şair, yazar, eğitimci

yayıncı

Rahmi Molla Mustafa

Batı Trakya Turk Edebiyatı


1941 yılında Gumulcine ilinin Yassıkoy Belediyesi ’ne bağlı Cepelli koyunde doğdu. Dunyaya geldiği yıl Almanya Yunanistan ’ın tamamını işgal etti ve muttefiki Bulgaristan ’a Batı Trakya ’yı teslim etti. 1945 yılına kadar suren Bulgar egemenliği altındaki Batı Trakya Turkleri her turlu zulme, baskıya, işkenceye, aclığa ve yoksulluğa maruz kaldı.

İşgalin hemen sonrasında 1946 yılında başlayan ve 1949 yılına kadar suren “Yunanistan İc Savaşı” da Batı Trakya ’da var olan yoksulluğu ve huzursuzluğu artırdı.

Boyle bir surecte cocukluğu gecti. Bu savaş koşullarından etkilendi.

Cepelli Koyu Turk İlkokulu'nu bitirdi. İlkokul sonrası girdiği parasız yatılı sınavlarını kazanarak, Malatya – Akcadağ İlkoğretmen Okulu ’na gitti. Oğretmen Okulu'nda okurken yazın hayatı başladı. Akcadağ İlkoğretmen Okulu ’nun son sınıfında yapılan kompozisyon yarışmasında birincilik odulu aldı. Edebiyat oğretmenlerinin teşviki onu edebiyata yoneltti. İlk makalesi “Akcadağ” okul dergisinde yayımlandı.

1960-61 eğitim ve oğretim yılında mezun oldu. İdealist bir oğretmen olarak memleketine dondu.

Oğretmenlik mesleğine 1961-1962 oğretim yılında kendi koyunde başladı. Eğitimciliğini sadece okulla sınırlamadı. 2002 yılında oğretmenlikten emekli oldu.

Batı Trakya Turk Oğretmenler Birliği ’nin “Birlik” dergisinin yeniden hayata gecirilmesinde etkin rol oynadı. Once bu dergide, daha sonra da oğretmen dergilerinde ceşitli yazılar yazdı ve bu dergilerin yazı kurulu başkanlıklarında bulundu.

Akın, Azınlık Postası ve İleri gazetelerinde yazıları yayınlandı.

Oykuleri ulke sınırlarını aşarak anavatan Turkiye ’deki Varlık Dergisi ile Varlık Yıllığı, Tore, Turk Edebiyatı, 24 saat, Devrim, Batı Trakya ’nın Sesi, Batı Trakya, İnsanlığa Cağrı, Kardeş Kalemler, Şiir Defteri, Tarla, Turnalar, Aykırı Sanat, Damar, Eliz Edebiyat, Berfin Bahar gibi dergilerde yer aldı.

“Ay ile Guneş” adlı cocuk kitabı Yunanistan ’da ve Turkiye ’de yayımlandı.

“Muhacir Osman” adlı hikÂyesiyle Turkiye ’de yayımlanan “Tore” dergisinin hikÂye yarışmasında birincilik odulunu aldı.

HikÂyelerinden bir kısmını “Zor İş” adıyla, bir kitapta topladı.

Yazı ve şiirlerinden bazıları Bulgaristan, Romanya, Azerbaycan ve Yugoslavya ’daki bazı Turkce yayın organlarında yayımlandı.

Turkiye, Makedonya, Bulgaristan, Karadağ ’da duzenlenen uluslararası sempozyumlarda bildiriler sundu. 2002 yılında Kavala ’da yapılan Akdeniz Ulkeleri Şairler şolenine ve 4. Sapanca Şiir Akşamlarına katıldı.

Başta hikÂye olmak uzere şiir, gunce, deneme, anı, inceleme ve gezi yazıları turunde yazılar yazdı.

1989 yılında yayına başlayan Şafak dergisinin uc kurucusundan biri oldu. Bu derginin yazı işleri mudurluğunu derginin kapandığı 2004 tarihine kadar yuruttu.

Bunun yanı sıra yine bu derginin bir yan kuruluşu olan “Şafak Okuma Tiyatrosu”nun kurucularındandır.

