Britanya'da 1975'ten bu yana işverenin işci adaylarına aile ya da hamilelikle ilgili planlarını sormak yasak. Şimdi bir erkek ayrımcılığa karşı getirilen bu yasayı tartışmaya actı. Ve inanılmaz bir şekilde herkes geri adım atmayı tartışmaya başladı.



Kira COCHRANE
Turkiye'de dort kadından sadece biri calışıyor ve araştırmalara gore istihdam dışında kalan kadın sayısı artıyor. Bu konu son olarak hukumet "istihdam paketini" tartışmaya actığında gundeme geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kadına yonelik pozitif ayrımcılık talep eden hak savunucularına "Esas ayrımcılık sizin onerdiğiniz. Biz fırsat eşitliğini savunuyoruz" demişti. The Guardian'dan Kira Cochrane, Britanya'da ayrımcılık karşıtı yasaların son donemde nasıl yeniden tartışma konusu edildiğini anlatıyor. Kısaltarak aktarıyoruz.

Gozunuzun onune getirin. 40'larınızın başında bir kadınsınız ve cok sevdiğiniz bir şirkette 12 yıldır calışıyorsunuz. Her zaman sadık, heyecanlı bir şekilde calıştınız ve bunun karşılığında onemli bir yonetici haline geldiniz.

10 hafta once ikiz bebeklere hamile olduğunuz oğrendiniz fakat birini duşurduğunuz icin hamileliğinizin geleceği konusunda endişelisiniz. Bu yuzden iştekilere hamile olduğunuz soylemek icin beklemeye karar verdiniz ama acilen hastaneye gitmeniz gerekirse diye İnsan Kaynakları yoneticisine bilgi verdiniz. İki gun sonra, yoneticiniz sizi cağırdı ve derhal istifa etmenizi istedi.

Butun bu hikaye, gecen yıl Ruth Halloway'ın başından gecti. Yoneticisi ona, istifa etmediği halde "hayatını zorlaştıracaklarını" soyledi. "Benim işe yaramadığımı kanıtlayabilene dek ekibimin onemli isimlerini alacaklar, sorumluluklarımı azaltacaklardı."

Halloway'ın hikayesi tekil bir ornek olsa da bu konuda yalnız değil. 2005'te Eşit Fırsatlar Komisyonu Britanya'da her yıl 30 bin kadının hamilelik nedeniyle işinden edildiğini tahmin ediyordu. Kadınlar mucadele etmekte zorlandıkları bir donemde olduklarından bu sorun genellikle gizli kaldı; vakaların sadece yuzde 3'u mahkemeye gitti.

Dahası, sorun sadece işsiz kalmak da değil. Ayrımcılık, doğum yaşındaki kadınların işe girmesinin de engellenmesine yol acıyor.

11 yaşın altında cocuğu olan bir kadın, bir erkeğe gore yuzde 45 daha az iş bulma şansına sahip. Bekar anneler icin bu oran yuzde 49.

122 iş bulma ajansı uzerinde yapılan calışmaya dayanan Eşitlik Araştırması, ajansların yuzde 70'ine muşterileri tarafından hamile ve doğum yaşındaki kadınları işe almamak konusunda talimat verildiğini gosteriyor.

Bu konu gectiğimiz gunlerde ulkenin onde gelen iş insanlarından Alan Sugar, ayrımcılık karşıtı duzenlemelerin temeli oluşturan bir yasayı, işverenin goruşmelerde adaylara cocuk sahibi olup olmayacaklarını sormasının yasak olmasını tartışmaya acınca gundeme geldi.

Sugar, yasağın kalkmasının kadınların lehine olacağını iddia ediyor. Ona gore, bu soruyu soramayan işverenler cozumu kadınları işe almamakta buluyor.

Ayrımcılığa karşı calışan Fawcett Topluluğu'ndan Katherine Rake, gecmişte kaldığı varsayılan bu bakışın guclu bir şekilde hortlamasından dolayı şaşkın:

"Bir işverenin bu soruyu sormasının tek mantıklı acıklaması, aile kurmayı planlayan kadınları işe almamak olabilir. Erkeklere aynı soru sorulmayacağına gore, ortada inanılmaz bir eşitsizlik var."

Rake, tek bir değişiklikle butun bir ayrımcılık karşıtı hukukun cokeceğini soyluyor. Bir diğer dikkat cektiği nokta da hicbir hukumet yetkilisinin Sugar'a tepki gostermemiş olması.

Onun hukumetin danışmaları arasında yer aldığı duşunulunce konu daha da vahim hale geliyor. Calışma hayatında sorumlu bakan John Hutton'a goruşunu sorduğumda, -Sugar'ın adını anmadan- "İş yerinde ırk, cinsiyet ayrımcılığı kabul edilemez" dedi.

Ote yandan istatistikler acıkca korkunc:

Kadınların yuzde 45'i işyerinde hamilelik nedeniyle ayrımcılığa uğruyor,
insan kaynakları yoneticilerinin yuzde 80'i 20'lerinde ve yeni evlenmiş bir kadını işe almadan once "ikiz kez duşuneceklerini" soyluyor,
20'li yaşlarda kadınlar, aynı işi yaptıkları erkeklerden yuzde 3,3 az ucret alırken 40'lı yaşlarda bu oran yuzde 22,8'e cıkıyor.
Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan Andrea Murray sorunun yapısal, kulturel ve asırlar boyunca oluşturulan sosyal ilişki bicimlerinden kaynaklandığını soyluyor.

Bu boyutta bir sorunla mucadele icin kadınların ciddi bicimde orgutlenmesi gerekli fakat coğu zaman olaylar tekil, birbiriyle ilişkisi olmayan vakalar gibi algılanıyor.

Murray, "Kadınlar, yaşadıklarını cerceveye oturtacak kadat politik bilince sahipler. Cunku coğu insan, hayat boyle, diye duşunuyor. Aynı cinsel tacizde olduğu gibi. Bircok insan katlanmanız ve cenenizi kapamanız gerektiğini duşunuyor" diyor.

Rake, politikacıların bu sorunu kabullenmesi gerektiğini soyluyor.

"Ortaya cıkıp yasayı hatırlatmalılar ve 'modern işyeri boyle olmalı cunku tum nufusun yeteneklerini kullanabilmeleri herkesin yararına' diyebilmeliler."(KC/EU)
BİA Haber Merkezi