yazar, siyaset adamı
1920 yılında babasının Mustafa Kemal ’in ozel temsilcisi olarak bulunduğu Cenevre ’de doğdu. Tahsilini, Galatasaray, Haydarpaşa ve Fen Fakultesi ’nde yaptı. 1939 yılında universitede militanlığa başladığı TKP ’ye 1942 ’de Ferit Kalmuk tarafından kaydedildi. 1946 ’da Dr. Şefik Husnu ’nun kurduğu TSEKP ’nin yan kuruluşu olan sendikalarda calıştı. Adana Sendikalar Birliği ’ni kurdu. 1948 ’de Yedek Subay okulundan cavuş cıkartıldı. 1962 ’de TİP ’e kaydoldu, 1. Kongre ’de Merkez Komite uyesi oldu. Aralık 1967 ’de partiden ihrac edildi. 1968 ’de Milli Demokratik Devrim Derneği kurucusu ve Genel Sekreter Yardımcısı oldu.
Mart 1970 ’de kurulan İstanbul İşci Birliği Genel Başkanı oldu. 1973 ’de Haziran Hareketi gizli orgutu 1 numaralı sanığı olarak yargılandı, beraat etti. 1977 ’de İkinci TİP ’e kaydoldu. Haziran 1990 ’da TBKP kurucusu ve Merkez Komitesi uyesi oldu. Ocak 1992 ’de Boz Mehmet ve Şahap Bakırsan ’la Genel Merkez ’in sağ sapması uzerine istifa etti. 1992 ’de SBP ’ye girdi. Buyuk Kongre ’de MK ’ya secildi.
Daha sonra BSP kurucusu ve MK uyesi oldu. Turkiye Komunist Partisi uyesi ve konferans delegesidir. 3 Kasım 2002 Genel Secimlerinde TKP ’den İstanbul adayı oldu.
6 Aralık 2014 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
HAKKINDA YAZILANLAR
Doğan Apartmanı
Figen Nalan Ozkan
star / şehir rehberi
Galata Kulesi'ne cıkan sokakların birinde romantik, cekici, kollarını "U" şeklinde Boğaz'a acmış, 6 katlı, 49 daireli, avlulu, teraslı bir apartman var. Mimarı belli değil ama hayat hikayesinin inişli cıkışlı olduğu biliniyor ve tamı tamına 105 yaşında...
Kimler yok ki o apartmanda... Turkiye'nin ilk kadın mimarlarından Mualla Eyuboğlu ve Turkolog Robert Anhegger cifti, araştırmacı-yazar Rasih Nuri ve Bedia İleri , İstanbul Barosu Başkanı Yucel Sayman, ressamlar, edebiyatcılar....
Şehrin keşmekeşinden kacmak, gecmişi kıyısından koşesinden yakalamak icin şoyle bir Galata yapmanız yeterli. Bu semtin ara sokaklarını keşfetmek, değişik renkleri, ruhları, hikayeleri yakalamak, o uzerine sinmiş tarihi dokunun kokusunu icimize cekmek... Her bir sokak başka bir surprize kaynaklık eder.
İşte Galata'da Doğan Apartmanı da insanın gonlune bir ateş gibi duşer. Her Beyoğlu'na cıkışımda beni o gizemli avlusuna cekiverirdi. Doğan Apartmanı'na uğramadan gecemez oldum. Sevdiklerimi goturdum, tanıştırdım onunla. Doğan Apartmanı'ndan dostlar edindim. Onlarla bir başka mekanda değil, o apartmanda ve kendi evlerinde goruşmek istedim hep. O buyulu dunyanın birer parcasıydılar cunku. Avlusunda uzun uzun oturdum, ruyalara daldım...
Dışardan baktığımda, yeşil panjurlu, kocaman bir apartman gormuştum, iceri girdiğimde ise bir ruya. Her bir penceresinde zaman takılıp kalmıştı. Bir o yana bir bu yana, ileri geri... Kocaman bir avlu, avluyu sarmalamış taş duvarlar, duvarlarda gene yeşil panjurlu pencereler, cicekli eski zaman balkonları ve gokyuzu. Nasıl da merak etmiştim bu dev binanın hikayesini.
Kimler oturmuştu, kimler oturuyordu... Caldığım ilk kapı, araştırmacı-yazar ve şair Suphi Nuri İleri'nin oturduğu dairenin kapısı. Zaten avluda karşılaştığım kızı Esin o guler yuzlu ifadesiyle "babam size her konuda yardımcı olur. Buradan 4 numaralı daireye cıkın" demişti.
Doğan Apartmanı'nı ilk kez araştırmacı yazar Rasih Nuri İleri, 21 yıl once, burada oturan eski dostu Mualla Eyuboğlu'nu ziyarete geldiğinde keşfetmiş.
Birkac gun sonra da oğlu Suphi'yi bu muhteşem binayı gostermek icin goturmuş. Şans bu ya kaytan bıyıklı kapıcı yolunu kesip "ne aradığını" sorunca, o da binayı oğluna gostermek istediğini soyleyip, "Burada satılık daire var mı" deyivermiş; ve şimdiki oturdukları daireyi gostermiş kapıcı. O daireyi de satın almış zaten.
O bir aşk
Suphi Nuri İleri icin Doğan Apartmanı bir aşk. "Aşkı, evet aşktı ve hala da aşığım bu apartmana" derken gozleri parıldıyor. O, bu apartmanda olmek istiyor. "Burayı gorup de hayran kalmamak mumkun mu?" diyor bize Doğan Apartmanı'nı ve manzarayı gostererek. Ve hemen ekliyor: "Aradığım İstanbul'u buldum burada."
Ahmet'i de Suphi Nuri İleri'nin evinde tanıdık. O, butun ailesini savaş sırasında kaybetmiş, tek başına kalmış bir Somalili. Ama Galata'da, Doğan Apartmanı'nda hayat yeniden filizlenmiş onun icin. Tıp eğitimi icin geldiği İstanbul'da ekonomik koşullar nedeniyle marangozluk ve boyacılık yapmak zorunda kalmış, ama hayata karşı o kadar direncli ki, aynen Doğan Apartmanı gibi her turlu olumsuzluğa karşı dimdik ayakta. İleri'lerin evinde onlara yardım ediyor. "Kendime bir baba, anne ve kız kardeş buldum" diyor. Galatayı da cok renkli buluyor: Cingeneler, Araplar, Etiyopyalılar, Nijeryalılar, Senegalliler...
Esin İleri, bu apartmanın pırıl pırıl genclerinden biri. Tıpkı Doğan Apartmanı gibi gururlu, mağrur, cana yakın. Piyer Loti Lisesi'nde okuyor. O kendini bir İstiklal Caddesi cocuğu olarak tanımlıyor. Başka bir yerde yaşaması mumkun değil. Doğan Apartmanı ise onun icin cok değerli. Anneannesi, buyukbabası ve ailesi orada. "Togay var. Reklamcı. Canım sıkılınca hemen ona kacarım. Benim sığınağım. Doğan Apartmanı'nın cehresi değişti. Burası gibi kozmopolit bir yerde altın gunleri yapmak ters geliyor" diyor.
HAKKINDA YAZILANLAR
Doğuştan Sosyalist
Cemal A. Kalyoncu
Aksiyon 10 Şubat 2001 Sayı: 323
Turk sosyalistlerinin ileri gelenlerinden biri olan Rasih Nuri İleri, hem anne hem de baba tarafından Abidin Paşa'nın torunudur. Abidin Paşa ailesinde, akrabalık bağları evliliklerle girift bir hal almı
"Feodal kokenli bir aile olarak dram şurada. Bazıları kumar oynar hata eder, bizim ailede oyle değil. Politik konjonktur dolayısı ile savaşlar ve hukumetler yoluyla bir cokertme politikası uygulanıyor. Cok başarılı bir politika oldu. Şikayetim yok, keşke bunlar olmasa idi."
Rasih Nuri İleri, Turkiye'de sosyalizmin en ust halkasını oluşturanlar arasında bulunmuş bir kişi olarak tanınmaktadır. Bir ozelliği de cok ama cok geniş bir ailenin ferdi olmasıdır. Rasih Nuri İleri ve ailesi evliliklerle bugun o kadar genişlemiştir ki, Ziyad Ebuzziya'dan gazeteci Umur Talu'ya, Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Ataturk'un cocukluk arkadaşı Hilal—i Ahmer'in başkanı ve milletvekili Fuat Bulca'dan Mehmet Ali Aybar'a, Omer Madra'dan Abidin Dino'ya ve daha bircok kişiye kadar cok kuvvetli bir hısımlık ve aile bağlarının orta noktasında yer almaktadır.
Rasih Nuri İleri aslında Abidin Paşa'nın torunudur. Prevezeli olan Abidin Paşa, Selanik valiliğinin ardından 1880'de uc aylığına da olsa hariciye nazırlığı yapar. Sonrasında Adana valiliğine, ardından Sivas, Ankara Cezayir—i Bahri Sefid (Rodos, 12 Adalar vs butun adalar da dahil) valiliğine getirilir. Aynı zamanda mesnevi şairi de olan Abidin Paşa, bu gorevi sırasında padişah tarafından cağrılıp sadrazamlık teklif edildiği esnada gecirdiği kalp krizi sonucu hayata gozlerini yumar (1906).
Dino, Tek, Ebuzziya, Talu: Girift bir aile
Abidin Paşa'nın damadı, Mustafa Nuri Bey de Hazine—i Hassa Nazırı ve Ayan uyeliği yapmış birisidir. İşte bu Mustafa Nuri Bey, Rasih Nuri İleri'nin baba tarafından buyukbabasıdır. Helvacızade Salih Tosun Efendi'nin dort cocuğundan biri olan Mustafa Nuri'nin bir diğer kardeşi olan Ahmet Fuat Paşa 16 yıl Kutahya valiliği yapar. Asıl adı Muhammed Selim Sırrı olan, Bağdat dahil Osmanlı'nın en onemli bolgelerinde valilikler yapan ve Sırr—ı Kur'an adlı kitabın yanında daha bircok kitabı bulunan diğer kardeşi Sırrı—i Giridi(Sırrı Paşa)'nin Leyla Saz Hanım'la evliliğinden Yusuf Razi Bel (Bu soyadı Fransız hanımı dolayısıyla almıştır) ile mimar Vedat (Tek) adında iki cocuğu olur. Vedat Bey'in (Firdevs Konica (Dino) ile evlenir) uc cocuğundan biri olan Nihat da mimar olarak tanınmaktadır. Ali Neyzi, Nezih Neyzi, İsmail Arar da Sırrı Paşa'nın kızları tarafından torunlarından birkacıdır. Helvacızade'nin, diğer cocuğu da ikinci eşinden olan ve Girit'te kalmayı yeğleyen Mehmet Ağa'dır.
