ozellikleri olduğunu vurgulayarak bu sebepten kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olması gerektiğini bildirdiler. Azerbaycan ’ı İran ’dan ayırmak istemediklerini ancak Azerbaycanlıları bir millet olarak kabul edilmelerini istediler.[55]
Buyuk Halk Kongresi ’ne Azerbaycan milliyetciliği damgasını vurdu. Soz konusu kongrede Guney Azerbaycan ’da ozerk bir hukumetin kurulması istenildi. Azerbaycan ’da ozerk bir hukumetin kurulmasını kararlaştıran kongre kendini Kurucular Meclisi (Mecles-e Muessesan) olarak adlandırdı. Buyuk Halk Kongresi ’nde, Azerbaycan ’da ozerk bir hukumetin kurulması doğrultusunda somut adım atı. Azerbaycan'ın bağımsızlığını, ic ozgurluğunu sağlamak ve ic işleri yurutmek icin 39 kişiden oluşan milli heyet secildi. Milli Heyet merkezi hukumet ile goruşmek ve Milli Meclis secimlerini yapmak icin gorevlendirildi. Kongreden sonra beş gun icinde milli meclis icin secimler yapılmıştır. Bu secime halk tarafından buyuk ilgi gosterilmiştir. Bu secimlerde ilk defa kadınlar da oy kullanmışlardır. Secim olaysız gercekleşmiştir. Azerbaycan milli meclisi kurulduktan sonra Şebesteri meclis başkanı secilmiş ve Pişeveri milli hukumeti kurmak ile gorevlendirilmiştir.
12 Aralık 1945 ’de Pişeveri Milli Hukumeti ’n kurulmasını ilan etmiştir. Milli hukumetin ilanından sonra Tebriz kenti ADP ’nin askeri kanadı olan Fedailer tarafından doldurulmuştur. Merkeze bağlı askeri gucler teslim olmuşlar ve bazı şehirlerde ADP ’nin milis gucleri Urumiye ’de olduğu gibi merkeze sadık kalan ordu birliklerini şiddet kullanarak bastırmışlardır. Boylelikle Guney Azerbaycan'da Milli Hukumet kurulmuştur. Azerbaycan Demokrat Partisi, Azerbaycanlıların isteği uzerine Milli hukumeti kurmuştur. Milli hukumet doneminde yaptığı işler Azerbaycan halkı icinde nufuzunun daha da atmasına sebep olmuştur. “Milli Hukumet cok geniş kapsamlı toplumsal reform gercekleştirdi. İran tarihinde ilk toprak reformu gercekleştirerek devletin topraklarını ciftciler arasında paylaştırıldı. Milli Hukumetin calışmaları sonucu İran tarihinde ilk defa olarak kadınlar oy kullanma hakkına sahip oldular. Hukuk sisteminde değişiklik yaratarak bedensel cezalandırmayı kaldırdılar. İl ve ilcelerde hukumet burokrasinin sağlam calışmasını kontrol etmek amacı ile yerel yonetim oluşturuldu. İş yasası cıkartıldı. Caddeler asfalt edildi. Eczaneler acıldı. Universite, radyo ve yayınevleri kuruldu. Sattar Han ve Bağır Han gibi Meşrtutiyet donemindeki Azerbaycan Milli Kahramanlarının adları Tebriz caddelerine verildi. Tebriz ciddi şekilde değişime uğradı”.[56]
