gazeteci, yazar
Memmedova Terane Vahid Kızı
1971 yılında Lacın bolgesinin Mişni koyunde dunyaya geldi. Baku Devlet Universitesinin Gazetecilik Fakultesini bitirdi.
Ulkenin nufuslu gazetelerinde muhabir ve redaktor olarak calıştı. Azerbaycan medeniyeti, edebiyatı, ince sanatı ile ilgili yuzlerce yazının muellifidir. 2005-2009 yıllarda İctimai Televizyon ve Radio Yayınları Şirketinde redaktor ve başredaktor gorevini yaparken bir cok guzel edebi eserin sahibi oldu. “Carcıfilm” Yaradıcılıq Birliyinde “Qismet” adlı guzel bir televizyon filmi, “Mudriklik Cadırı - Omer Xayyam”, “Corek Haqqı”, “Şirvanşahlar” adlı belgesel filmlerinin metin yazarıdır. 2000-2004 yılları arasında Azerbaycan Devlet Televizyonunun (AzTV) Halk Sanatları Şubesinde redaktor gorevini yuruttu. Hazırda AYB ’nin yayın organı olan “Ulduz” dergisinde baş redaktor yardımcısıdır.
1990 yılından sonrada edebi eserler uretmeye başladı. 2013 yılında “Cennetden yuxarı...” adlı hikaye kitabı yayınlanmıştır. “Cennetden yuxarı...” kitabı 2016 yılında Turkiye Turkcesine uyarlanarak Turkiye ’nin Kayseri şehrinde yayınlanmıştır. ABD ’nin nufuzlu “Trafford” yayınlarında “Muasir Azerbaycan kadın nesri” (Modern Azerbaijani Women ’s Prose) kitabında ve Kosova ’nın dergilerinde hikayeleri yayınlanmıştır. 2004 yılında Medeniyyet ve Turizm Nazirliyi tarafından “Doxsan imza” adlı gazetelerde yayınlanan kitabı piyasaya cıkmıştır.
“Karınca Takvimi (2021)” hikayeler kitabı 2021 yılında İstanbul ’da Turk Edebiyatı Vakfı tarafından Turay Kitap Yayıncılık ’ta, Azerbaycan ’da ise “Kanun” yayınevinde yayımlanmıştır.
Ulkesinin en nufuzlu medya mukafatı olan Hasan Bey Zerdabi odulune layık gorulmuş, IV. Uluslararası Mahmud Kaşgarlı HikÂye Yarışmasıda odul kazanmış, 2019 yılında Başkurdistan Cumhuriyeti'nde duzenlenen "Altun Kuray" Uluslararası Gazeteciler Yarışması'nın birincisi olmuştur.
Azerbaycan Jurnalistler Birliyi (Azerbaycan Gazeteciler Birliği), Azerbaycan Yazıcılar Birliyi (Azerbaycan Yazarlar Birliği), Azerbaycan Teatr Xadimleri İttifaqının (Azerbaycan Tyatrocular Birliği) uyesi, Turk Edebiyat Vakfının fahri uyesidir.
HAKKINDA YAZILANLAR
Terane Vahid Hakkında Notlar
Bahtiyar Aslan
Terane Vahid, 1971 Lacin doğumludur. O tarihte Lacin ’de doğmuş olmanın en buyuk anlamı, Karabağ ’ın işgalinin ve Hocalı soykırımının gercekleştiği tarihte 20 yaşında olmak ve evini barkını terk etmek zorunda kalmaktır. Artık gecmişte kalmış bir tabirle o, bir “kackın”dır. Belki bir gece yarısı, belki sabaha karşı yani gunun herhangi bir vaktinde yayan yapıldak yola duşen, eviyle, eşyasıyla, hatıralarıyla, atalarının mezarlarıyla vedalaşamayan binlerce insandan biridir. Belki de onların kaderi toplanıp buyuk bir yuk olarak gelip Terane Vahid ’in omuzlarına binmiştir. Yazar olmak, boyle zamanlar tam da bu demek değil midir? Terane Vahid ’in tam otuz yıl, bıkmadan, usanmadan bu yuku taşıdığının şahitleri bu kitaptaki hikÂyelerdir. Boyle devirlerde toplumun vicdanı olmanın bir zaruret olduğunun şuurunda bir yazardır Terane Vahid.
