akademisyen
CYDD Eski Başkanı
13 Aralık 1935 tarihinde İstanbul'da doğdu. 1944–1946 yıllarında Kandilli İlkokulu ve 1946–1953 yıllarında Kandilli Kız Lisesi'nde okudu. 1963'te İstanbul Tıp Fakultesi'ni bitirdi. 1964-1968 yılları arasında Sosyal Sigortalar Nişantaşı Hastanesi'nden Deri ve Zuhrevi Hastalıklar Uzmanlığını aldı.
1968 yılında İU İstanbul Tıp Fakultesi Dermatoloji Anabilim Dalı'nda Başasistanlığa başladı. 1971'de İngiliz Kultur Heyeti'nin bursuyla İngiltere'de ileri eğitim gordu. 1974'te Fransa, 1976'da yine İngiltere'de kısa sureli calışmalar yaptı. 1972'de docent, 1977'de profesor unvanını aldı.
HAYATINI CUZZAMLA SAVAŞA ADADI
1976 yılında Lepra (Cuzzam) calışmalarına başlayarak Cuzzamla Savaş Derneği'ni kurdu. 1986'da Hindistan'da ''Uluslararası Gandhi Odulu'' verildi. 2006 yılına kadar Dunya Sağlık Orgutu'nun Lepra konusunda danışmanlığını ustlendi. Uluslararası Lepra Birliği'nde (ILU) kurucu uye. Ayrıca Avrupa Dermato Veneroloji Akademisi'nin ve Uluslararası Lepra Derneği'nin de uyeliğini yaptı.
1981-2002 yılları arasında 21 yıl, universitedeki gorevinin yanında gonullu olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği'ni yaptı. 1982–1987 yılları arasında, İstanbul Tıp Fakultesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı'nı, 1981–2001 yılları arasında İstanbul Tıp Fakultesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Mudurluğu'nu yuruttu.
Dermatopatoloji Laboratuvarının, Behcet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasına onculuk etti. Ayrıca Ulusal Lepra Kontrol Programı'nın Koordinatoru olarak proje, planlama ve uygulamalarını gercekleştirdi.
CYDD'NİN KURUCULARI ARASINDA YER ALDI
1989'da oluşturulan Cağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (CYDD) kurucularından. Ve ilk genel başkanı. 1990'da oluşturulan Oğretim Uyeleri Derneği'nin kurucusu ve II. Başkanlığını yaptı.
1990'da oluşturulan ''İU Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi''nin kuruluşunda gorev aldı. 1996'ya kadar mudur yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatorluğunu yaptı. 1995'de mezun olduğu lise icin oluşturulan Kandilli Kız Lisesi Kultur ve Eğitim Vakfı'nın (KANKEV) kurucusu ve başkanlığını yaptı. İstanbul Tabip Odası ve Korunmaya Muhtac Cocuklar Vakfı'nın da uyeliğini yaptı.
13 Aralık 2002'de emekli oldu. Biri grafiker, diğeri hekim iki oğlu ve iki torunu var. 18 Mayıs 2009 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
YOK UYESİ
9. Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu uyeliğine secildi. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2 Şubat 2001'de YOK uyeliğiyle gorevlendirildi. Bu gorevi Şubat 2007'de son erdi. 2003–2004 arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu uyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu uyeliklerinde bulundu.
ESERLERİ:
2005 yılı başı itibariyle, toplam 440 yayını vardır. Bu yayınlarından 50'si yabancı dergilerde yayınlanmış tıbbi calışmalar, 204'u tıbbi, sosyal ve siyasal icerikli gazete makaleleri, 186'sı ise Turkce tıbbi dergilerde ve kongre kitaplarında yayınlanmış araştırma, derleme ve olgu bildirimlerinden oluşuyor.
Saylan'ın, 5 kez baskı yapan ''1. Basamak Sağlık Hizmetlerinde Deri ve Zuhrevi Hastalıklar El Kitabı'' adlı ders kitabı, cocukluk yaşamını anlatan ''At Kız'', makalelerini iceren ''Cumhuriyetin Bireyi Olmak'' eserleri ile Radyo Cumhuriyet'teki programlarının dokumu olan ''Radyo Cumhuriyet'te Cağdaş İnsan Soyleşileri'', Mehmet Zaman Saclıoğlu'yla soyleşilerini iceren ve 7 baskı yapan ''Guneş Umuttan Şimdi Doğar'' ile Zehra İpşiroğlu'nun sorguladığı Yapıcılığın Gucu ve son olarak da Şefik Gorkeyle yapılmış ''Hekim Olmak'' adlı eserleri bulunmaktadır.
ALDIĞI ODULLER
Prof. Dr. Turkan Saylan'ın ceşitli kuruluşlar tarafından aldığı odulleri ise şunlar: ''Uluslararası Gandi Odulu'' Hindistan Hukumeti'nce, 1986 'Ataturk İlke ve Devrimleri Odulu' İstanbul Universitesi, 1960 'Dowling Kulubu Onur Uyesi' İngiltere Dermatologları Derneği, 1978 Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği tarafından Onur Uyesi secildi, 1996 'Ataturk İlke ve Devrimleri Odulu' İstanbul Universitesi (İkinci kez), 1996 'Ulkemizde Yılın Kadını Odulu' 1990, 'Melvin Jones Odulu' Rotary Kulupleri, 1991 'Ataturkcu Duşunceye Hizmet Odulu' İncirli Lions Kulubu, 1996 'Kuvayi Milliye Odulu' Halic Rotary Kulubu, 1997 'Ataturk Odulu' Tuzla Rotary, 1997 'Fahrettin Kerim Gokay Odulu' Turk Lions Vakfı, 1997 'Turkiye Ziraatciler Birliği Dayanışma Odulu' 1998 '75. Yıl Odulu' Turk Kadınlar Birliği Şişli Şubesi, 1998 'Uğur Mumcu – Muammer Aksoy Odulu' ADD İstanbul Şubesi, 1999 'Rıfat Ilgaz Kultur Merkezi Onur Odulu' Rıfat Ilgaz Kultur Merkezi, 2000 İtalya 'Foyer des Artistes Kurumu Odulu', 2001 'Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği Odulu' Cuzzamlı Hastalara verdiği uzun sureli hizmet ve getirdiği bakış acısı nedeniyle, 2001 'Education and Modernization Award' Ataturk Society of Amerika Amerika / Ataturk Topluluğu, 2001 'Sanat Kurumu Onur Odulu', 2002 'Ataturk / Cağdaşlık Odulu' Dunya Ataturkcu Kuruluşları, 10 Kasım 2003 'Ustun Hizmet Odulu' Yıldız Teknik Universitesi, 2004 'Eğitim Odulu' TED Koleji, 2004 '100. Yıl Mesleki Başarı Odulu' Rotary Kulubu, 2004 'İnsan Hakları Odulu' Izmir Karşıyaka Belediyesi, 2004 'Turkiye'nin En İyi Eğitimcisi' Odulu Tempo Dergisi, 2004 'Yılın En Yurekli Kadını Odulu' Kultur Universitesi oğretim uyeleri ve oğrencileri, 2004 'Puduhepa Odulu' Adana Kutur Sanat Derneği, 2005 'Meslek Hizmetleri Odulu' Ankara Emek Rotary Kulubu, Ekim 2005 'Toplumsal Barış Odulu' Barış Radyo, 2005 'İnsan Hakları Demokrasi Barış ve Dayanışma Odulu' SODEV Sosyal Demokrasi Vakfı, 2005 'İyi Kalpli Ol Odulu' Turk Kalp Vakfı, 2006 'Yılın Başarılı İş Kadınları Odulu' Dunya Gazetesi, 2006 'CEK Eğitim Odulu' Cağdaş Eğitim Kooperatifi, 2007 'Onur Odulu', Maltepe Universitesi Zirvedekiler İletişim Odulleri kapsamında Maltepe Universitesi, 2007 'Yılın Kecisi Odulu' Gururlu duruşu ve cağdaşlaşma yolundaki inadı nedeniyle Fethiye/Olu Denizli Belediye Başkanlığı, 2007 'Cumhuriyetimizin Yılmaz Savaşcıları Onur Odulu' Mersin/Yenice halkının oylarıyla Yenice Belediyesi'nce, 2007 'Ornek Kıdemli Vatandaş Odulu' TURYAK ve Hacettepe Universitesi'nce, 2007 'Melvin Jones Odulu' 118. Lion Kulubunce 2. kez, 2007 'Hizmet Odulu' Tıp odulleri kapsamında Bayındır Hastanesi'nce, 2007 'Hizmet Odulu' Eminonu Rotary, 2007 'Hizmet Odulu' Metropolitan Rotary, 2007 'Yılın En Başarılı Kadını Odulu' Bobrek Vakfı, Mart 2008 'Aydınlanma Onur Odulu' Yeni Kuşak Koy Enstitululer Derneği, 2008 'Margarette Golding Odulu', 2008 'Yılın Sivil Toplum Onderi', Ekonomist Dergisi.''
