romancı, yazar
1902 yılında Edirne ’nin Uzunkopru ilcesinde doğdu. 1917 yılında Almanya'da eğitimini tamamladı. Lise ve universiteyi bitirip doktora tezini verdikten sonra, 1926'da İstanbul'a dondu. Millî Mecmua ve Her Ay gibi dergilerde yazıları cıktı. 7 Ekim 1964 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
ESERLERİ:
1938'de "Kadıkoyu'nun Romanı", 1944'te "Ulker Fırtınası", 1941'de Selma Lagerlof'den "Portugaliye İmparatoricesi" ve 1945'de La Motte- Foque'den "Su Kızı" isimli tercumeleri yayınlandı. 1951'de Kenan RıfÂî hakkında uc bolumluk felsefî incelemesi, "Kenan RıfÂî ve Yirminci Asrın Işığında Muslumanlık" kitabında yer aldı. 1955'te Tercuman gazetesinde son romanı olan "Dineyri Papazı" romanı tefrika edildi. Asr-ı Saadet'i anlatan "Colde Biten Rahmet Ağacı" ise 1962 yılında Yeni İstanbul gazetesinde yayınlandı. Muhtelif gazete ve dergilerde pek cok makalesi ve incelemesi neşredildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Eve donen kadın: Safiye Erol
Mahmut Cetin
Buyuk romancımız Tarık Buğra, Safiye Erol ’un yazma gerekcesini şoyle ifade eder: “yazarlığının tek sebebi, tadına ve değerine vardığı medeniyetimizden aldıklarını yayabilmek arzusu idi.” İyiden guzelden doğrudan yana bir bakışın inşaasıdır onun yazma seruveni. Tabii bu bakış karşısında kotuluğu, duşmanlığı, cirkinliği bulacaktır. O, yıkıcılığa karşı en kuvvetli iksiri bulmuştur. Tarık Buğra bu durumu şoyle ifade eder: “Safiye Erol, İslÂm-Turk medeniyetinin nankor ve bedbaht yıkıcılıklara, koksuz ve anlayışsız zorlamalara yenilmeyen kadın mumessillerinden biri idi, ayrıca, butun varlığı ile, gonlu, kafası, mizacı ile idrÂk ettiği bu medeniyetin ışığını dağıtanlardan birisi oldu. Yazıları ve yaşayışı bu buyuk değeri taşırdı.”
Aşk ve ayrılık
Safiye Erol, Almanya'ya okumak icin gonderildiğinde onuc yaşındadır. Burada 15 sene kalır ve şarkiyat doktorası yapar. Genc ve guzeldir. Bir Turk kızı icin de oldukca cesur ve rahat sayılır ustelik. Almanca ve Fransızca'yı oğrenir, Doğu dillerini ve kulturunu edinir. Gonlunun yangını burada tutuşur genc Safiye'nin. Almanya'da tanıdığı, Hindistan'ın hurriyet mucahitlerinden pek unlu bir Hintli genc, Safiye hanımın kalbini celer, korpe hayatında fırtınalar estirir. Onu, Brahma'nın bile tamamlayamadığı bir yolculukta erişilmez guzelliklere ucurur. Evlenmeye karar verirler. Bu aşk ve tutkuyla bitirirler okullarını. Genc Hintli mucahit, Safiye Erol'a "Haydi, der. Memleketime gidelim. Orada, onların bana ihtiyacı var, benim de sana ihtiyacım buyuk!" der. Yıllardır boyle bir dÂvet bekleyen genc kız da kararlı ve kesin sozludur: "Hayır, diye cevap verir. Benim memleketime gidelim, orada, onların da bana ihtiyacı var, benim de sana!" Yollar ayrılır o an, sevdÂlar bolunur... Genc mucahit Hindistan'a, Safiye Erol da Turkiye'ye yonunu cevirir. Buyuk Hint efsanelerine karışan kucucuk aşk ciceği "ketaki", acarken solmuştur. Aradan yıllar gecer. Safiye Erol, icindeki yanardağı sondurmek, aşkını susturmak icin sevdalısının pansiyonuna gider. Titreyen eliyle zile basar. Kapıyı acan evin sahibesi Alman kadın, "Bu evin butun duvarları resimlerinizle dolu" diyerek buyuk aşka olan tanıklığını belirtir. Ancak genc Safiye'nin aradığı, gormek istediği artık yÂd ellerdedir... Kalbinin sesini susturur ve yuzunu memleketine cevirir. O, artık "eve donen kadın"dır. Turkiye'nin birikimini yoklamak, kulturunu tanımak ve bu medeniyetin uzerine bir taş koyabilmek umuduyla kalkar ulkesine doner. Safiye Erol'un duygularını dizginlemesi ve 'mektepten memlekete' donuşu bir İstanbul gazetesinde "vatanını, aşka tercih ettiği" şeklinde yorumlanır...
