Yerli uretim baltalanınca siyasete girdi Vakanuvis Bugun, Prof. Dr. Necmettin Erbakan ’ın vefat yıldonumu. Erbakan Hocamızı 27 Şubat 2011 ’de 84 yaşında kaybettik. Turk siyasi hayatındaki Erbakan ’a dair soylenecek, anlatılacak cok şey var. Ancak onun siyaset oncesi donemine ve o donemde karşılaştıkları yuzunden politikaya atılışına dair detaylar da oldukca ilginc ve ibretlik. Necmettin Erbakan, İstanbul Teknik Universitesi Makine Fakultesi ’ndeki başarılı oğrenciliğinin ardından aynı universitede asistan olarak goreve başlamıştı. Erbakan, universite tarafından 1951 yılında Almanya ’daki Aachen Teknik Universitesi ’ne gonderilmiş, doktorasını burada tamamlamıştı. Doktorasının ardından Deutz Motor Fabrikası ’na davet edilen Erbakan, burada Leopard 1 tankının motor tasarımında başmuhendis olarak gorev yapmışı. Erbakan, tank motorunun “yanma odası”nı bizzat kendisi cizmişti. Necmettin Erbakan, Leopard tankları icin calıştığı donemde yaşadığı bir olayın, uzun yıllara sari olacak siyasete atılışını nasıl tetiklediğini yıllar sonra bir ozel sohbette anlatmıştı. Anayasa Mahkemesi ’nin 16 Ocak 1998 tarihinde Refah Partisi ’nin kapatılmasına karar vermesinin ardından Erbakan, teşkilatlara veda ziyaretlerine başlamıştı. Bu ziyaretler kapsamında Trabzon ’a da giden Necmettin Erbakan, buradaki programının ardından gezisini takip eden gazetecilerin arasından bir kucuk grubu cay sohbetine davet etmişti. Erbakan burada, “Size bu akşam siyasete neden ve nasıl atıldığımı anlatayım” diyerek sozu Almanya ’daki gunlerini getirmişti. Erbakan, şunları soylemişti: “Orada durumun cok iyiydi. Cok guzel maddî imkÂnlar sağlamışlardı. Bir gun fabrikanın depolarının birinin yanından gecerken, cok sayıda kucuk kasanın yuklenmek uzere bekletildiğini gordum. ‘Bunlar nedir? ’diye sorunca, ‘Onlar su motorları. Turkiye ’ye ihrac ediyoruz ’ cevabını verdiler. Depodakileri gordukten sonra bende ‘Bu motorları Turkiye ’de biz de imal edebiliriz ’ fikri oluştu. Hemen on hazırlıklara başladım ve fabrika yonetimine de Turkiye ’ye donmek istediğimi bildirdim. Gitmemem icin maaşımı arttırma, sair yeni imkÂnlar sağlama teklifleri getirdiler ama kabul etmedim.”
