Koronavirus ile genellikle kış mevsiminde rağbet goren, ozellikle okul oncesi ve ilkokul yaş grubundaki cocuklarda doktor kontrolu dışında sıkca kullanılan propolis, D vitamini, balık yağı ve ceşitli vitamin komplekslerinin kontrolsuz kullanımı daha da arttı. Uzmanlar, normal bir bağışıklık sistemine sahip, beslenme bozukluğu gibi cok ozel durumlar yaşamayan cocuklarda bu urunlerin doktor bilgisi dışında kullanımının yarattığı risklere dikkat cekti. Sağlık Bilimleri Universitesi Sancaktepe Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Cocuk İmmunoloji Uzmanı Dr. Emre Akkelle ve Cocuk Endokrinoloji Uzmanı Dr. Mehmet Eltan, ailelerin cocuklarını korumaya calışırken, farkında olmadan uzun vadede daha buyuk sağlık sorunlarına neden olabileceğini soyledi. Dr. Mehmet Eltan, koronavirusten korunmak veya olası etkilerini azaltmak amacıyla, bitkisel destekler ve vitaminlerin kullanımında cok buyuk artış yaşandığını kendi kliniklerinde de gozlemlediklerini soyleyerek şu ifadeleri kullandı: "Bunlardan başında propolis geliyor. Oysa propolisin, icerdiği ostrojen nedeniyle, ozellikle kız cocuklarında erken ergenliğe neden olabileceği, hayvan calışmalarında daha once gosterilmiş. Biz de gunluk pratiğimizde, kliniğimizde uzun donem propolis kullanımı ile gelen ve erken ergenlik bulguları olan hastalarla sık karşılaşmaya başladık.
Yine keza ozellikle kucuk cocuklarda kemik iğnesi, diş iğnesi adı altında, buyuk cocuklarda ise bağışıklık sistemini desteklemek, Kovid-19 etkilerini azaltmak adına yuksek dozlarda D vitamini kullanımı oldukca artmış durumda. D vitamininin yuksek dozlarda uzun sure kullanımı ile kan kalsiyum duzeyi artıyor ve buna bağlı bobrek taşları ile hastalar kliniğimize geliyor.” Ailelerin, propolis'in ostorjen etkisi hakkında bilgi sahibi olmadığı icin genelde muayene sırasındaki hasta oykusu sorgulamalarında bu durumun farkına vardıklarını anlatan Dr. Eltan, şu uyarılarda bulundu: “Biz klinikte erken ergenlik şikayeti ile gelen hastalarda, beslenme ve vitamin desteklerini sorguladığımızda, propolis kullanımı ile sıkca karşılaşıyoruz. Erken ergenlik kız cocuklarında 8 yaşından once meme tomurcuklanmasının başlaması, erkek cocuklarında ise 9 yaşından once testis buyumesi ile bulgu veriyor. E rken ergenlikle beraber boy uzamasının artması ve kemik gelişiminin hızlı seyretmesine bağlı olarak final boyunda meydana gelecek kayıp, bizim icin en onemli ozellik. İkincisi de bu cocukların erken adet gormesi, psiko-sosyal travma yaratıyor. Erken ergenlikle başvuran hastalarda uzun donem tedavilere ihtiyac duyuluyor ve bu tedaviler de kas ici enjeksiyon şeklinde oluyor. 11-12 yaşına kadar cocuklarda bu tedaviye devam etmemiz gerekiyor. Bu da cocuklar icin travmatik bir sureci beraberinde getiriyor. Bu nedenle cocukların bağışıklık sistemini yuksek tutmak adına propolis ve D vitamini gibi urunlerin uzun sure ve yuksek doz kullanımı, hem aileler, hem de cocuk acısından ekstra problemler oluşturuyor."
Klinik tecrubelerinde vitamin destek urunlerinin daha cok 4 yaş civarındaki kreş donemi cocukları ile ilkokul 1-2'ye kadar, yani 8-9 yaş grubu cocuklarda tercih edildiğini gorduklerini kaydeden Cocuk İmmunoloji Uzmanı Dr. Emre Akkelle ise, şu sozleri kaydetti: "Cocukluk cağında Kovid ne kadar hafif geciyor, nadiren ağır seyrediyor bunu bilsek de aileler bu konuda kendilerini eksik hissediyor ve cocuğu takviye etmek istiyor. Bir de zaten modern cağda cocukların erken yaşta okula başlamaları, sık enfeksiyona maruz kalmaları, daha izole ortamlarda kalmaları da zaten kış aylarında aileleri alternatif tedaviye yonlendiriyor. Ozellikle cocuk alerji immunoloji polikliniklerine cok sayıda multi vitamin kompleksleri, bağışıklık arttırmak adına C vitamin kompleksleri, balık yağı kullanımı nedeniyle gelen hastaların oldukca fazla sayıda olduğunu pratikte goruyoruz. Kovid'in komplikasyonlarının, vucudun Kovid'e karşı verdiği aşırı bir bağışıklık yanıtından olduğunu duşunduğumuzde, bağışıklık arttırıcı bir ilacın kontrolsuz kullanımı, aksine immun sistemi kamcılayarak Kovid komplikasyonlarının daha ağır gecmesine neden olabilir. Bu yuzden doktor onerisi olmadan bu tarz ilaclara meyledilmemesi cok onemli. Zaten vucuda gereksiz bu tarz takviye gıdalar girdiği zaman, vucudumuzu farklı bir uyarıcı karşılaştırmış oluyoruz. Dolayısıyla bu tarz takviye edici gıdalarla bile vucutta kurdeşen gorduğumuz, icindeki koruyucu maddelere de bağlı olarak dokuntuleri olan hastalarımız oluyor. Bu sefer tablo, bizim icin cok daha karmaşık bir hale geliyor. E vitamininin yuksek doz kullanıldığı bir takım hastalarda, erişkin yaşta kanser ve olum riskini artırdığını gosteren calışmalar var. Ya da orneğin selenyum, C vitamini, A vitamini, normal beslenen bir cocukta zaten gıdalarla alınabilecek bu vitaminlerin vucuda fazladan girmesi, bilmediğimiz ilerde bazı başka sıkıntıları da, orneğin otoimmun hastalıkları da tetikleyebilir icindeki boyar maddelerden dolayı. Ebeveynler ne yapalım diye sorduğunda, onlara ekstradan vitamin almalarını değil, cocuğun zamanında ve mevsimine uygun beslenmesi gerektiğini, proteinden zengin beslenmelerini oneriyoruz. Cocukların erken yatma konusunda teşvik edilmeleri cok onemli. Ayrıca pasif sigara maruziyeti hala maalesef cok yaygın. Yanlarında olmasa dahi, başka odada sigara icen aileler var. Bu da mukosiliyer dediğimiz sinuslerimizde, kulaklarımızda, boğazımızdaki aktiviteyi bozup enfeksiyon oluşturabiliyor. Ailelerimizi bu konuda cok uyarıyoruz ne yazık ki. Son olarak da cocukların da fiziksel ve duygusal stresleri var. Dışarıda daha cok vakit gecirmeleri, acık havada daha cok bulunmaları lazım."