Colde Biten Rahmet Ağacı
Safiye Erol'un 1962 yılında Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilen eseri "Colde Biten Rahmet Ağacı" da kitap haline getirildi. Batı'yı tanıyan Turk ve İslÂm kulturunu ruhunda mezcetmiş bir munevver ve mutefekkir olan yazarımız Safiye Erol, Colde Biten Rahmet Ağacı'nda Peygamber Efendimizin hayatından bazı safhaları nefis uslubu ve akıcı diliyle anlatıyor. Bir Ramazan ayı boyunca otuz gun tefrika edildiğinde geniş ilgi goren eser, Musluman Turk insanının, Sevgili Peygamberine olan buyuk sevgisinin de bir işareti. Halil Acıkgoz'un yayına hazırladığı kitap, buyuk bir hayranlıkla karşılanıyor.
Kadıkoyu'nun Romanı
Kadıkoyu'nun Romanı 1939'da yayınlanmış. Selim İleri, romanın kıymetini şoyle anlatıyor: "Romancının adı Safiye Erol. Boyle bir addan bugun kimsenin haberi yok. Oysa 'kent kulturu'nu araştırmak isteyenler, -kimbilir kac kez yazdığım gibi- onun bir eserine, Kadıkoyu'nun Romanı'na mutlaka başvurmak zorundalar."
Ciğerdelen
Ciğerdelen romanı, uzun yıllar kultur meraklılarının, edebiyat sevdalılarının, roman tiryakilerinin sadece kendilerinin keşfettiği bir başucu kitabı olmuştur. Ciğerdelen Osmanlı hayatının onemli bir kesitini carpıcı bir şekilde yansıtırken, tarih romancılığı sahasında da bir kilometre taşı olmuştur. Ciğerdelen'in ‘post-modern bir aşk romanı ’ olduğuna dikkat ceken Sabahat Emir onun onemini şoyle vurguluyor: “Safiye Erol'u anlamak; ozgun uslubunun tadına varmak belli bir olgunluk ve kultur birikimi gerektiriyor. O, ozel bir yazar. Okuyucusunun da ozel olması gerekiyor. Televole kulturuyle yetişen şimdiki genclere onu okutmak cok zor. Ama okumamaları da buyuk kayıp. Cunku anlatılan, kaybettiğimiz tum değerler...”
HAKKINDA YAZILANLAR
Doğumunun 100. Yılında Safiye Erol
Mahmut Cetin
Romancı Safiye Erol, Kubbealtı Akademisi ’nin gayretleriyle olumunden yıllar sonra tekrar kultur hayatımızdaki yerini alıyor. Bu konuda kultur dunyamızdaki bir cok kişi gibi ben de Safiye Erol ’un eserlerini, Kubbealtı Akademisi Muduru Sayın Mehmet Nuri Yardım vasıtasıyla tanıdım. Turk okuyucusu Safiye Erol ’un eserlerinde medeniyet eksenli ve insan merkezli bir duyuş tarzı ile karşılaşıyor.