Azerbaycan Milli Hukumeti demokratik duşunce esasında hukumeti halk tarafından kontrol edilebilir hale getirmek icin coğulcu, şeffaf ve milleti temel alan siyasal bir duzen kurma cabasına girmişti. Azerbaycan‘ın ekonomik kaynakları milletin refahı ve gelişmesi doğrultusunda kullanılmıştı. Azerbaycan kaynaklarının kotuye kullanılmaması icin yolsuzluk ve usulsuzlukle cok sert bir mucadele verilmişti. Pişeveri‘nin başkanlığındaki Milli Hukumet “Azerbaycan Azerbaycanlılarındır” soylemini gercekleştirmek amacı ile siyasi, ekonomik, kulturel ve burokratik politika ve programlar uretmişler ve bu programlar sayesinde Azerbaycan yeni bir doneme başlamıştı. Milli Hukumet ’ in siyasal ve ekonomik alanda sağladıkları başarı Pişeveri ve ADP ’yi kabul etmeyenlerin de saygılığını kazanmaya zorlamıştı. Nitekim Richard Cottom, Milli Hukumetin yaptıklarını “milli hukumetin bir yıl icinde yaptığını Rıza Han 20 yıl icinde yapmamıştır” ifadesini kullanmaktadır.[57]
Milli Hukumetin gercekleştirdiği reformlar onun halk icinde olan nufuz ve gucunu artırmıştı.[58] Milli hukumet kurulduktan sonra Tahran karşı harekete gecmiştir. Arka arkaya hukumetler duştukten sonra Ahmet Kavam tarafından "Kavamulsaltane" hukumeti kurulmuştur. Ahmet Kavam İran'ın unlu siyasi ailelerindendir. Kavam, Nasireddin Şah sarayına katip olarak girmiştir. Meşrutiyet doneminde meşrutiyetcilere destek vererek bir kac defa bakan olmuştur.[59] Rıza Şah doneminde zorunlu olarak 20 yıl siyasetten uzaklaştırılmıştır.[60] Eski siyasetcilerin en gizemlisi olarak, siyasi hayatında cok farklı ve birbiri ile celişen tavırlar gostermiştir.[61]
1945 yılında Kavam başbakan secilmiştir. Kavam sağ ve sol arasında denge kurmaya calışmıştır. Sovyetler Birliği ’nin desteğini kazanmak icin Sovyet yanlısı kişileri kendi hukumetine almış, guvenoyu almadan once Moskova'ya gitmiştir. Ozellikle Tudeh, Kavam iktidara geldikten sonra siyasi partilerin desteğini kazanmak icin bazı girişimlerde bulunmuştur. Kavam hukumeti sıkıyonetim uygulamalarını kaldırmış ve orgutlenme ozgurluğu vermiştir. Basın ve yayın ozgurluğu tanımıştır. Halk tarafından sevilmeyen bazı kişileri gorevden almıştır. Şah ile Kavam arasında soğukluk hakimdi.[62] Kavam iktidara geldikten sonra “Azerbaycan sorununu cozmek icin” dış politikada onemli ataklar yapmaya kalkıştı. Kavam en buyuk desteğini ABD ve Batılı guclerden gormekteydi. ABD bu donemde İran ile cok fazla ilgilenmemekte ve İran konusunda daha cok İngiltere ’nin politikası cercevesinde davranmaktaydı. Guney Azerbaycan ’da Milli hukumetin kurulması ve soz konusu yonetimin Rusya ile olan yakınlığı ABD ’ni ciddi şekilde endişeye sokmuştu. ABD yeni dunya gucu olarak boyle gerilimli bir vasatta İran ile ilgilenmeye başlamıştı. Amerika, Milli Hukumet sorununu BM ’de cozmeyi kabul ediyor, BM'ye baskı yapıyordu.