Turkiye ’nin yerli motor uretebilmesi icin calışmalarına başlayan Necmettin Erbakan, 1956 yılında Gumuş Motor ’u kurarak bu hayalini gercekleştirmişti. Adını, İskenderpaşa Cemaati ’nin onderi merhum Mehmet Zahit Kotku ’nun belirlediği Gumuş Motor ’da tarım sulama sistemlerinde kullanılacak, 15 beygire kadar guc uretebilen motorlar uretilecekti. Her bir hissedarın yuzde 5 ’den fazla hisse sahibi olamayacağı proje kapsamında, 300 ’e yakın ortak bir araya getirilmiş, Demokrat Parti Hukumeti de fabrikaya 1 milyon 300 bin dolarlık destek sağlamıştı. 26 Ocak 1956 ’da Gumuş Motor Fabrikası resmen kurulmuş, 1 Temmuz 1956 ’da da Bayrampaşa ’daki yerinde temeli atılmıştı. Fabrikanın genel mudurluğune Necmettin Erbakan getirilmişti. İğneden ipliğe hemen her şeyin ithal edildiği o yıllarda yerli bir fabrikanın motor uretmesi ulkede buyuk bir heyecana yol acmıştı. Gumuş Motor imalata gecer gecmez siparişler başlamıştı. Bir sure sonra Musluman Ortadoğu ulkeleri motorlara ilgi gostermiş, ardından Afrika ulkeleri de alıcılar arasına katılmıştı. Yani işler yolunda gidiyordu. Ta ki, Gumuş Motor ’un karşısındaki, tamamı da ithalatcı firmalar yerli uretimden rahatsız oluncaya kadar. Başlangıcta yerli uretimi fazla onemsemeyen bu cevreler, vatandaşların Gumuş Motor ’a beklenenin cok uzerinde teveccuh gosterdiğini fark edince rahatsız olmuş ve hemen karşı atağa gecmişlerdi Gumuş Motor ’un, ithal motorların fiyatının ucte bir oranda daha ucuz olması nedeniyle yabancı firmalar fiyat indirimine gitmişlerdi. Necmettin Erbakan, Trabzon ’daki sohbette, ithalatcı firmaların normal ticari faaliyet anlayışıyla izah edilemeyecek asimetrik fiyat indirimleri surecinde yaşananları da şoyle anlatmıştı: “Baktım, surekli bir indirim halindeler. Onlar indiriyor fiyatı, biz indiriyoruz. Boyle boyle artık surdurulemez bir noktaya gelince Suleyman Arif Emre Beyi bunlara gonderdim, bir toplantı tertip etmesini istedim. Neyse buluştuk. Karşımda yirmiye yakın ithalatcı. Bazısı yabancı firmaların merkezlerinden, Turkiye ’ye surekli gelip gidiyorlar. Diğerleri de ecnebi şirketlerin Turkiye ’deki mumessilleri. Dedim ki, ‘Sizin bu amansız fiyat rekabetinizle baş edemiyoruz. Boyle giderse fabrikayı kapatmak zorunda kalacağız. Onca insan işsiz kalacak. Madem sizin fiyatlarla rekabet edemiyoruz, size verelim, siz satın piyasaya. Yeter ki fabrika kapanmasın." İclerindeki herhalde en curetkÂrı soz aldı ve hic unutmadığım şu sozleri soyledi: "‘Olmaz. Siz bugun su motoru yaparsınız, yarın bu otomobil olur, obur gun ucak olur. Biz bunların hepsini uretiyoruz. Bizden almaya devam edin. ’ Karşımdakilere baktım. Yerli bir tek ticaret erbabı yoktu. Ya bizzat yabancı bir ulkeden gelmiş, buraya yerleşmiş faaliyet gosteriyor ya da bir ayağı burada bir ayağı Avrupa ’da, Amerika ’da iş yapıyordu. İşte, ben siyasete girmeye bu sozlerden sonra karar verdim. Biliyorsunuz, bu istikamette once TOBB ’da bir şeyler yapmaya calıştık ama orada da karşımıza engeller cıkarttılar. TOBB ’dan sonra da esaslı, koklu mucadelenin ancak siyaseti bilfiil yapmaktan gectiği kararını vererek arkadaşlarımla siyasete atıldık.” Erbakan ’ın fikirlerinden hoşlanmayan yurt icinden başka cevreler de Gumuş Motor ’la uğraşmaya başlamıştı. Bir sure sonra Turkiye Şeker Şirketi, fabrikadaki hisselerin yuzde 51 ’ini ele gecirdi. Yeni sermayedarın ilk işi Necmettin Erbakan ’ın gorevden almak olmuştu. Gumuş Motor artık Pancar Ekici Kooperatifleri ’nin soz sahibi olduğu bir firma haline gelmişti. Gumuş Motor, yeni adıyla Pancar Motor olarak 1965 yılında Alman Hatz firması ile lisans antlaşması yaptı ve montaj uretime gecti. Ancak surec icerisinde fabrika bir gerilemeye girecek, sık sık icine girdiği darboğazlardan kurtulmak icin mulklerini satacak, hatta kendi arazisinde kiracı durumuna duşecek ve nihayet 2012 yılında kapanacaktı.