Derin bir duyuş tarzı
Derin bir kulture, koklu bir birikime ve kuvvetli bir usluba sahip olan Safiye Erol'un eserlerinde, Doğu ve Batı ’yı tanıyan bir aydının guclu tahlilleri dikkat ceker. O, Tanzimat'tan sonra medeniyet buhranı geciren, kultur bunalımı yaşayan insanımızın karşılaştığı cıkmazları, icinde bulunduğu acmazları ve gecirdiği hafakanları fark eden ender insanlardan biri. Zevkle okunan eserleri, aynı zamanda mechul zannedilen insanın hakikatine, eşyanın mahiyetine ve mÂverÂnın mÂnÂsına goturuyor okuyucuyu. Metafiziğin harikulÂde sırlarını ifşÃ‚ ediyor. Safiye Erol dun okunan, bugun de alaka uyandıran ve yarına kalacak bir kıymet. Aydınlarımız, gunumuze manidÂr izler ve mesajlar bırakan bu munevverini yakından tanıdıkca, memleket meselelerine daha kalıcı cozumler uretebilecek, ruh dunyasına ve fikir iklimine yolculuk edenler, bambaşka ufuklar, yepyeni hayÂller ve rengÂrenk guzellikler bulacaklardır.
HAKKINDA YAZILANLAR
Nihal Atsız:
"Safiye Erol'un 'Ciğerdelen' adlı romanı da dehÂnın yanında sıyrılıp gecen cok kuvvetli bir eserdir ama rezîlÂne solcu eserlerin furyası arasında kaynayıp gitmiştir. Sinema icin en iyi eserlerden biri de budur." (Nihal Atsız, Otuken Dergisi, sayı 96, Aralık 1971)
Emel Esin:
"Safiye Erol'un kılıcının bir parıltısı "Ciğerdelen" oldu. Bizim neslimiz icin, 'Ciğerdelen' bir donum noktası idi. İşte milli kultur olmemişti. Yeniden bahar oldu ve cınar taze filiz verdi. Aile ocağı, Turk tasavvufuna mensup vechesini bilhassa annenin şahsında gosteren, kulturel bir istikamete sahib bir merkezdi." (Yeni İstanbul gazetesi, 7 Ekim 1964)
Murat Belge:
"Safiye Erol, bir 'piyasa romancısı' değil. Okuduğum uc romanı, sozun gelişi, Halide Edip'in bircok romanından daha başarısız değil. Sağlam bir mekÂn kavrayışı olduğunu da soyleyebiliriz. Bu da Tanpınar dışında yazarlarımızda pek sık cıkmaz karşımıza. Halide Edip veya Huseyin Rahmi ozgul bir yeri değil, hayali ve ortalama bir yeri anlatırlar. Oysa Safiye Erol 'Kadıkoyu' demişse, Kadıkoyu'nu anlatıyor ve Şifa'dan Bahariye'ye kac dakikada gelineceğini biliyor." (Radikal, 31 Mayıs 2002)
HABER
Safiye Erol Gundemi
1 Ekim 2002
Bu ay, Kitap Haber ve E dergisi başta olmak uzere bir cok gazete ve dergi, Safiye Erol ’la ilgili ozel bolumler yayınladı. Kubbealtı Akademisi Kultur ve Sanat Vakfı ve İstanbul Buyukşehir Belediyesi Kultur İşleri Daire Başkanlığı tarafından, “Doğumunun 100. Yılında Safiye Erol” başlıklı bir toplantı duzenlendi.
1 Ekim 2002 Salı gunu saat 18:00 ’da yapılan toplantıya konuşmacı olarak Prof. Dr. Kenan Gursoy, Prof. Dr. Murat Belge, Selim İleri ve Prof. Dr. Halil Acıkgoz katıldı. Aynı gunu Safiye Erol ’un Karacaahmet Mezarlığı ’ndaki kabri başında da bir anma programı yapıldı.