Merkezi Prizren ’de bulunan “Balkan Turkoloji Araştırmaları Merkezi”nin de (BALTAM) Yunanistan temsilciliğinde bulundu.

ESERLERİ:

1.Ay ile Guneş (Cocuk, 1982)

2.Muhacir Osman, Zor İş (Oyku, 2002)

3.Yunan İc Savaşı ’nda Batı Trakya Turk Azınlığı (Tevfik Huseyinoğlu ile birlikte)

4.Ebced ’li Yıllardan Gunumuze Batı Trakya Turklerinde Eğitim (2015)

5.Fil ile Karınca (Masal, 2015)

6.Batı Trakya ’da Turk Edebiyatına Gonul Verenler – Hayatları, Edebi Kişilikleri, Eserleri, Eserlerinden Ornekler (2015)

7.Bu Toprağın İnsanları (Roman, 2017)



HABER

Batı Trakya Turk Oğretmenler Birliği Rahmi Ali ’ye onur gecesi duzenledi!

Turk Dunyasında 2018 yılının edebiyat odulunu alan ve uzun yıllar Batı Trakya ’da eğitimci- yazar olarak calışan Rahmi Ali 29.06.2018 gecesi Batı Trakya Turk Oğretmenler Birliği tarafından Birlik binasında duzenlenen etkinlikle onore edildi.

Etkinliğe; milletvekilleri Ayhan Karayusuf ve Mustafa Mustafa, Batı Trakya Turk Oğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, T.C. Gumulcine Başkonsolosu Murat Omeroğlu, DEB Partisi G. Başkanı Mustafa Ali Cavuş, Batı Trakya Camileri Din Gorevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık, Batı Trakya Azınlığı Yuksek Tahsilliler Derneği G. Sekreteri Mumin Mumin, sabık milletvekili Galip Galip, BAKEŞ G. Muduru Pervin Hayrullah, emekli oğretmenler v.d. kişiler katıldı.

Acılış konuşmasında, “Sayın Rahmi Ali'nin Turk Dunyasında YILIN EDEBİYAT ADAMI secilmesinden dolayı bizler sonsuz bir mutluluk duyduk" sozleriyle konuşmasına başlayan Batı Trakya Turk Oğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, sozlerini şoyle tamamladı:

“Şair, yazar ve oğretmen Rahmi Ali Batı Trakya Turk Edebiyatının cok onemli bir kalemidir. Oyku, roman, deneme, gunce, anı ve eleştiri gibi her edebi turde yazı kaleme almış olan Oğretmenimiz Rahmi Ali, yerel basında var olan Azınlık Postası, Akın ve İleri gibi tum gazetelerde yazmıştır. Yazdıklarını sınamak icin Anavatan Turkiye'de yayımlanan ciddi edebiyat dergilerine oykulerini gondermiş ve dereceler almıştır. Oyku, şiir ve roman kitapları yazmış olan Rahmi Ali oğretmenimle tanış olmamız ŞAFAK dergisi yıllarına dayanır. Oğretmenlerimiz Mucahit Mumin ve Mustafa Tahsinoğlu ile birlikte hayata gecirdikleri edebiyat ve sanat dergisi olan ŞAFAK dergisinin o donemde biz genc kalemleri cok yureklendirici ve yazım hayatına teşvik edici bir misyonu vardı. Kapanmasına bugunku genc kalemler adına cok uzuldum. Bugun eksikliğini derinden hissediyorum. Başoğretmen Mustafa Kemal Ataturk'un "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" sozu ne kadar doğrudur. Sanki Şafak dergisi hayatımızdan cıkınca hayat damarlarımızdan biri kopmuş oldu. İvedilikle bu boşluğun doldurulması en buyuk arzumuzdur.

16 Turk Devlet ve Topluluğundan, 28 edebiyat dergisinin temsilcileri, 17-19 Nisan 2018 tarihlerinde IX. Turk Dunyası Edebiyat Dergileri Kongresi'ni topladılar. Bu Kongre tarafından Batı Trakyalı yazar, şair ve eğitimci Rahmi Ali 2018 yılı icin Turk Dunyasında Yılın Edebiyat Adamı olarak ilan edilmiştir.”