Mustafa Nuri Bey'in kuzenleri arasında tanınmış isimler de vardır. Bunlardan biri olan İsmail Fazıl Paşa, Muşir Mehmet Ali Paşa ile Ayşe Sıdıka Hanım'ın kızları Zekiye Hanım'la evliliğinden olan Ali Fuat Cebesoy'un babasıdır. İleri ailesi, İsmail Fazıl Paşa'nın eşi tarafından Turk komunistlerinin onde gelen isimlerinden Mehmet Ali Aybar Nazım Hikmet ile de akrabadır.
Abidin Paşa Adana valisi iken, Rasih Nuri İleri'nin de buyukbabası olan Mustafa Nuri Bey de Adana vali muavinidir. Abidin Paşa buyuk kızı Nefise'yi (Abidin Paşa'nın Gul Hanım'dan Nefise Hanım dışındaki cocukları Rasih, Sabire (Talu'ların buyukannesi) ve Halide'dir) Mustafa Nuri Bey'le evlendirir. Ciftin, Jon Turk, Ati, İkdam ve İleri gazetelerinin yazarı, daha sonra da Yılmaz adlı gazeteyi cıkaran, Osmanlı Meclisi'nde Misak—ı Milli'yi oylayan vekillerden biri olan, Malta'ya surgun edilen ve Birinci Meclis'te Anayasa Komisyonu Başkanı olan Celal Nuri, karikaturist olarak tanınan, İstanbul Radyosu'nun kurucusu Sedat Nuri ve Prof. Suphi Nuri İleri adında uc cocuğu olur: "Bir arkadaşım, Trakya Paşaeli Mudafaa—i Hukuk Cemiyeti'nin Celal Nuri amcamı Avrupa ve Amerika'ya delege olarak yolladığının mazbatasını verdi bana. Delege olarak gittiğini bilmiyorum. Belge ilginc bir belge. Eski arkadaşım Mihri Belli'nin babası Hayrettin Belli, Şakir Kesebir, Oztrak'ın imzaları da var belgede." Rasih Nuri İleri'nin babası olan Suphi Nuri Bey ise, Fransa'da doktorasını yaptıktan sonra 4. Orduda Hecinsuvar Boluk Komutanı olarak Kanal Seferine katılan ve Cemal Paşa'nın karargahında adalet ve istihbarat şube başkanı olarak vazifeler goren birisidir: "Şam'dan ordu hazinesini kacırıp Halep'e, Mustafa Kemal Paşa'ya teslim ediyor." Mutarekede İhtiyat Zabitleri Genel Sekreteri olan Suphi Nuri İleri, Sosyalist Partisi Genel Sekreterliği de yapar: "İngiliz arşivlerine gore Ataturk'un Avrupa'daki temsilcisi olarak gosteriliyor. İki pasaportu var bende. Bir tanesi Bekir Sami imzalı. Lozan Konferası'na da katılmış birisi. Ataturk, Ati gazetesinde babamın imzasıyla Suriye Savaşı hakkında birkac yazı yazıyor. Bir de Mustafa Kemal'in, İşgal Kuvvetleri İtalyan delegesi Comte Sforza ile yaptığı anlaşmaya gore Cami Baykut'la beraber, İzmir'in işgalinden once İtalya'ya gidip silah alıp İzmir'e getirmişlerdir. Fakat İzmir yonetim makamları silahları almayı kabul etmemiş. Onun uzerine silahlar Odemiş civarlarından sahile cıkartılmıştır. Ataturk'un oradaki planı adeta İstiklal Savaşı'nı onleyici bir plandır, İzmir'in işgaline karşı bir tertibat olarak... Oysa İtalyan'ların niyeti başka idi. Ben Cami Baykut'un (sonradan 1. Meclis'te İcişleri Bakanı) arşivini gordum. Babamla olan hareketten sonra iki defa daha Cami Bey İtalya'ya gidip silah almış. Turk tarihinde o kısım nedense pas geciliyor. Babam siyasi meselelerden pek bahsetmezdi. O donem eski İttihatcılar'ın bir sır kavramı vardı." 1924'te bir akşam gazetesi cıkaran İleri, eleştirilerinden dolayı Elazığ İstiklal Mahkemesi'ne gonderilir: "Babamın elinde İsmet Paşa'nın 'beraat edilmenizi umid ederim' diye bir telgrafı vardı. Ki İsmet Paşa'ya Ataturk yazdırmış o telgrafı. Boylece babam beraat etti, Babam ondan sonra politikadan kustu." Musluman ve Hıristiyan Ortodokslar'ın mubadelesi icin kurulan komisyonlardan Midilli'deki komisyonun başkanlığını da yapan Suphi Nuri İleri, daha sonra İstanbul Universitesi Hukuk Fakultesi ile Yuksek Ticaret ve İktisat fakulteleri ile Maltepe Askeri Lisesi'nde ders verir. Yine bir gazetede Osmanlı emperyalizmi ile Alman emperyalizminin farkları uzerine, Turkiye'yi oven bir yazı yazınca universiteden kovulur. Tan olayından bir gun sonra da vefat eder.
Surgun ustune surgun
Abidin Paşa ailesinin bir ozelliği de surekli surgun yemesidir: "Ailenin genlerinde var haksızlığa karşı olmak. Abidin Paşa'nın babası Konya'da surgunde olmuş. Abidin Paşa, Hariciye Vekili iken surgune gonderilmiş ve anasının cenazesine dahi gelmesi yasaklanmış. Amcam da surgun edilmiş. Babam ise Elaziz İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmış. Dayılarım 1942'te surgune tabi olmuş. Bir taraftan Kuva—i Milliyecilik oteki taraftan da bir solculuk var. Aynı zamanda solculuk ve komunistlik de..."
Suphi Nuri İleri evliliğini ise, yine aynı aileden olan Leyla Hanım'la yapar: "Anne ve babam kardeş cocuğu. Anne tarafından dort aile var. Dino'lar, Cabbar'lar, Gazi Turhan'lar ve Aslanpaşa'lar; bunlar Corumlu Demirtaş Umur Bey'e dayanır. Aileici evlilikler toprağın bolunmemesi icin kuraldır."
Ailede başka tanıdık kimler var?
"Kalabalık bir aile. İstanbul'da akraba olmayan tanımıyorum demeyeceğim ama, o kadar fazla akraba var ki saymakla bitmez. Mesela Abidin Paşa'nın ve Recaizade Mahmud Ekrem'in torunu gazeteci Umur Talu kuzenim. Ziyad Ebuzziya, o da akrabamdır, Aslanpaşa'lardan. Bu konuda fantazi dolu bir kitap da mevcuttur. MHP'li Mahmut Cetin, Boğaz'daki Aşiret kitabında aile bağlarını gozler onune sermektedir. Ancak Aybar ile Sabahattin Ali'nin ilişkisi kitapta sokulememiştir. İkisi de Gelenbevi ailesindendir."
Leyla Hanım, Suphi Nuri'nin annesi Nefise Hanım'ın, Halide ve Sabire dışındaki kardeşi Rasih Bey'in Saffet Gazi Turhan Hanım'dan dunyaya gelen Ali Ekrem, Ali, Arif, Abidin ve Ahmet Dino'nun kardeşidir. Dino ailesinin bu unlu fertlerinden, iyi resim yapan Ahmet'in dışındakiler ressam olarak tanınmaktadır. Leyla—Suphi Nuri cifti 1909'daki nikahın dışında 1919'da Cenevre'de iken nikah tazeleyerek bir kez daha evlenirler. Ailenin tek cocuğu, ilerleyen yılların sosyalizm adına yılmaz savunucusu Rasih Nuri de, 1920'de burada doğar. Aile 1921'de İstanbul'a gelip Abidin Paşa'nın Yenikoy'deki yalısına yerleşir: "Cocukluğumun gectiği Yenikoy'de yerli halk Rum, esnaf, evlerdeki hizmetciler, herkes Rum'du. Yenikoy'de oturup o donemde Rumca bilmemek olanaksızdı. Turkler coğunlukla yalı sahibi idiler."
Ailede Rum koken var mı?
"Ailenin bir kısmı Prevezeli, bir kısmı da Giritli'dir. Leyla Saz'ın babası Hekim İsmail Paşa Rum kokenlidir. Girit'te de, Epiros (Yanya)'da Rumlarla surekli savaşılmıştır. Ailede eski nesil Rumca bilirdi. Babam gayet iyi bilir ama konuşmazdı. "Cocukluğu işte boyle bir ortamda gecen Rasih Nuri İleri'nin yaşadığı muhit sosyalist bir muhitten muteşekkildir: "Doğuşumdan beri o cizgi icindeyim. Babamın kutuphanesinde Marksıst-Leninist-Trockist kitaplar buldum okudum." Rasih Nuri İleri, bir anlamda doğuştan sosyalisttir.