Terane Vahid ’in tuhaf bir hafızası var. Bu hafıza, kacıp giderken bile, top seslerinin, mermi seslerinin ve belki cığlıkların arasında geride bırakılan hicbir şeyi unutmamaya ayarlı bir hafızadır. Lacin ’in ve butun Karabağ ’ın taşını, toprağını, havasını, suyunu daha da otesi acısını bir sunger gibi emip derinliklerinde, gunu gelince bir hikÂye olarak kÂğıda dokulmek uzere saklayan bir hafıza. Ancak bu aktarımda, kÂğıda dokulmede yazar basit bir aracı pozisyonunda kalmayı kabul etmez. Yaratıcılık da burada başlar. Terane Vahid ’in hafızası sadece olaylara odaklanmaz. Hatta buyuk olayların arasında, daracık bir acıdan, bir yırtıktan gorulebilecek insanı, o insanın ruhundaki kırılmayı buyuk bir incelikle not eder. Cunku Terane Vahid, incelikli bir insan, incelikli bir yazardır. Buyuk gurultuler arasında carpan kucucuk bir kuşun kalbinin sesini duymak ister. Cunku olaylar bitecek, gurultu dinecektir ama insan ve insanlık var olmaya devam edecektir. İlk genclik yıllarından beri kaleme aldığı hikÂyelerde goze carpan bu bilgeliğe Terane Vahid ne zaman ve nasıl ulaşmıştır? Elbette bu bazı yonleriyle yazara bile malum olmayan bir şeydir. Fakat yine bu yazar da malum olmayan bazı yonleri, onun hikÂyelerinden bulup cıkarmanın imkÂnı var.
Terane Vahid, henuz tam anlamıyla modernleşmemiş, -coğrafya ve tarih itibariyle ifade etmek zarureti var- hatta Ruslaşmamış bir toplumun icine doğmuştur. Metafizik, bu toplumun hayatında rolunu oynamaya devam etmektedir. Terane Vahid ’i etrafındakiler, anneler, babalar, nineler, dedeler, hÂsılı koyun ve civarın sakinleri keramete, ruyalara inanmakta; turbelere, yatırlara hurmet gostermektedirler. Bu metafizik dunya ve bu dunyanın anlatıları şuphesiz hikÂyeci ve romancı icin buyuk ve zengin bir kaynaktır. Gabriel Garcia Marquez ’in boyle bir dunyadan beslendiğini biliyoruz. Borges, coğunlukla bu dunyaların hikÂyelerine odaklanmış gozukuyor. Dolayısıyla masalların, metafizik ruhlu anlatıların hic değilse ruh olarak onların eserlerine taşınması boyle gercekleşmiş oluyor. Buyulu gercekcilik başka nedir ki! Terane Vahid ’in, Karabağ ’ın işgalini konu edinmeyen hikÂyeleri, boyle bir metafizik dunyadan beslenir ve buyulu gercekciliğin bize has numunelerini ortaya koyar. Bu hikÂyelerin bir kısmı masal ile modern anlatı arasında bir yerde durur. Cunku Terane Vahid ’in hafızası ve muhayyilesi, gercekle arasına bir mesafe koymaya calışan cinsten bir hafıza ve muhayyiledir. Cunku gercekler tahammul edilebilecek gibi değildir. Bu noktada ister istemez “kacış” fikri gundeme gelecektir. Yazar, milletine karşı duyduğu bir gorev bilinciyle Karabağ ’da yaşananları butun cıplaklığıyla cağına ve sonraki zamanlara duyurmak ister. Karabağ konulu hikÂyelerinde “kacış” fikrini reddeden bir yazarla karşı karşıyayızdır. Ancak bu kacış, masal atmosferinin hÂkim olduğu hikÂyelerde kendini ele verir. Masal dunyası, yazar icin hakikatin yuku altında ezilen bir muhayyilenin nefes alma, dinlenme alanıdır. Bu hikÂyelerde coğu zaman kendi kendine oyunlar oynayan, sevimli ve masum bir cocuk anlatıcı belirir. Bu, bir kacışın ve aynı zamanda sığınışın gostergesidir.
Terane Vahid, şuphesiz butun Azerbaycanlılar gibi şimdi Karabağ zaferinin sevincini yaşıyor. “Kackın” olmaktan kurtulmanın gururunun onu da sardığını biliyorum. Artık Lacin yollarına duşmek vakti gelmiştir. Biliyorum ki Terane Vahid, Lacin ’i, Şuşa ’yı karış karış dolaşacak, taşını toprağını selamlayacak, havasına suyuna karışmış hatıraları koklayıp bulacak ve onları birer hikÂye olarak, birer armağan olarak okuyucularına sunacaktır.