Eğitim alanındaki hizmet ve başarıları dolayısıyla Prof. Dr. Turkan Saylan'a ''Vehbi Koc Odulu'' de verildi. Saylan'a odulu 9. Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel, Mustafa Koc ve Vehbi Koc Vakfı Yonetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel tarafından sunuldu. CYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Turkan Saylan, Boğazici Universitesi (BU) tarafından, cuzzam ve eğitim alanındaki calışmaları nedeniyle ''Fahri Doktora'' unvanına da layık gorulmuştu. (AA)
HAKKINDA YAZILANLAR
Turkan Saylan'ın annesi şeyhulislam geliniydi
Soner Yalcın
Hurriyet 24 Mayıs 2009
Dinci yobazlar, Turkan Saylan'ın annesinin inancıyla ilgili hep iftira attılar. Hic onemsemedim. Ancak cenaze toreninde emekli muftu İhsan Ozkes, Turkan Saylan'ın annesiyle ilgili sozlerden hep buyuk uzuntu duyduğunu ve kendisine yakındığını acıklayınca canım yandı. Bilmesini isterdim, annesi Hz. Ebu Talib'in, Hz. Ali'nin ailesine gelin gitmişti. Annesi, Sultan II. Abdulhamid'e 17 yıl şeyhulislamlık yapmış Cemaleddin Efendi'nin torunuyla evlenmişti. Hepsi annesini bağırlarına basmıştı.
ONCE Osmanlı tarihinde iki ismi tanıyalım:Birincisi; Şeyhulislam Mehmed Cemaleddin Efendi:
Rumeli Kazaskeri Şeyh Ahmed Halid Efendi ile Hz. Ebu Talib ve Hz. Ali'nin 51'inci kuşaktan torunu Vezir Said İbni Abdulbaki'nin kızı Seyyide Mevhibe Hanım'ın oğluydu.
Buyukannesi, unlu Turk matematikci Gelenbevizade İsmail Efendi'nin kızı Naile Hanım idi.
4 Eylul 1891'de şeyhulislam oldu ve bu gorevi kesintisiz 16 yıl 11 ay surdurdu.
Bu makamdan istifa ettikten sonra 3 defa daha meşihat makamına layık goruldu.
İkinci gorevi (1908) 6 ay 10 gun; ucuncu gorevi (1912) 3 ay 8 gun ve dorduncusu (1912) 2 ay 25 gun surdu. Toplam 17 yıl 11 ay gorev yaptı.
İttihatcılar 1913 Babıáli Baskını'yla iktidarı ele gecirince Şeyhulislam Cemaleddin Efendi Mısır'a suruldu.
Olene kadar Mısır'da kaldı.
Uc cocuğu vardı.
Anadolu Kazaskeri Mahmud Kemaleddin. ("Boş Beşik", "Barbaros Hayrettin Paşa" gibi filmlerin yonetmeni Baha Gelenbevi'nin babasıdır.)
Şûray-ı Devlet (Danıştay) Uyesi Ahmed Muhtar.
Ve Ayşe Aliye.
Şimdi gelelim ikinci ismi tanımaya, Cemil Topuzlu:
Eyup'teki Mihrişah Valide Sultan Turbesi'ne gomulu İskeceli Topuzlu Hacı Mustafa'nın torunu Kaymakam Yusuf Ziya Paşa ile Kazasker Siruzizade Tahir Efendi'nin kızından dunyaya geldi.
Babası Kudus'teki Mescid-i Aksa Camii'ni restore ettirdi. Başarısı karşısında rutbe, nişan aldı.
Cemil Topuzlu hekimdi.
İlk sivil tıp fakultesi olan "İstanbul Tıp Fakultesi"ni kurdu. Bunu dişcilik ve eczacılık okulları takip etti. 1912 ve 1919'da iki kez İstanbul Belediye Başkanlığı gorevini yuruttu. Gulhane Parkı gibi bircok park, şehir tiyatroları, merkez hali vs yaptı.
Yabancı gelin
Hekim Cemil Topuzlu, Şeyhulislam Cemaleddin Efendi'nin kızı Ayşe Aliye ile 1891'de evlendi.
Bu evlilikten uc cocuk dunyaya geldi: Muhiddin, Mehmet Ziya ve Selma.
Cemil Topuzlu cocuklarına cok ilgili bir babaydı. Cocukları bulaşıcı bir hastalığa yakalanınca hepsini alıp 1914'te İsvicre/Cenevre'ye gitti. 2 yıl bu ulkede kaldı. Cocuklar iyileşince İstanbul'a dondu.
Fakat fazla kalamadı; Fransız hukumetinin sulh teklifini Sadrazam Talat Paşa'ya iletmesi Enver Paşa'nın tepkisiyle karşılandı. Ciftehavuzlar'daki koşku gozlem altına alınınca 1917'de ailesiyle birlikte bir kez daha İsvicre'ye gitti.
Bu kez aralarında Muhiddin yoktu. Dort lisanı anadili gibi konuştuğu icin, "kucuk dáhi" dediği 13 yaşındaki oğlu Muhiddin'i yakalandığı hastalıktan kurtaramamıştı.
Topuzlu Ailesi, Cenevre'de iki yıl kaldı. Cemil Topuzlu İstanbul Belediye Başkanlığı teklifiyle tekrar yurda dondu. Belediye Başkanlığı ve Nafia Nazırlığı yaptı. Ancak Sadrazam Damat Ferit Paşa'yla gecinemedi; istifa etti. İstifasına kızan Damad Ferit'in kendisini Divan-ı Harbe vereceğini oğrenince yine yurtdışına, Fransa/Nice'e gitmek zorunda kaldı.
Bu arada Ankara Hukumeti de "İngiliz Muhipler Cemiyeti" kurucusu olduğu icin Cemil Topuzlu'yu kara listeye aldı.
İstanbul ve Ankara hukumetinin tepkisini alan Cemil Paşa'nın Fransa'daki bu "gonullu surgunluğu" 4 yıl surdu. 1924'te İstanbul'a dondu.
Fakat memleketinde yine uzun sure kalamadı. Bu kez gidiş sebebi oğlu Mehmet Ziya idi.
Mehmet Ziya 1925'te Galatasaray'dan mezun oldu.
Cemil Topuzlu, cocuklarını Avrupa'da okutmak istedi.