İleri, eğitimine ilkokul beşinci sınıftan başlar. Galatasaray'a kaydolur. İyi bir oğrenci olan Rasih Nuri, Velid Ebuzziya'nın oğlu Selim, Kılıc Ali'nin oğlu Gunduz, Fazıl Ahmet'in oğlu Eşvak Aykac ile ile beraber okur: "Ailecek cok iyi Fransızca bilirdik. O beni biraz tembelliğe itti." İleri, 12 yıllık eğitim veren Galatasaray'dan, daha erken mezun olabilmek icin ayrılır, Haydarpaşa Lisesi'ne gecer. Muhendis olmak isteyen İleri, mezun olduğu yıl 2. Dunya Savaşı cıktığından eğitim icin yurt dışına gidemez. Prof. Seha Meray, Prof. Hasan Utarit İzgi, Prof. Metin Hotinli, unlu fizikci Feza, Nejdet Cobanlı gibi arkadaşları ile birlikte 1939'da girdiği İstanbul Universitesi Fen Fakultesi Matematik Enstitusu'nden mezun olduğunda ise yıl 1943'tur. Sosyalist bir cevreden gelen Rasih Nuri, bu yıllarda aktif sosyalist olmuştur bile: "30'larda Stalin olene kadar, ben yeniden kontripiyede idim. Sovyet ihtilalini daha lisede iken biliyordum. Universitede Marksist bir araştırma grubumuz vardı. Daha sonra işcilerin evlerinde gizli eğitim yapardık. O eğitimlere katılanlardan birkacının ismini vereyim, cok komik olacak. Biri Kemal Karpat, şimdi Amerika'da. Sonra Hıfzı Topuz. Topuz'un hatıratında bu paragraf yok. Solculuğunu unutturmak istiyor." Rasih Nuri, 1942 yılında ise Ferit Kalmuk tarafından Turkiye Komunist Partisi'ne uye kaydedilir.
Hıfzı Topuz'un uydurma sabotajı
Bu arada İleri, henuz universite oğrencisi iken Eyup Ortaokulu'nda ders vererek oğretmenlik yapar. Uc yıl suren bu işin ardından universite son sınıfta iken Beyoğlu Havagazı Şirketi'nde calışmaya başlar: "Hıfzı Topuz'un cok guzel bir anı kitabı var. Fakat Sabahattin Ali dolayısıyla benim hakkımda yazdığı o bolum baştan aşağı yanlışlarla doludur. Aynı şeyi daha evvel Cemal Sureya da yaptı. O da benimle sozum ona bir roportaj yaptı. Orada da Beyoğlu Havagazı Şirketi'nde 40'lı yıllarda sabotaj yaptığımı soyluyor. Ben sabotaj yapsa idim, doğrudan doğruya Sansaryan Han'a goturulurdum ve dava acılırdı. Olayın sabotajla hic alÂkası yoktur." Olayın aslı başkadır. Kontrol odasında calışan İleri, bir gece yarısı nobetinde esrar cekmiş bir zenci işcinin yanlış vanayı cevirmesi ile gazın sonduğunu farkeder ve hemen vanayı acar. Gazın bu şekilde kesilmesi demek, patlamalara yol acabilecek boyutta bir tehlike demektir: "Sureya da, kimden duymuşsa sabotaj gibi anlatmış. Bircok kişi ondan sonra 'Aa kahraman Rasih Abi, sen gencliğinde parlak şeyler yapmışsın' demeye başladı. Hıfzı Topuz ile birlikte kontrol odasında vardiya usulu calışıyorduk. Guya orada ben raporları yazıp da mudure vermemişim ve bu yuzden de Hıfzı'yı işten atmışlar. Kendisinin soylediğine gore de o sayede meşhur bir gazeteci olmuş. Raporları ben vermemişsem niye onu attılar da beni atmadılar? İşin doğrusu, oradan aldığım maaş gecinmeme yetmiyordu, ben de istifa etmek zorunda kaldığımdır."
Rasih Nuri, ardından Esat Adil (Mustecablıoğlu)'nun yanında TKP emir ile Yeni Dunya gazetesi ve Gun dergisinde gazeteciliğe başlar. Sonrasında Şefik Husnu'nun kurduğu Turkiye Sosyalist Emekci ve Koylu Partisi'nin yan kuruluşu olan sendikalarda gorevler ustlenir. 1946'da Adana Sendikalar Birliği'ni kurar. Evinde saklanan ve daha sonra yurtdışına kacmak uzere iken yakalanıp oldurulen Sabahattin Ali olayından kısa bir sure sonra, 1948 yılında da askere gider. Rasih Nuri'nin sadece askerlik donemi bir roman konusudur. İleri, askerde macera ustune macera yaşar. Once, Ankara Yedek Subay Okulu'nda, imtihanları başarı ile vermesine rağmen subay yerine cavuş yapılmak istenir: "Tabiye hocam Kurmay Yuzbaşı Muzaffer Yurdakuler, beni cağırdı ve 'Benim uc kişiliğim var. Evvela insanım, sonra subay, sonra da yedek subay okulunda oğretmenim. Bugun bu uc kişiliğim de ayaklar altına alındı. Seni ikmale bırakmam emrini verdiler, mani olamadım." 27 Mayıs'ta Albay Muzaffer Yurdakuler olarak Milli Birlik Komitesi'nde yer alacak olan o Yurdakuler, Rasih Nuri'ye karşı yapılan bu davranışı kabul etmez: "Sana izin kağıdı veriyorum. İstediğin zaman buradan cıkıp işini halletmeye bak. Cok tanıdığın olduğunu biliyorum." İleri, işini halledemezse yedek subay olarak 6 ay olan askerliği, cavuş statusunde uc yıl yapmak durumunda kalacaktır. İşini halledemez, fakat bir kanun maddesine dayanarak askerliğini iki yılda bitirir. İleri'nin, bu sure icinde yeri surekli değiştirilir. Once Gelibolu İstihkam İnşaat Taburu'na gonderilir: "Oradaki albayımız Deli Cemil, İkinci Dunya Savaşı'nda ust kademelerle irtibat kuramayınca Tunca ve Meric koprulerini ucumuştu." Derken İleri, askerde 141'den mahkemeye verilir. Kararı Milli Savunma Bakanı (Huseyin) Husnu Cakır'a gosteriyorum. O da tutuyor, askerlikte olmayan bir şey yapıyor. Normalde er tayin edilmez ama beni emirle 2. Ordu'dan 1. Ordu İstihbarat Şubesi'ne tercuman tayin ediyor. Geliyorum ekmek cavuşu yapıyorlar. Sonra surgun olarak yolladıkları halde Baransel'in emir cavuşu oluyorum." Askerliğini bitirdiğinde ise yeri Hadımkoy Topcu Komutanlığı'dır.
Rasih Nuri bu zorlu askerlik donemini geride bıraktığında takvimler 1950 tarihini gostermektedir. O yıl Demokrat Parti de iktidara gelmiştir: "Askerden gelir gelmez cok mutlu bir evlilik yaptım." Salih Bosna'nın kızı Emine Hanım ile evlenen riyaziyeci Mehmet Ali Behlil'in cocuğu Bedia Hanım'la hayatını birleştiren İleri'nin bu evliliğinden uc cocuğu olur. İleri ailesinin en buyuk cocukları, 1991'de gaz zehirlenmesinden vefat eden Leyla'nın dışında Refik Durbaş'ın kızkardeşi Mahmure Hanım ile evlenen yazar Suphi Nuri (bu evlilikten Esin adında bir kızı vardır) ve yurtdışında yaşayan ressam Mehmet Can (o da Rezzan Hanım'la evlidir ve Eren Can adında bir cocuk sahibidir) adında uc cocukları gelir dunyaya.
1950'li yıllar sosyalistler icin zor yıllardır. Bu donemde politik etki ile saf değiştirenler bile olur. Hilmi Ziya Ulgen de bunlardan biridir. Donemin zorluklarından Rasih Nuri İleri de nasibini alacaktır. İş adamlığına soyunan İleri, Turkiye'nin ilk serigrafcısı olarak tarihe gecer:
Nereden geldi bu iş aklınıza?
"Gayet basit. İş vermiyorlardı. O donemin 12 Mart'tan sonraki donemden farkları, 12 Mart'tan sonra solcular calışabiliyordu. DP doneminde aclığa mahkûm edildiler. Cok ağır bir baskı vardı ki bugun tasavvur edilemez. Bugun bircok solcunun otomobilleri var. İlk serigrafi şirketini beraber kurduğumuz Fuat İzer, beni dışlamak isteyince ayrıldık. Şirketi batırdı." Rasih Nuri, farklı bircok iş denemesi de yapar: "Asansorculuk yaptım. Bir suru teknik işlerde calıştım. Hatta dinamit tıpası nakliyatı bile yaptım. Nerede iş bulduysam yaptım."
Komunistlik ve CIA ajanlığı ile suclanıyor
Ve 27 Mayıs: "27 Mayıs beklediğimiz değil katıldığımız bir şeydi. Turan Emeksiz'in oldurulmesi, ardından universitelerde oğrenci hareketlerinin başlaması..." İleri de bu tarihte yeniden universiteli olmuş, hukuk oğrencisidir: "Turan Emeksiz'in oldurulduğu gun ben Beyazıt'ta bildiri dağıtıyordum. Duşundum, ustumde bu belgeler yakalanırsa 'komunistler bu harekete iştirak etti' diye sanılacak. Bunun uzerine Sahaflar Carşısı'na gidip belgeleri eski komunistlerden Aslan Kaynardağ'a verdim. Eve dondum ve bekliyordum. Orgutsel değil de kişisel olarak hepimiz DP'ye karşı mucadele ettik."