Memmedova Terane Vahid Kızı
1971 yılında Lacın bolgesinin Mişni koyunde dunyaya geldi. Baku Devlet Universitesinin Gazetecilik Fakultesini bitirdi.
Ulkenin nufuslu gazetelerinde muhabir ve redaktor olarak calıştı. Azerbaycan medeniyeti, edebiyatı, ince sanatı ile ilgili yuzlerce yazının muellifidir. 2005-2009 yıllarda İctimai Televizyon ve Radio Yayınları Şirketinde redaktor ve başredaktor gorevini yaparken bir cok guzel edebi eserin sahibi oldu. “Carcıfilm” Yaradıcılıq Birliyinde “Qismet” adlı guzel bir televizyon filmi, “Mudriklik Cadırı - Omer Xayyam”, “Corek Haqqı”, “Şirvanşahlar” adlı belgesel filmlerinin metin yazarıdır. 2000-2004 yılları arasında Azerbaycan Devlet Televizyonunun (AzTV) Halk Sanatları Şubesinde redaktor gorevini yuruttu. Hazırda AYB ’nin yayın organı olan “Ulduz” dergisinde baş redaktor yardımcısıdır.
1990 yılından sonrada edebi eserler uretmeye başladı. 2013 yılında “Cennetden yuxarı...” adlı hikaye kitabı yayınlanmıştır. “Cennetden yuxarı...” kitabı 2016 yılında Turkiye Turkcesine uyarlanarak Turkiye ’nin Kayseri şehrinde yayınlanmıştır. ABD ’nin nufuzlu “Trafford” yayınlarında “Muasir Azerbaycan kadın nesri” (Modern Azerbaijani Women ’s Prose) kitabında ve Kosova ’nın dergilerinde hikayeleri yayınlanmıştır. 2004 yılında Medeniyyet ve Turizm Nazirliyi tarafından “Doxsan imza” adlı gazetelerde yayınlanan kitabı piyasaya cıkmıştır.
“Karınca Takvimi (2021)” hikayeler kitabı 2021 yılında İstanbul ’da Turk Edebiyatı Vakfı tarafından Turay Kitap Yayıncılık ’ta, Azerbaycan ’da ise “Kanun” yayınevinde yayımlanmıştır.
Ulkesinin en nufuzlu medya mukafatı olan Hasan Bey Zerdabi odulune layık gorulmuş, IV. Uluslararası Mahmud Kaşgarlı HikÂye Yarışmasıda odul kazanmış, 2019 yılında Başkurdistan Cumhuriyeti'nde duzenlenen "Altun Kuray" Uluslararası Gazeteciler Yarışması'nın birincisi olmuştur.
Azerbaycan Jurnalistler Birliyi (Azerbaycan Gazeteciler Birliği), Azerbaycan Yazıcılar Birliyi (Azerbaycan Yazarlar Birliği), Azerbaycan Teatr Xadimleri İttifaqının (Azerbaycan Tyatrocular Birliği) uyesi, Turk Edebiyat Vakfının fahri uyesidir.
HAKKINDA YAZILANLAR
Terane Vahid Hakkında Notlar
Bahtiyar Aslan
Terane Vahid, 1971 Lacin doğumludur. O tarihte Lacin ’de doğmuş olmanın en buyuk anlamı, Karabağ ’ın işgalinin ve Hocalı soykırımının gercekleştiği tarihte 20 yaşında olmak ve evini barkını terk etmek zorunda kalmaktır. Artık gecmişte kalmış bir tabirle o, bir “kackın”dır. Belki bir gece yarısı, belki sabaha karşı yani gunun herhangi bir vaktinde yayan yapıldak yola duşen, eviyle, eşyasıyla, hatıralarıyla, atalarının mezarlarıyla vedalaşamayan binlerce insandan biridir. Belki de onların kaderi toplanıp buyuk bir yuk olarak gelip Terane Vahid ’in omuzlarına binmiştir. Yazar olmak, boyle zamanlar tam da bu demek değil midir? Terane Vahid ’in tam otuz yıl, bıkmadan, usanmadan bu yuku taşıdığının şahitleri bu kitaptaki hikÂyelerdir. Boyle devirlerde toplumun vicdanı olmanın bir zaruret olduğunun şuurunda bir yazardır Terane Vahid.