T.C. Gumulcine Başkonsolosu Murat Omeroğlu, Rahmi Ali ’ye bundan sonraki yaşamında sağlık ve uzun omurler diledi ve “Rahmi Ali gibi değerler her zaman kolay yetişmiyor. Kendisi Batı Trakya icin bir kazanımdır.” Goruşlerine yer verdi.

Programın devamında Rahmi Ali ’nin hayatı ve edebi kişiliyle ilgili bir sinevizyon gosterildi (Haber sonunda okuyabilirsiniz)

Etkinliğin devamında da Rahmi Ali soz alarak duygularını dile getirdi, vicdanen rahat, mutlu olduğunu ve Anavatan Turkiye ’ye her zaman minnet duyduğunu ifade etti.

Ali, konuşmasının devamında şunları ifade etti:

“Şu hayat denen şey ne anlaşılmaz, onu ne bilinmez bir surec. Hayalleri pek kısıtlı bir cocukluk donemi, İc Savaş yılları insanımızı yıpratan goc olayları, ardından mezun olduğum okulda 39 yıl suren bir oğretmenlik gorevi. Cocuklara bir şeyler oğretmenin, onları mutlu yarınlara hazırlamanın heyecanı, yonetimin o acımasız baskılarından kaynaklanan tedirginlik gunler. Azınlığımızın seckin kuruluşu olan Batı Trakya Turk Oğretmenler Birliği ’nde gorev aldığım yıllar. Birlik ve Oğretmen dergilerinde aktif gorev almalarım. Azınlık gazetelerinde yazı yazmalar ve Batı Trakya ’da sanat ve edebiyatta cığır acan, o unutulmaz “Şafak” dergisindeki calışmalarım derken işte bu gunlere geldik.

Zaman ilerliyor. Bu arada vicdanen rahat ve mutluyum. Yani, beni seven, sayan bu kadar dostlarım var, oğrencilerim var, arkadaşlarım var. Ve, hayat rastlantılardan ibaret. Eğer 1951 Turk-Yunan Kultur Anlaşması olmasaydı, Anavatan Turkiye bize sahip cıkmasaydı, elbette butun bunlar asla olmazdı. Bu bakımdan Anavatanımız Turkiye ’ye her zaman minnet duyguları besliyorum. Bunu herkesin yanında soyluyorum.”

Etkinliğin sonunda da Batı Trakya Turk Oğretmenler Birliği G. Sekreteri Asime Hasanoğlu Rahmi Ali ’ye cicek sundu. Birlik Başkanı Aydın Ahmet ’in hediye takdiminden sonra Başkonsolos Murat Omeroğlu Rahmi Ali ’ye plaket takdim etti.



HAKKINDA YAZILANLAR

Rahmi Ali'nin Edebi Kişiliği

Rahmi Ali, oğretmen olarak Batı Trakya ’ya donduğunde mesleğinin yanı sıra yazı hayatına da devam etti. Batı Trakya Turk Oğretmenler Birliği ’nin yayınladığı “Birlik” dergisinin yayın işlerini ustlendi, bu dergide ceşitli yazılar yazdı. Birlik dergisinin kapanmasından sonra “oğretmen” dergisi aynı catı altında yayına başlayınca bu dergide de yazmaya devam etti. Bir ara bu derginin yazı kurulu başkanlığını ustlendi. Cocukluk yıllarında derin izler bırakan “İc savaş” yıllarını “Korkunc Yıllar” adı altında hikÂyeleştirdi. “Bir Oğretmenin Gunluğunden Notlar” başlığıyla azınlık basınında ilk gunce orneklerini verdi. HikÂyeler yazdı.

Azınlık Postası gazetesi cıkmaya başlayınca yazıları ağırlıklı olarak burada gorulmeye başladı. Bu gazetede de bazı hikÂyeleri yayımlandı, “Yeri Geldikce” koşesinde cok sayıda sohbet yazısı cıktı. Aynı gazetede daha sonraki yıllarda “Azınlık Basınında Gecen Hafta” başlığı altında yazdığı yazılarla azınlıkta eleştiri geleneğini başlattı. Azınlık Postası gazetesinin “Sanat Yaprağı”nın hazırlanmasında da emeği gecti…

Rahmi Ali ’nin “İleri” gazetesinde de bircok yazısı cıktı. Bu gazetede, “A. Kartaltepe” takma adıyla yayımlanan “Zor İş” adlı hikÂyesinden yazar Oktay Akbal “Cumhuriyet” gazetesindeki koşesinde ovguyle soz etti. Bu gazetede ceşitli rumuzlar altında şiirleri de yayımlandı.