1961'de ise, Turkiye İşci Partisi kurulmuş ve calışmalara başlamıştır. Parti'nin kurulmasının uzerinden bir yıl gecince TİP yoneticileri parti genel başkanlığını Mehmet Ali Aybar'a onerirler. Aybar da, bazısı 1951 tevkifatında tutuklanan ve beraat eden eski Turkiye Komunist Partili'lerle birlikte TİP'in başına gecer. Aybar'ın yanında Behice Boran, Rasih Nuri ve daha sonradan bunlara katılacak olan Sadun Aren de vardır: "Aramıza Adnan Cemgil gibi Komunist Partili olmayanlar da katıldı." TİP, 1965'te yuzde 3 oy alır. Senato secimleri ve mahalli secimlerde oy oranını yuzde 5,5'lere yukseltir. Bu sırada Aybar—Boran—Aren grubu, Rasih Nuri İleri ve Halit Celenk de dahil 13 kişiyi (13'ler Olayı) partiden ihrac etme harekatına girişir (1967). Nedenlerden biri partinin kapatılmasına sebebiyet verecek 'tehlikeli mihrakları' partiden uzaklaştırmaktır. İkincisi ise Anayasa Mahkemesi'nin sol neşriyata izin vermediği kadar verdiklerinin de ozellikle 1965'ten sonra bir sol yayın furyasının başlamasına yetmesi neticesinde, partinin genc tabanının bu yayınları okumaya başlamasıdır: "Partiyi en cok korkutan da oydu. Cunku butun gencler o yayınları okumaya başladı." Bir diğer neden de Aybar'ın 'Partiyi bu duruma biz getirdik, 69'da başa gureşeceğiz. Partiyi kimseye kaptırmayız' yonundeki beyanatıdır: "Bizi ayıp bir şekilde haysiyet divanına verdiler. Neden ayıp? Cunku bizi solculukla itham ettiler. Teşkilat itiraz etti. Bunun uzerine ikinci bir iddia attılar ortaya. Bunlar CIA ajanıdır diye. Bu daha da cirkindi. Evvela TKP'li ilan edildik, sonra CIA ajanı. Fakat, parti teşkilatı tepki gosterince, bizimle birlikte 200'e yakın yerel yonetici de ihrac edildi." Bunun uzerine Behice Boran, Sadun Aren, Genel Sekreter Muavini Nihat Sargın, Sosyalist Parti eski kurucularından avukat Minetullah Haydaroğlu ve eski gedikli teknisyen Şaban Erik, Aybar'a karşı blok oluşturur. Parti karışır. Ust uste olağanustu kongreler gercekleşir. Dorduncu kongreden sonra partinin başına Behice Boran gecer: "Fakat o sırada Turkiye'de genclik hareketi dediğimiz hareket, Dev—Genc cıktı ortaya. O da evvela Fikir Kulupleri Federasyonu olarak Sadun Aren tarafından gencliği kazanmak icin kurdurulmuştur. Fakat daha sonra bu orgut kontrolden cıktı. Tum dunyayı saran 68 hareketi genclere ornek oldu. Şuphesiz bu hareket Kuva—i Milliyeci bir harekettir. Sol, Kuva—i Milliyeci'dir. Sonucta partide bir kopukluk oldu. Bu arada başka bir hata daha oldu. Mihri Belli sorunu cıktı ortaya. Eski TKP'li Belli, muhalefet hareketini ele gecirmeye calıştı. O zaman dort suclu sayıyorum; M. Ali Aybar, Behice Boran, Sadun Aren ve Mihri Belli. Ucu icerden biri dışarıdan." Rasih Nuri İleri'ye gore bu tarih aynı zamanda Turkiye'de solun da parcalandığı tarihtir: "O tarihten sonra solda bir daha duzelemeyen bir parcalanma meydana geldi."
TİP'ten ihrac kararını geri aldırmak icin sonuna kadar mucadelesini surduren İleri, başarılı olamaz. 1960'lı yıllarda yayıncılık işine de giren İleri, 1968'de Milli Demokratik Devrim Derneği kurucuları arasında yer alır. 1969'da ise, cevirisini yaptığı bir kitap yuzunden hapis yatar, 1970'te de İstanbul İşci Birliği'nin genel başkanı olur. İleri, 12 Mart'ın ardından Haziran Hareketi adlı gizli bir orgutun lideri olarak yargılanır: "Darbeden sonra bir ay kontrgerillada kaldım. Ziverbey'de iltimaslı insanlar daha hafif bir muamele gorduler. Bana yapılan işkence 27 gun surdu, 3 gun de istirahat." Ardından Selimiye ve Maltepe Kışlaları: "Dava bitmeden evvel beraat ettim. Bu sefer 1950 doneminin aksine butun kapılar acık." 1975'te ikinci defa kurulan İşci Partisi'ne yeniden uye olan İleri, 1978 yılında daha once elde edemediği bir hakkı da kazanır: "Başbakan (Menderes'in) muvanliğini de yapmış en yakın arkadaşım Medeni Berk bile yapamadı. Hic bir rejimde pasaport alamadım." Rasih Nuri 1939'dan beri kendisine verilmeyen pasaportunu Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık sayesinde alabilir ancak.
Yine tırmandırılan teror ve ardından beklenen hadise: 12 Eylul: "Bizim donemimizde insanları konuşturmak icin işkence ederlerdi. Hapishaneye girdiğin gun işkence biterdi. 12 Eylul'den sonra işkence hapisanede de devam etti. 12 Eylul'de uygulanan planın kitabı 12 Mart'tan evvel yazılmış ve Genel kurmay'ca Turkce'ye cevrilmiştir. Meşhur CIA ajanı Kaluga'nın Kongtrgerilla kitabında ne yapılacağı yazılıdır."
Rasih Nuri İleri 80'den sonra da mucadeleye devam eder. 1990'larda Nihat Sargın, Nabi Yağcı'yla birlikte Turkiye Birleşik Komunist Partisi'ni kurarlar: "O sırada eski komunistlerin anlamadığı bir şey oldu. Bugun anlaşılıyor ki, partinin başında olanlar o donemdeki Gorbacov'un etkisi aldında idiler. Yani partiyi tasfiye etmek icin kurdular. Mehmet Bozışık, Şahap Bakırsan ve ben inanılamayacak kadar ağır bir muhalefet yaptık. Fakat partiyi Anayasa Mahkemesi kapattı. Onemliliği, baştakileri cokertti." Rasih Nuri, ardından Sosyalist Birlik Partisi'ne katılır. Aynı kişilere karşı mucadelesine burada devam eder: "SBP'nin ve onun devamı olan BSP (Birleşik Sosyalist Partisi)'nin de git gide sosyalizmden ayrıldığını gorunce ben de yonetim kurulundan istifa ettim." İleri'nin, sosyalist arenadaki bu uzun politik macerasındaki son durağı Sosyalist İktidar Partisi'dir. Gorulduğu gibi Rasih Nuri İleri'nin mucadelesi dıştan ziyade ice karşı yapılan bir mucadeledir: "Hic bir zaman onde gureşmek imkanı bulmadım. Cunku onde gureşmek icin bazı şeyleri kabul etmek lazım. Mesela, Kruşcev'e kadar, Stalin'in Trocki'ye karşı yaptığı muhalefeti, sonra 1962'den 87'ye kadar da Şefik Husnu'ye karşı yapılanları kabul etmem lazımdı. Ancak ben doğru bulmadıklarımı hic bir zaman savunamadığım icin politikada da hic şansım olmadı."
İctekilere karşı verdiği mucadele sonunda bir donem gelir ki, İleri, cevresinde kimse kalmayacak bir halde bulur kendisini: "Baktım kimseyle selamlaşmayacağım. Sacmalıyorum dedim. Beraber mucadele ettiğim hic kimse ile konuşmazsam kiminle konuşacağım? Kural koydum, bana selam verene ben de selam veririm. En ağır hakaretleri ettiğim Nabi Yağcı ile bile konuşuyorum bugun. Aleyhine kitap yazdığım Aybar, Boran, Aren ve Belli sonradan benimle cok dost oldular. Soldan kimseye kus değilim. Ama sağda, Demirel, Ozal, Ciller, Yılmaz ve Ecevit'i affedemem herhalde."
Sosyalizme boylesine adanmış bir hayat yaşayan Rasih Nuri İleri, Abidin Paşa'nın oğlu Rasih Dino vesilesiyle, Preveze'de 90 bin donum, eski Adana'da 180 bin donum ve Ankara Cebeci'deki Abidin Paşa Mahallesi'nde bugun değeri buyuk meblağlara ulaşan toprakların sahibi olabilecekken...: "Ben doğmadan evvel inanılmaz bir servet var. Balkan ve İstiklal Savaşları, Anadoluculuk cereyanı, Halk Partisi rejimi... Ailenin elindeki o toprakları almaya donuk bir siyaset uyguladılar. Cokertme politikası cok başarıyla uygulandı. Son senelere kadar parasız bir hayat yaşadım. Parasal gucum iyi olsa idi parti mucadelelerinde herşey daha değişik olabilirdi."
Ozelleştiriliyor diye, divan kurulu uyesi olduğu Galatasaray'daki uyeliğinden ayrılan, barok muziğin yanında iyi muziğin her turlusunu seven, sol ve anti sol bircok kitabın yer aldığı geniş bir kutuphanenin sahibi Rasih Nuri İleri'ye son bir sorum daha var.
— Komunist olmasaydınız....?
Cevabı biliyorum, bende var.
HABER
İleri'nin cenazesi Bebek Camii ’nden kaldırılacak
6 Aralık 2014
Turk Solu'nun onemli ismi Rasih Nuri İleri'nin cenazesi Bebek Camii ’nden kaldırılacak.
Rasih Nuri İleri 6 Aralık 2014 tarihinde sabah saatlerinde evinde hayatını kaybetti. İleri 94 yaşındaydı.
Cenazesi 9 Aralık 2014 Salı gunu oğlen namazını takiben Bebek Camii ’nden Aşiyan ’daki aile kabristanına uğurlanacak.
Rasih Nuri İleri vefat ilanı
VEFAT
Hurriyet 8 Aralık 2014
Demirtaşoğlu Umur Bey, Alkuş, Gazi Turhan, Aslanpaşa, Helvacızade ve Dino soyundan Hariciye Nazırı ve Cezayir-i Bahr-i Sefid Valisi Abidin Paşa ile Ayan Meclisi Uyesi ve Hazine-i Hassa Nazırı Nuri Paşa ’nın torunu; Leyla Dino İleri ve Suphi Nuri İleri ’nin oğulları; Emine Bosna Behlil ve Mehmet Ali Behlil ’in damatları; Durbaş ve Benatar ailelerinin dunurleri; Mahmure İleri ve Rezan Benatar ’ın kayınpederi; Esin Umit İleri ve Eren-Can Nuri İleri ’nin dedesi; merhume Leyla İleri, merhum Mustafa Suphi Nuri İleri ile Mehmet Can İleri ’nin babaları; merhume Bedia Behlil İleri ’nin eşi;
RASİH NURİ İLERİ
(Galatasaray Lisesi 1939)
Vefat etmiştir.
Kendisini sevenleri eşliğinde 9 Aralık 2014 Salı gunu oğlen namazını takiben Bebek Camii ’nden Aşiyan ’daki aile kabristanına uğurlayacağız.