ABD ve BM, Rusya ’ya ciddi şekilde baskı yapmaya başlamıştır. Rusya ise butun bu baskılara rağmen Guney Azerbaycan topraklarından kendi ordusunu cekmek istemiyordu. SSCB ’nin İran'ın kuzey bolgesindeki petrollerinin kullanım hakkını istediği soylenmekteydi. Gercekten de, Stalin İran'ın kuzey petrolunu istiyordu. 1921 anlaşmasına gore Bolşevikler Carlığın ayrıcalıklarını ve kapitulasyonları kaldırmışlardır. Bundan dolayı acıkca kuzey petrolune Car ayrıcalıklarının tanınmasını isteyemezlerdi. Kuzey petrolleri uzerinde tek başına hak iddia edemeyen Moskova ise İran ’ın ortaklığı ile şirket kurmak istiyordu. SSCB ’ni bu ayrıcalığı istemeye iten diğer onemli sebep İngiltere, ABD ve İran arsında 1944 ’te Washington ’da imzalanan petrol anlaşması idi.[63] İran ve Batlılar arasındaki yapılan antlaşmadan rahatsız olan Rusya, İran kuzey petrollerini istemekte ısrarlı olmuştu. İran ise bu konuyu sıcak bakmamaktaydı. İran-Rusya arasında Kuzey petrolleri konusundaki anlaşmazlık SSCB ’ni daha sert politikalara itmişti. SSCB bu sebepten Azerbaycan Milli Hukumeti ’nin kurulmasına karşı cıkmamıştı. Cunku Rusya bu hukumeti İran devletine karşı baskı ve pazarlık konusu yapma politikası duşuncesinde olmuştu. İran, ABD ’nin desteği ile BM ve dunyadaki buyuk gucleri SSCB karşısında seferber etmeyi başarmıştı. SSCB ’ye karşı bu donem “ havuc ve sopa” politikası izlenilmişti. Sopa ve baskı politikanı ABD, BM ve Batılı gucler gercekleştirmişti. Havuc politikasını ise Kavam gercekleştirdi. Kavam, boyle ic ve dış koşullarda 11 kişilik bir grup ile Moskova'ya gitmiş, burada İran-Rus ortak petrol şirketinin anlaşmasını imzalamıştır. Bu anlaşma karşılığında Stalin, Guney Azerbaycan sorununu İran'ın ic sorunu olarak gorecek ve Kızılordu ’yu altı hafta icinde İran ’dan geri cekecektir. Stalin bu teklifi kabul etmiştir. Kavam Moskova'dan geri dondukten sonra Tebriz ’deki Azerbaycan milli hukumetinin liderleri ile goruşmeye başlamıştır. Bu goruşmelerin sonucunda bir Azerbaycan heyeti Tahran'a gitmiştir. Azerbaycan heyeti uzun sureli muzakereden sonra sonucsuz Tebriz'e donmuştur. Pişveri, Tahran ile olan sorunu barış yolu ile cozmek istemiştir. Muzefer Firuz başkanlığında bir heyet 1945'te Tebriz'e gelmiştir. Bir dizi goruşmenin sonucu olarak Azerbaycanlılar Zencan kentini Tahran'a vermeyi kabul etmişlerdir. Tahran ’ın devraldığı Zencan'da hukumet kuvvetleri cok kanlı olaylara yol acmışlardır. Bu arada Tahran, Guney Azerbaycan ’ı işgal icin askeri hazırlıklara başlamıştır. İran ordusu Amerikalı Norman Schwartzkopf tarafından orgutlenmiştir. Ağır silahlarla donatılmış 5 ozel askeri birlik Azerbaycan'a baskın yapmak icin hazırlanmıştır. Guney Azerbaycan ordusunu ise ADP ’nin milisleri olan Fedailer, Kızılbaş (asker) ve Esanlu ve Cehaşşanlu aşiretini oluşturmuştur. Sovyetler Birliği ’nin ordusu İran ’ı terk ederken Azerbaycan silah depolarını da boşaltmıştır. İran silahlı kuvvetleri Norman Schwartzkopf komutasında Guney Azerbaycan ’a karşı hucuma gecmiştir. Savaş uc gun surmuş, Azerbaycan birlikleri yenilmiştir. İran ordusu Guney Azerbaycan'da ilerlemiş, kanlı olaylara neden olmuştur. 25 bin Azerbaycanlı katledilmiştir. 2500 kişi mahkemelerde idama mahkum edilmiş; 8000 kişi ağır cezalara carptırılmışlardır. 3600 Koy Farsların yaşadığı bolgelere goc ettirilmiştir. Azerbaycan'a sığınan yaklaşık 70.000 kişi de olmuştur. Milli hukumetin kurduğu butun kulturel merkezler dağıtılmıştır. Milli meclisin kutuphanesi yakılmış, Turkce kitaplar ateşe verilmiştir. Kanlı olaylar sonucu milli hukumet 1946 yılında uc gun icinde devrildi. Seyd Cafer Pişeveri Kuzey Azerbaycan ’a kacmış ve Azerbaycan ’da trafik kazası gibi gosterilen bir olayda Stalin tarafından oldurulmuştur.