Mehmet Ziya Topuzlu, Belcika Leuven Universitesi'nde ekonomi okudu.
Oğulları universiteyi bitince Topuzlu Ailesi 1929 yılında İstanbul'a donduler.
Yanlarında bir de gelinleri vardı: Lilimina Reimann...
Lilimina Reimann
Lilimina Reimann, İsvicre kokenli bir ailenin kızıydı.
1900'lerin başında İsvicre'de ekonomik bir kriz yaşanınca, Zurih yakınlarındaki Melingen kasabasından İngiltere Birmingham'a goc etmişlerdi.
Babası Robert Reimann fabrikalarda teknisyen olarak calışıyordu. Mina adlı bir İngiliz ile evlenmişti.
Ve Lilimina -aile icindeki adıyla Lili- Birmingham'da 1908'de dunyaya gelmişti.
Reinmannlar'ın ekonomik duzeyi giderek iyileşmiş ve Lili donemine gore iyi okullarda oğrenim gormuştu. Ticaret Lisesi'nden mezunuydu.
18-19 yaşlarında iken Mehmet Ziya Topuzlu ile tanışmıştı.
(Bu yazıyı hazırlarken, Mehmet Ziya Topuzlu'nun oğlu Prof. Cemalettin Topuzlu ile, torunu Prof. Gonca Topuzlu Tekant ile goruştum. Her ikisi de Lili ile Mehmet Ziya'nın ne zaman, nerede tanıştıklarını bilmediklerini belirttiler.)
Mehmet Topuzlu ve Lili, İngiltere'de 1929'da evlendiler.
Tum aile o yıl İstanbul'a gelip Caddebostan'daki Topuzlu Koşku'ne yerleşti.
Lilimina'nın guzelliği İstanbul'da dillere destan oldu. Hatta karı-koca bir gun tekneyle gezi yaparken Ataturk ile tanıştılar. Ataturk, Lili Topuzlu'ya "Tıpkı bir Limoges vazosu gibi guzelsiniz" diye iltifat etti.
Mehmet Ziya ile Lili Topuzlu mutluydular, ancak bir sorun vardı. Lili hamile kalamıyordu. Bu durum sekiz yıl surdu. Lili Topuzlu giderek icine kapandı. Eski neşeli, sıcak halinden eser kalmamıştı. Gezmeye bile gitmiyordu.
Ve bir gun karşısına Fasih Galip adlı bir genc cıktı...
Galicya gazisi Fasih Galip
Fasih Galip 1900 doğumluydu.
Ailesinde "Paşalar", "Beyler" yoktu. Balkan gocmeni annesi Nadide Hanım yetimhanede buyumuştu. Babası Galip yoksuldu ve zaten genc yaşında olmuştu.
Fasih Galip daha lise oğrencisi iken askere alındı. Galicya Cephesi'nde bulundu, yaralandı, Almanya'da tedavi oldu. Bu ulkede okudu. Muhendis oldu. Turkiye'ye donup ulkenin inşasında gorev yaptı.
Xenya adında bir balerine áşık oldu. Her ikisinin de ulkelerinde yaşama istekleri evlenmelerine engel oldu.
Bir de Fasih Galip'in yeni aşkı...
Lili ile Fasih Galip'in nerede-nasıl tanıştıkları bilinmiyor.
Bilinen, bu tanışmanın evlilikle sonuclandığı.
Fakat Fasih Galip'in Lili'yi ikna etmesi hic de kolay olmadı. Oyle ki, zorlu bir yolculukla Birmingham'a gidip, Lili'nin anne-babası Robert-Mina Reimann'ı alıp İstanbul'a getirdi.
Ailesinin desteğiyle Lili, cocuk veremediği Mehmet Ziya Topuzlu'dan boşandı.
Bu dostca bir ayrılıktı. Mehmet Ziya Topuzlu yine bir İngiliz Daisy ile evlendi. Daisy Musluman olmadı ve bir Hıristiyan olarak bugun eşiyle Zincirlikuyu Mezarlığı'nda beraber yatmaktadır.
Fasih Galip ile Lili 1934 yılında evlendiler.
Lili 5 aylık hamile iken 28 Haziran 1935 tarihinde Beyoğlu Muftuluğu'ne giderek (sayı 9/154) Musluman oldu. Adını "Leyla" olarak değiştirdi.
Ve 13 Aralık 1935'te Turkan doğdu.
Yeni cıkan soyadı yasasına gore "Turkan Saylan"...
Bundan sonraki hikáyeyi hepiniz biliyorsunuz.
Yiğit bir Cumhuriyet kadınının neleri gercekleştirdiğinden haberdarsınız.
Peki...
Gelelim sonuca...
Lili Topuzlu, şeyhulislam gelini olmasına rağmen dinini değiştirmesi icin hicbir baskıyla karşılaşmadı.
Zaten dinini de değiştirmedi.
İkinci evliliğinde de bir zorlamayla karşılaşmadı.
Ne zaman kızı Turkan'a hamile kaldı, o zaman gidip kendi isteğiyle Musluman oldu.
Yani hicbir zorlama olmadan.
Bundan gurur duymamız gerekmiyor mu? Bu hoşgoruyu dunyaya anlatmamız, "İşte İslam budur" dememiz gerekmiyor mu?
Samimi olarak inanmış, kimse ona bir zorlama getirmemişken kendi rızasıyla Musluman olmuş; oruc tutup namaz kılmış Leyla Saylan'a dinci gazeteler neden hálá iftira atmaktadır?
Vicdanları bu kadar mı keceleşti?
Deniz Gezmiş, 'pavyondaki kadın' icin universite işgal etmişti!
YAZAR Oya Baydar, Ahmet Altan tarafından "liberallerin arasına duşen Turkan Şoray filmlerini andıran pavyondaki namuslu kadın" benzetmesine muhatap kalınca Taraf Gazetesi'nden istifa ederek medyanın gundemine girmişti.
Romanlar yazıp odul almış Oya Baydar, bu olayla birdenbire populer kultur dunyasının tanınmış isimleri arasında yerini alıverdi. Tv ve gazetelere roportajlar verdi. Unlendi!
Gectiğimiz hafta...
Bu sayfada Oya Baydar ile ilgili bir yazı kaleme alacaktım.
Diyecektim ki, "Oya Baydar'ı solcular cok eskiden tanır".
İstanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Sosyoloji Bolumu'nde 4 yıldır asistanlık yapan Oya Baydar (o donemdeki adıyla Oya Sencer), "Turkiye'de İşci Sınıfı'nın Doğuşu ve Yapısı" konulu doktora tezi yazdı. Tezi, hocaları Prof. Nurettin Şazı Kosemihal ve Prof. Macit Gokberk tarafından onaylandı. Ancak Profesorler Kurulu tezi iki defa reddetti.
Oya Sencer/Baydar, 26 Aralık 1968'de istifa etti.
Olayı oğrenen İstanbul Universitesi oğrencileri, Oya Sencer'e destek verip Profesorler Kurulu'nu protesto etmek icin derslere girmeyip topluca merkez binaya/rektorluğe gittiler.
Oya Sencer burada gozyaşlarını guclukle tutarak, "Onlar zannediyor ki her istifaya zorlanan oğretim uyesi mucadeleden vazgececek" diye konuştu.
Bu sozler uzerine başını Deniz Gezmiş'in cektiği oğrenciler, rektorluğu işgal etti. "Demokratik Universite" diye slogan atan oğrenciler Edebiyat Fakultesi dekanını da istifa cağırdılar.
Universite senatosu, rektorluğun işgalini oğrenince okulu suresiz tatil etti.
Bu eylem nedeniyle Bozkurt Nuhoğlu, Celal Doğan, Masis Kurkcugil gibi yedi oğrenci tutuklandı. Deniz Gezmiş, polis tarafından aranmaya başlandı.