AİLESİ
1920 yılında babasının Mustafa Kemal ’in ozel temsilcisi olarak bulunduğu Cenevre ’de doğdu. Tahsilini, Galatasaray, Haydarpaşa ve Fen Fakultesi ’nde yaptı. 1939 yılında universitede militanlığa başladığı TKP ’ye 1942 ’de Ferit Kalmuk tarafından kaydedildi. 1946 ’da Dr. Şefik Husnu ’nun kurduğu TSEKP ’nin yan kuruluşu olan sendikalarda calıştı. Adana Sendikalar Birliği ’ni kurdu. 1948 ’de Yedek Subay okulundan cavuş cıkartıldı. 1962 ’de TİP ’e kaydoldu, 1. Kongre ’de Merkez Komite uyesi oldu. Aralık 1967 ’de partiden ihrac edildi. 1968 ’de Milli Demokratik Devrim Derneği kurucusu ve Genel Sekreter Yardımcısı oldu.
Mart 1970 ’de kurulan İstanbul İşci Birliği Genel Başkanı oldu. 1973 ’de Haziran Hareketi gizli orgutu 1 numaralı sanığı olarak yargılandı, beraat etti. 1977 ’de İkinci TİP ’e kaydoldu. Haziran 1990 ’da TBKP kurucusu ve Merkez Komitesi uyesi oldu. Ocak 1992 ’de Boz Mehmet ve Şahap Bakırsan ’la Genel Merkez ’in sağ sapması uzerine istifa etti. 1992 ’de SBP ’ye girdi. Buyuk Kongre ’de MK ’ya secildi.
Daha sonra BSP kurucusu ve MK uyesi oldu. Turkiye Komunist Partisi uyesi ve konferans delegesidir. 3 Kasım 2002 Genel Secimlerinde TKP ’den İstanbul adayı oldu.
6 Aralık 2014 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
HAKKINDA YAZILANLAR
Doğan Apartmanı
Figen Nalan Ozkan
star / şehir rehberi
Galata Kulesi'ne cıkan sokakların birinde romantik, cekici, kollarını "U" şeklinde Boğaz'a acmış, 6 katlı, 49 daireli, avlulu, teraslı bir apartman var. Mimarı belli değil ama hayat hikayesinin inişli cıkışlı olduğu biliniyor ve tamı tamına 105 yaşında...
Kimler yok ki o apartmanda... Turkiye'nin ilk kadın mimarlarından Mualla Eyuboğlu ve Turkolog Robert Anhegger cifti, araştırmacı-yazar Rasih Nuri ve Bedia İleri , İstanbul Barosu Başkanı Yucel Sayman, ressamlar, edebiyatcılar....
Şehrin keşmekeşinden kacmak, gecmişi kıyısından koşesinden yakalamak icin şoyle bir Galata yapmanız yeterli. Bu semtin ara sokaklarını keşfetmek, değişik renkleri, ruhları, hikayeleri yakalamak, o uzerine sinmiş tarihi dokunun kokusunu icimize cekmek... Her bir sokak başka bir surprize kaynaklık eder.
İşte Galata'da Doğan Apartmanı da insanın gonlune bir ateş gibi duşer. Her Beyoğlu'na cıkışımda beni o gizemli avlusuna cekiverirdi. Doğan Apartmanı'na uğramadan gecemez oldum. Sevdiklerimi goturdum, tanıştırdım onunla. Doğan Apartmanı'ndan dostlar edindim. Onlarla bir başka mekanda değil, o apartmanda ve kendi evlerinde goruşmek istedim hep. O buyulu dunyanın birer parcasıydılar cunku. Avlusunda uzun uzun oturdum, ruyalara daldım...
Dışardan baktığımda, yeşil panjurlu, kocaman bir apartman gormuştum, iceri girdiğimde ise bir ruya. Her bir penceresinde zaman takılıp kalmıştı. Bir o yana bir bu yana, ileri geri... Kocaman bir avlu, avluyu sarmalamış taş duvarlar, duvarlarda gene yeşil panjurlu pencereler, cicekli eski zaman balkonları ve gokyuzu. Nasıl da merak etmiştim bu dev binanın hikayesini.
Kimler oturmuştu, kimler oturuyordu... Caldığım ilk kapı, araştırmacı-yazar ve şair Suphi Nuri İleri'nin oturduğu dairenin kapısı. Zaten avluda karşılaştığım kızı Esin o guler yuzlu ifadesiyle "babam size her konuda yardımcı olur. Buradan 4 numaralı daireye cıkın" demişti.
Doğan Apartmanı'nı ilk kez araştırmacı yazar Rasih Nuri İleri, 21 yıl once, burada oturan eski dostu Mualla Eyuboğlu'nu ziyarete geldiğinde keşfetmiş.
Birkac gun sonra da oğlu Suphi'yi bu muhteşem binayı gostermek icin goturmuş. Şans bu ya kaytan bıyıklı kapıcı yolunu kesip "ne aradığını" sorunca, o da binayı oğluna gostermek istediğini soyleyip, "Burada satılık daire var mı" deyivermiş; ve şimdiki oturdukları daireyi gostermiş kapıcı. O daireyi de satın almış zaten.
O bir aşk
Suphi Nuri İleri icin Doğan Apartmanı bir aşk. "Aşkı, evet aşktı ve hala da aşığım bu apartmana" derken gozleri parıldıyor. O, bu apartmanda olmek istiyor. "Burayı gorup de hayran kalmamak mumkun mu?" diyor bize Doğan Apartmanı'nı ve manzarayı gostererek. Ve hemen ekliyor: "Aradığım İstanbul'u buldum burada."
Ahmet'i de Suphi Nuri İleri'nin evinde tanıdık. O, butun ailesini savaş sırasında kaybetmiş, tek başına kalmış bir Somalili. Ama Galata'da, Doğan Apartmanı'nda hayat yeniden filizlenmiş onun icin. Tıp eğitimi icin geldiği İstanbul'da ekonomik koşullar nedeniyle marangozluk ve boyacılık yapmak zorunda kalmış, ama hayata karşı o kadar direncli ki, aynen Doğan Apartmanı gibi her turlu olumsuzluğa karşı dimdik ayakta. İleri'lerin evinde onlara yardım ediyor. "Kendime bir baba, anne ve kız kardeş buldum" diyor. Galatayı da cok renkli buluyor: Cingeneler, Araplar, Etiyopyalılar, Nijeryalılar, Senegalliler...
Esin İleri, bu apartmanın pırıl pırıl genclerinden biri. Tıpkı Doğan Apartmanı gibi gururlu, mağrur, cana yakın. Piyer Loti Lisesi'nde okuyor. O kendini bir İstiklal Caddesi cocuğu olarak tanımlıyor. Başka bir yerde yaşaması mumkun değil. Doğan Apartmanı ise onun icin cok değerli. Anneannesi, buyukbabası ve ailesi orada. "Togay var. Reklamcı. Canım sıkılınca hemen ona kacarım. Benim sığınağım. Doğan Apartmanı'nın cehresi değişti. Burası gibi kozmopolit bir yerde altın gunleri yapmak ters geliyor" diyor.
HAKKINDA YAZILANLAR
Doğuştan Sosyalist
Cemal A. Kalyoncu
Aksiyon 10 Şubat 2001 Sayı: 323
Turk sosyalistlerinin ileri gelenlerinden biri olan Rasih Nuri İleri, hem anne hem de baba tarafından Abidin Paşa'nın torunudur. Abidin Paşa ailesinde, akrabalık bağları evliliklerle girift bir hal almı
"Feodal kokenli bir aile olarak dram şurada. Bazıları kumar oynar hata eder, bizim ailede oyle değil. Politik konjonktur dolayısı ile savaşlar ve hukumetler yoluyla bir cokertme politikası uygulanıyor. Cok başarılı bir politika oldu. Şikayetim yok, keşke bunlar olmasa idi."
Rasih Nuri İleri, Turkiye'de sosyalizmin en ust halkasını oluşturanlar arasında bulunmuş bir kişi olarak tanınmaktadır. Bir ozelliği de cok ama cok geniş bir ailenin ferdi olmasıdır. Rasih Nuri İleri ve ailesi evliliklerle bugun o kadar genişlemiştir ki, Ziyad Ebuzziya'dan gazeteci Umur Talu'ya, Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Ataturk'un cocukluk arkadaşı Hilal—i Ahmer'in başkanı ve milletvekili Fuat Bulca'dan Mehmet Ali Aybar'a, Omer Madra'dan Abidin Dino'ya ve daha bircok kişiye kadar cok kuvvetli bir hısımlık ve aile bağlarının orta noktasında yer almaktadır.
Rasih Nuri İleri aslında Abidin Paşa'nın torunudur. Prevezeli olan Abidin Paşa, Selanik valiliğinin ardından 1880'de uc aylığına da olsa hariciye nazırlığı yapar. Sonrasında Adana valiliğine, ardından Sivas, Ankara Cezayir—i Bahri Sefid (Rodos, 12 Adalar vs butun adalar da dahil) valiliğine getirilir. Aynı zamanda mesnevi şairi de olan Abidin Paşa, bu gorevi sırasında padişah tarafından cağrılıp sadrazamlık teklif edildiği esnada gecirdiği kalp krizi sonucu hayata gozlerini yumar (1906).
Dino, Tek, Ebuzziya, Talu: Girift bir aile
Abidin Paşa'nın damadı, Mustafa Nuri Bey de Hazine—i Hassa Nazırı ve Ayan uyeliği yapmış birisidir. İşte bu Mustafa Nuri Bey, Rasih Nuri İleri'nin baba tarafından buyukbabasıdır. Helvacızade Salih Tosun Efendi'nin dort cocuğundan biri olan Mustafa Nuri'nin bir diğer kardeşi olan Ahmet Fuat Paşa 16 yıl Kutahya valiliği yapar. Asıl adı Muhammed Selim Sırrı olan, Bağdat dahil Osmanlı'nın en onemli bolgelerinde valilikler yapan ve Sırr—ı Kur'an adlı kitabın yanında daha bircok kitabı bulunan diğer kardeşi Sırrı—i Giridi(Sırrı Paşa)'nin Leyla Saz Hanım'la evliliğinden Yusuf Razi Bel (Bu soyadı Fransız hanımı dolayısıyla almıştır) ile mimar Vedat (Tek) adında iki cocuğu olur. Vedat Bey'in (Firdevs Konica (Dino) ile evlenir) uc cocuğundan biri olan Nihat da mimar olarak tanınmaktadır. Ali Neyzi, Nezih Neyzi, İsmail Arar da Sırrı Paşa'nın kızları tarafından torunlarından birkacıdır. Helvacızade'nin, diğer cocuğu da ikinci eşinden olan ve Girit'te kalmayı yeğleyen Mehmet Ağa'dır.