Rahmi Ali, ceşitli yazı calışmalarını surduruyordu ama asıl ağırlığını hikÂye calışmalarına veriyordu. Bu calışmalarının belli bir duzeye ulaşıp ulaşmadıklarını olcmek amacıyla hikÂyelerini ilk kez Yurt dışına Turkiye ’de yayımlanan ciddi bir edebiyat dergisi olan Varlık dergisine gonderdi. Gonderdiği iki hikÂyeden biri Varlık dergisinde diğeri de “Varlık Yıllığı”nda yayımlandı. Daha sonra “yine Turkiye ’de yayımlanan “Tore” dergisinin actığı bir hikÂye yarışmasında “Muhacir Osman” adlı hikÂyesiyle birincilik odulu aldı.

Rahmi Ali bu arada cocuk edebiyatı calışmalarıyla da ilgilendi. Cocuklar icin, şiirler, hikÂyeler yazdı. HikÂyelerini “Ay ile Guneş” adlı cocuk kitabında topladı. Bu kitap Batı Trakya Azınlığında basılan ilk cocuk kitabı olma ozelliğini taşır. Yazdığı cocuk şiirlerinden bazıları, TRT ’nin cocuk programlarında okundu, eski Yugoslavya ’da yayımlanan Sevinc dergisiyle Bulgaristan ’da yayınlanan Filiz cocuk dergisinde yer aldı. Turkiye ’de yayımlanan bazı cocuk şiirleri antolojilerine girdi. Bu arada kırk cocuk şiirinin yer aldığı “Annem Okşarken Saclarımı” adlı kitabı İstanbul ’da yayımlandı. Bir şiir ve on hikÂyesi Yunancaya cevrilerek 2009 tarihinde “Cukatu Yayınları arasında cıkan “Mionotita ine” adlı kitapta yayımlandı. Aynı tarihte Tevfik Huseyinoğlu ile birlikte hazırladıkları “1946 – 1949 / Yunan İc Savaşı ’nda Batı Trakya Turk Azınlığı” adlı kitap BAKEŞ Yayınları arasında yer aldı.

Rahmi Ali ’nin edebi calışmalarla dolu yılları doğal olarak “Şafak” dergisi donemi sırasında olmuştur. 1989 yılında Mucahit Mumin ve Mustafa Tahsinoğlu ile birlikte cıkardıkları Şafak dergisinde calışmalarını yoğunlaştırmış, daha once denediği yazı turlerine, deneme, anı ve gezi yazılarını da katmıştır. Aynı dergide acık adıyla yazmış olduğu hikÂyelerinin yanı sıra “RTA” ve “A” rumuzuyla da bir hayli hikÂye yazmıştır. Guncelerini “Gunlerin İcinden” başlığı altında surdurmuştur.

Mustafa Tahsinoğlu ’nun Rahmi Ali ’nin edebi kişiliği hakkındaki duşunceleri ise şoyledir:

“… Rahmi Ali, batı Trakya Turk Edebiyatı icinde ozel ve surukleyici bir yere sahiptir. Edebiyatımızda her şairin, her yazarın ayrı ve mustesna bir yeri vardır. Fakat Rahmi Ali ’nin edebiyatımız icinde oyle bir yeri vardır ki, onu cıkarırsanız edebiyatımız sakatlanır…

Rahmi Ali ’nin şiirlerinde romantizm, gecmişe ozlem, tek benci bir yaklaşım icinde işlediği doyum arayan kişileri karakterize ediş, fakat her zaman kendini hissettiren gercekcilik ve guncellik goze carpar.”

