akademisyen, siyaset adamı
1922 yılında Erzurum ’da doğdu. Siyasal Bilgiler Okulu'nu bitirdi. Aynı okulda 1945'te asistan, 1950'de docent oldu. Daha sonra İngiltere'ye gonderildi. 1958'de profesor oldu. Maliye Yuksekokulu'nda ve Devlet Planlama Teşkilatı'nda (1960) calıştı. Sosyalist Kultur Derneği'nin kurucuları arasında ve TİP yonetiminde gorev aldı. 1965'te İstanbul milletvekili oldu. 12 Mart'ta tutuklandı ve 12 yıla mahkum oldu. 1974'te afla serbest kaldı. DİSK'te gorev aldı. 12 Eylul 1980 oncesi TKP yanlısı Politika gazetesinde yazılar yazdı. 12 Eylul doneminde tutukladı. 1984 ’de tahliye oldu. Sosyalist Birlik Partisi'nin genel başkanı oldu. Bilahare ODP ’nin onursal genel başkanı oldu. Mulkiyeliler Birliği Vakfı ’nın 2007 Buyuk Mulkiye Odulu ’ne layık goruldu. 2008 yılında oldu.
ESERLERİ:
İstihdam
Para ve iktisadi Politika
Yatırım İndirimi ve İktisadi Politika
İktisada Başlangıc
100 Soruda Ekonomi El Kitabı
Ekonomi Dersleri,
Puslu Camın Arkasında.
HAKKINDA YAZILANLAR
Sadun Aren'den İlginc İtiraf!
Hurriyet
Eski Turkiye İşci Partisi (TİP) milletvekili, eski Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkanı Prof. Dr. Sadun Aren, sosyalist kesime egemen olan zihniyet dolayısıyla, "hain" damgası yememek icin goruşlerini acıklamaktan cekindiğini soyledi.
Prof. Aren, hatıralarını anlattığı "Puslu Camın Arkasında" adlı kitapta, "Şimdiye kadar soylediklerimizin bircoğu gecerliğini yitirdi. Fakat şaşkınlık icinde olduğu icin kimse bir şey soylemek istemiyor. (...) Ben bazı yerlerde cok sevdiğim eski dostlarımla konuşurken adeta korkuyorum. Orneğin ben ozelleştirmeye karşı cıkmayı gerekli bulmuyorum" dedi. Prof. Aren, ozelleştirme gibi konularda goruş belirtmekten korktuğunu şu sozlerle ifade etti: "Bugunku koşullarda ozelleştirmeye karşı cıkmanın ilericilikle hicbir alakası yoktur. Ama bugun fiiliyatta benim bircok eski arkadaşım, ilerici arkadaşım buna karşı cıkıyorlar ve bunu ilericilik adına yapıyorlar (...) Halbuki ben bilhassa bunu yapmak, eski yolun yanlış olduğunu soylemek istiyorum. Bunu bir gorev sayıyorum."
KURESELLEŞME OLUMLU:
Prof. Sadun Aren, sosyalist kesimin karşı cıktığı "kureselleşme"den yana olduğunu da belirterek, "Globalleşmeye bağlı olan her şey insanlığın kazanımıdır" dedi. Prof. Aren şoyle devam etti: "Kureselleşmeyi olumlu bir aşama olarak goruyorum. Cunku sosyalizmin barışcılığı, somurunun ortadan kaldırılışı olursa global capta olur. Dunyanın başka yerinde vahşet varken, siz kendi ulkenizde sosyalizm yapamazsınız. Onun icin bu tur sosyalizmin bir on gereği de globalleşmedir. Globalleşmeye bağlı olan her şey insanlığın kazanımıdır."