1902 yılında Edirne ’nin Uzunkopru ilcesinde doğdu. 1917 yılında Almanya'da eğitimini tamamladı. Lise ve universiteyi bitirip doktora tezini verdikten sonra, 1926'da İstanbul'a dondu. Millî Mecmua ve Her Ay gibi dergilerde yazıları cıktı. 7 Ekim 1964 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
ESERLERİ:
1938'de "Kadıkoyu'nun Romanı", 1944'te "Ulker Fırtınası", 1941'de Selma Lagerlof'den "Portugaliye İmparatoricesi" ve 1945'de La Motte- Foque'den "Su Kızı" isimli tercumeleri yayınlandı. 1951'de Kenan RıfÂî hakkında uc bolumluk felsefî incelemesi, "Kenan RıfÂî ve Yirminci Asrın Işığında Muslumanlık" kitabında yer aldı. 1955'te Tercuman gazetesinde son romanı olan "Dineyri Papazı" romanı tefrika edildi. Asr-ı Saadet'i anlatan "Colde Biten Rahmet Ağacı" ise 1962 yılında Yeni İstanbul gazetesinde yayınlandı. Muhtelif gazete ve dergilerde pek cok makalesi ve incelemesi neşredildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Eve donen kadın: Safiye Erol
Mahmut Cetin
Buyuk romancımız Tarık Buğra, Safiye Erol ’un yazma gerekcesini şoyle ifade eder: “yazarlığının tek sebebi, tadına ve değerine vardığı medeniyetimizden aldıklarını yayabilmek arzusu idi.” İyiden guzelden doğrudan yana bir bakışın inşaasıdır onun yazma seruveni. Tabii bu bakış karşısında kotuluğu, duşmanlığı, cirkinliği bulacaktır. O, yıkıcılığa karşı en kuvvetli iksiri bulmuştur. Tarık Buğra bu durumu şoyle ifade eder: “Safiye Erol, İslÂm-Turk medeniyetinin nankor ve bedbaht yıkıcılıklara, koksuz ve anlayışsız zorlamalara yenilmeyen kadın mumessillerinden biri idi, ayrıca, butun varlığı ile, gonlu, kafası, mizacı ile idrÂk ettiği bu medeniyetin ışığını dağıtanlardan birisi oldu. Yazıları ve yaşayışı bu buyuk değeri taşırdı.”
Aşk ve ayrılık
Safiye Erol, Almanya'ya okumak icin gonderildiğinde onuc yaşındadır. Burada 15 sene kalır ve şarkiyat doktorası yapar. Genc ve guzeldir. Bir Turk kızı icin de oldukca cesur ve rahat sayılır ustelik. Almanca ve Fransızca'yı oğrenir, Doğu dillerini ve kulturunu edinir. Gonlunun yangını burada tutuşur genc Safiye'nin. Almanya'da tanıdığı, Hindistan'ın hurriyet mucahitlerinden pek unlu bir Hintli genc, Safiye hanımın kalbini celer, korpe hayatında fırtınalar estirir. Onu, Brahma'nın bile tamamlayamadığı bir yolculukta erişilmez guzelliklere ucurur. Evlenmeye karar verirler. Bu aşk ve tutkuyla bitirirler okullarını. Genc Hintli mucahit, Safiye Erol'a "Haydi, der. Memleketime gidelim. Orada, onların bana ihtiyacı var, benim de sana ihtiyacım buyuk!" der. Yıllardır boyle bir dÂvet bekleyen genc kız da kararlı ve kesin sozludur: "Hayır, diye cevap verir. Benim memleketime gidelim, orada, onların da bana ihtiyacı var, benim de sana!" Yollar ayrılır o an, sevdÂlar bolunur... Genc mucahit Hindistan'a, Safiye Erol da Turkiye'ye yonunu cevirir. Buyuk Hint efsanelerine karışan kucucuk aşk ciceği "ketaki", acarken solmuştur. Aradan yıllar gecer. Safiye Erol, icindeki yanardağı sondurmek, aşkını susturmak icin sevdalısının pansiyonuna gider. Titreyen eliyle zile basar. Kapıyı acan evin sahibesi Alman kadın, "Bu evin butun duvarları resimlerinizle dolu" diyerek buyuk aşka olan tanıklığını belirtir. Ancak genc Safiye'nin aradığı, gormek istediği artık yÂd ellerdedir... Kalbinin sesini susturur ve yuzunu memleketine cevirir. O, artık "eve donen kadın"dır. Turkiye'nin birikimini yoklamak, kulturunu tanımak ve bu medeniyetin uzerine bir taş koyabilmek umuduyla kalkar ulkesine doner. Safiye Erol'un duygularını dizginlemesi ve 'mektepten memlekete' donuşu bir İstanbul gazetesinde "vatanını, aşka tercih ettiği" şeklinde yorumlanır...