Turkiyeli yazar Gungor Gencay da bir dergide yayımlanan “Zor İş” adlı hikaye kitabı ile ilgili değerlendirmesinin bir yerinde şunları soyluyor:

"Zor İş, icinde yirmi oyku bulunan ve Rahmi Ali'nin yetişkinler icin cıkardığı ilk kitabı. Oykulerin tumu, dolaylı ya da dolaysız bir bicimde Turkiye ile ilgili. Başka bir deyişle, bunlara ic ice girmiş iki halkın oykuleri diyebiliriz.

İşte burada yazarın duruşu ve bakışı onemli… Cunku yazar, bir azınlığın kimliğini taşımaktadır. Bu durumda; insanı, ozelliklerini ve insan ilişkilerindeki cirkinlikleri one cıkarır, oykulerinde millici, faşizan bir pencereden bakarsa, bu denli olayları uretirse oyku de, oykucu de coker. Cunku insan olduğumuzu unutmak, şairliğimizi de oykuculuğumuzu de alıp goturur.

Bu bağlamda Rahmi Ali'nin oykuleri, gercekten okunması, irdelenmesi ve ornek alınması gereken oykuler. Cunku yazar her şeyden once her iki halkın insanlarına saygılı. Oykulerinde onların toplumsal ve ruhsal durumlarını irdeliyor. Yaşamlarından bir kesiti alarak, toplumsal gerceklerden koparmadan oykuleştiriyor. O nedenle oykulerin coğunluğunu Batı Trakya Turklerinin Turkiye'ye gocunden alınmış kesitler, uğurlamalar, yeri yurdu terk etmenin yurek ağrıları vb. turde işlenmiş konular oluşturuyor…”

Mustafa Aslan da aynı kitaptaki hikÂyeler hakkında yaptığı değerlendirmenin bir yerinde şunları soyluyor:

“Rahmi Ali'nin Zor İş” adlı oyku kitabında yer alan 4 Numaralı Bekleme Kulesi tam anlamıyla ırkcılığa karşı yazılmış en iyi oyku orneklerinden biridir. Kişinin acken buram buram ekmek kokusu duyması gibi bir şey, bu oyku, barışa, kardeşliğe en cok gereksinimimiz olduğu gunumuzde.

Ali'nin oykulerinde, insanlar arasına kin tohumları sacmaya calışanların her zaman başarılı olamadıklarını goruyoruz. İnsanlar birbirlerine yakınlaşıp konuştuklarında sorunlarını cozduklerini, uzaklaştıkları, aralarına duvarlar orulduğunde duşmanlığın arttığını yazarın oykuleri dile getiriyor. Butun oykulerinde bu duyarlığı gorebiliriz. Uzerinde durulan konulardan birisi de Batı Trakya Turk insanının yaşadığı sorunları dile getirmedeki ustalığıdır. Safinaz (s. 83) adlı oykusunde Yunanistan ic savaşından da soz eder. Oteki oykulerinde de Yunanistan'ın demokrasiye ulaşmak icin verdiği savaşımı anlatılır. Uluslar kendi hallerine bırakılsa cozemeyecekleri sorun yoktur. Ama insanların birbirini kırmasından, oldurmesinden cıkarı olanlar, Yeni Amerika duzeni bunu korukledikce korukluyor... Eleni'nin Gozyaşları adlı oykusunde Eleni'nin bir Turk'e sarılıp ağladığını yazıyor. (s. 20). İki toplum arasındaki dostluğu-kardeşliği pekiştirici tumcelerdir bunlar...”

Rahmi Ali pek tabi olarak yan yana yaşayan iki halkın kaynaşması ve barış icinde yaşaması icin nefret dilinden uzak sevgi ve barış dilini kullanmıştır. Bir azınlık bireyi olarak, azınlık insanının sıkıntılarını da dile getirmiştir.



