Osmanlı Devlet Adamı
asker
Katolik ve Ortodoks kilisesi, Balkanlar'daki Slav kabileleri Osmanlı'ya karşı isyana teşvik etti. İsyancılara karşı Şemsi Paşa cok etkili bir mucadele verdi.
1908 yılında Meşrutiyet sureci başladı. Balkanlar'da İttihat ve Terakki'nin nufuzu arttı. Resneli Niyazi Bey, fiili olarak ayaklanmayı başlattı. Şemsi Paşa, durumu yerinde incelemek ve ayaklanmayı bastırmak icin Manastır ’a gonderildi.
Mulazım Atıf Bey (Cumhuriyet ’ten sonra Canakkale Milletvekilli olan Atıf Kamcıl) Şemsi Paşa ’ya ateş etti. Şemsi Paşa, amacına ulaşamadan 1908 yılında suikastle olduruldu.
Şemsi Paşa ’nın oldurulmesi, Saray ’da buyuk bir yankı uyandırdı. Onun yerine Muşir Tatar Osman Paşa tayin edildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Şemsi Paşa, Arnavudluk ve İttihad - Terakki
El Hakku Ya'lu Vela Yu'la Aleyh
Mufid Şemsi
Nehir Yayınları / Hatıralarla Yakın Tarih Dizisi
İttihad ve Terakki'nin coğu sıkıyonetimle gecen on yıllık iktidarı donemindeki baskıcı idaresi sırasında, bu soylenenlere kimsenin cevap vermesi mumkun değildi. Ancak "bir şey kemale erdikten sonra zevali başlar" kaidesince onların da sonları geldi; parti feshedildi, ileri gelenleri yurt dışına kactılar. İşte bu donemde, sindirilmiş olan muhalifler kendilerini savunmak, eski yonetimi eleştirmek icin istediklerini soylemeye, yazmaya başladılar. Genellikle tenkitlerinde aynı aşırılıklara onlar da duştuler. Elinizdeki bu kitapta merhum Şemsi Paşa'nın oğlu Mufid Şemsi Bey babası hakkındaki iddialara cevaplar veriyor ve İttihad ve Terakki yonetimini eleştiriyor. Yani konu başka bir perspektiften veriliyor.
HAKKINDA YAZILANLAR
Ergenekon Soruşturması ve 100 yıl onceki Şemsi Paşa cinayeti
Unal TANIK / Haber 7
Batılı ulkelerin Osmanlı uzerindeki emelleri, 9 Haziran 1908 ’de gercekleşen "Reval Zirvesi" ile net bir şekilde ortaya konur.
İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Carı II. Nicola arasında bugunku adıyla Estonya ’nın başkenti Talin ’de yapılan goruşmelerde iki lider, Balkanlar ’ın paylaşım planını yaptılar.
Burada ele alınan konular, II. Abdulhamit ’e karşı orgutlenen İttihat ve Terakki yanlılarını tabiri caizse cileden cıkardı. “Osmanlı ’nın paylaşım planı yapıldı, Yıldız Sarayı uyuyor” değerlendirmeleri acıktan yapılmaya başlandı.
Selanik ’te Garnizon Komutanı Nazım Bey ’in (Enver Paşa ’nın eniştesi) evinde oldurulmesinden birkac gun sonra, Kolağası Resneli Niyazi, 100 ’u aşkın arkadaşı ile Manastır ’da garnizonu basıp silahları aldı ve dağa cıkıp isyanı fiilen başlattı.
1897 Osmanlı-Yunan Savaşı ’nda buyuk kahramanlıkları gorulen efsane isim olarak bilinen Kolağası Niyazi Bey ’in isyanı, Jon Turkler icin bir anlamda işaret fişeği gibi oldu.
Saltanat merkezi İstanbul, ayaklanmayı genişlemeden bastırmak amacıyla donemin en onemli komutanlarından Muşir Şemsi Paşa ’yı gorevlendirir. Şemsi Paşa, Manastır ’a vardığında yaveri Fevzi Bey (Fevzi Cakmak) ile birlikte postaneye gider.
İstanbul ile yazışmalarını yapar, gerekli bilgileri paylaşır ve merkezden son talimatları alır. Bu sırada dışarıda, Osmanlı ’nın buyuk komutanı Şemsi Paşa ’nın kim olduğunu merak edenler buyuk bir kalabalık oluşturur.