Gecen hafta işte bunları yazmayı planlıyordum...
Olaylı bicimde koşe yazarlığından istifa ederek medyanın gundemine gelen Oya Baydar'ın, 1968'de universiteden istifasıyla da rektorluk işgaline neden olduğunu yazacaktım.
O doneme ve Oya Baydar'ın ilk eşi ("Osmanlı Toplum Yapısı", "Toplumbilimlerinde Yontem", "Dinin Turk Toplumuna Etkileri", "Turkiye'de Sınıfsal Yapı ve Siyasal Davranışlar", "Turkiye'nin Yonetim Yapısı" gibi hayli okunan ve tartışılan kitapları yazan) Doc. Dr. Muzaffer Sencer'e ait okuma yapıyordum.
Sonra... Gundem değişti.
Gecen hafta başka bir şey yazdım.
Bu hafta Teşvikiye Camii'nde Turkan Saylan'ın, annesi hakkında yazılanlardan dolayı uzuntu duyduğunu oğrenince ne yazacağım belli oldu.
Konuyla ilgili okumalar yaparken karşıma kim cıktı dersiniz; Muzaffer Sencer Hoca!
Turkan Hoca, arkadaşlarıyla Sovyetler Birliği'ne duzenledikleri "Beyaz Geceler" gezisinde tanımıştı Muzaffer Sencer'i.
"Muzaffer Sencer'i Rusya gezisinde, genc, cok yakışıklı, durmadan Ece Ayhan şiirleri okuyan, tartışmalara giren, cok yonlu ve ilginc, durmadan sigara icen, iğneleyici espriler yapan bir insan olarak tanıdım. Dondukten sonra birkac yıl dostluğumuz surdu. Uzun telefon konuşmaları, ayda bir İstanbul'a gelişler, benim Ankara'ya gidişlerimde goruşmeler. (...) Sanırım bir oğrencisiyle yeni bir evlilik yapmıştı. Koleksiyon, eski eşya, takı toplama-yapma gibi ozgun merakları vardı. Gumuş paralardan, boncuklarla suslu kolyeler yapıp armağan ediyordu etrafındakilere. Ankara'daki son evi tıkış tıkış antika doluydu.
Bu ilginc adam ictiği sigaralar sonucunda akciğer kanseri oldu. Eşi, arkadaşları ona baktılar. Coluk cocuğu yoktu; babasından kalan miras bazı mal mulku bir şeyleri vardı herhalde. Aklına koymuştu, mirasını bizim derneğe bırakacaktı ve adına bir okul yapılacaktı.
Durmadan bana haber gonderiyor, telefon ediyor, 'Turkan gel, noter cağıracağım, bunları sana vereceğim. Biliyorum sen isteğimi yaparsın' diyordu.(...)
Sonunda hic unutmuyorum, bir cuma Ankara programı yaptım ve bir gun oncesinin akşamı evine telefon edip, 'Yarın geliyorum' demeye karar verdim. Telefona eşi cıktı, 'Ne yazık ki bugun yitirdik' dedi.
İşte Muzaffer'in bendeki oykusu. Ne yazık ki onun adına, onca olanak varken, cıvıl cıvıl cocukların koşuşturduğu bir koy okulu bile yapamadık. Bu acıyı, bu yitikliği belki de bu başarısızlığı hep icimde taşırım." ("Guneş Umuttan Şimdi Doğar" kitabından.)
Oya Baydar'ı yazacakken nerelere gittik...
İyi de ettik; bilmeyenlere Muzaffer Sencer Hoca'nın adını duyurduk.
Cemil Topuzlu Koşku'nun hazin hikáyesi
CİFTEHAVUZLAR'daki Cemil Topuzlu Paşa Koşku 1901 yılında yapıldı.
Koşk, Buyuk Kulup olarak kullanılan binanın bahcesine bitişiktir.
Bugun harap halindeki bu koşku Cemil Topuzlu, Fransa'da mimarlık tahsili gormuş Alexandre Vallury'ye inşa ettirdi. (Vallury aynı zamanda Arkeoloji Muzesi, Tokatlıyan Oteli, Buyuk Kulup gibi nice binanın mimarıdır.)
Koşk o yıllarda cok moda olan art nouveau tarzında yapıldı. Koşkun icindeki parkeler Fransa'dan getirtildi. Bahcesine nadide ağaclar-cicekler dikildi; heykeller kondu.
Sadrazam Gazi Ahmed Muhtar Paşa, koşku gorunce Cemil Topuzlu'ya İstanbul Şehremini makamını teklif etti! "Evinin icinde ve dışında kucuk bir Avrupa yaratan adamı şehremini yaparsam İstanbul'u imar eder" diye duşunmuştu.
Cemil Topuzlu bu koşkte 30 yıl oturdu.
Kızı Selma'nın eşi Albay Şahap Gursel ile gecinemedi. Koşku "Şeker Kralı" Hayri İpar'a sattı.
Hayri İpar'ın olumuyle mirascıları davalık oldu.
Donemin gazete sayfalarından inmeyen (Uğur Mumcu ve Ayhan Songar arasında buyuk polemikler cıkaran) bu davalar sonucu koşku Banker Kastelli (Cevher Ozden) satın aldı. Ve 1986 yılında Kadıkoy Belediyesi'nden imar kanunu cıkararak bahcesindeki ıhlamur, kestane, cınar, cam gibi nice ağacları kesip apartmanlar yaptı.
Koşk tarihi eser olduğu icin yıkımdan kurtulmuştu.
Koşku ve artık cok kuculmuş arazisini 1997 yılında Şadan Kalkavan satın aldı.
Bu bilgilerden sonra gelelim sonuca:
Kultur ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gunay mı, yoksa Kadıkoy Belediye Başkanı Selami Ozturk mu el atar bilemem. Belki de Şadan Kalkavan onculuk eder.
Kim yaparsa yapsın; Cemil Topuzlu Koşku hayata dondurulmelidir.
Koşk "Cemil Topuzlu Tıp Muzesi" yapılmalıdır.
Osmanlı'dan gunumuze donemin ameliyathaneleri, hastane odaları, tıpta kullanılan arac gerecler, fotoğraflar, nice sağlık belgeleri bu muzede toplanabilir.
Cemil Topuzlu'nun icat ettiği ve adını taşıyan aletler sergilenebilir.
Tıbbın nereden nereye geldiği bu muzeyle cocuklara gosterilebilir.
Bunun icin yapılacak tek bir adım vardır: Kararlılık.
Topuzlu Ailesi bu konuda elinden geleni yapmaya hazırdır.
HABER
CYDD'ye boluculuk davası
Zaman 29 Nisan 2001
Cağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (CYDD) yoneticileri hakkında boluculuk yaptıkları gerekcesiyle dava acıldı.
Turkiye'nin en cok okunan haftalık haber dergisi Aksiyon'un son sayısında yer alan habere gore; İl Emniyet Mudurluğu, Defterdarlık ve Vergi Dairesi yetkilileri, İstanbul Valisi Erol Cakır'ın izni ile bir soruşturma yaptı. Soruşturma sonucunda 18 ayrı nedenden dolayı Cumhuriyet Başsavcılığı'na suc duyurusunda bulunuldu, yoneticilerle ilgili dava acıldı. Beyoğlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde acılan davada, CYDD yoneticilerine yonelik en buyuk suclama ise 'boluculuk' suclaması. Boluculuk dışında CYDD hakkında, eksik mal bildirimi, depremden toplanan paraları borsaya ve repoya yatırmak, yurtdışından izinsiz para transferi ve gayrimenkul bildiriminde usulsuzluk suclamaları var.
