

Eskiden 20’li yaşların ortasında, iş ve aile kurma konularının halledilmesi beklenirdi. 30’lu yaşlara doğru ‘yetişkinliği’ coktan yarılamış kabul edilirlerdi. Ancak sanayileşme ile birlikte, bir meslek edinmek ve aileden ekonomik olarak bağımsızlaşmak icin daha uzun sure harcanması, ‘genclik’ surecinin uzamasına yol actı. Hala ‘genc’ olsalar da ergen olmayan, klasik ‘yetişkin’ sınıfına da girmeyenlerin oluşturduğu bir geciş donemi olan ‘Genc Yetişkinlik’; 20’li yaşların ortalarından, 30’lu yaşların sonuna kadar surebiliyor. Medical Park Fatih Hastanesi’nden Klinik Psikolog Sinem Demir, genc yetişkinlerin yaşayabilecekleri ‘psikolojik takılmalar’ı anlattı.
Kendine gel donemi!
Genc yetişkinlik doneminde, ergenliğin debdebeli zamanlarının yerini, 'titreme ve kendine gelme' almaya başlar. Ergenlikten farklı olarak, ‘zamanın sınırsızlığı’ hissi kaybolur. Cok yavaş bir şekilde de aksa, kum saati tersine cevrilmiştir... Aslında bu donemde, ergenlikte başlayan kimlik oluşumu, (maddi-duygusal) sorumlulukların somutlaşması ile birlikte, yeni ve kalıcı bir boyuta girer. İş hayatında, ozel ve sosyal ilişkilerde yapılan tum davranışlardan ‘sorumlu’ olunur; ‘genctir, maruz gorelim’ diyen olmaz. İlk calışma yıllarındaki (cabuk parlama, herkesle aşırı samimiyet kurma gibi) duygusal/davranışsal tecrubesizlikler azalır. Bazı arkadaşlarla kopuşlar yaşanır, kalanların yerleri sağlamlaşır, yenileri daha zor eklenir olur… Ergenlikteki sonsuz guven ve kabulun yerini, daha temkinli ve secici bir tutum alır. (Bunun abartılı ve sağlıksız hali ‘artık kimseye guvenmiyorum’dur).
Dikiş tutturma zamanı!
Genc yetişkinlikte ekonomik olarak sorumluluk alma gerekliliği oluşur. Bir ergenin, meslek edinme konusunda karmaşa ve zorluk yaşaması pek yadırganmayabilir. Genc yetişkinlikte ise, ‘Bir dikiş tuttursan artık’ beklentisi, bakışlardan bile hissedilebilir hale gelir. Uzun sure işsiz kalmanın şans, ekonomik kriz donemleri gibi sebepleri olabilir… Ancak başladığı hicbir işi surdurememek, calışılan yerlerde surekli benzer iletişim sorunları yaşamak ve bunların ustesinden gelememek, yeni bir iş bulma (veya işinde ilerleme) icin gerekli sorumlulukları yerine getirememek gibi durumlar, bir ‘psikolojik takılma’ ile ilgili olabilir. Bu psikolojik takılmayı anlamak icin, cocuklukta aile tarafından kişiye verilen ‘mesajlar’, inisiyatif duygusunun oluşması, anne-babayı model alma konularının ele alınması gerekir.
Artık sıra sende!
Ergenlik doneminde duygusal ilişkilerin uzun surmemesi veya olmaması dikkat cekmeyebilir. Ancak bu farklılık, genc yetişkinliğin ilerleyen yıllarında dikkat cekici bir hal alır. Soz ve bakışlar bu kez ‘Eee, artık sıra sende’ mesajını veriyordur… Yakın ilişkilerde takılmalar; duygusal bir ilişki istememe, surekli birbirine benzeyen ‘yanlış’ (duygusal olarak doyum vermeyen, zarar veren, devamlılığı olmayacağı bilindiği halde bitirilemeyen) ilişkiler yaşama, bir ilişki bulmak ve başlatmak icin gerekli adımları atamama, uzun sureli bir ilişkiyi/evliliği ileride ve belirsiz bir zamana erteleme gibi farklı şekillerde olabilir.
Herkesin hayatı yolunda benimki değil!
Genc yetişkinliğin dramatik yonu, kişinin kendisine yonelik yaptığı bir değerlendirmeden, derin hayal kırıklığı ve umutsuzluk cıkarmasıdır. Bu durum kısaca ‘Neden ben hÂlÂ…’ olarak ozetlenebilir. Akranlarıyla kendini kıyasladığında; başlangıc yapmak icin gec kaldığı, geride ve yalnız kaldığı duygusunun ustesinden gelemeyeceğini duşunurse, kendine yonelik yıkıcı duşunceleri gelişebilir. Cevreden gelen olumlu destek bile, daha fazla mahcubiyet hissetmesine yol acar (‘hÂl desteklenmem gerekiyor’ gibi).
Kısır dongu olmasın!
Herkesin duygusal gelişiminin aynı şekilde ve hızda ilerlemediğini, aynı şekilde tek tip 'genc yetişkin' olmanın zorunlu olmadığını fark etmek, yapıcı bir sureci yeniden başlatabilir. Genc yetişkinlik doneminin kimileri icin daha sancılı gecmesi, mutlaka ‘hastalıklı’ bir donem yaşandığı anlamına gelmez. Ancak sozu edilen tıkanmalar; iş hayatında, sosyal ve duygusal ilişkilerde ‘kısır dongulere’ sebep olabilir ve bu da, yaşam kalitesini duşurur. Bu donguleri anlamak ve kırmak icin psikoterapiden destek alınabilir.