Tam cıkış kapısına yaklaştığı sırada, Şemsi Paşa ’nın yanından ayrılmayan cavuşu Huseyin Ağa, Paşa ’nın eldivenlerini almak uzere yukarı gitti. Paşa kapının onunde bekleyen arabasına ilerlediğinde, dışarıda bekleyen kalabalık, Osmanlı Paşası ’nı gormek icin dalgalanmaya başladı.
Suikast icin kalabalığın iki uc sıra gerisinde bekleyen Mulazım Atıf Bey, bu dalgalanma sonrasında kendini rahatlıkla en on sırada buldu. Şimdi tam korumalarının bulunduğu halkanın hemen dışına kadar gelmiş oldu.
Şemsi Paşa adımını eşikten attığı sırada suikastcı Atıf, elini belinin altındaki tabancasına goturdu. Bu sırada kalabalığın hemen yakınında birkac el silah sesi duyuldu. Butun dikkatler o tarafa dondu. Paşa arabasına binme yerine merakla silahın geldiği yone baktı.
Bu sahne suikastcı Atıf ’ın tetiğe basması icin beklediği andı. Nasıl ateş edeceğini onceden tasarlamıştı. Uc el ateş edecekti. İlk kurşunu kafasına, ikincisini goğsune, ucuncusunu ise karnına nişan alıp ateş edecekti.
Hemen tabancasını cekti ve planladığı gibi tetiğe bastı. İlk ateş Paşa ’nın kulağının hemen yanından gecti ve postanenin duvarına saplandı. Son kurunun kendisini hedef aldığını fark etmeyen Şemsi Paşa, hic kımıldamıyor ve kalabalığın baktığı tarafa bakıyordu. Hic tereddut etmeden ikinci ve ucuncu kez ateş etti.
Ellerini yukarı kaldıran Şemsi Paşa, “Aaaahhhh!” dedi ve olduğu yere yığıldı.
Ortalık bir anda karıştı. Muhafızlar, halk birbirine girdi. Suikastcı Atıf, kargaşadan istifade edip kactı ve onceden planlandığı gibi bir arkadaşının evinde saklandı. Paşa ’nın katili, once Resne ’ye, birkac gun sonra da Ohri ’ye goturuldu. Meşrutiyet ’in ilanına kadar burada kaldı.
Şemsi Paşa cinayetini soruşturmak uzere bir komisyon kuruldu. İşin en garip tarafı ise komisyonun başkanlığına getirilen Manastır Vilayeti Sermustantiki (Başsavcısı) Kemal Bey de İttihat ve Terakki ’nin ileri gelen uyelerinden biri idi.
Yapılan soruşturmalarda, vuran şahsın yaralı olarak yakındaki bir koşger dukkanına (ayakkabıcı) saklandığı ve bilinmeyen bir yone gittiği kayda gecti. Ama saldırganın eşkaline ilişkin net bir bilgi ortaya cıkarılamadı.
Başka ayrıntıya ulaşamayan komisyon raporunu hazırladı ve resmi tahkikat belgesine gecirilip heyet tarafından imza edildi.
“Fiilin katilinin askeri kıyafet icerisinde, bir şahs-ı mechul tarafından ika edildiği” hukmune varıldı. Dosya kapatıldı.
Şemsi Paşa suiakstı, II. Abdulhamit yonetimi icin buyuk bir darbe oldu. Balkanları us secen İttihatcılar icin ise gercek bir zafer… Bu suikastten sonra artık tarih, tersine akmaya başladı. Vurulan suclu, vuran kahraman olarak anılır oldu.
II. Abdulhamit, 24 Temmuz ’da surpriz bir şekilde II. Meşrutiyet ’i ilan etti. Başta azınlıklar ve İttiahatcılar bayram etmeye başladı.
Şemsi Paşa ’nın katili Atıf, Meşrutiyet ’in ilanı ile birlikte İstanbul ’a geldi. Yaptıkları İttihatcılar tarafından bir kahramanlık olarak sunuldu.