CYDD Eski Başkanı
13 Aralık 1935 tarihinde İstanbul'da doğdu. 1944–1946 yıllarında Kandilli İlkokulu ve 1946–1953 yıllarında Kandilli Kız Lisesi'nde okudu. 1963'te İstanbul Tıp Fakultesi'ni bitirdi. 1964-1968 yılları arasında Sosyal Sigortalar Nişantaşı Hastanesi'nden Deri ve Zuhrevi Hastalıklar Uzmanlığını aldı.
1968 yılında İU İstanbul Tıp Fakultesi Dermatoloji Anabilim Dalı'nda Başasistanlığa başladı. 1971'de İngiliz Kultur Heyeti'nin bursuyla İngiltere'de ileri eğitim gordu. 1974'te Fransa, 1976'da yine İngiltere'de kısa sureli calışmalar yaptı. 1972'de docent, 1977'de profesor unvanını aldı.
HAYATINI CUZZAMLA SAVAŞA ADADI
1976 yılında Lepra (Cuzzam) calışmalarına başlayarak Cuzzamla Savaş Derneği'ni kurdu. 1986'da Hindistan'da ''Uluslararası Gandhi Odulu'' verildi. 2006 yılına kadar Dunya Sağlık Orgutu'nun Lepra konusunda danışmanlığını ustlendi. Uluslararası Lepra Birliği'nde (ILU) kurucu uye. Ayrıca Avrupa Dermato Veneroloji Akademisi'nin ve Uluslararası Lepra Derneği'nin de uyeliğini yaptı.
1981-2002 yılları arasında 21 yıl, universitedeki gorevinin yanında gonullu olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği'ni yaptı. 1982–1987 yılları arasında, İstanbul Tıp Fakultesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı'nı, 1981–2001 yılları arasında İstanbul Tıp Fakultesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Mudurluğu'nu yuruttu.
Dermatopatoloji Laboratuvarının, Behcet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasına onculuk etti. Ayrıca Ulusal Lepra Kontrol Programı'nın Koordinatoru olarak proje, planlama ve uygulamalarını gercekleştirdi.
CYDD'NİN KURUCULARI ARASINDA YER ALDI
1989'da oluşturulan Cağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (CYDD) kurucularından. Ve ilk genel başkanı. 1990'da oluşturulan Oğretim Uyeleri Derneği'nin kurucusu ve II. Başkanlığını yaptı.
1990'da oluşturulan ''İU Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi''nin kuruluşunda gorev aldı. 1996'ya kadar mudur yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatorluğunu yaptı. 1995'de mezun olduğu lise icin oluşturulan Kandilli Kız Lisesi Kultur ve Eğitim Vakfı'nın (KANKEV) kurucusu ve başkanlığını yaptı. İstanbul Tabip Odası ve Korunmaya Muhtac Cocuklar Vakfı'nın da uyeliğini yaptı.
13 Aralık 2002'de emekli oldu. Biri grafiker, diğeri hekim iki oğlu ve iki torunu var. 18 Mayıs 2009 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
YOK UYESİ
9. Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu uyeliğine secildi. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2 Şubat 2001'de YOK uyeliğiyle gorevlendirildi. Bu gorevi Şubat 2007'de son erdi. 2003–2004 arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu uyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu uyeliklerinde bulundu.
ESERLERİ:
2005 yılı başı itibariyle, toplam 440 yayını vardır. Bu yayınlarından 50'si yabancı dergilerde yayınlanmış tıbbi calışmalar, 204'u tıbbi, sosyal ve siyasal icerikli gazete makaleleri, 186'sı ise Turkce tıbbi dergilerde ve kongre kitaplarında yayınlanmış araştırma, derleme ve olgu bildirimlerinden oluşuyor.
Saylan'ın, 5 kez baskı yapan ''1. Basamak Sağlık Hizmetlerinde Deri ve Zuhrevi Hastalıklar El Kitabı'' adlı ders kitabı, cocukluk yaşamını anlatan ''At Kız'', makalelerini iceren ''Cumhuriyetin Bireyi Olmak'' eserleri ile Radyo Cumhuriyet'teki programlarının dokumu olan ''Radyo Cumhuriyet'te Cağdaş İnsan Soyleşileri'', Mehmet Zaman Saclıoğlu'yla soyleşilerini iceren ve 7 baskı yapan ''Guneş Umuttan Şimdi Doğar'' ile Zehra İpşiroğlu'nun sorguladığı Yapıcılığın Gucu ve son olarak da Şefik Gorkeyle yapılmış ''Hekim Olmak'' adlı eserleri bulunmaktadır.
ALDIĞI ODULLER
Prof. Dr. Turkan Saylan'ın ceşitli kuruluşlar tarafından aldığı odulleri ise şunlar: ''Uluslararası Gandi Odulu'' Hindistan Hukumeti'nce, 1986 'Ataturk İlke ve Devrimleri Odulu' İstanbul Universitesi, 1960 'Dowling Kulubu Onur Uyesi' İngiltere Dermatologları Derneği, 1978 Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği tarafından Onur Uyesi secildi, 1996 'Ataturk İlke ve Devrimleri Odulu' İstanbul Universitesi (İkinci kez), 1996 'Ulkemizde Yılın Kadını Odulu' 1990, 'Melvin Jones Odulu' Rotary Kulupleri, 1991 'Ataturkcu Duşunceye Hizmet Odulu' İncirli Lions Kulubu, 1996 'Kuvayi Milliye Odulu' Halic Rotary Kulubu, 1997 'Ataturk Odulu' Tuzla Rotary, 1997 'Fahrettin Kerim Gokay Odulu' Turk Lions Vakfı, 1997 'Turkiye Ziraatciler Birliği Dayanışma Odulu' 1998 '75. Yıl Odulu' Turk Kadınlar Birliği Şişli Şubesi, 1998 'Uğur Mumcu – Muammer Aksoy Odulu' ADD İstanbul Şubesi, 1999 'Rıfat Ilgaz Kultur Merkezi Onur Odulu' Rıfat Ilgaz Kultur Merkezi, 2000 İtalya 'Foyer des Artistes Kurumu Odulu', 2001 'Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği Odulu' Cuzzamlı Hastalara verdiği uzun sureli hizmet ve getirdiği bakış acısı nedeniyle, 2001 'Education and Modernization Award' Ataturk Society of Amerika Amerika / Ataturk Topluluğu, 2001 'Sanat Kurumu Onur Odulu', 2002 'Ataturk / Cağdaşlık Odulu' Dunya Ataturkcu Kuruluşları, 10 Kasım 2003 'Ustun Hizmet Odulu' Yıldız Teknik Universitesi, 2004 'Eğitim Odulu' TED Koleji, 2004 '100. Yıl Mesleki Başarı Odulu' Rotary Kulubu, 2004 'İnsan Hakları Odulu' Izmir Karşıyaka Belediyesi, 2004 'Turkiye'nin En İyi Eğitimcisi' Odulu Tempo Dergisi, 2004 'Yılın En Yurekli Kadını Odulu' Kultur Universitesi oğretim uyeleri ve oğrencileri, 2004 'Puduhepa Odulu' Adana Kutur Sanat Derneği, 2005 'Meslek Hizmetleri Odulu' Ankara Emek Rotary Kulubu, Ekim 2005 'Toplumsal Barış Odulu' Barış Radyo, 2005 'İnsan Hakları Demokrasi Barış ve Dayanışma Odulu' SODEV Sosyal Demokrasi Vakfı, 2005 'İyi Kalpli Ol Odulu' Turk Kalp Vakfı, 2006 'Yılın Başarılı İş Kadınları Odulu' Dunya Gazetesi, 2006 'CEK Eğitim Odulu' Cağdaş Eğitim Kooperatifi, 2007 'Onur Odulu', Maltepe Universitesi Zirvedekiler İletişim Odulleri kapsamında Maltepe Universitesi, 2007 'Yılın Kecisi Odulu' Gururlu duruşu ve cağdaşlaşma yolundaki inadı nedeniyle Fethiye/Olu Denizli Belediye Başkanlığı, 2007 'Cumhuriyetimizin Yılmaz Savaşcıları Onur Odulu' Mersin/Yenice halkının oylarıyla Yenice Belediyesi'nce, 2007 'Ornek Kıdemli Vatandaş Odulu' TURYAK ve Hacettepe Universitesi'nce, 2007 'Melvin Jones Odulu' 118. Lion Kulubunce 2. kez, 2007 'Hizmet Odulu' Tıp odulleri kapsamında Bayındır Hastanesi'nce, 2007 'Hizmet Odulu' Eminonu Rotary, 2007 'Hizmet Odulu' Metropolitan Rotary, 2007 'Yılın En Başarılı Kadını Odulu' Bobrek Vakfı, Mart 2008 'Aydınlanma Onur Odulu' Yeni Kuşak Koy Enstitululer Derneği, 2008 'Margarette Golding Odulu', 2008 'Yılın Sivil Toplum Onderi', Ekonomist Dergisi.''
