KCK liderlerinden

PKK'lı Terorist


PKK'nın 1984 Eruh ve Siirt baskınlarının planlayıcısıydı. 20 yıl cezaevinde yattı. Bu surenin onemli bir bolumunde orgutun “cezaevleri sorumlusu” ydu. Ocalan ’ın yakalanmasından sonra PKK militanlarının ulke dışına cıkartılması operasyonunu, Ocalan ’ın talimatıyla Bursa Cezaevi ’nden onun yuruttuğu soylendi. 2005'te tahliye oldu, askere alındı. Manisa'da askerlik yaptı.

DTP ’nin PKK ile ilişkisini belirleyen kişi olduğu iddia edildi. Nurettin Demirtaş ile bir sure Bursa Cezaevi ’nde birlikte kaldı. Nurettin Demirtaş ’ın DTP ’nin başına getirilmesinde etkili olduğu soylendi. Siyasi yasağı nedeniyle DTP ’ye uye olamadı. Ancak “danışman” sıfatıyla partinin ‘golge genel başkanı ’ olduğu ileri suruldu. Butun bunları Ocalan ’ın onayıyla yaptı. En belirgin ozelliğinin hem Ocalan, hem PKK, hem BDP ’ye ulaşabilmesi olduğu soylendi.

Askerlikten sonra Kandil'e gitti. Avrupa'ya giderek KCK'nın sorumluluğunu ustlendi. PKK'nın icinde KCK'nın eylemleri ile etkisi giderek arttı. Bozan Tekin ve Nedim Seven, onun yardımcıları. Bircok stratejik kararı alıp hayata gecirdi. 2006 ’daki başarılı ateşkes surecinin onde gelen mimarlarından biriydi. Bu sureclerde basit bir aracı olmanın otesinde belli bir otoritesinin olduğu soyleniyor. Kurt hareketinin onde gelen figurlerinden biri olmasına karşın genel kamuoyu onu fazla tanımıyor.



HAKKINDA YAZILANLAR

PKK'NIN DERİN TROYKASI
Aksiyon 04.12.2007

PKK ’da one cıkan isimler Murat Karayılan ve Cemil Bayık. Halbuki kanlı orgutu sevk ve idare eden bir troyka var. Duran Kalkan, Mustafa Kalkan ve Ali Haydar Kaytan Turkiye ’de Kurtlerle Turkler arasında kitlesel bir savaş cıkmasını istiyor

Turkiye, teror orgutu PKK ’nın on plana cıkan iki onemli ismi Murat Karayılan ve Cemil Bayık ’ın teslim edilip edilmeyeceğini tartışıyor. Hemen herkes iki teroristin Irak ’taki Amerikan gucleri tarafından derdest edilip Turkiye ’ye teslim edilmesini bekliyor. Şuphesiz iki teroristin yakalanıp teslim edilmesi cok onemli; ancak madalyonun bir de oteki yuzu var. Bazı istihbarat birimlerine ve orgut kaynaklarına gore teror orgutu PKK, uzun suredir Karayılan ve Bayık gibi on planda gorunen isimler tarafından yonetilmiyor. Peki geri planda kalarak kanlı orgutun hem stratejisini cizen hem de eylem planlarını yapan bu isimler kimler?

İddialara gore bu kişiler Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Ali Haydar Kaytan. Bunlara ilaveten bir de Sabri Ok ismi zikrediliyor. Kurtlerin onemli bir kesimi ve bazı PKK ’lılara gore ilk uc isim derin guclerle birlikte hareket eden “derin PKK ’lıları” temsil ediyor. Ulusalcı bir fikri benimseyen ucluye gore AK Parti, İslamcı ozelliklere sahip bir parti ve niyeti Turkiye ’yi geriye goturmek. PKK ’dan ayrılarak Kuzey Irak ’ta yaşamaya başlayan terorist Osman Ocalan, soz konusu uclunun (Kalkan, Karasu ve Kaytan) cok tehlikeli olduğunu belirtiyor: “PKK ’nın icinde de Kemalistlerden daha cok Kemalistler var. Solcular ve Aleviler de yer alıyor ayrıca. Ozellikle solcu Aleviler PKK icinde her zaman guclu ve etkin oldular. Turkiye ’deki bazı guclerle calışıyor, onlarla birlikte hareket ediyorlar.”