Terane Vahid ’in tuhaf bir hafızası var. Bu hafıza, kacıp giderken bile, top seslerinin, mermi seslerinin ve belki cığlıkların arasında geride bırakılan hicbir şeyi unutmamaya ayarlı bir hafızadır. Lacin ’in ve butun Karabağ ’ın taşını, toprağını, havasını, suyunu daha da otesi acısını bir sunger gibi emip derinliklerinde, gunu gelince bir hikÂye olarak kÂğıda dokulmek uzere saklayan bir hafıza. Ancak bu aktarımda, kÂğıda dokulmede yazar basit bir aracı pozisyonunda kalmayı kabul etmez. Yaratıcılık da burada başlar. Terane Vahid ’in hafızası sadece olaylara odaklanmaz. Hatta buyuk olayların arasında, daracık bir acıdan, bir yırtıktan gorulebilecek insanı, o insanın ruhundaki kırılmayı buyuk bir incelikle not eder. Cunku Terane Vahid, incelikli bir insan, incelikli bir yazardır. Buyuk gurultuler arasında carpan kucucuk bir kuşun kalbinin sesini duymak ister. Cunku olaylar bitecek, gurultu dinecektir ama insan ve insanlık var olmaya devam edecektir. İlk genclik yıllarından beri kaleme aldığı hikÂyelerde goze carpan bu bilgeliğe Terane Vahid ne zaman ve nasıl ulaşmıştır? Elbette bu bazı yonleriyle yazara bile malum olmayan bir şeydir. Fakat yine bu yazar da malum olmayan bazı yonleri, onun hikÂyelerinden bulup cıkarmanın imkÂnı var.
Terane Vahid, henuz tam anlamıyla modernleşmemiş, -coğrafya ve tarih itibariyle ifade etmek zarureti var- hatta Ruslaşmamış bir toplumun icine doğmuştur. Metafizik, bu toplumun hayatında rolunu oynamaya devam etmektedir. Terane Vahid ’i etrafındakiler, anneler, babalar, nineler, dedeler, hÂsılı koyun ve civarın sakinleri keramete, ruyalara inanmakta; turbelere, yatırlara hurmet gostermektedirler. Bu metafizik dunya ve bu dunyanın anlatıları şuphesiz hikÂyeci ve romancı icin buyuk ve zengin bir kaynaktır. Gabriel Garcia Marquez ’in boyle bir dunyadan beslendiğini biliyoruz. Borges, coğunlukla bu dunyaların hikÂyelerine odaklanmış gozukuyor. Dolayısıyla masalların, metafizik ruhlu anlatıların hic değilse ruh olarak onların eserlerine taşınması boyle gercekleşmiş oluyor. Buyulu gercekcilik başka nedir ki! Terane Vahid ’in, Karabağ ’ın işgalini konu edinmeyen hikÂyeleri, boyle bir metafizik dunyadan beslenir ve buyulu gercekciliğin bize has numunelerini ortaya koyar. Bu hikÂyelerin bir kısmı masal ile modern anlatı arasında bir yerde durur. Cunku Terane Vahid ’in hafızası ve muhayyilesi, gercekle arasına bir mesafe koymaya calışan cinsten bir hafıza ve muhayyiledir. Cunku gercekler tahammul edilebilecek gibi değildir. Bu noktada ister istemez “kacış” fikri gundeme gelecektir. Yazar, milletine karşı duyduğu bir gorev bilinciyle Karabağ ’da yaşananları butun cıplaklığıyla cağına ve sonraki zamanlara duyurmak ister. Karabağ konulu hikÂyelerinde “kacış” fikrini reddeden bir yazarla karşı karşıyayızdır. Ancak bu kacış, masal atmosferinin hÂkim olduğu hikÂyelerde kendini ele verir. Masal dunyası, yazar icin hakikatin yuku altında ezilen bir muhayyilenin nefes alma, dinlenme alanıdır. Bu hikÂyelerde coğu zaman kendi kendine oyunlar oynayan, sevimli ve masum bir cocuk anlatıcı belirir. Bu, bir kacışın ve aynı zamanda sığınışın gostergesidir.
Terane Vahid, şuphesiz butun Azerbaycanlılar gibi şimdi Karabağ zaferinin sevincini yaşıyor. “Kackın” olmaktan kurtulmanın gururunun onu da sardığını biliyorum. Artık Lacin yollarına duşmek vakti gelmiştir. Biliyorum ki Terane Vahid, Lacin ’i, Şuşa ’yı karış karış dolaşacak, taşını toprağını selamlayacak, havasına suyuna karışmış hatıraları koklayıp bulacak ve onları birer hikÂye olarak, birer armağan olarak okuyucularına sunacaktır.