BİR ŞİİRİ

AZINLIK

Azınlık
Hudutta bir yolcu
Asmalık ’ta istimlÂk edilen bir tarla
Yeni Cami ’ye giren bir cemaattir

Azınlık
Yasak dağ bolgesinde
Yurekleri salt coşkuyla dolu
Keder dolu gozlerdir

Azınlık
Yarısı kopmuş bir minare
Almanya ’da bir işci
İzmir ’de Ege ’ye bakan bir gelin
Ve Rumeli turkuleri dinleyen ninemdir

Azınlık
Her şeyden habersiz gulumseyen Neslihan
Ve geleceğine ağlayan Emine ’dir

Azınlık
Rodoplara başını dayamış bir sevgili
Şehirden kopup gelen sımsıcak bir Turkce ’dir

Azınlık
Tutun tarlalarında yıpranan
Anlamsız bir tohum değil
Kendisiyle buyuyen bir duşuncedir



HAKKINDA YAZILANLAR

Rahmi Ali Hakkında

Yazar Rahmi Ali ’nin eserleri hakkında soylenmiş bu guzel sozlerden sonra onun hakkında en guzel sozu Turk Dunyası soyledi. Azerbaycan, Başkurdistan, Dağıstan, Gagavuzya, Irak–Turkmeneli, İran–Guney Azerbaycan, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti, Kırgızistan, Kırım, Kosova, Makedonya, Ozbekistan, Tataristan, İran-Turkmen Sahra ve Turkiye olmak uzere 16 Turk Devlet ve Topluluğundan 28 edebiyat dergisinin temsilcileri 17-19 Nisan 2018 tarihlerinde IX. Turk Dunyası Edebiyat Dergileri Kongresi toplandı. Bu Kongre tarafından Batı Trakyalı yazar, şair ve eğitimci Rahmi Ali 2018 yılı icin Turk Dunyasında Yılın Edebiyat Adamı olarak ilan edildi.

İhsan Işık ’ın hazırladığı “Turkiye Yazarlar Ansiklopedisi”inde biyografisine yer verildi.

Omru edebiyatla ic ice gecen değerli yazar ve şair Rahmi Ali'yi gonulden tebrik ediyoruz. Bize yaşattığı bu engin gurur icin tum Batı Trakyalılar olarak kendisine sonsuz teşekkurler ediyoruz. Kendisine sağlık icinde uzun bir yaşam diliyoruz. (BTTOB)



HAKKINDA YAZILANLAR

Yaşamımızda edebiyatın yeri yok, ama Rahmi Ali var
İbram Onsunoğlu
Tiken.net 15.8.2018

Oysa bundan tam uc yıl once emekli olurken, oh şimdi edebiyat uzerinde odaklanmak icin zamanım olacak diye duşunuyordum. Eski edebî calışmalarıma bir ceki duzen verecektim, yarıda kalmış olanları tamamlayacaktım, aklımdaki bazı yeni edebî tasarılar vardı, onları gercekleştirebilecektim. Sonra, binlerce sayfayı bulan daha cok siyasî icerikli ve azınlık mucadelesiyle ilgili yazılarımdan derleyip birkac kitap bastırmayı tasarlıyordum. Sonra edebî ceviriler yapmayı planlıyordum, Yunancadan Turkceye, Turkceden Yunancaya.

Toprağı bol olsun dostum İon Tirteos ’a verilmiş bir sozum vardı, omrunun son yıllarında yazdığı uc romandan hic olmazsa birincisinin Turkce cevirisini tamamlayacaktım. 1919 ’da “Kucuk Asya seferine” yedek subay olarak katılıp ta Venizelos tarafından İzmir ’e vali tayin edilen Stergiadis ’in yanına gorevlendirilmiş babasının anılarına dayanıyordu bu roman. Turk okuyucu ilginc bulacaktı. Turkceye cevirdiğim bir bolumu ŞAFAK ’ta yayımlanmıştı.

Bu uc yıl icinde bu yukarıdakilerin hicbiriyle uğraşamadım. Hem de korkarım icine girdiğim bataklıkta bundan sonra da uğraşamayacağım. Yaşamımızda artık edebiyatın yeri yok. Bu sozu yalnız kendim icin soylemiyorum. Bu tespit, korkarım, tum azınlık toplumu icin gecerli. Edebiyatı azınlık yaşamına arada bir zorla gibi Rahmi Ali sokuyor. İyi ki o var.