TROYKANIN BİLİNMEYENLERİ

“PKK ’nın derin troykası” olarak tanımlanan teroristlerin en carpıcı ozelliği radikal solu benimsemeleri, Alevi ve ateist olmaları. İlginc olan ise her ismin ayrı bir fraksiyonu temsil etmesi. Radikal solcuların liderliğini Duran Kalkan yapıyor. Ateist Alevilerinkini de Mustafa Karasu ile Ali Haydar Kaytan. Bu isimler İslamiyet ’e ve dindar yoneticilere karşılar. PKK ’nın savaştan yana bir cizgi izlemesini, orgutun belirlenmiş zamanlarda eylem yapmasını istiyorlar. Demokratik Toplum Partisi (DTP) uzerinde baskı kuran uclu, Turkiye ’de kitlesel bir savaşın cıkmasını da arzu ediyor. Mustafa Karasu, bundan bir ay once yaptığı acıklamada, Turkiye ’de bir Turk-Kurt kavgası cıkarabileceklerini şoyle dile getirmişti: “Bu gidişata artık dur deme zamanıdır. Kurtler topyekûn yok edilmek isteniyor. Kurtlerin inancları yok edilmiş, yeni bir inanc dayatılmıştır. Bunun artık ozgur bırakılması lazım. Bunlar sağlanamazsa toplum arası bir savaş başlar. Bu savaşı artık kimse durduramaz. PKK bunu sağlayacak guctedir. Kimsenin maşası olmayacaktır.”

“Abbas” kod adını kullanan Duran Kalkan, Adana Karaisalı doğumlu. Orgutun başkanlık konseyi uyesi. Haziran 2005 ’te Murat Karayılan ’a yonelik suikast girişiminin arkasındaki isim olarak da biliniyor. Orgutte bilinen bir diğer lakabı ise provokator. Diyarbakır cezaevinde tutuklu bulunan terorist Şemdin Sakık ’ın verdiği ifadelere gore Duran Kalkan “yaşam duzeyi yetersiz” bir kişi. “Ezberlediği kitabî bir dunyaya sahip. Fikrini değiştirmez ve ezberlerini kolay kolay bozmaz.”

Sivas Gurun doğumlu Mustafa Karasu ’nun kod adı Huseyin Ali. PKK ’nın kurucu uyelerinden biri. Orgutun dış ilişkilerinden sorumlu. PKK ’ya 1978 ’de katılır. 12 Eylul darbesinden sonra bir sure cezaevinde kalır. Siyasi yonu guclu olan Mustafa Karasu, PKK ’ya acılım getiren biri olarak kabul ediliyor. PKK ’dan ayrılan bazı itirafcılara gore Karasu, “savaş isteyen ancak savaş taktiği anlamında yetersiz” bir terorist. Tunceli doğumlu Ali Haydar Kaytan, “Fuat” kod adını kullanıyor. Orgut icinde “kişiliksiz ve korkulan biri” olarak tanımlanıyor. PKK ’nın istihbaratından sorumlu. Butun telsiz kodları onun tarafından belirleniyor. Bilgilerin gidiş ve gelişini kontrol eden tek isim olduğu soyleniyor. Bu gorevi onu, PKK ile birtakım gucler arasındaki irtibatı sağlayan kişi olarak on plana cıkarıyor. Kaytan ’ın aynı zamanda PKK ’nın merkez karar yurutme kurulu uyeliği de bulunuyor. İmralı ’da tutuklu bulunan teroristbaşı Abdullah Ocalan, verdiği ifadelerde Ali Haydar Kaytan icin “Yorum kabiliyeti cok gucludur.” diyor. Semdin Sakık ’a gore Kaytan ’ın teorik yonu guclu; ancak pratik yonu zayıf: “Orgut tabanında kişiliksiz olduğu icin pek sevilmez. Ancak PKK ’nın en etkili ismi konumundadır. Hep geri planda kalarak iş yapmayı sever.”

