New York Eyalet Universitesi’nden bir ekip dedikoduyu sosyal etkileşimin onemli bir parcası olarak yorumluyor.

Universitede gorevli biyoloji ve antropoloji profesoru David Sloan, “Dedikoduyu ozensizlik ve guvenilmezlik gostergesi olarak karalayıp durduk. Ama araştırmamız bunun cok temel bir uyum sağlama yolu olduğunu gosteriyor” diyor.

Uzmanlara gore bireyin icini dokup rahatlamasını sağlamasının yanı sıra dedikodu aynı zamanda duzenleyici bir sosyal işlev de goruyor. Profesor Sloan “Dedikodu bilgiyi paylaşmanın bir yolu, ustelik başkalarını kontrol etmeye imkan veriyor” diyor. Yanlış davrandığı duşunulen bir kişi hakkında dedikoduya başlanıp o kişinin adının kotuye cıkarılması -Profesor Solan’a gore- yanlış davranışı engellemenin bir yolu olabilir.

Peki, ya haksız ve mesnetsiz dedikodu?
Profesor Sloan “Biri kalkıp kendi cıkarları doğrultusunda dedikodu yaparsa, dedikoduya hedef olan kişiyle birlikte kendi adı da kotuye cıkar. Ama bir grubun cıkarları doğrultusunda ise dedikodu, o zaman diğerleri de bundan karlı cıkar ve kimsenin itibarına zarar gelmez” diye yanıtlıyor bu soruyu.