Eski tufeklerden Sadun Aren oldu
RİFAT BAŞARAN
Radikal 9 Mart 2008
ANKARA- Bazen kara bir bulut gibi basar bir kayıbın haberi. Onca yaşanmışlık, onca anı, hayatımıza kattığı onca değer ve katacakları iki hecenin pusunda kaybolur. Buyuk devrimci, buyuk bilim adamı, Mulkiye'nin buyuk hocası, buyuk insan Prof. Sadun Aren oldu.
Aren anılarını yazdığı 336 sayfalık 'Puslu Camın Arkasından' isimli kitabın arka kapağında şunları soyluyor kendine dair: "İnsanlara puslu bir camın arkasından baktım... O insan Âşık olabilir, hırslı olabilir, kindar olabilir vs; bunları hic bilmem... O anlamda butun hayatım boyunca insanları ihmal ettim. Ama bunu daha cok kendime donuk olduğum anlamında yorumlamamak lazım. Cunku oyle de değil... "
Aren, 1922 yılında doğdu. Annesi, Mevlevi tarikatına mensup olduğu icin cocukken Kuran oğrensin diye onu mahalle mektebine gonderdi. Kendi soylemiyle 'ilk toplumsal eylemini' 16 yaşında yaptı; "1938'de Eskişehir'de lise 10. sınıftaydım. Ataturk oldu. Arkadaşlarla 'Ne yapalım' diye duşunduk. Kahvelerde plaklar, şarkılar calıyordu. 'Once bunları susturalım' dedik, kimse itiraz etmedi, yayını kestiler. Sonra sinemalara gidip herkesi dışarıya cıkardık."
1940 yılında oğrenci olarak Siyasal Bilgiler Fakultesi'ne giren, daha sonra oğretim uyesi olarak aynı fakultede kalan, 1958 yılında ekonomi profesoru olan Sadun Aren, oğrencilik yıllarında sosyalist ideolojiyi benimsedi ve hayatının sonuna dek bundan taviz vermedi. Sosyalist Kultur Derneği'nin kuruculari arasında yer alan Aren, hem TİP aynı zamanda da SBF-SFK'nin uyesiydi. 1965'te TİP İstanbul Milletvekili oldu. Ardından TBMM catısı altında sert tartışmalarla dolu gunler... Aren o gunleri şoyle anlatıyor: "Bir gun Meclis'te Cetin Altan 'NÂzım, Turkiye'nin en buyuk şairidir' deyince buyuk kıyamet koptu. (...) Gece gec vakit AP'liler bizim tarafa doğru hucuma gectiler. Bir ara Cetin'in yerde tekmelendiğini gordum. Birisi de benim gozume bir yumruk attı. O kadar cok acıdı ki oylece kaldım. O olayda en cok Altan zarar gordu zannedilir ama asıl ben zarar gordum. Ertesi gun doktora gittim. Meğer bende sinuzit varmış, gozume yediğim darbe sinusun yolunu acmış. Bu sayede sinuzitten kurtuldum."
12 Mart 1971 muhtırasından ve 12 Eylul darbesinden sonra tutuklandı. Hayatının bir donemini hapishanelerde geciren Aren, maphus gunlerinin kendi hayatına kazandırdıklarını şoyle anlatıyor: "Hapiste yatmadan hayatla ilgili bilgi eksik kalır. Oradaki yaşam ilişkilerini bilmek icin hapiste yatmak gerekli. Ancak işkence falan olmamalı, ben pek işkence gormedim. Sadece falakaya yatırdılar. Ancak oyle filistin işkencesi falan uygulanmadı."
DİSK'te de gorev yapan Aren, yoneticiyken, lise kavgalarında omuz omuza verdiği Hayrettin Karaca'yla ters duştu. Ama bağları kopmadı. 90'lı yıllarda Sosyalist Birlik Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. Partinin lideri oldu. Mulkiyeliler Birliği, gecen ay 'Mulkiye Buyuk Odulu'nu ona verdi. Rahatsızlığı nedeniyle torene katılamadı, odulu eşi Munise Aren aldı. Aren yarın Ankara'da toprağa verilecek.