Troykanın yedeği konumundaki Sabri Ok hakkında bilinen en belirgin bilgi, teror orgutu uyeliği sucundan 20 yıl boyunca Bursa Cezaevi ’nde tutuklu kalmış olması. Cezaevinden cıktıktan sonra Kandil ’e giden ve ucluyle birlikte hareket eden Ok, DTP ’nin PKK ile ilişkisini ve duruşunu belirleyen kişi olarak kabul ediliyor. Nurettin Demirtaş ’ın DTP ’nin başına getirilmesinde etkili olduğu soyleniyor. Sabri Ok ile Nurettin Demirtaş, bir sure Bursa Cezaevi ’nde birlikte kalmıştı.

Teror orgutunde etkili olan dorduncu bir isim ise Suriyeli Dr. Bahoz Erdal Kod adını kullanan Fehman Huseyin. Bu uclunun belirlediği stratejiye gore silahlı kanadı harekete geciren kişi olarak biliniyor. Bahoz Erdal, şehirlerde eylem yapan TAK (Kurdistan Ozgurluk Şahinleri) ve intihar eylemcileri başta olmak uzere HPG ’nin (Kurdistan Savunma Gucleri) sorumlusu olarak biliniyor. Huseyin ’in en bilinen lakabı Kukla. Kendisi icin soylenen diğer bir lakap ise Cellat. PKK ’nın butun eylemlerinde Bahoz ’un imzası bulunuyor. Zap Kampı ’nı us olarak kullanan Fehman Huseyin elindeki silahlı gucle en tehlikeli isim olmasına rağmen tuhaftır ki, ne Abdullah Ocalan ne de Şemdin Sakık ’ın ifadelerinde adı geciyor.
aksiyon



YORUM

Turkiye ’nin Gerry Adams ’ı kim olabilir? (2)
Vatan 5 Haziran 2009

Zana olamazdı, Sabri Ok ’un olmasına ise izin vermediler

Dunku yazımda kimlerin Gerry (dun Garry olarak yazmış olduğum icin ozur dilerim) Adams olamayacağı, yani İrlanda ’daki gibi bizde PKK ve Kurt sorununun cozum surecinde merkezi ve kilit bir rol ustlenemeyecekleri hakkındaki goruşlerimi aktarmıştım. Ve iki ismin boylesi kritik ve gerekli pozisyonun hakkını verebileceklerini belirtmiştim.
Bunların ilki tabii ki Leyla Zana. Onun hakkında cok fazla şey soylemek gerekmeyebilir, fakat cezaevinden cıktıktan sonra nasıl bir yol izlemiş olduğu genel kamuoyu tarafından pek bilinmiyor. Zana ilk olarak Abdullah Ocalan engelini aşmak zorundaydı. Zira PKK Lideri, ozellikle bazı buyuk Avrupa ulkelerinin Zana ’yı kendi yerine “Kurt hareketinin lideri” yapmak istediklerini duşunuyor ve bunu onlemek icin elinden geleni yapıyordu.

Zana ise, AB ’den gelen butun teşvik ve telkinleri bir kenara iterek Ocalan ’a ve dolayısıyla PKK ’ya tabi olmayı secti. Fakat yasal siyasi hareketle arasına hep belli bir mesafe koydu. Sırf bu yuzden Ankara ’da değil Diyarbakır ’da yaşamayı tercih etti. Orneğin Diyarbakır Buyukşehir Belediye Başkanı olması yolundaki ısrarlara kulak asmadı. Bununla birlikte bircok yasal faaliyette, en cok da kitle gosterilerinde en on saflarda yer aldı, buralarda Kurtce konuşmalar yaptı ve bunların bazıları nedeniyle hakkında yeni davalar acıldı.

Kendisiyle ilk kez yerel secimler oncesi Batman ’da tanıştım ve uzun uzun sohbet ettim. Gundelik siyasete girmediği icin yıpranmamış olmaktan son derece memnundu ve kendisini “ben bir siyasetci değil dava insanıyım” diye tanımlıyordu.