Eğitim alanındaki hizmet ve başarıları dolayısıyla Prof. Dr. Turkan Saylan'a ''Vehbi Koc Odulu'' de verildi. Saylan'a odulu 9. Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel, Mustafa Koc ve Vehbi Koc Vakfı Yonetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel tarafından sunuldu. CYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Turkan Saylan, Boğazici Universitesi (BU) tarafından, cuzzam ve eğitim alanındaki calışmaları nedeniyle ''Fahri Doktora'' unvanına da layık gorulmuştu. (AA)
HAKKINDA YAZILANLAR
Turkan Saylan'ın annesi şeyhulislam geliniydi
Soner Yalcın
Hurriyet 24 Mayıs 2009
Dinci yobazlar, Turkan Saylan'ın annesinin inancıyla ilgili hep iftira attılar. Hic onemsemedim. Ancak cenaze toreninde emekli muftu İhsan Ozkes, Turkan Saylan'ın annesiyle ilgili sozlerden hep buyuk uzuntu duyduğunu ve kendisine yakındığını acıklayınca canım yandı. Bilmesini isterdim, annesi Hz. Ebu Talib'in, Hz. Ali'nin ailesine gelin gitmişti. Annesi, Sultan II. Abdulhamid'e 17 yıl şeyhulislamlık yapmış Cemaleddin Efendi'nin torunuyla evlenmişti. Hepsi annesini bağırlarına basmıştı.
ONCE Osmanlı tarihinde iki ismi tanıyalım:Birincisi; Şeyhulislam Mehmed Cemaleddin Efendi:
Rumeli Kazaskeri Şeyh Ahmed Halid Efendi ile Hz. Ebu Talib ve Hz. Ali'nin 51'inci kuşaktan torunu Vezir Said İbni Abdulbaki'nin kızı Seyyide Mevhibe Hanım'ın oğluydu.
Buyukannesi, unlu Turk matematikci Gelenbevizade İsmail Efendi'nin kızı Naile Hanım idi.
4 Eylul 1891'de şeyhulislam oldu ve bu gorevi kesintisiz 16 yıl 11 ay surdurdu.
Bu makamdan istifa ettikten sonra 3 defa daha meşihat makamına layık goruldu.
İkinci gorevi (1908) 6 ay 10 gun; ucuncu gorevi (1912) 3 ay 8 gun ve dorduncusu (1912) 2 ay 25 gun surdu. Toplam 17 yıl 11 ay gorev yaptı.
İttihatcılar 1913 Babıáli Baskını'yla iktidarı ele gecirince Şeyhulislam Cemaleddin Efendi Mısır'a suruldu.
Olene kadar Mısır'da kaldı.
Uc cocuğu vardı.
Anadolu Kazaskeri Mahmud Kemaleddin. ("Boş Beşik", "Barbaros Hayrettin Paşa" gibi filmlerin yonetmeni Baha Gelenbevi'nin babasıdır.)
Şûray-ı Devlet (Danıştay) Uyesi Ahmed Muhtar.
Ve Ayşe Aliye.
Şimdi gelelim ikinci ismi tanımaya, Cemil Topuzlu:
Eyup'teki Mihrişah Valide Sultan Turbesi'ne gomulu İskeceli Topuzlu Hacı Mustafa'nın torunu Kaymakam Yusuf Ziya Paşa ile Kazasker Siruzizade Tahir Efendi'nin kızından dunyaya geldi.
Babası Kudus'teki Mescid-i Aksa Camii'ni restore ettirdi. Başarısı karşısında rutbe, nişan aldı.
Cemil Topuzlu hekimdi.
İlk sivil tıp fakultesi olan "İstanbul Tıp Fakultesi"ni kurdu. Bunu dişcilik ve eczacılık okulları takip etti. 1912 ve 1919'da iki kez İstanbul Belediye Başkanlığı gorevini yuruttu. Gulhane Parkı gibi bircok park, şehir tiyatroları, merkez hali vs yaptı.
Yabancı gelin
Hekim Cemil Topuzlu, Şeyhulislam Cemaleddin Efendi'nin kızı Ayşe Aliye ile 1891'de evlendi.
Bu evlilikten uc cocuk dunyaya geldi: Muhiddin, Mehmet Ziya ve Selma.
Cemil Topuzlu cocuklarına cok ilgili bir babaydı. Cocukları bulaşıcı bir hastalığa yakalanınca hepsini alıp 1914'te İsvicre/Cenevre'ye gitti. 2 yıl bu ulkede kaldı. Cocuklar iyileşince İstanbul'a dondu.
Fakat fazla kalamadı; Fransız hukumetinin sulh teklifini Sadrazam Talat Paşa'ya iletmesi Enver Paşa'nın tepkisiyle karşılandı. Ciftehavuzlar'daki koşku gozlem altına alınınca 1917'de ailesiyle birlikte bir kez daha İsvicre'ye gitti.
Bu kez aralarında Muhiddin yoktu. Dort lisanı anadili gibi konuştuğu icin, "kucuk dáhi" dediği 13 yaşındaki oğlu Muhiddin'i yakalandığı hastalıktan kurtaramamıştı.
Topuzlu Ailesi, Cenevre'de iki yıl kaldı. Cemil Topuzlu İstanbul Belediye Başkanlığı teklifiyle tekrar yurda dondu. Belediye Başkanlığı ve Nafia Nazırlığı yaptı. Ancak Sadrazam Damat Ferit Paşa'yla gecinemedi; istifa etti. İstifasına kızan Damad Ferit'in kendisini Divan-ı Harbe vereceğini oğrenince yine yurtdışına, Fransa/Nice'e gitmek zorunda kaldı.
Bu arada Ankara Hukumeti de "İngiliz Muhipler Cemiyeti" kurucusu olduğu icin Cemil Topuzlu'yu kara listeye aldı.
İstanbul ve Ankara hukumetinin tepkisini alan Cemil Paşa'nın Fransa'daki bu "gonullu surgunluğu" 4 yıl surdu. 1924'te İstanbul'a dondu.
Fakat memleketinde yine uzun sure kalamadı. Bu kez gidiş sebebi oğlu Mehmet Ziya idi.
Mehmet Ziya 1925'te Galatasaray'dan mezun oldu.
Cemil Topuzlu, cocuklarını Avrupa'da okutmak istedi.
Mehmet Ziya Topuzlu, Belcika Leuven Universitesi'nde ekonomi okudu.