Sonuc ve Genel Değerlendirme
1945 ’te Azerbaycan Milli hukumeti ortaya cıkmadan once Guney Azerbaycan bolgesinde milliyetci eğilimler siyasal sureci belirleyen olgular haline gelmiştir. Soz konusu surecin ortaya cıkmasını Rıza Han ’ın Guney Azerbaycan politikaları sağlamıştır. Rıza Han, Azerbaycan ’ın Kacarlar donemindeki butun siyasi ve iktisadi ayrıcalıklarını elinden almakla kalmamış bilincli bicimde Azerbaycan ’ın kulturunu ve dilini yok etmeye de girişmiştir. Soz konusu durum Azerbaycanlılarda derin toplumsal ofke ve rahatsızlığın doğuşuna yol acmıştır. Guney Azerbaycan bolgesinde merkez kac eğilim ve duşuncelerin belirleyiciliği 1941 ’te İran işgal edildikten sonra acık ve net bir şekilde gozukmeye başlamıştır. Guney Azerbaycan ’da merkez kac eğilimin gostergesi işgal olayında gozukmuştur. İşgal olayında Guney Azerbaycan hicbir direniş gostermemiştir. Soz konusu durum, o donemde Guney Azerbaycan ’da “İranlılığın” ve “Vatan İran” anlayışının cokuşunu gostermektedir. Azerbaycan Milli Hukumetinin “Azerbaycanlılık” uzerinde inşa edilmesi “İranlılık” olgusunun iflasının mantıksal bir sonucu idi. Cunku Rıza Han ’ın inşa etmeye calıştığı İranlılık kimliği Azerbaycan ’ın ekonomik, siyasal, kulturel ve toplumsal yok edilmesi savı esasına dayanmaktaydı. Guney Azerbaycan, Rıza Han dikte etmeye calıştığı İranlılık kimliğinden kurtuluş arayışı icinde olduğu bir donemde İkinci Dunya Savaşı gercekleşmiştir. Savaşın seyri ve rıza Han ’ın Almancı eğilimleri İran ’ın işgal edilmesi ile sonuclanmıştır.İran ’ın işgali ve ardından Rıza Han ’ın iktidardan uzaklaştırılması sonucu İran ’ın genelinde ozgurluk ortamı oluşmuştur. Bu ozgurluk ortamında Azerbaycan milli kimliği temel alan partiler ve siyasi elitler ortaya cıkmıştır. Guney Azerbaycan ’da ortaya cıkan siyasi partiler ve elitler toplumun butun katmanlarını Azerbaycan milliyetciliği soylemi etrafında birleştirmeği başarmıştır. Toplumun butun katmanlarından destek bulan milliyetci soylem cok geniş siyasal seferberliğe yol acmıştır. Soz konusu siyasal ve toplumsal seferberlik gucu sayesinde 12 Aralık 1945 ’te Azerbaycan Milli Hukumeti doğmuştur. 12 Aralık 1945 ’te kurulan Milli Hukumet SSCB ’nin de desteğini kazanmayı başarmıştır. Azerbaycan Milli Hukumeti ic ve dış faktorlerin anlamlı bir bicimde birleşmesi neticesinde doğmuştur.
www.gunaskam.com
--------------------------------------------------------------------------------
[1]. Emre Bayır, Fars Mlliyetciliğinin Gelişmi ve Guney Azerbaycan Milli Direniş Hareketi, Avrasya Dosyası, Cilt 5, Sayı 3, SONBAHAR, s.112.
[2]. Abdureza Huseng Mehdevi, Sehnehayi Ez Tarhi-e Muaser Iran, Elmi Yayinevi, Tahran, 1377, s. 109.
[3]. Arif Keskin, Guney Azerbaycan ’da Meşrutiyet Hareketi(1906-11) , http://azadtribun.com/320.htm
[4]. Viyolt Kanalı: Senet-i Şudene İran, Nesriye-e Encumen-i Saltanetiye Asiyaye Merkezi, Colaye, 1935, s. 461.
[5]. Yervand Abrahmiyan, İran Beyne Do İngelab, Ceviren: Ahmet Gulmuhhamedi, İbrahim Fettahi, Neşr Ney,Tahran, 1377 a.g.e., s. 174.