Colde Biten Rahmet Ağacı
Safiye Erol'un 1962 yılında Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilen eseri "Colde Biten Rahmet Ağacı" da kitap haline getirildi. Batı'yı tanıyan Turk ve İslÂm kulturunu ruhunda mezcetmiş bir munevver ve mutefekkir olan yazarımız Safiye Erol, Colde Biten Rahmet Ağacı'nda Peygamber Efendimizin hayatından bazı safhaları nefis uslubu ve akıcı diliyle anlatıyor. Bir Ramazan ayı boyunca otuz gun tefrika edildiğinde geniş ilgi goren eser, Musluman Turk insanının, Sevgili Peygamberine olan buyuk sevgisinin de bir işareti. Halil Acıkgoz'un yayına hazırladığı kitap, buyuk bir hayranlıkla karşılanıyor.
Kadıkoyu'nun Romanı
Kadıkoyu'nun Romanı 1939'da yayınlanmış. Selim İleri, romanın kıymetini şoyle anlatıyor: "Romancının adı Safiye Erol. Boyle bir addan bugun kimsenin haberi yok. Oysa 'kent kulturu'nu araştırmak isteyenler, -kimbilir kac kez yazdığım gibi- onun bir eserine, Kadıkoyu'nun Romanı'na mutlaka başvurmak zorundalar."
Ciğerdelen
Ciğerdelen romanı, uzun yıllar kultur meraklılarının, edebiyat sevdalılarının, roman tiryakilerinin sadece kendilerinin keşfettiği bir başucu kitabı olmuştur. Ciğerdelen Osmanlı hayatının onemli bir kesitini carpıcı bir şekilde yansıtırken, tarih romancılığı sahasında da bir kilometre taşı olmuştur. Ciğerdelen'in ‘post-modern bir aşk romanı ’ olduğuna dikkat ceken Sabahat Emir onun onemini şoyle vurguluyor: “Safiye Erol'u anlamak; ozgun uslubunun tadına varmak belli bir olgunluk ve kultur birikimi gerektiriyor. O, ozel bir yazar. Okuyucusunun da ozel olması gerekiyor. Televole kulturuyle yetişen şimdiki genclere onu okutmak cok zor. Ama okumamaları da buyuk kayıp. Cunku anlatılan, kaybettiğimiz tum değerler...”
HAKKINDA YAZILANLAR
Doğumunun 100. Yılında Safiye Erol
Mahmut Cetin
Romancı Safiye Erol, Kubbealtı Akademisi ’nin gayretleriyle olumunden yıllar sonra tekrar kultur hayatımızdaki yerini alıyor. Bu konuda kultur dunyamızdaki bir cok kişi gibi ben de Safiye Erol ’un eserlerini, Kubbealtı Akademisi Muduru Sayın Mehmet Nuri Yardım vasıtasıyla tanıdım. Turk okuyucusu Safiye Erol ’un eserlerinde medeniyet eksenli ve insan merkezli bir duyuş tarzı ile karşılaşıyor.