Bu yakınlarda benden bir şey rica etti. Turkiye ’de bir edebiyat dergisi, yaşamakta olan tanınmış bir Yunan şairinden birkac şiirle birlikte bir tanıtım yazısı istemiş, Rahmi Ali de bana başvurdu. Aklıma Titos Patrikios geldi. Savaş sonrası unlu Yunan şairlerinin galiba hayatta olan tek temsilcisi, yaşı 90 ’ın ustunde. Eskiden Kavala ’da Mehmet Ali Paşa kulliyesinde duzenlenen Akdeniz ulkeleri şiir şoleninde tanımıştım onu. Şair yerine sayıp beni de davet etmişlerdi, bu davette sanırım Paratiris ’ten Ceni Kacari ’nin parmağı vardı. Davet edilen Turk şairlerinin şiirlerini Yunancaya cevirmek bana duşuyordu, gerci bu yuzden Kavala ’daki etkinlikle oteden beri uzaktan bir ilişkim vardı. Şair olarak davet edildiğimde kendi şiirlerimden bazılarını okumak icin onları da Yunancaya cevirmek zorunda kaldım. Bir tanesinin başlığı “Benim Şairliğim” idi. Bunu Yunancaya “ Το Ποιητιλίκι μου” olarak cevirdim. Yunanca kelimeye Turkce ekle uydurduğum bu yeni kelimeyi duyunca Titos Patrikios gulmekten kırılmıştı. Onu ancak benim gibi iki kulture de vakıf biri yapabilirdi (!). Patrikios ’u şimdi Turklere ilk kez ben tanıtmış olmaktan gurur duydum.

Bu yazıyı kaleme alışımın nedeni aslında bir kitap tanıtımı. Bundan uc ay once yine Rahmi Ali bir mesaj gondermiş, “Şu dukkÂnda senin adına bırakılmış bir kitap var. Gecip alıver.” Gecip aldım. Mutevazi bir kitapcık, Kiril harfleriyle yazılmış, Bulgarca. Bereket icine kitabı tanıtan Turkce iki gazete –dergi kupuru ilave edilmiş te ne olduğunu anlayabildim.

Belli ki Rahmi Ali derlemiş, BTT Azınlığı yazarlarından oykuler. Turkceden Bulgarcaya cevirileri yapan da Kırcalılı bir soydaş edebiyatcı, Aygul Gavazova. Kitabın adını da “Guney Yelleri” koymuş, Bulgarca nasıl okunuyorsa işte. Biz Bulgaristan ’a bakışla guneydeyiz, onun icin besbelli. Boylece Bulgarlar ve Bulgaristanlı Turkler BT Turk edebiyatıyla –onun oyku turunde eserleriyle tanışıyorlar.

Ama kitap eskiymiş, Bulgaristan ’da 2011 ’in başında cıkmış. Hic haberimiz olmamıştı ve kitabı da gormemiştik. Daha doğrusu oyle bir soylenti hatırlar gibiyim, ama aklımda belirgin bir şey yok. Şimdi yeniden gundeme gelişinin nedeni, 2017 sonunda İzmir ’de duzenlenen 41. KIBATEK (Kıbrıs, Balkanlar, Avrupa Turk Edebiyatları Kurumu) edebiyat şoleninde odullendirilen yazarlar arasında cevirmen Aygul Gavazova ’nın da bulunması. Gavazova, Turkiye de dahil, tum Balkan ulkelerinden Turk kokenli yazarların oykulerini Bulgarcaya kazandırmış. Son yıllarda Turkceden Bulgarcaya edebî cevirilerle uğraşıyormuş.

Bu odullendirmeden sonra, anlaşılan, Kırcalılı komşumuz, “Guney Yelleri”nde oykusu bulunan yazarlara imzasıyla bir selamlama da yazarak kitaptan birer nusha hediye etmeyi duşunmuş. Kendisine teşekkur ederiz.

Kitapta her biri ikişer oykuyle temsil edilen 12 Batıtrakyalı yazarımız sırasıyla şunlar: Mehmet Hilmi, Huseyin Mahmutoğlu, Rahmi Ali, Mustafa Tahsinoğlu, Mucahit Mumin, Abdurrahim Subaşılar, Mehmet Colak, Refika Nazım, İbram Onsunoğlu, Şukran Raif, Mehmet Dukkancı ve Hakan Mumin.