Mustafa Nuri Bey'in kuzenleri arasında tanınmış isimler de vardır. Bunlardan biri olan İsmail Fazıl Paşa, Muşir Mehmet Ali Paşa ile Ayşe Sıdıka Hanım'ın kızları Zekiye Hanım'la evliliğinden olan Ali Fuat Cebesoy'un babasıdır. İleri ailesi, İsmail Fazıl Paşa'nın eşi tarafından Turk komunistlerinin onde gelen isimlerinden Mehmet Ali Aybar Nazım Hikmet ile de akrabadır.
Abidin Paşa Adana valisi iken, Rasih Nuri İleri'nin de buyukbabası olan Mustafa Nuri Bey de Adana vali muavinidir. Abidin Paşa buyuk kızı Nefise'yi (Abidin Paşa'nın Gul Hanım'dan Nefise Hanım dışındaki cocukları Rasih, Sabire (Talu'ların buyukannesi) ve Halide'dir) Mustafa Nuri Bey'le evlendirir. Ciftin, Jon Turk, Ati, İkdam ve İleri gazetelerinin yazarı, daha sonra da Yılmaz adlı gazeteyi cıkaran, Osmanlı Meclisi'nde Misak—ı Milli'yi oylayan vekillerden biri olan, Malta'ya surgun edilen ve Birinci Meclis'te Anayasa Komisyonu Başkanı olan Celal Nuri, karikaturist olarak tanınan, İstanbul Radyosu'nun kurucusu Sedat Nuri ve Prof. Suphi Nuri İleri adında uc cocuğu olur: "Bir arkadaşım, Trakya Paşaeli Mudafaa—i Hukuk Cemiyeti'nin Celal Nuri amcamı Avrupa ve Amerika'ya delege olarak yolladığının mazbatasını verdi bana. Delege olarak gittiğini bilmiyorum. Belge ilginc bir belge. Eski arkadaşım Mihri Belli'nin babası Hayrettin Belli, Şakir Kesebir, Oztrak'ın imzaları da var belgede." Rasih Nuri İleri'nin babası olan Suphi Nuri Bey ise, Fransa'da doktorasını yaptıktan sonra 4. Orduda Hecinsuvar Boluk Komutanı olarak Kanal Seferine katılan ve Cemal Paşa'nın karargahında adalet ve istihbarat şube başkanı olarak vazifeler goren birisidir: "Şam'dan ordu hazinesini kacırıp Halep'e, Mustafa Kemal Paşa'ya teslim ediyor." Mutarekede İhtiyat Zabitleri Genel Sekreteri olan Suphi Nuri İleri, Sosyalist Partisi Genel Sekreterliği de yapar: "İngiliz arşivlerine gore Ataturk'un Avrupa'daki temsilcisi olarak gosteriliyor. İki pasaportu var bende. Bir tanesi Bekir Sami imzalı. Lozan Konferası'na da katılmış birisi. Ataturk, Ati gazetesinde babamın imzasıyla Suriye Savaşı hakkında birkac yazı yazıyor. Bir de Mustafa Kemal'in, İşgal Kuvvetleri İtalyan delegesi Comte Sforza ile yaptığı anlaşmaya gore Cami Baykut'la beraber, İzmir'in işgalinden once İtalya'ya gidip silah alıp İzmir'e getirmişlerdir. Fakat İzmir yonetim makamları silahları almayı kabul etmemiş. Onun uzerine silahlar Odemiş civarlarından sahile cıkartılmıştır. Ataturk'un oradaki planı adeta İstiklal Savaşı'nı onleyici bir plandır, İzmir'in işgaline karşı bir tertibat olarak... Oysa İtalyan'ların niyeti başka idi. Ben Cami Baykut'un (sonradan 1. Meclis'te İcişleri Bakanı) arşivini gordum. Babamla olan hareketten sonra iki defa daha Cami Bey İtalya'ya gidip silah almış. Turk tarihinde o kısım nedense pas geciliyor. Babam siyasi meselelerden pek bahsetmezdi. O donem eski İttihatcılar'ın bir sır kavramı vardı." 1924'te bir akşam gazetesi cıkaran İleri, eleştirilerinden dolayı Elazığ İstiklal Mahkemesi'ne gonderilir: "Babamın elinde İsmet Paşa'nın 'beraat edilmenizi umid ederim' diye bir telgrafı vardı. Ki İsmet Paşa'ya Ataturk yazdırmış o telgrafı. Boylece babam beraat etti, Babam ondan sonra politikadan kustu." Musluman ve Hıristiyan Ortodokslar'ın mubadelesi icin kurulan komisyonlardan Midilli'deki komisyonun başkanlığını da yapan Suphi Nuri İleri, daha sonra İstanbul Universitesi Hukuk Fakultesi ile Yuksek Ticaret ve İktisat fakulteleri ile Maltepe Askeri Lisesi'nde ders verir. Yine bir gazetede Osmanlı emperyalizmi ile Alman emperyalizminin farkları uzerine, Turkiye'yi oven bir yazı yazınca universiteden kovulur. Tan olayından bir gun sonra da vefat eder.
Surgun ustune surgun
Abidin Paşa ailesinin bir ozelliği de surekli surgun yemesidir: "Ailenin genlerinde var haksızlığa karşı olmak. Abidin Paşa'nın babası Konya'da surgunde olmuş. Abidin Paşa, Hariciye Vekili iken surgune gonderilmiş ve anasının cenazesine dahi gelmesi yasaklanmış. Amcam da surgun edilmiş. Babam ise Elaziz İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmış. Dayılarım 1942'te surgune tabi olmuş. Bir taraftan Kuva—i Milliyecilik oteki taraftan da bir solculuk var. Aynı zamanda solculuk ve komunistlik de..."
Suphi Nuri İleri evliliğini ise, yine aynı aileden olan Leyla Hanım'la yapar: "Anne ve babam kardeş cocuğu. Anne tarafından dort aile var. Dino'lar, Cabbar'lar, Gazi Turhan'lar ve Aslanpaşa'lar; bunlar Corumlu Demirtaş Umur Bey'e dayanır. Aileici evlilikler toprağın bolunmemesi icin kuraldır."
Ailede başka tanıdık kimler var?
"Kalabalık bir aile. İstanbul'da akraba olmayan tanımıyorum demeyeceğim ama, o kadar fazla akraba var ki saymakla bitmez. Mesela Abidin Paşa'nın ve Recaizade Mahmud Ekrem'in torunu gazeteci Umur Talu kuzenim. Ziyad Ebuzziya, o da akrabamdır, Aslanpaşa'lardan. Bu konuda fantazi dolu bir kitap da mevcuttur. MHP'li Mahmut Cetin, Boğaz'daki Aşiret kitabında aile bağlarını gozler onune sermektedir. Ancak Aybar ile Sabahattin Ali'nin ilişkisi kitapta sokulememiştir. İkisi de Gelenbevi ailesindendir."
Leyla Hanım, Suphi Nuri'nin annesi Nefise Hanım'ın, Halide ve Sabire dışındaki kardeşi Rasih Bey'in Saffet Gazi Turhan Hanım'dan dunyaya gelen Ali Ekrem, Ali, Arif, Abidin ve Ahmet Dino'nun kardeşidir. Dino ailesinin bu unlu fertlerinden, iyi resim yapan Ahmet'in dışındakiler ressam olarak tanınmaktadır. Leyla—Suphi Nuri cifti 1909'daki nikahın dışında 1919'da Cenevre'de iken nikah tazeleyerek bir kez daha evlenirler. Ailenin tek cocuğu, ilerleyen yılların sosyalizm adına yılmaz savunucusu Rasih Nuri de, 1920'de burada doğar. Aile 1921'de İstanbul'a gelip Abidin Paşa'nın Yenikoy'deki yalısına yerleşir: "Cocukluğumun gectiği Yenikoy'de yerli halk Rum, esnaf, evlerdeki hizmetciler, herkes Rum'du. Yenikoy'de oturup o donemde Rumca bilmemek olanaksızdı. Turkler coğunlukla yalı sahibi idiler."
Ailede Rum koken var mı?
"Ailenin bir kısmı Prevezeli, bir kısmı da Giritli'dir. Leyla Saz'ın babası Hekim İsmail Paşa Rum kokenlidir. Girit'te de, Epiros (Yanya)'da Rumlarla surekli savaşılmıştır. Ailede eski nesil Rumca bilirdi. Babam gayet iyi bilir ama konuşmazdı. "Cocukluğu işte boyle bir ortamda gecen Rasih Nuri İleri'nin yaşadığı muhit sosyalist bir muhitten muteşekkildir: "Doğuşumdan beri o cizgi icindeyim. Babamın kutuphanesinde Marksıst-Leninist-Trockist kitaplar buldum okudum." Rasih Nuri İleri, bir anlamda doğuştan sosyalisttir.