Fakat ben ne kadar uzak durmak isterse istesin Leyla Zana ’nın “reel politik” i cok iyi ozumsediğini duşunuyorum. Bunda cezaevinde gecen yıllardaki deneyimi herhalde belirleyici olmuştur. Ama, kimileri cok kızacak biliyorum ancak, Leyla Zana ’da beni en cok etkileyen onun samimi bir şekilde “cozum” istemesi. Bunun altını cizmemin nedeni, onun yoldaşlarının bir kısmının cozumsuzluğu tercih ettiklerini duşunmem. Kuşkusuz Zana ’nın “cozum” den anladığıyla karşısındakilerin anladığı arasında dağlar gibi fark var, fakat bu noktada onun sozunu ettiğim “reel politik” becerisi devreye girebilir ve aradaki ucurum kapatılabilir. Butun bunlara Kurt hareketi tabanındaki (ve en cok da kadınlar nezdindeki) populerliği eklenirse Zana ’da pekala bir Gerry Adams cıkarmak mumkun olabilir.

Fakat ortada cok ciddi bir sorun var. TBMM ’deki yemin toreninin yarattığı travmanın izleri hic de silinmişe benzemiyor. Diğer bir deyişle Kurt hareketi Zana ’yı ne kadar bağrına basıyorsa, Turk kamuoyu da ondan o derece, hatta daha fazla uzak duruyor. İşte sırf bu nedenle Zana ’nın Admasvari bir rol ustlenebilmesini imkansıza yakın bir zorlukta goruyorum.

Turkiye ’de kalamadı

Tam da bu noktada Sabri Ok bir adım daha one cıkıyor. Cunku Kurt hareketinin onde gelen figurlerinden biri olmasına karşın genel kamuoyu Ok ’u pek tanımıyor. PKK davasından 20 yıl hapis yatan Ok bu surenin onemli bir bolumunde orgutun “cezaevleri sorumlusu” ydu. Ocalan ’ın yakalanmasından sonra PKK militanlarının ulke dışına cıkartılması operasyonunu, Ocalan ’ın talimatıyla Bursa Cezaevi ’nden Ok ’un yuruttuğu soylenir.

Ok 2004 ’te tahliye olur olmaz askere gitti. Siyasi yasağı nedeniyle DTP ’ye uye olamadı ancak “danışman” titriyle calıştığı partinin “golge genel başkanı” olduğu ileri suruldu. Ok ’un butun bunları Ocalan ’ın talimat ve onayıyla yaptığı muhakkaktı. Ok ’un en belirgin ozelliği hem Ocalan, hem PKK, hem DTP ’ye rahatlıkla ulaşabilmesi; basit bir aracı olmanın otesinde bunların herbirinin uzerinde belli bir otoritesinin bulunması ve bircok stratejik kararı alıp hayata gecirebilmesiydi. Orneğin 2006 ’daki diğerlerine kıyasla daha başarılı olan “ateşkes sureci” nin onde gelen mimarlarından biri oydu.

Kısacası Ok, pekala “Turkiye ’nin Gerry Adams ’ı” olabilecek bir konumdaydı fakat devlet icinde en azından bir odak onu bir “fırsat” değil de “risk” ve “tehdit” olarak gordu. Bunun sonucunda etrafındaki cemberin daralmakta olduğunu sezen Ok Avrupa ’ya gitti ve bir daha donmedi. Son donemde DTP ve bazı sivil toplum kuruluşlarına yonelik duzenlenen operasyonlarda ana hedefin Sabri Ok ’un Kurt hareketindeki guc ve otoritesini kırmak olduğunu soyleyebiliriz. “Peki bu doğru bir strateji mi?” diye sorulacak olursa cevabım “Hic sanmıyorum” olacaktır. Sonuc olarak daha uzun bir sure “Gerry Adams” sız yola devam edeceğe benzeriz.



HABER

PKK liderlenin mal varlığı donduruldu
21 Nisan 2011
ANKA

Dışişleri Bakanlığı, ABD makamları tarafından atılan bu adımın memnuniyetle karşılandığını bildirdi.

Dışişleri Bakanlığı ’ndan yapılan yazılı acıklamaya gore, ABD Hazine Bakanlığı bunyesindeki Yabancı Varlıkların Kontrolu Ofisi (Office of Foreign Assets Control – OFAC) tarafından yapılan acıklamada, “Yabancı Narkotik Ceteleri Belirleme Yasası” cercevesinde, PKK ’nın lider kadrosunda yer alan Cemil Bayık, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Sabri Ok ve Adem Uzun ’un “Ozel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kacakcısı” (Specially Designated Narcotics Trafficker) olarak ilan edildiği, bu bağlamda soz konusu beş şahsın ABD ’de bulunan malvarlıklarının dondurulmasına ve ABD vatandaşlarının bu şahıslarla ekonomik veya ticari nitelikli bir işlem yurutmesinin yasaklanmasına karar verildiği bildirildi.