1922 yılında Erzurum ’da doğdu. Siyasal Bilgiler Okulu'nu bitirdi. Aynı okulda 1945'te asistan, 1950'de docent oldu. Daha sonra İngiltere'ye gonderildi. 1958'de profesor oldu. Maliye Yuksekokulu'nda ve Devlet Planlama Teşkilatı'nda (1960) calıştı. Sosyalist Kultur Derneği'nin kurucuları arasında ve TİP yonetiminde gorev aldı. 1965'te İstanbul milletvekili oldu. 12 Mart'ta tutuklandı ve 12 yıla mahkum oldu. 1974'te afla serbest kaldı. DİSK'te gorev aldı. 12 Eylul 1980 oncesi TKP yanlısı Politika gazetesinde yazılar yazdı. 12 Eylul doneminde tutukladı. 1984 ’de tahliye oldu. Sosyalist Birlik Partisi'nin genel başkanı oldu. Bilahare ODP ’nin onursal genel başkanı oldu. Mulkiyeliler Birliği Vakfı ’nın 2007 Buyuk Mulkiye Odulu ’ne layık goruldu. 2008 yılında oldu.
ESERLERİ:
İstihdam
Para ve iktisadi Politika
Yatırım İndirimi ve İktisadi Politika
İktisada Başlangıc
100 Soruda Ekonomi El Kitabı
Ekonomi Dersleri,
Puslu Camın Arkasında.
HAKKINDA YAZILANLAR
Sadun Aren'den İlginc İtiraf!
Hurriyet
Eski Turkiye İşci Partisi (TİP) milletvekili, eski Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkanı Prof. Dr. Sadun Aren, sosyalist kesime egemen olan zihniyet dolayısıyla, "hain" damgası yememek icin goruşlerini acıklamaktan cekindiğini soyledi.
Prof. Aren, hatıralarını anlattığı "Puslu Camın Arkasında" adlı kitapta, "Şimdiye kadar soylediklerimizin bircoğu gecerliğini yitirdi. Fakat şaşkınlık icinde olduğu icin kimse bir şey soylemek istemiyor. (...) Ben bazı yerlerde cok sevdiğim eski dostlarımla konuşurken adeta korkuyorum. Orneğin ben ozelleştirmeye karşı cıkmayı gerekli bulmuyorum" dedi. Prof. Aren, ozelleştirme gibi konularda goruş belirtmekten korktuğunu şu sozlerle ifade etti: "Bugunku koşullarda ozelleştirmeye karşı cıkmanın ilericilikle hicbir alakası yoktur. Ama bugun fiiliyatta benim bircok eski arkadaşım, ilerici arkadaşım buna karşı cıkıyorlar ve bunu ilericilik adına yapıyorlar (...) Halbuki ben bilhassa bunu yapmak, eski yolun yanlış olduğunu soylemek istiyorum. Bunu bir gorev sayıyorum."
KURESELLEŞME OLUMLU:
Prof. Sadun Aren, sosyalist kesimin karşı cıktığı "kureselleşme"den yana olduğunu da belirterek, "Globalleşmeye bağlı olan her şey insanlığın kazanımıdır" dedi. Prof. Aren şoyle devam etti: "Kureselleşmeyi olumlu bir aşama olarak goruyorum. Cunku sosyalizmin barışcılığı, somurunun ortadan kaldırılışı olursa global capta olur. Dunyanın başka yerinde vahşet varken, siz kendi ulkenizde sosyalizm yapamazsınız. Onun icin bu tur sosyalizmin bir on gereği de globalleşmedir. Globalleşmeye bağlı olan her şey insanlığın kazanımıdır."