[6] “Hukumetin politikası sonucu caresiz kalan Azerbaycanlılar evi barkı bırakarak sadece bir lokma ekmek icin merkezi kentlere gidiyorlar. Bugun Tahran kentinin sokaklarında sabahlayan Azerbaycanlıları gorebilirsiniz. Bkz: Kızıl Sahifeler, Bonn –ikinci baskı s. 24.
[7]. Azerbaycan Kacarlar doneminde İran ’ın gozunun nuru idi. Ancak şimdi terkedilmiş bir harabeden başka bir şey değildir.
[8]. Chon Foran, Tarihe Tehvolat-e Ectemaiy-e İran, Ceviren: Ahmet Tedeyyon, Muessese-ye Ferhengiy-e Resa , Tahran, 1377. s. 408.
[9]. Nitekim Rıza han donemi Tebriz ’i ziyaret eden bir gazeteci Tahran ’da yayınlanan Teceddod-e İran (İran Cağdaşlaşması) gazetesinde cıkan bir başyazıda (07/08/1320) Azerbaycan ’da olup bitenleri şoyle betimlemektedir:
“Azerbaycan gecmiş donemde İran ’ın gozunun ışığıydı. Ancak şimdi harabeden başka bir şey değil. Ticaretin tekelleştirilmesi Azerbayacn ’a İran ’ın diğer bolgelerinden daha fazla zarar verdi” CAMİ, Gozeşte Cerağ Rah-e Ayende Est, Gognus, Tahran, 1367, s. 268.
[10]. Emre Bayır, Fars Milliyetciliğinin Gelişimi ve Guney Azerbaycan Milli Direniş Hareketi, ss. 92-93.
[11]. Azerbaycan ilinin kultur muduru şunları soylemiştir: “Turkce konuşan herkese boyunduruk vurun ve eşek muamelesi yapın.” Azerbaycan valisi Mostofi, “Azerbaycanlılar Turk ’tur. Yonca yemiş meşrutiyet almışlar; şimdi saman yiyip İran ’ı geliştirsinler.” Demektedir. Bkz: Cami, Guzeşte Cerage Rahe Ayende Est, s.25.
[12]. Pehlevi doneminde Azerbaycan ’a gonderilen valilerin Azerbaycan halkını aşağılaması bir cok tarih kitaplarda kendine yer bulmuştur. Rıza Han doneminde Azerbaycan ’a vali olarak gonderilen Abdullah Mostufi ’ nin Azerbaycanlıları kucumsemesi her kes tarafından bilinmektedir. Abdullah Mostufilerin ortaya cıkması Rıza Han politikasının bir neticesi idi.
[13]. Bu konuda BKZ: Emre Bayır , Fars Milliyetciliğinin Uc Dalgası “İranlılığa Giden yol” , Stratejik Analiz, Ocak 2001, Sayı 9.
[14]. Chon Foran, s. 395.
[15]. Abdulriza Huşeng Mehdevi, Siyaset-e Xarici-e İran Der Dor-ye pehlevi, Neşr-e peykan, Tahran, 1377, s. 55-56.
[16]. Abdulrıza Huşeng Mehdevi, Tarix-e Revabet-e Xariciy-e İran ( Ez Ebteday-e Doran Sefeviye Ta Payan-e Ceng-e Cehaniy-e dovvom),Emir Kebir, Tahran, 1377, s. 397.
[17] İran der Gern-e Bistom,s.125
[18] Abdulriza Huşeng Mehdevi, Siyaset-e Xarici-e İran Der Dor-ye pehlevi,s.76-77
[19]. Jean Pierre Digard, İran Der Gern-e Bistom,Neşer-e elborz, Tahran, 1378, s. 126.
[20]. Yervand Abrahimiyan, ss. 210-211.
[21]. Nıkkı R. Keddıe, Rişehay-e Engelab-e Eslami, Ceviren:Abdulrehim Guvahi, Kalem Yaınevi, Taharn
Seyid Cafer Pişeveri
Biyografiler0 Mesaj
●6 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Biyografiler
- Seyid Cafer Pişeveri