İleri, eğitimine ilkokul beşinci sınıftan başlar. Galatasaray'a kaydolur. İyi bir oğrenci olan Rasih Nuri, Velid Ebuzziya'nın oğlu Selim, Kılıc Ali'nin oğlu Gunduz, Fazıl Ahmet'in oğlu Eşvak Aykac ile ile beraber okur: "Ailecek cok iyi Fransızca bilirdik. O beni biraz tembelliğe itti." İleri, 12 yıllık eğitim veren Galatasaray'dan, daha erken mezun olabilmek icin ayrılır, Haydarpaşa Lisesi'ne gecer. Muhendis olmak isteyen İleri, mezun olduğu yıl 2. Dunya Savaşı cıktığından eğitim icin yurt dışına gidemez. Prof. Seha Meray, Prof. Hasan Utarit İzgi, Prof. Metin Hotinli, unlu fizikci Feza, Nejdet Cobanlı gibi arkadaşları ile birlikte 1939'da girdiği İstanbul Universitesi Fen Fakultesi Matematik Enstitusu'nden mezun olduğunda ise yıl 1943'tur. Sosyalist bir cevreden gelen Rasih Nuri, bu yıllarda aktif sosyalist olmuştur bile: "30'larda Stalin olene kadar, ben yeniden kontripiyede idim. Sovyet ihtilalini daha lisede iken biliyordum. Universitede Marksist bir araştırma grubumuz vardı. Daha sonra işcilerin evlerinde gizli eğitim yapardık. O eğitimlere katılanlardan birkacının ismini vereyim, cok komik olacak. Biri Kemal Karpat, şimdi Amerika'da. Sonra Hıfzı Topuz. Topuz'un hatıratında bu paragraf yok. Solculuğunu unutturmak istiyor." Rasih Nuri, 1942 yılında ise Ferit Kalmuk tarafından Turkiye Komunist Partisi'ne uye kaydedilir.
Hıfzı Topuz'un uydurma sabotajı
Bu arada İleri, henuz universite oğrencisi iken Eyup Ortaokulu'nda ders vererek oğretmenlik yapar. Uc yıl suren bu işin ardından universite son sınıfta iken Beyoğlu Havagazı Şirketi'nde calışmaya başlar: "Hıfzı Topuz'un cok guzel bir anı kitabı var. Fakat Sabahattin Ali dolayısıyla benim hakkımda yazdığı o bolum baştan aşağı yanlışlarla doludur. Aynı şeyi daha evvel Cemal Sureya da yaptı. O da benimle sozum ona bir roportaj yaptı. Orada da Beyoğlu Havagazı Şirketi'nde 40'lı yıllarda sabotaj yaptığımı soyluyor. Ben sabotaj yapsa idim, doğrudan doğruya Sansaryan Han'a goturulurdum ve dava acılırdı. Olayın sabotajla hic alÂkası yoktur." Olayın aslı başkadır. Kontrol odasında calışan İleri, bir gece yarısı nobetinde esrar cekmiş bir zenci işcinin yanlış vanayı cevirmesi ile gazın sonduğunu farkeder ve hemen vanayı acar. Gazın bu şekilde kesilmesi demek, patlamalara yol acabilecek boyutta bir tehlike demektir: "Sureya da, kimden duymuşsa sabotaj gibi anlatmış. Bircok kişi ondan sonra 'Aa kahraman Rasih Abi, sen gencliğinde parlak şeyler yapmışsın' demeye başladı. Hıfzı Topuz ile birlikte kontrol odasında vardiya usulu calışıyorduk. Guya orada ben raporları yazıp da mudure vermemişim ve bu yuzden de Hıfzı'yı işten atmışlar. Kendisinin soylediğine gore de o sayede meşhur bir gazeteci olmuş. Raporları ben vermemişsem niye onu attılar da beni atmadılar? İşin doğrusu, oradan aldığım maaş gecinmeme yetmiyordu, ben de istifa etmek zorunda kaldığımdır."
Rasih Nuri, ardından Esat Adil (Mustecablıoğlu)'nun yanında TKP emir ile Yeni Dunya gazetesi ve Gun dergisinde gazeteciliğe başlar. Sonrasında Şefik Husnu'nun kurduğu Turkiye Sosyalist Emekci ve Koylu Partisi'nin yan kuruluşu olan sendikalarda gorevler ustlenir. 1946'da Adana Sendikalar Birliği'ni kurar. Evinde saklanan ve daha sonra yurtdışına kacmak uzere iken yakalanıp oldurulen Sabahattin Ali olayından kısa bir sure sonra, 1948 yılında da askere gider. Rasih Nuri'nin sadece askerlik donemi bir roman konusudur. İleri, askerde macera ustune macera yaşar. Once, Ankara Yedek Subay Okulu'nda, imtihanları başarı ile vermesine rağmen subay yerine cavuş yapılmak istenir: "Tabiye hocam Kurmay Yuzbaşı Muzaffer Yurdakuler, beni cağırdı ve 'Benim uc kişiliğim var. Evvela insanım, sonra subay, sonra da yedek subay okulunda oğretmenim. Bugun bu uc kişiliğim de ayaklar altına alındı. Seni ikmale bırakmam emrini verdiler, mani olamadım." 27 Mayıs'ta Albay Muzaffer Yurdakuler olarak Milli Birlik Komitesi'nde yer alacak olan o Yurdakuler, Rasih Nuri'ye karşı yapılan bu davranışı kabul etmez: "Sana izin kağıdı veriyorum. İstediğin zaman buradan cıkıp işini halletmeye bak. Cok tanıdığın olduğunu biliyorum." İleri, işini halledemezse yedek subay olarak 6 ay olan askerliği, cavuş statusunde uc yıl yapmak durumunda kalacaktır. İşini halledemez, fakat bir kanun maddesine dayanarak askerliğini iki yılda bitirir. İleri'nin, bu sure icinde yeri surekli değiştirilir. Once Gelibolu İstihkam İnşaat Taburu'na gonderilir: "Oradaki albayımız Deli Cemil, İkinci Dunya Savaşı'nda ust kademelerle irtibat kuramayınca Tunca ve Meric koprulerini ucumuştu." Derken İleri, askerde 141'den mahkemeye verilir. Kararı Milli Savunma Bakanı (Huseyin) Husnu Cakır'a gosteriyorum. O da tutuyor, askerlikte olmayan bir şey yapıyor. Normalde er tayin edilmez ama beni emirle 2. Ordu'dan 1. Ordu İstihbarat Şubesi'ne tercuman tayin ediyor. Geliyorum ekmek cavuşu yapıyorlar. Sonra surgun olarak yolladıkları halde Baransel'in emir cavuşu oluyorum." Askerliğini bitirdiğinde ise yeri Hadımkoy Topcu Komutanlığı'dır.
Rasih Nuri bu zorlu askerlik donemini geride bıraktığında takvimler 1950 tarihini gostermektedir. O yıl Demokrat Parti de iktidara gelmiştir: "Askerden gelir gelmez cok mutlu bir evlilik yaptım." Salih Bosna'nın kızı Emine Hanım ile evlenen riyaziyeci Mehmet Ali Behlil'in cocuğu Bedia Hanım'la hayatını birleştiren İleri'nin bu evliliğinden uc cocuğu olur. İleri ailesinin en buyuk cocukları, 1991'de gaz zehirlenmesinden vefat eden Leyla'nın dışında Refik Durbaş'ın kızkardeşi Mahmure Hanım ile evlenen yazar Suphi Nuri (bu evlilikten Esin adında bir kızı vardır) ve yurtdışında yaşayan ressam Mehmet Can (o da Rezzan Hanım'la evlidir ve Eren Can adında bir cocuk sahibidir) adında uc cocukları gelir dunyaya.
1950'li yıllar sosyalistler icin zor yıllardır. Bu donemde politik etki ile saf değiştirenler bile olur. Hilmi Ziya Ulgen de bunlardan biridir. Donemin zorluklarından Rasih Nuri İleri de nasibini alacaktır. İş adamlığına soyunan İleri, Turkiye'nin ilk serigrafcısı olarak tarihe gecer:
Nereden geldi bu iş aklınıza?
"Gayet basit. İş vermiyorlardı. O donemin 12 Mart'tan sonraki donemden farkları, 12 Mart'tan sonra solcular calışabiliyordu. DP doneminde aclığa mahkûm edildiler. Cok ağır bir baskı vardı ki bugun tasavvur edilemez. Bugun bircok solcunun otomobilleri var. İlk serigrafi şirketini beraber kurduğumuz Fuat İzer, beni dışlamak isteyince ayrıldık. Şirketi batırdı." Rasih Nuri, farklı bircok iş denemesi de yapar: "Asansorculuk yaptım. Bir suru teknik işlerde calıştım. Hatta dinamit tıpası nakliyatı bile yaptım. Nerede iş bulduysam yaptım."
Komunistlik ve CIA ajanlığı ile suclanıyor
Ve 27 Mayıs: "27 Mayıs beklediğimiz değil katıldığımız bir şeydi. Turan Emeksiz'in oldurulmesi, ardından universitelerde oğrenci hareketlerinin başlaması..." İleri de bu tarihte yeniden universiteli olmuş, hukuk oğrencisidir: "Turan Emeksiz'in oldurulduğu gun ben Beyazıt'ta bildiri dağıtıyordum. Duşundum, ustumde bu belgeler yakalanırsa 'komunistler bu harekete iştirak etti' diye sanılacak. Bunun uzerine Sahaflar Carşısı'na gidip belgeleri eski komunistlerden Aslan Kaynardağ'a verdim. Eve dondum ve bekliyordum. Orgutsel değil de kişisel olarak hepimiz DP'ye karşı mucadele ettik."