Cumhuriyet ’in ilanından sonra 6. ve 7. donem Canakkale milletvekil olarak TBMM ’de gorev yaptı. Soyadı Kanunu ile birlikte Atıf Kamcıl oldu.
asker
Katolik ve Ortodoks kilisesi, Balkanlar'daki Slav kabileleri Osmanlı'ya karşı isyana teşvik etti. İsyancılara karşı Şemsi Paşa cok etkili bir mucadele verdi.
1908 yılında Meşrutiyet sureci başladı. Balkanlar'da İttihat ve Terakki'nin nufuzu arttı. Resneli Niyazi Bey, fiili olarak ayaklanmayı başlattı. Şemsi Paşa, durumu yerinde incelemek ve ayaklanmayı bastırmak icin Manastır ’a gonderildi.
Mulazım Atıf Bey (Cumhuriyet ’ten sonra Canakkale Milletvekilli olan Atıf Kamcıl) Şemsi Paşa ’ya ateş etti. Şemsi Paşa, amacına ulaşamadan 1908 yılında suikastle olduruldu.
Şemsi Paşa ’nın oldurulmesi, Saray ’da buyuk bir yankı uyandırdı. Onun yerine Muşir Tatar Osman Paşa tayin edildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Şemsi Paşa, Arnavudluk ve İttihad - Terakki
El Hakku Ya'lu Vela Yu'la Aleyh
Mufid Şemsi
Nehir Yayınları / Hatıralarla Yakın Tarih Dizisi
İttihad ve Terakki'nin coğu sıkıyonetimle gecen on yıllık iktidarı donemindeki baskıcı idaresi sırasında, bu soylenenlere kimsenin cevap vermesi mumkun değildi. Ancak "bir şey kemale erdikten sonra zevali başlar" kaidesince onların da sonları geldi; parti feshedildi, ileri gelenleri yurt dışına kactılar. İşte bu donemde, sindirilmiş olan muhalifler kendilerini savunmak, eski yonetimi eleştirmek icin istediklerini soylemeye, yazmaya başladılar. Genellikle tenkitlerinde aynı aşırılıklara onlar da duştuler. Elinizdeki bu kitapta merhum Şemsi Paşa'nın oğlu Mufid Şemsi Bey babası hakkındaki iddialara cevaplar veriyor ve İttihad ve Terakki yonetimini eleştiriyor. Yani konu başka bir perspektiften veriliyor.
HAKKINDA YAZILANLAR
Ergenekon Soruşturması ve 100 yıl onceki Şemsi Paşa cinayeti
Unal TANIK / Haber 7
Batılı ulkelerin Osmanlı uzerindeki emelleri, 9 Haziran 1908 ’de gercekleşen "Reval Zirvesi" ile net bir şekilde ortaya konur.
İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Carı II. Nicola arasında bugunku adıyla Estonya ’nın başkenti Talin ’de yapılan goruşmelerde iki lider, Balkanlar ’ın paylaşım planını yaptılar.
Burada ele alınan konular, II. Abdulhamit ’e karşı orgutlenen İttihat ve Terakki yanlılarını tabiri caizse cileden cıkardı. “Osmanlı ’nın paylaşım planı yapıldı, Yıldız Sarayı uyuyor” değerlendirmeleri acıktan yapılmaya başlandı.
Selanik ’te Garnizon Komutanı Nazım Bey ’in (Enver Paşa ’nın eniştesi) evinde oldurulmesinden birkac gun sonra, Kolağası Resneli Niyazi, 100 ’u aşkın arkadaşı ile Manastır ’da garnizonu basıp silahları aldı ve dağa cıkıp isyanı fiilen başlattı.
1897 Osmanlı-Yunan Savaşı ’nda buyuk kahramanlıkları gorulen efsane isim olarak bilinen Kolağası Niyazi Bey ’in isyanı, Jon Turkler icin bir anlamda işaret fişeği gibi oldu.
Saltanat merkezi İstanbul, ayaklanmayı genişlemeden bastırmak amacıyla donemin en onemli komutanlarından Muşir Şemsi Paşa ’yı gorevlendirir. Şemsi Paşa, Manastır ’a vardığında yaveri Fevzi Bey (Fevzi Cakmak) ile birlikte postaneye gider.
İstanbul ile yazışmalarını yapar, gerekli bilgileri paylaşır ve merkezden son talimatları alır. Bu sırada dışarıda, Osmanlı ’nın buyuk komutanı Şemsi Paşa ’nın kim olduğunu merak edenler buyuk bir kalabalık oluşturur.