Oğulları universiteyi bitince Topuzlu Ailesi 1929 yılında İstanbul'a donduler.
Yanlarında bir de gelinleri vardı: Lilimina Reimann...
Lilimina Reimann
Lilimina Reimann, İsvicre kokenli bir ailenin kızıydı.
1900'lerin başında İsvicre'de ekonomik bir kriz yaşanınca, Zurih yakınlarındaki Melingen kasabasından İngiltere Birmingham'a goc etmişlerdi.
Babası Robert Reimann fabrikalarda teknisyen olarak calışıyordu. Mina adlı bir İngiliz ile evlenmişti.
Ve Lilimina -aile icindeki adıyla Lili- Birmingham'da 1908'de dunyaya gelmişti.
Reinmannlar'ın ekonomik duzeyi giderek iyileşmiş ve Lili donemine gore iyi okullarda oğrenim gormuştu. Ticaret Lisesi'nden mezunuydu.
18-19 yaşlarında iken Mehmet Ziya Topuzlu ile tanışmıştı.
(Bu yazıyı hazırlarken, Mehmet Ziya Topuzlu'nun oğlu Prof. Cemalettin Topuzlu ile, torunu Prof. Gonca Topuzlu Tekant ile goruştum. Her ikisi de Lili ile Mehmet Ziya'nın ne zaman, nerede tanıştıklarını bilmediklerini belirttiler.)
Mehmet Topuzlu ve Lili, İngiltere'de 1929'da evlendiler.
Tum aile o yıl İstanbul'a gelip Caddebostan'daki Topuzlu Koşku'ne yerleşti.
Lilimina'nın guzelliği İstanbul'da dillere destan oldu. Hatta karı-koca bir gun tekneyle gezi yaparken Ataturk ile tanıştılar. Ataturk, Lili Topuzlu'ya "Tıpkı bir Limoges vazosu gibi guzelsiniz" diye iltifat etti.
Mehmet Ziya ile Lili Topuzlu mutluydular, ancak bir sorun vardı. Lili hamile kalamıyordu. Bu durum sekiz yıl surdu. Lili Topuzlu giderek icine kapandı. Eski neşeli, sıcak halinden eser kalmamıştı. Gezmeye bile gitmiyordu.
Ve bir gun karşısına Fasih Galip adlı bir genc cıktı...
Galicya gazisi Fasih Galip
Fasih Galip 1900 doğumluydu.
Ailesinde "Paşalar", "Beyler" yoktu. Balkan gocmeni annesi Nadide Hanım yetimhanede buyumuştu. Babası Galip yoksuldu ve zaten genc yaşında olmuştu.
Fasih Galip daha lise oğrencisi iken askere alındı. Galicya Cephesi'nde bulundu, yaralandı, Almanya'da tedavi oldu. Bu ulkede okudu. Muhendis oldu. Turkiye'ye donup ulkenin inşasında gorev yaptı.
Xenya adında bir balerine áşık oldu. Her ikisinin de ulkelerinde yaşama istekleri evlenmelerine engel oldu.
Bir de Fasih Galip'in yeni aşkı...
Lili ile Fasih Galip'in nerede-nasıl tanıştıkları bilinmiyor.
Bilinen, bu tanışmanın evlilikle sonuclandığı.
Fakat Fasih Galip'in Lili'yi ikna etmesi hic de kolay olmadı. Oyle ki, zorlu bir yolculukla Birmingham'a gidip, Lili'nin anne-babası Robert-Mina Reimann'ı alıp İstanbul'a getirdi.
Ailesinin desteğiyle Lili, cocuk veremediği Mehmet Ziya Topuzlu'dan boşandı.
Bu dostca bir ayrılıktı. Mehmet Ziya Topuzlu yine bir İngiliz Daisy ile evlendi. Daisy Musluman olmadı ve bir Hıristiyan olarak bugun eşiyle Zincirlikuyu Mezarlığı'nda beraber yatmaktadır.
Fasih Galip ile Lili 1934 yılında evlendiler.
Lili 5 aylık hamile iken 28 Haziran 1935 tarihinde Beyoğlu Muftuluğu'ne giderek (sayı 9/154) Musluman oldu. Adını "Leyla" olarak değiştirdi.
Ve 13 Aralık 1935'te Turkan doğdu.
Yeni cıkan soyadı yasasına gore "Turkan Saylan"...
Bundan sonraki hikáyeyi hepiniz biliyorsunuz.
Yiğit bir Cumhuriyet kadınının neleri gercekleştirdiğinden haberdarsınız.
Peki...
Gelelim sonuca...
Lili Topuzlu, şeyhulislam gelini olmasına rağmen dinini değiştirmesi icin hicbir baskıyla karşılaşmadı.
Zaten dinini de değiştirmedi.
İkinci evliliğinde de bir zorlamayla karşılaşmadı.
Ne zaman kızı Turkan'a hamile kaldı, o zaman gidip kendi isteğiyle Musluman oldu.
Yani hicbir zorlama olmadan.
Bundan gurur duymamız gerekmiyor mu? Bu hoşgoruyu dunyaya anlatmamız, "İşte İslam budur" dememiz gerekmiyor mu?
Samimi olarak inanmış, kimse ona bir zorlama getirmemişken kendi rızasıyla Musluman olmuş; oruc tutup namaz kılmış Leyla Saylan'a dinci gazeteler neden hálá iftira atmaktadır?
Vicdanları bu kadar mı keceleşti?
Deniz Gezmiş, 'pavyondaki kadın' icin universite işgal etmişti!
YAZAR Oya Baydar, Ahmet Altan tarafından "liberallerin arasına duşen Turkan Şoray filmlerini andıran pavyondaki namuslu kadın" benzetmesine muhatap kalınca Taraf Gazetesi'nden istifa ederek medyanın gundemine girmişti.
Romanlar yazıp odul almış Oya Baydar, bu olayla birdenbire populer kultur dunyasının tanınmış isimleri arasında yerini alıverdi. Tv ve gazetelere roportajlar verdi. Unlendi!
Gectiğimiz hafta...
Bu sayfada Oya Baydar ile ilgili bir yazı kaleme alacaktım.
Diyecektim ki, "Oya Baydar'ı solcular cok eskiden tanır".
İstanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Sosyoloji Bolumu'nde 4 yıldır asistanlık yapan Oya Baydar (o donemdeki adıyla Oya Sencer), "Turkiye'de İşci Sınıfı'nın Doğuşu ve Yapısı" konulu doktora tezi yazdı. Tezi, hocaları Prof. Nurettin Şazı Kosemihal ve Prof. Macit Gokberk tarafından onaylandı. Ancak Profesorler Kurulu tezi iki defa reddetti.
Oya Sencer/Baydar, 26 Aralık 1968'de istifa etti.
Olayı oğrenen İstanbul Universitesi oğrencileri, Oya Sencer'e destek verip Profesorler Kurulu'nu protesto etmek icin derslere girmeyip topluca merkez binaya/rektorluğe gittiler.
Oya Sencer burada gozyaşlarını guclukle tutarak, "Onlar zannediyor ki her istifaya zorlanan oğretim uyesi mucadeleden vazgececek" diye konuştu.
Bu sozler uzerine başını Deniz Gezmiş'in cektiği oğrenciler, rektorluğu işgal etti. "Demokratik Universite" diye slogan atan oğrenciler Edebiyat Fakultesi dekanını da istifa cağırdılar.
Universite senatosu, rektorluğun işgalini oğrenince okulu suresiz tatil etti.
Bu eylem nedeniyle Bozkurt Nuhoğlu, Celal Doğan, Masis Kurkcugil gibi yedi oğrenci tutuklandı. Deniz Gezmiş, polis tarafından aranmaya başlandı.