Derin bir duyuş tarzı
Derin bir kulture, koklu bir birikime ve kuvvetli bir usluba sahip olan Safiye Erol'un eserlerinde, Doğu ve Batı ’yı tanıyan bir aydının guclu tahlilleri dikkat ceker. O, Tanzimat'tan sonra medeniyet buhranı geciren, kultur bunalımı yaşayan insanımızın karşılaştığı cıkmazları, icinde bulunduğu acmazları ve gecirdiği hafakanları fark eden ender insanlardan biri. Zevkle okunan eserleri, aynı zamanda mechul zannedilen insanın hakikatine, eşyanın mahiyetine ve mÂverÂnın mÂnÂsına goturuyor okuyucuyu. Metafiziğin harikulÂde sırlarını ifşÃ‚ ediyor. Safiye Erol dun okunan, bugun de alaka uyandıran ve yarına kalacak bir kıymet. Aydınlarımız, gunumuze manidÂr izler ve mesajlar bırakan bu munevverini yakından tanıdıkca, memleket meselelerine daha kalıcı cozumler uretebilecek, ruh dunyasına ve fikir iklimine yolculuk edenler, bambaşka ufuklar, yepyeni hayÂller ve rengÂrenk guzellikler bulacaklardır.
HAKKINDA YAZILANLAR
Nihal Atsız:
"Safiye Erol'un 'Ciğerdelen' adlı romanı da dehÂnın yanında sıyrılıp gecen cok kuvvetli bir eserdir ama rezîlÂne solcu eserlerin furyası arasında kaynayıp gitmiştir. Sinema icin en iyi eserlerden biri de budur." (Nihal Atsız, Otuken Dergisi, sayı 96, Aralık 1971)
Emel Esin:
"Safiye Erol'un kılıcının bir parıltısı "Ciğerdelen" oldu. Bizim neslimiz icin, 'Ciğerdelen' bir donum noktası idi. İşte milli kultur olmemişti. Yeniden bahar oldu ve cınar taze filiz verdi. Aile ocağı, Turk tasavvufuna mensup vechesini bilhassa annenin şahsında gosteren, kulturel bir istikamete sahib bir merkezdi." (Yeni İstanbul gazetesi, 7 Ekim 1964)
Murat Belge:
"Safiye Erol, bir 'piyasa romancısı' değil. Okuduğum uc romanı, sozun gelişi, Halide Edip'in bircok romanından daha başarısız değil. Sağlam bir mekÂn kavrayışı olduğunu da soyleyebiliriz. Bu da Tanpınar dışında yazarlarımızda pek sık cıkmaz karşımıza. Halide Edip veya Huseyin Rahmi ozgul bir yeri değil, hayali ve ortalama bir yeri anlatırlar. Oysa Safiye Erol 'Kadıkoyu' demişse, Kadıkoyu'nu anlatıyor ve Şifa'dan Bahariye'ye kac dakikada gelineceğini biliyor." (Radikal, 31 Mayıs 2002)
HABER
Safiye Erol Gundemi
1 Ekim 2002
Bu ay, Kitap Haber ve E dergisi başta olmak uzere bir cok gazete ve dergi, Safiye Erol ’la ilgili ozel bolumler yayınladı. Kubbealtı Akademisi Kultur ve Sanat Vakfı ve İstanbul Buyukşehir Belediyesi Kultur İşleri Daire Başkanlığı tarafından, “Doğumunun 100. Yılında Safiye Erol” başlıklı bir toplantı duzenlendi.
1 Ekim 2002 Salı gunu saat 18:00 ’da yapılan toplantıya konuşmacı olarak Prof. Dr. Kenan Gursoy, Prof. Dr. Murat Belge, Selim İleri ve Prof. Dr. Halil Acıkgoz katıldı. Aynı gunu Safiye Erol ’un Karacaahmet Mezarlığı ’ndaki kabri başında da bir anma programı yapıldı.