Tam cıkış kapısına yaklaştığı sırada, Şemsi Paşa ’nın yanından ayrılmayan cavuşu Huseyin Ağa, Paşa ’nın eldivenlerini almak uzere yukarı gitti. Paşa kapının onunde bekleyen arabasına ilerlediğinde, dışarıda bekleyen kalabalık, Osmanlı Paşası ’nı gormek icin dalgalanmaya başladı.
Suikast icin kalabalığın iki uc sıra gerisinde bekleyen Mulazım Atıf Bey, bu dalgalanma sonrasında kendini rahatlıkla en on sırada buldu. Şimdi tam korumalarının bulunduğu halkanın hemen dışına kadar gelmiş oldu.
Şemsi Paşa adımını eşikten attığı sırada suikastcı Atıf, elini belinin altındaki tabancasına goturdu. Bu sırada kalabalığın hemen yakınında birkac el silah sesi duyuldu. Butun dikkatler o tarafa dondu. Paşa arabasına binme yerine merakla silahın geldiği yone baktı.
Bu sahne suikastcı Atıf ’ın tetiğe basması icin beklediği andı. Nasıl ateş edeceğini onceden tasarlamıştı. Uc el ateş edecekti. İlk kurşunu kafasına, ikincisini goğsune, ucuncusunu ise karnına nişan alıp ateş edecekti.
Hemen tabancasını cekti ve planladığı gibi tetiğe bastı. İlk ateş Paşa ’nın kulağının hemen yanından gecti ve postanenin duvarına saplandı. Son kurunun kendisini hedef aldığını fark etmeyen Şemsi Paşa, hic kımıldamıyor ve kalabalığın baktığı tarafa bakıyordu. Hic tereddut etmeden ikinci ve ucuncu kez ateş etti.
Ellerini yukarı kaldıran Şemsi Paşa, “Aaaahhhh!” dedi ve olduğu yere yığıldı.
Ortalık bir anda karıştı. Muhafızlar, halk birbirine girdi. Suikastcı Atıf, kargaşadan istifade edip kactı ve onceden planlandığı gibi bir arkadaşının evinde saklandı. Paşa ’nın katili, once Resne ’ye, birkac gun sonra da Ohri ’ye goturuldu. Meşrutiyet ’in ilanına kadar burada kaldı.
Şemsi Paşa cinayetini soruşturmak uzere bir komisyon kuruldu. İşin en garip tarafı ise komisyonun başkanlığına getirilen Manastır Vilayeti Sermustantiki (Başsavcısı) Kemal Bey de İttihat ve Terakki ’nin ileri gelen uyelerinden biri idi.
Yapılan soruşturmalarda, vuran şahsın yaralı olarak yakındaki bir koşger dukkanına (ayakkabıcı) saklandığı ve bilinmeyen bir yone gittiği kayda gecti. Ama saldırganın eşkaline ilişkin net bir bilgi ortaya cıkarılamadı.
Başka ayrıntıya ulaşamayan komisyon raporunu hazırladı ve resmi tahkikat belgesine gecirilip heyet tarafından imza edildi.
“Fiilin katilinin askeri kıyafet icerisinde, bir şahs-ı mechul tarafından ika edildiği” hukmune varıldı. Dosya kapatıldı.
Şemsi Paşa suiakstı, II. Abdulhamit yonetimi icin buyuk bir darbe oldu. Balkanları us secen İttihatcılar icin ise gercek bir zafer… Bu suikastten sonra artık tarih, tersine akmaya başladı. Vurulan suclu, vuran kahraman olarak anılır oldu.
II. Abdulhamit, 24 Temmuz ’da surpriz bir şekilde II. Meşrutiyet ’i ilan etti. Başta azınlıklar ve İttiahatcılar bayram etmeye başladı.
Şemsi Paşa ’nın katili Atıf, Meşrutiyet ’in ilanı ile birlikte İstanbul ’a geldi. Yaptıkları İttihatcılar tarafından bir kahramanlık olarak sunuldu.
Cumhuriyet ’in ilanından sonra 6. ve 7. donem Canakkale milletvekil olarak TBMM ’de gorev yaptı. Soyadı Kanunu ile birlikte Atıf Kamcıl oldu.