Gecen hafta işte bunları yazmayı planlıyordum...
Olaylı bicimde koşe yazarlığından istifa ederek medyanın gundemine gelen Oya Baydar'ın, 1968'de universiteden istifasıyla da rektorluk işgaline neden olduğunu yazacaktım.
O doneme ve Oya Baydar'ın ilk eşi ("Osmanlı Toplum Yapısı", "Toplumbilimlerinde Yontem", "Dinin Turk Toplumuna Etkileri", "Turkiye'de Sınıfsal Yapı ve Siyasal Davranışlar", "Turkiye'nin Yonetim Yapısı" gibi hayli okunan ve tartışılan kitapları yazan) Doc. Dr. Muzaffer Sencer'e ait okuma yapıyordum.
Sonra... Gundem değişti.
Gecen hafta başka bir şey yazdım.
Bu hafta Teşvikiye Camii'nde Turkan Saylan'ın, annesi hakkında yazılanlardan dolayı uzuntu duyduğunu oğrenince ne yazacağım belli oldu.
Konuyla ilgili okumalar yaparken karşıma kim cıktı dersiniz; Muzaffer Sencer Hoca!
Turkan Hoca, arkadaşlarıyla Sovyetler Birliği'ne duzenledikleri "Beyaz Geceler" gezisinde tanımıştı Muzaffer Sencer'i.
"Muzaffer Sencer'i Rusya gezisinde, genc, cok yakışıklı, durmadan Ece Ayhan şiirleri okuyan, tartışmalara giren, cok yonlu ve ilginc, durmadan sigara icen, iğneleyici espriler yapan bir insan olarak tanıdım. Dondukten sonra birkac yıl dostluğumuz surdu. Uzun telefon konuşmaları, ayda bir İstanbul'a gelişler, benim Ankara'ya gidişlerimde goruşmeler. (...) Sanırım bir oğrencisiyle yeni bir evlilik yapmıştı. Koleksiyon, eski eşya, takı toplama-yapma gibi ozgun merakları vardı. Gumuş paralardan, boncuklarla suslu kolyeler yapıp armağan ediyordu etrafındakilere. Ankara'daki son evi tıkış tıkış antika doluydu.
Bu ilginc adam ictiği sigaralar sonucunda akciğer kanseri oldu. Eşi, arkadaşları ona baktılar. Coluk cocuğu yoktu; babasından kalan miras bazı mal mulku bir şeyleri vardı herhalde. Aklına koymuştu, mirasını bizim derneğe bırakacaktı ve adına bir okul yapılacaktı.
Durmadan bana haber gonderiyor, telefon ediyor, 'Turkan gel, noter cağıracağım, bunları sana vereceğim. Biliyorum sen isteğimi yaparsın' diyordu.(...)
Sonunda hic unutmuyorum, bir cuma Ankara programı yaptım ve bir gun oncesinin akşamı evine telefon edip, 'Yarın geliyorum' demeye karar verdim. Telefona eşi cıktı, 'Ne yazık ki bugun yitirdik' dedi.
İşte Muzaffer'in bendeki oykusu. Ne yazık ki onun adına, onca olanak varken, cıvıl cıvıl cocukların koşuşturduğu bir koy okulu bile yapamadık. Bu acıyı, bu yitikliği belki de bu başarısızlığı hep icimde taşırım." ("Guneş Umuttan Şimdi Doğar" kitabından.)
Oya Baydar'ı yazacakken nerelere gittik...
İyi de ettik; bilmeyenlere Muzaffer Sencer Hoca'nın adını duyurduk.
Cemil Topuzlu Koşku'nun hazin hikáyesi
CİFTEHAVUZLAR'daki Cemil Topuzlu Paşa Koşku 1901 yılında yapıldı.
Koşk, Buyuk Kulup olarak kullanılan binanın bahcesine bitişiktir.
Bugun harap halindeki bu koşku Cemil Topuzlu, Fransa'da mimarlık tahsili gormuş Alexandre Vallury'ye inşa ettirdi. (Vallury aynı zamanda Arkeoloji Muzesi, Tokatlıyan Oteli, Buyuk Kulup gibi nice binanın mimarıdır.)
Koşk o yıllarda cok moda olan art nouveau tarzında yapıldı. Koşkun icindeki parkeler Fransa'dan getirtildi. Bahcesine nadide ağaclar-cicekler dikildi; heykeller kondu.
Sadrazam Gazi Ahmed Muhtar Paşa, koşku gorunce Cemil Topuzlu'ya İstanbul Şehremini makamını teklif etti! "Evinin icinde ve dışında kucuk bir Avrupa yaratan adamı şehremini yaparsam İstanbul'u imar eder" diye duşunmuştu.
Cemil Topuzlu bu koşkte 30 yıl oturdu.
Kızı Selma'nın eşi Albay Şahap Gursel ile gecinemedi. Koşku "Şeker Kralı" Hayri İpar'a sattı.
Hayri İpar'ın olumuyle mirascıları davalık oldu.
Donemin gazete sayfalarından inmeyen (Uğur Mumcu ve Ayhan Songar arasında buyuk polemikler cıkaran) bu davalar sonucu koşku Banker Kastelli (Cevher Ozden) satın aldı. Ve 1986 yılında Kadıkoy Belediyesi'nden imar kanunu cıkararak bahcesindeki ıhlamur, kestane, cınar, cam gibi nice ağacları kesip apartmanlar yaptı.
Koşk tarihi eser olduğu icin yıkımdan kurtulmuştu.
Koşku ve artık cok kuculmuş arazisini 1997 yılında Şadan Kalkavan satın aldı.
Bu bilgilerden sonra gelelim sonuca:
Kultur ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gunay mı, yoksa Kadıkoy Belediye Başkanı Selami Ozturk mu el atar bilemem. Belki de Şadan Kalkavan onculuk eder.
Kim yaparsa yapsın; Cemil Topuzlu Koşku hayata dondurulmelidir.
Koşk "Cemil Topuzlu Tıp Muzesi" yapılmalıdır.
Osmanlı'dan gunumuze donemin ameliyathaneleri, hastane odaları, tıpta kullanılan arac gerecler, fotoğraflar, nice sağlık belgeleri bu muzede toplanabilir.
Cemil Topuzlu'nun icat ettiği ve adını taşıyan aletler sergilenebilir.
Tıbbın nereden nereye geldiği bu muzeyle cocuklara gosterilebilir.
Bunun icin yapılacak tek bir adım vardır: Kararlılık.
Topuzlu Ailesi bu konuda elinden geleni yapmaya hazırdır.
HABER
CYDD'ye boluculuk davası
Zaman 29 Nisan 2001
Cağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (CYDD) yoneticileri hakkında boluculuk yaptıkları gerekcesiyle dava acıldı.
Turkiye'nin en cok okunan haftalık haber dergisi Aksiyon'un son sayısında yer alan habere gore; İl Emniyet Mudurluğu, Defterdarlık ve Vergi Dairesi yetkilileri, İstanbul Valisi Erol Cakır'ın izni ile bir soruşturma yaptı. Soruşturma sonucunda 18 ayrı nedenden dolayı Cumhuriyet Başsavcılığı'na suc duyurusunda bulunuldu, yoneticilerle ilgili dava acıldı. Beyoğlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde acılan davada, CYDD yoneticilerine yonelik en buyuk suclama ise 'boluculuk' suclaması. Boluculuk dışında CYDD hakkında, eksik mal bildirimi, depremden toplanan paraları borsaya ve repoya yatırmak, yurtdışından izinsiz para transferi ve gayrimenkul bildiriminde usulsuzluk suclamaları var.