1961'de ise, Turkiye İşci Partisi kurulmuş ve calışmalara başlamıştır. Parti'nin kurulmasının uzerinden bir yıl gecince TİP yoneticileri parti genel başkanlığını Mehmet Ali Aybar'a onerirler. Aybar da, bazısı 1951 tevkifatında tutuklanan ve beraat eden eski Turkiye Komunist Partili'lerle birlikte TİP'in başına gecer. Aybar'ın yanında Behice Boran, Rasih Nuri ve daha sonradan bunlara katılacak olan Sadun Aren de vardır: "Aramıza Adnan Cemgil gibi Komunist Partili olmayanlar da katıldı." TİP, 1965'te yuzde 3 oy alır. Senato secimleri ve mahalli secimlerde oy oranını yuzde 5,5'lere yukseltir. Bu sırada Aybar—Boran—Aren grubu, Rasih Nuri İleri ve Halit Celenk de dahil 13 kişiyi (13'ler Olayı) partiden ihrac etme harekatına girişir (1967). Nedenlerden biri partinin kapatılmasına sebebiyet verecek 'tehlikeli mihrakları' partiden uzaklaştırmaktır. İkincisi ise Anayasa Mahkemesi'nin sol neşriyata izin vermediği kadar verdiklerinin de ozellikle 1965'ten sonra bir sol yayın furyasının başlamasına yetmesi neticesinde, partinin genc tabanının bu yayınları okumaya başlamasıdır: "Partiyi en cok korkutan da oydu. Cunku butun gencler o yayınları okumaya başladı." Bir diğer neden de Aybar'ın 'Partiyi bu duruma biz getirdik, 69'da başa gureşeceğiz. Partiyi kimseye kaptırmayız' yonundeki beyanatıdır: "Bizi ayıp bir şekilde haysiyet divanına verdiler. Neden ayıp? Cunku bizi solculukla itham ettiler. Teşkilat itiraz etti. Bunun uzerine ikinci bir iddia attılar ortaya. Bunlar CIA ajanıdır diye. Bu daha da cirkindi. Evvela TKP'li ilan edildik, sonra CIA ajanı. Fakat, parti teşkilatı tepki gosterince, bizimle birlikte 200'e yakın yerel yonetici de ihrac edildi." Bunun uzerine Behice Boran, Sadun Aren, Genel Sekreter Muavini Nihat Sargın, Sosyalist Parti eski kurucularından avukat Minetullah Haydaroğlu ve eski gedikli teknisyen Şaban Erik, Aybar'a karşı blok oluşturur. Parti karışır. Ust uste olağanustu kongreler gercekleşir. Dorduncu kongreden sonra partinin başına Behice Boran gecer: "Fakat o sırada Turkiye'de genclik hareketi dediğimiz hareket, Dev—Genc cıktı ortaya. O da evvela Fikir Kulupleri Federasyonu olarak Sadun Aren tarafından gencliği kazanmak icin kurdurulmuştur. Fakat daha sonra bu orgut kontrolden cıktı. Tum dunyayı saran 68 hareketi genclere ornek oldu. Şuphesiz bu hareket Kuva—i Milliyeci bir harekettir. Sol, Kuva—i Milliyeci'dir. Sonucta partide bir kopukluk oldu. Bu arada başka bir hata daha oldu. Mihri Belli sorunu cıktı ortaya. Eski TKP'li Belli, muhalefet hareketini ele gecirmeye calıştı. O zaman dort suclu sayıyorum; M. Ali Aybar, Behice Boran, Sadun Aren ve Mihri Belli. Ucu icerden biri dışarıdan." Rasih Nuri İleri'ye gore bu tarih aynı zamanda Turkiye'de solun da parcalandığı tarihtir: "O tarihten sonra solda bir daha duzelemeyen bir parcalanma meydana geldi."
TİP'ten ihrac kararını geri aldırmak icin sonuna kadar mucadelesini surduren İleri, başarılı olamaz. 1960'lı yıllarda yayıncılık işine de giren İleri, 1968'de Milli Demokratik Devrim Derneği kurucuları arasında yer alır. 1969'da ise, cevirisini yaptığı bir kitap yuzunden hapis yatar, 1970'te de İstanbul İşci Birliği'nin genel başkanı olur. İleri, 12 Mart'ın ardından Haziran Hareketi adlı gizli bir orgutun lideri olarak yargılanır: "Darbeden sonra bir ay kontrgerillada kaldım. Ziverbey'de iltimaslı insanlar daha hafif bir muamele gorduler. Bana yapılan işkence 27 gun surdu, 3 gun de istirahat." Ardından Selimiye ve Maltepe Kışlaları: "Dava bitmeden evvel beraat ettim. Bu sefer 1950 doneminin aksine butun kapılar acık." 1975'te ikinci defa kurulan İşci Partisi'ne yeniden uye olan İleri, 1978 yılında daha once elde edemediği bir hakkı da kazanır: "Başbakan (Menderes'in) muvanliğini de yapmış en yakın arkadaşım Medeni Berk bile yapamadı. Hic bir rejimde pasaport alamadım." Rasih Nuri 1939'dan beri kendisine verilmeyen pasaportunu Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık sayesinde alabilir ancak.
Yine tırmandırılan teror ve ardından beklenen hadise: 12 Eylul: "Bizim donemimizde insanları konuşturmak icin işkence ederlerdi. Hapishaneye girdiğin gun işkence biterdi. 12 Eylul'den sonra işkence hapisanede de devam etti. 12 Eylul'de uygulanan planın kitabı 12 Mart'tan evvel yazılmış ve Genel kurmay'ca Turkce'ye cevrilmiştir. Meşhur CIA ajanı Kaluga'nın Kongtrgerilla kitabında ne yapılacağı yazılıdır."
Rasih Nuri İleri 80'den sonra da mucadeleye devam eder. 1990'larda Nihat Sargın, Nabi Yağcı'yla birlikte Turkiye Birleşik Komunist Partisi'ni kurarlar: "O sırada eski komunistlerin anlamadığı bir şey oldu. Bugun anlaşılıyor ki, partinin başında olanlar o donemdeki Gorbacov'un etkisi aldında idiler. Yani partiyi tasfiye etmek icin kurdular. Mehmet Bozışık, Şahap Bakırsan ve ben inanılamayacak kadar ağır bir muhalefet yaptık. Fakat partiyi Anayasa Mahkemesi kapattı. Onemliliği, baştakileri cokertti." Rasih Nuri, ardından Sosyalist Birlik Partisi'ne katılır. Aynı kişilere karşı mucadelesine burada devam eder: "SBP'nin ve onun devamı olan BSP (Birleşik Sosyalist Partisi)'nin de git gide sosyalizmden ayrıldığını gorunce ben de yonetim kurulundan istifa ettim." İleri'nin, sosyalist arenadaki bu uzun politik macerasındaki son durağı Sosyalist İktidar Partisi'dir. Gorulduğu gibi Rasih Nuri İleri'nin mucadelesi dıştan ziyade ice karşı yapılan bir mucadeledir: "Hic bir zaman onde gureşmek imkanı bulmadım. Cunku onde gureşmek icin bazı şeyleri kabul etmek lazım. Mesela, Kruşcev'e kadar, Stalin'in Trocki'ye karşı yaptığı muhalefeti, sonra 1962'den 87'ye kadar da Şefik Husnu'ye karşı yapılanları kabul etmem lazımdı. Ancak ben doğru bulmadıklarımı hic bir zaman savunamadığım icin politikada da hic şansım olmadı."
İctekilere karşı verdiği mucadele sonunda bir donem gelir ki, İleri, cevresinde kimse kalmayacak bir halde bulur kendisini: "Baktım kimseyle selamlaşmayacağım. Sacmalıyorum dedim. Beraber mucadele ettiğim hic kimse ile konuşmazsam kiminle konuşacağım? Kural koydum, bana selam verene ben de selam veririm. En ağır hakaretleri ettiğim Nabi Yağcı ile bile konuşuyorum bugun. Aleyhine kitap yazdığım Aybar, Boran, Aren ve Belli sonradan benimle cok dost oldular. Soldan kimseye kus değilim. Ama sağda, Demirel, Ozal, Ciller, Yılmaz ve Ecevit'i affedemem herhalde."
Sosyalizme boylesine adanmış bir hayat yaşayan Rasih Nuri İleri, Abidin Paşa'nın oğlu Rasih Dino vesilesiyle, Preveze'de 90 bin donum, eski Adana'da 180 bin donum ve Ankara Cebeci'deki Abidin Paşa Mahallesi'nde bugun değeri buyuk meblağlara ulaşan toprakların sahibi olabilecekken...: "Ben doğmadan evvel inanılmaz bir servet var. Balkan ve İstiklal Savaşları, Anadoluculuk cereyanı, Halk Partisi rejimi... Ailenin elindeki o toprakları almaya donuk bir siyaset uyguladılar. Cokertme politikası cok başarıyla uygulandı. Son senelere kadar parasız bir hayat yaşadım. Parasal gucum iyi olsa idi parti mucadelelerinde herşey daha değişik olabilirdi."
Ozelleştiriliyor diye, divan kurulu uyesi olduğu Galatasaray'daki uyeliğinden ayrılan, barok muziğin yanında iyi muziğin her turlusunu seven, sol ve anti sol bircok kitabın yer aldığı geniş bir kutuphanenin sahibi Rasih Nuri İleri'ye son bir sorum daha var.
— Komunist olmasaydınız....?
Cevabı biliyorum, bende var.
HABER
İleri'nin cenazesi Bebek Camii ’nden kaldırılacak
6 Aralık 2014
Turk Solu'nun onemli ismi Rasih Nuri İleri'nin cenazesi Bebek Camii ’nden kaldırılacak.
Rasih Nuri İleri 6 Aralık 2014 tarihinde sabah saatlerinde evinde hayatını kaybetti. İleri 94 yaşındaydı.
Cenazesi 9 Aralık 2014 Salı gunu oğlen namazını takiben Bebek Camii ’nden Aşiyan ’daki aile kabristanına uğurlanacak.
Rasih Nuri İleri vefat ilanı
VEFAT
Hurriyet 8 Aralık 2014
Demirtaşoğlu Umur Bey, Alkuş, Gazi Turhan, Aslanpaşa, Helvacızade ve Dino soyundan Hariciye Nazırı ve Cezayir-i Bahr-i Sefid Valisi Abidin Paşa ile Ayan Meclisi Uyesi ve Hazine-i Hassa Nazırı Nuri Paşa ’nın torunu; Leyla Dino İleri ve Suphi Nuri İleri ’nin oğulları; Emine Bosna Behlil ve Mehmet Ali Behlil ’in damatları; Durbaş ve Benatar ailelerinin dunurleri; Mahmure İleri ve Rezan Benatar ’ın kayınpederi; Esin Umit İleri ve Eren-Can Nuri İleri ’nin dedesi; merhume Leyla İleri, merhum Mustafa Suphi Nuri İleri ile Mehmet Can İleri ’nin babaları; merhume Bedia Behlil İleri ’nin eşi;
RASİH NURİ İLERİ
(Galatasaray Lisesi 1939)
Vefat etmiştir.
Kendisini sevenleri eşliğinde 9 Aralık 2014 Salı gunu oğlen namazını takiben Bebek Camii ’nden Aşiyan ’daki aile kabristanına uğurlayacağız.
AİLESİ