Nelerden şupheleniriz veya şuphe nedir? Eğer kendimizden emin değilsek, karşımızdakine guvenmiyorsak, yeterli iletişim yoksa, hadiseyi yeterince bilmiyorsak, anlamamışsak icimize şuphe duşer. Neden, nicin, nasıl diye araştırabilirsek, bir dereceye kadar duzgun sebepler bulur, aklıselimimizi de kullanırsak, sıhhatli sonuclara varabiliriz. Ama tam tersine, şuphelerimizi esas alıp, davranış ve yaşantımızı buna gore şekillendirirsek, buyuk yanlışlıklara kapı acmış oluruz.

Hatamız var mı?

Evlilikte neden şupheleniriz? En cok eşimizin bizi aldattığından; başkalarını beğendiğinden; anne babası ile bir olduğundan veya onların sozunu dinlediğinden; bize yalan soylediği veya parasını sakladığından; bazen de bize bağlılığından, gecmişinden şupheye duşeriz. Yeterli seks yapmasa "Acaba başkası mı var"; bizi istemese "Tamam artık beni sevmiyor" deriz. Hic duşunmeyiz acaba niye "Hayır" diyor veya bizi arzulamıyor diye. Acaba ben yanlış bir şeyler mi yaptım veya ona yeterince saygı, sevgi, alaka, gostermedim mi yahut da davranışlarımda onu iten bir husus mu var? Ses tonum itham edici, sozlerim aşağılayıcı; ağzımdan cıkan laflar hakaretamiz veya iğneleyici mi?

Maddi huzursuzluk

Empati evlilikte cok onemlidir. Kendimizi onun yerine koyup hadiseleri, muhtemel sebepleri kafamızda tartarsak, genelde sıhhatli bir sonuca varabiliriz. Para hususu evlilikte bir diğer şuphe konusudur. Kazancını diğerine soylememek; parayı az gostermek; gizli harcama yapmak; masrafları sanki evli değilmiş gibi karşı tarafın odemesini beklemek; gizli hesap acmalar ve tabii kredi kartı fazlalıkları, evlilikte en cok tarafların birbirinden şuphe etmesini yaratan hususlardır. Nereye harcıyor? Bu kadar para nereye gidiyor? Acaba gizli gizli birilerine mi yediriyor? Aklımıza bin bir şuphe getiririz... Burada karşılıklı acık acık konuşulsa, izah edilse, "Para benim", "Senin" demeden, "Bizim" olarak harcansa, butun bu anlamsız şuphelerden kurtulurduk. Hesaplar ortak acılmalı, karşılıklı olarak ne kazanıyorsak, oradan harcanmalı ve biriktirilmelidir. Evlilikte her şey muşterektir. "Ben" "Sen" yokuz, "Biz" varız. Hesap sormak cok kırıcıdır. Bunun icin tarafların her harcamadan haberdar olması gerekir.

Hep sanırız...

Genelde eşler karşı tarafın, kendisinin haberi olmaksızın, ailesi ile goruştuğunden de şuphelenir. Eğer, eşinin ailesi ile arası iyi değilse, kayınvalidenin telefon edip eşini doldurduğundan şuphelenir. Eşinin bu sebeple tavır aldığını ve onların tesiri altına girdiğini sanır. Bu şuphe, şahsı kaba veya soğuk davranmaya, ilişkileri cekilmez yapmaya başlar. Oyle ki, şahıs biraz gec kalsa, Hah annesine uğradı herhalde", azıcık suratı asık olsa "Tamam yine kulağına kar suyu kacırmışlar" demeye başlar. Arkadaşları ile buluşsa "Acaba mı?" diye şuphelenir. Kredi kartı ekstrelerini kontrol eder, kac kişilik yemek yenmiş diye, cep telefonu mesajları, arayan veya aranan telefonları incelemeler, hepsi tipik evlilik şuphesidir.

Değişimler korkutur

Ve ne yazık ki, en yakınımız olması gereken kişiyi, her an her şekilde, zan altında bırakırız. Şuphe aynen bir kurt gibidir. En guzel evlilikleri bile oyar. Enfes bir elma duşunun, icinden kurt tarafından kemirilmiş. Buna musaade etmeyin lutfen. Şuphe kişinin ruh dengesini bozar. İnsanı sahte davranışlara, rollere surukler. Guveni kaybettirir ve en muhimi yıpratır. Bir erkek kendine bakmaya, genc giyinmeye, son moda şarkılar dinlemeye başlarsa, eşi hemen işkillenir. Hafta sonlarında iş gezileri, gece gec gelmeler, karşı tarafı alarma gecirir. Hemen şuphe mekanizması devreye girer. Eşinin, o bir şey anlatırken, etrafla meşgul olması veya televizyonu izlemeye devam etmesi, iltifat etmemesi, bir seyahatte ayrı aktivitelere takılması, gelen gidenle fazlaca alakadar olması, hele hele karşı cinsle goz teması ve daha bir suru durum eşleri şupheci yapar. Buradaki duygusal eksiklik, sukutu hayal, burukluk, gurur incinmesi haklı olarak, şahısları hassas yapar, dolayısı ile şuphe kuruntuları başlar. Akla gelen gelmeyen her şeyde bir kanıt aranır. Coğu zaman da gereksiz soğukluklar, maddi manevi kısıtlamalar ozel hayatı didiklemeler başlar. Ve tabii bir yanlışlıklar komedyasıdır gider.

Yıkmak cok kolay

Ortada bir haksızlık varsa, şahıs ne olduğunu anlamadan kendini bu furyanın ortasında bulur. O da karşılık verip işleri sarpa sardırır. Sonunda "Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan" misali bir şuphe uğruna gereksiz anlaşmazlıklar icine duşerler. Hep soylediğim gibi, sevgiden şuphe, alakadan şuphe, aldatıldığından, istendiğinden şuphe evliliğin uzerindeki bulut gibidir. Yağmur mu, kar mı, dolu mu yağdırır belli olmaz. Biz en iyisi kendimize, eşimize guvenelim, gecmiş guzel gunleri duşunup, geleceğimizi bir şuphe uğruna feda etmeyelim. Bir evliliği inşa etmek zordur. Onu korumak daha zordur. Ama yıkmak cok kolaydır. Tabii sonra pişman olmamak icin, cok pek cok duşunmek ve adımlarımızı ona gore atmak gerektir. Guneşli, gunler, bulutsuz guzel evlilikler dileği ile