Soz konusu ofisin, Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zubeyir Aydar ’ı da 14 Ekim 2009 tarihinde “Ozel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kacakcısı” olarak ilan ettiği anımsatılan Dışişleri acıklamasında, “ABD makamları tarafından atılan bu adımı memnuniyetle karşılıyoruz. Soz konusu kararın, haklarında iade talebimiz bulunan anılan şahısların yuruttukleri faaliyetlerin gercek niteliğinin teyidine yardımcı olacağına inanmaktayız. Bu vesileyle, bir kısmı halen bazı yabancı ulkelerde ikamet edip, serbestce seyahat edebilen bu şahıslara ilişkin olarak, terorle mucadele bağlamında ilgili ulkelerin uluslararası yukumluluklerine yonelik beklentilerimizi yineleriz” denildi. (ANKA)



HABER

Karayılan ’dan sonra Sabri Ok
Milliyet 3 Nisan 2012

Teror orgutu PKK ’nın şehir yapılanması KCK ’ya yonelik hazırlanan ilk iddianame İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oy birliği ile kabul edildi. İddianamede KCK ’nın şeması da yer aldı.

KCK ŞEMASI

Şemada ‘PKK/KCK Oderliği ’ başlığı altında Abdullah Ocalan ’ın adı yer aldı. Ocalan ’ın ardından ‘Yurutme ’ başlığı altında ise Murat Karayılan ismi bulunuyor. Karayılan ’dan sonra ise Sabri Ok geliyor.

KCK TURKİYE MECLİSİ SORUMLUSU SABRİ OK

KCK Turkiye Meclisi sorumlusunun halen Avrupa ’da olan Sabri Ok olduğu, Sabri Ok ’a bağlı olarak KCK Yurutme Kurulunun Nihat Oğraş, Kutbettin Yazbaşı ve Ali Durc ’tan oluştuğu, bu yurutmeye bağlı olarak KCK İstanbul İl Yurutme sorumlusunun ise Mumtas Aydeniz olduğu kaydedildi. Aydeniz ’e bağlı olarak faaliyet yuruten KCK İstanbul yapılanmasının Adalet Komisyonu, Sosyal Alan, Siyasal Alan, İdeolojik Alan, DOKH ve Mali Alan şeklinde orgutlendiği vurgulanan iddianamede, bu orgutlenmenin Turkiye genelindeki tum illerde aynı şeklide var olduğu, yine orgut yoneticilerinin beyanına gore orneğin Hakkari ’de KCK yapılanmasının tamamlandığı, hatta bu yapılanma nedeniyle Adli makamlara kimsenin gitmediği, uyuşmazlıkların orgutun KCK sistemi icerisindeki sozde yargılama makamlarınca yapılarak cozumlendiğine dikkat cekildi.

"ZORLA VERGİ TOPLUYORLAR"

Şuphelilerin toplantılarda ozellikle 2011 yılı icerisindeki teror eylemlerinin ana gayesinin, toplumda kaos ve kargaşa oluşturmak suretiyle devleti aciz duruma duşurmek ve oluşturulması hayal edilen Kurdistan isimli ozerk yapılanma konusunda masaya oturmaya zorlamak olduğunu acıkca beyan ettikleri de iddianamede yer aldı. İddianamede şu ifadeler yer aldı:“Teror orgutunun gerek şehir merkezlerindeki giderlerini karşılamak ve gerekse dağ kadrosundaki militanlarına lojistik destek sağlamak amacıyla KCK Sozleşmesine (Anayasası) dayalı olarak vatandaşlarımızın bir kısmını KCK vatandaşı olarak vasıflandırdığı ve bunlardan bu vatandaşlığın gereği olarak vergi aldığı, bu faaliyetin kamuoyuna Barış ve Demokrasi Partisinin kumbara, zarf ve sair adlarla aldığı bağış faaliyeti olarak yansıtıldığı, ancak işin ozunun PKK/KCK teror orgutu adına zorla vergi toplama faaliyeti olduğu anlaşılmıştır."