Avareyim, asudeyim, yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Daha dokunmadan kurudu irem
Collere bir turlu yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Biraz şehir hulyası
Bir kalp yangınından geriye kalan
Siyah gozlerine beni de gotur
Artık bu yerlere sığamıyorum.
Pembe ucurtmalar yolladığından beri
Sarardı tiryaki menekşeleri
Sonbaharın tozlu kafeslerinde
Sevgi turnaları yakalıyorum
Turnalar gidiyor; ben kalıyorum
Avareyim, asudeyim, yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar ustunde
Uyku tutmuyor karanlıkları
Yitik duşlerimi kovalıyorum
Golgeler gidiyor; ben kalıyorum.
Binbir turlu kokuyorsa yaylalar
Siyah gozlerine beni de gotur
Baharın koynundan koparıp sana
İpek bir mendile sardığım yureğimle
Şehzade gulleri gonderiyorum
Umutlar kalıyor; ben gidiyorum.
Butun yelkenlileri, deniz fenerlerini
Kaptanları sorgulayan
Yanından gecen kuheylanların
Korku tufanına yakalandığı
Siyah gozlerine beni de gotur
Guneş ulkesinden gelen yiğitler
Benzeri olmayan bir dunya kursun
Cellat, ayrılığın boynunu vursun.
Usul usul intizarı curuten
Bu hercai diken, bu cılgın arzu
Surukluyor imkansız muştuların
Eşiğine gonul vadilerini
Bir ağactan duşen yapraklar gibi
Duşuyorum tanyerine
Ya topla yaralı kırlangıcları
Ya da bu vefasız şarkıyı bitir
Ozgurluğe giden tutsaklar gibi
Siyah gozlerine beni de gotur.
Şiir: Nurullah Genc