Eski tufeklerden Sadun Aren oldu
RİFAT BAŞARAN
Radikal 9 Mart 2008
ANKARA- Bazen kara bir bulut gibi basar bir kayıbın haberi. Onca yaşanmışlık, onca anı, hayatımıza kattığı onca değer ve katacakları iki hecenin pusunda kaybolur. Buyuk devrimci, buyuk bilim adamı, Mulkiye'nin buyuk hocası, buyuk insan Prof. Sadun Aren oldu.
Aren anılarını yazdığı 336 sayfalık 'Puslu Camın Arkasından' isimli kitabın arka kapağında şunları soyluyor kendine dair: "İnsanlara puslu bir camın arkasından baktım... O insan Âşık olabilir, hırslı olabilir, kindar olabilir vs; bunları hic bilmem... O anlamda butun hayatım boyunca insanları ihmal ettim. Ama bunu daha cok kendime donuk olduğum anlamında yorumlamamak lazım. Cunku oyle de değil... "
Aren, 1922 yılında doğdu. Annesi, Mevlevi tarikatına mensup olduğu icin cocukken Kuran oğrensin diye onu mahalle mektebine gonderdi. Kendi soylemiyle 'ilk toplumsal eylemini' 16 yaşında yaptı; "1938'de Eskişehir'de lise 10. sınıftaydım. Ataturk oldu. Arkadaşlarla 'Ne yapalım' diye duşunduk. Kahvelerde plaklar, şarkılar calıyordu. 'Once bunları susturalım' dedik, kimse itiraz etmedi, yayını kestiler. Sonra sinemalara gidip herkesi dışarıya cıkardık."
1940 yılında oğrenci olarak Siyasal Bilgiler Fakultesi'ne giren, daha sonra oğretim uyesi olarak aynı fakultede kalan, 1958 yılında ekonomi profesoru olan Sadun Aren, oğrencilik yıllarında sosyalist ideolojiyi benimsedi ve hayatının sonuna dek bundan taviz vermedi. Sosyalist Kultur Derneği'nin kuruculari arasında yer alan Aren, hem TİP aynı zamanda da SBF-SFK'nin uyesiydi. 1965'te TİP İstanbul Milletvekili oldu. Ardından TBMM catısı altında sert tartışmalarla dolu gunler... Aren o gunleri şoyle anlatıyor: "Bir gun Meclis'te Cetin Altan 'NÂzım, Turkiye'nin en buyuk şairidir' deyince buyuk kıyamet koptu. (...) Gece gec vakit AP'liler bizim tarafa doğru hucuma gectiler. Bir ara Cetin'in yerde tekmelendiğini gordum. Birisi de benim gozume bir yumruk attı. O kadar cok acıdı ki oylece kaldım. O olayda en cok Altan zarar gordu zannedilir ama asıl ben zarar gordum. Ertesi gun doktora gittim. Meğer bende sinuzit varmış, gozume yediğim darbe sinusun yolunu acmış. Bu sayede sinuzitten kurtuldum."
12 Mart 1971 muhtırasından ve 12 Eylul darbesinden sonra tutuklandı. Hayatının bir donemini hapishanelerde geciren Aren, maphus gunlerinin kendi hayatına kazandırdıklarını şoyle anlatıyor: "Hapiste yatmadan hayatla ilgili bilgi eksik kalır. Oradaki yaşam ilişkilerini bilmek icin hapiste yatmak gerekli. Ancak işkence falan olmamalı, ben pek işkence gormedim. Sadece falakaya yatırdılar. Ancak oyle filistin işkencesi falan uygulanmadı."
DİSK'te de gorev yapan Aren, yoneticiyken, lise kavgalarında omuz omuza verdiği Hayrettin Karaca'yla ters duştu. Ama bağları kopmadı. 90'lı yıllarda Sosyalist Birlik Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. Partinin lideri oldu. Mulkiyeliler Birliği, gecen ay 'Mulkiye Buyuk Odulu'nu ona verdi. Rahatsızlığı nedeniyle torene katılamadı, odulu eşi Munise Aren aldı. Aren yarın Ankara'da toprağa verilecek.