İzmir ’de, gecen yılın temmuz ayında 30 gunluk bir bebeğe Hepatit-B yerine koronavirus aşısı yapıldı. Ege Universitesi Cocuk Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugol, katıldığı bir televizyon programında bebeklere yanlışlıkla koronavirus aşısı yapıldığını, bu hatanın sadece bir kere olduğunu ve bebeğin ailesinin haberdar edildiğini soyledi. Olayın ardından, ailenin Avukatı Dilek Guzel yaptığı acıklamada 1 Temmuz 2021 tarihinde, 1 aylık bebeğe Hepatit-B aşısı yerine yanlışlıkla BioNTech aşısı yapıldığı iddiasına ilişkin, bebeğin ailesinin aşıyı yapan hemşire ve sağlık ekibi hakkında suc duyurusunda bulunduğunu acıkladı.
Savcılığa yapılan suc duyurusunun ardından yurutulen soruşturmada, Bornova Kaymamakamlığı tarafından 'soruşturma izni verilmemesine' karar verildiği ortaya cıktı. Aile, avukatları aracılığıyla İzmir Bolge İdare Mahkemesi'ne başvurarak karara itiraz etti. Olaya yonelik acıklama yapan ailenin avukatı Dilek Guzel, şu ifadeleri soyledi: “Soz konusu kararda bebeğe karekod okutulmadan aşının uygulandığı, karekod okutulsaydı sistem tarafından aşının uygunluğu verilmeyeceğinden yanlış aşı uygulamasının onlenmesinin mumkun olacağı, olayda aşıyı uygulayan hemşire ve diğer ekibin tutumunda herhangi bir art niyet, kasıt olmadığı belirtiliyor. Kararda, olayın saklanmadığı, gerekli onlemlerin alınması icin yoğun caba sarf edildiği, hatalı aşı uygulamasının bebekte herhangi bir yan etki geliştirmediği, taksirle yaralamaya sebep olunmasının soz konusu olmadığı da yer alıyor. Ayrıca hatalı aşı uygulaması yapan hemşire hakkında disiplin işlemi ve aşı gorevlerinde calıştırılmaması yonunde idari tedbir uygulandığı, hemşirenin bağlı olduğu doktorun yıllık izinde olduğu, olay gunu aşıdan sorumlu hekimin olaydan haberdar olmadığı belirtilerek 'soruşturma izni verilmemesine' karar verildi. Tarafımızca kabul edilemez nitelikteki bu karara İzmir Bolge İdare Mahkemesi'nde itiraz ettik.” Yaşanan surecte ailenin cok zor gunler gecirdiğinin belirten avukat Dilek Guzel, şoyle devam etti: "Muvekkillerimin en buyuk mutluluğu şu ana kadar bebeklerinde kalıcı bir soruna rastlanmamış oluşudur. Ancak bu durum bebeklerinin ve kendilerinin zarar gormediği anlamına da gelmiyor. Muvekkillerim 30 gunluk bebekleriyle birlikte, 1 hafta boyunca hastanede kalmış, bebeklerinin yaşamsal riski nedeniyle hayatları kabusa donmuş, lohusa olan annenin stres nedeniyle sutu azalmış, bebek ateşlenmiş, haftalarca Covid-19 salgını ortamında surekli hastaneye taşınmış ve kan değerleri takip edilmiştir. Bebekten duzenli olarak kan alınmaya devam ediliyor. Bu kontrollerin ne kadar sureceği, 1 flakon Biontech aşısının uzun surecte kalıcı rahatsızlığa sebep olup olmayacağı, kalıcı rahatsızlık oluşturursa hangi organda, sistemde ve nasıl bir rahatsızlık oluşturacağı da bilinmiyor. Bu endişe ve korku şikayetcilerin yaşamını alt ust etmiş, ruh ve beden sağlıklarını bozmuştur. Aile tum yaşamlarını bebeklerinin hastane kontrollerine gore duzenlemek zorunda kalmıştır. Sırf bu durum dahi muvekkillerimin ve bebeğin gorduğu zararı, ruh ve beden butunluğune verilen zararı gostermektedir."
