100 tonu aşan insan yapımı ucan bir cismin bozulup, icindeki yolcularla birlikte zemine doğru oldukca hızlı bir şekilde ilerliyor olması oldukca korkutucu bir senaryo. Hatta bu tur duşunceler coğu kişinin ucağa binmekten korkma sebebi desek hatalı sayılmayız. Bu korkular sebebiyle uzun suredir “ucak tam duşmek uzereyken atlarsan kurtulursun” gibi duşunceler ortalıkta dolaşıyor.
Peki bu gercekten mumkun mu? Saatte yuzlerce kilometre yol kateden bu ucaklar tam yere carpacakken atlarsak kurtulma şansımız olur mu? Soz konusu durumun matematiğini kontrolden cıkmış asansorlere ve araclara da uygulayabiliriz. Şimdi gelin işin icine fiziği de katarak soru işaretlerini ortadan kaldıralım.
[h=2]Bir cisim aniden durduğunda momentum kaybeder fakat bu kaybedilen momentum temas hÂlinde olduğu diğer cisimlere aktarılır: Kaotik bir ornek olarak Dunya ’yı ornek gosterelim[/h] Dunya ’nın donuş hızının Ekvator bolgesinde saatte yaklaşık 1600 kilometre olduğu biliniyor. Kutuplara doğru gittiğinizde ise bu hız azalıyor. Vucudumuzda bu hızı fark etmemize imkÂn tanıyacak bir organ bulunmuyor fakat gezegenimiz surekli olarak bu hızla kendi etrafında donuyor. Yani siz bu yazıyı okurken saatte 1.600 kilometre hızla kendi etrafında donen bir cismin uzerindesiniz.
Eğer gezegenimiz sadece bir saniyeliğine bile duracak olsaydı, bu ani durma eylemi momentumu gezegenden alıp temas ettiği şeylere yoneltirdi, yani bizlere. Uzerinize aniden yuklenen bu hızın ortalığı kaosa cevireceğine de şuphe yok. Etrafta ucan yapılar, araclar ve insanlar goruyor olurduk. Peki bunun ucak kazasıyla ilgisi ne?
[h=2]İniş yapan bir ucak saatte 200 kilometrenin uzerinde seyredebiliyor, ucağın icinde olduğunuz surece siz de aynı momentumda olacaksınız:[/h] Dunyamızla birlikte biz de aynı hızda yol alıyoruz. Tıpkı arabaya bindiğimizde bedenimizin arabayla aynı hızda ilerliyor olması gibi. Bu durumda arabanın sizi taşıyor olması aynı hızla gittiğiniz gerceğini değiştirmez.
Arabalardan cok daha hızlı ilerleyen ucaklarda da durum boyledir. Eğer bir ucak havada saatte 800 kilometre hızla ilerliyorsa bu, ucağın icinde bulunan sizin de aynı hızda ilerlediğiniz anlamına gelir.
[h=2]Şimdi ucağımız kaza yapıyor[/h]
Şimdi ucağımız duşuyor olsun. Cok fazla değişken olduğundan ucakların duşuş hızı icin kesin bir şey soylemek imkÂnsızdır. Bunun yanında ucakların motorları calışmasa da yapıları sayesinde kayda değer bir sure suzulebildikleri biliniyor. Elbette bu durum pilotun kabiliyetine kalıyor. Biz şu durumda yetenekli bir pilotun olmadığını ve ucağın başıboş durumda duştuğunu varsayıyoruz.
Ucaklar saatte ortalama 800-900 kilometre hızla ilerliyor. Duşuş sırasında bu kayda değer oranda azalacaktır fakat yine de kara araclarının cok otesinde olacağı ortada. Eğer ucağımız tam yere carpacakken atlamayı secerseniz, duşene kadar biriktirdiği hız, carpışma yuzunden aniden sıfıra iner.
Fakat emniyet kemeriyle koltuğunda beklemeyen ve atlamak icin hazırlanan sizlerin hızı, ucağın duştuğu hızla aynı kalır. Hesaplamayı yanlış yapıp atlamayı unutursanız, ucağın hızı sıfıra indiğinde, daha onceki yuksek hız sizde kalır ve olumcul bir şekilde savrulursunuz.
[h=2]Yani hesaplamayı doğru yapıp doğru zamanda atlarsam hayatta kalabilir miyim?[/h] Verdiğimiz durumda hayır, hayatta kalmanız pek olası değil. Bunu da basitce şoyle anlatalım: Ucağımız cok yuksek hızda duşuyor olsun. Soz konusu yuksek hız hÂl sizin uzerinizde olacak. Zıplamaya calıştığınızda ise bu devasa hıza karşı koymuş olacaksınız. Fakat bu karşı koymayı orman yangınını sondurmek icin bir adet pet şişeyle gelmek gibi duşunebilirsiniz.
Cunku ucak -ornek olarak- 500 km/s hızla zemine doğru gidiyorsa siz de 500 km/s hızla zemine doğru gidiyorsunuz demektir. Bu durumda zıplamanız o kadar duşuk bir etki yaratacak ki duşme hızınız muhtemelen 490 km/s seviyesine yaklaşmayacak bile. Bu da hÂl olumcul seviyelerdesiniz demek.
Yani inanılanın aksine ucak duşerken tam zemine carpacağı sırada atlamak, olduğunuz yerde zıplamışsınız gibi basit bir etki yaratmayacak.
[h=2]Atlamak işe yaramayacaksa ne yapmalı?[/h]
Bu durumda yapabileceğiniz en guvenli şey, diğer yolcuların guvenliğini de tehlikeye atmamak adına emniyet kemerlerinizi bağlayıp koltuğunuzda guvenli bir pozisyonda oturmak olur. Zira ucak govdeleri ve koltuklar, kaza anında size ulaşacak olan darbeyi minimize edebilir.
Elbette bazı durumlarda maalesef kacınılmaz son ucaktakileri bekliyor olacaktır. Fakat basit fizik bilgisiyle, duşen bir ucaktan kurtulma yolunun coğunlukla emniyet kemerinizi bağlayıp koltuğunuzda oturmak olacağını soyleyebiliriz. Buna ek olarak herkesin atlamayı denediğini duşunun. Boyle olduğunda normalden cok daha buyuk bir kaos olacağı ortada.
Aynı mantık asansor ve arac kazalarında da gecerli sayılabilir. Fakat soylediğimiz gibi, boyle durumlarda goze alınması gereken cok fazla değişken bulunuyor. Biz en basit şartlar altında anlattık. Daha duşuk hızların soz konusu olabileceği asansorlerde veya araclarda hayatta kalma şansınız değişebilir.
Son olarak asansor konusunda o kadar da endişelenmeye gerek olmadığını soyleyebiliriz. Zira guncel asansorler, fren sistemleri ve darbe emicilerle donatılmış durumda.
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4