Kimine gore bir tuketim cılgınlığı, kimine gore tamamen gereksizlik, kimine gore mecburiyet. Yine bir sevgililer gunu geldi ve milyonlarca insan bugunu yalnız gecirecek. Tahine pekmez, cipse yoğurt, pilava kuru gibi yakışan yalnızlığın yanında iyi gidecek bazı filmler biliyoruz. Yalnızlık herkesin hoşuna gitmeyebilir, ancak herkes hayatının belli donemlerinde yalnız kalabilir. Bunun sevgililer gunune denk gelmesi kaderin bir oyunu falan değildir, sadece denk gelmiştir. Endişeler paylaştıkca buyur, gerginlikler artar. En iyisi şans eseri yalnız girilen sevgiler gununu olabildiğince kaliteli gecirmektir.
Romantiklik, şans eseri sevgililer gununu yalnız geciren coğu insan icin gereksizlikten ibarettir. Onlar icin guzel bir restoranda akşam yemeği ve pahalı bir buket cicek kadar anlamsız kasıntılara hayata yer yoktur. Bu nedenle izleyecekleri filmlerde romantiklik falan aramazlar. Bugun milyonlarca insan karşısındaki sevgisini anlatırken, yalnızlar gunun kazananı olacaklar. Cunku onlara ayıla bayıla izleyecekleri anti-romantik filmleri listeliyoruz.
[h=3]Oyun (The Game): [/h] Zengin bir bankacı, hayatında parayla sorunu olmayan bir adam. Pahalı bir oyuna katılma fırsatı yakalar. Bu oyun hayatına dahil olan bazı insanların aktor, yaşanan bazı olayların duzmece olduğu bir oyundur. Michael Douglas'ın oyunculuğuyla on plana cıktığı filmde oyunla gercek birbirine karışır.
[h=3]Yatağımdaki Duşman (Sleeping with the Enemy):[/h] Berbat bir evlilikle hayatını mahveden genc bir kadın, evlilik durumundan kurtulmak icin kendi olumunu kurgular. Kocasından kacmak icin tek şansı hayattayken olmektir. Nitekim genc kadının mucadelesi, aşkın ne denli sapkınlıklara yol acacağını kanıtlar.
[h=3]Vavien:[/h] Borc harc icinde bir hayat suren, gamsız bir elektrikci, eşini oldurmeye karar verir. Hatta bunu yapar. Nitekim eşi kurtulmuştur, elektrikcinin evlilikten kurtulmak icin bir kadını oldurme planları suya duşer isşler sarpa sarmaya başlar.
[h=3]Gemide ve Barda:[/h] Yonetmen Serdar Akar'ın suc, gerilim ve drama ikilisi olan Gemide ve Barda, 8 yıl arayla cıkmış iki guzel filmdir. İsimlerinden de anlaşılacağı uzere, birbirinden tamamen bağımsız olan bu iki filmin ilki gemide, ikincisi de barda gecer. Akıl oyunlarıyla dolu, insaların birbirlerine ne kadar kolay yalan soylediklerini kanıtlar.
[h=3]Ye, Dua Et, Sev (Eat, Pray, Love):[/h] Yatağımdaki Duşman filmiyle harikalar yaratan Julia Roberts, yine benzer bir rolde, evliliğinden kurtulmaya calışan bir kadına hayat veriyor. Bu kez peşinde sapkın bir koca yok, onun yerine onunde buyuk bir ozgurluk var. Dunyayı dolaşaarak kendisini arayan bir kadının oykusunu izliyoruz.
[h=3]Anlat İstanbul:[/h] 2005 yılında vizyona giren Anlat İstanbul, birbirinden tamamen bağımsız olan 5 farklı İstanbul hikayesini bizlere aktarıyor. Her bir hikaye cocukluğunuzda iz bırakan populer bir masala bağlanıyor. Sadece bu hikayeler, masallarda olduğu kadar masum değilller, o kadar.
[h=3]Mustafa Hakkında Her Şey:[/h] Gizem ve gerilim yuklu bir Turk sineması şaheseridir. Başarılı bir iş adamı olan Mustafa, ailesini kaybettikten sonra ciddi bir karakter değişimi yaşıyor. Bu değişim de Mustafa hakkındaki herşeyi değiştiriyor.
[h=3]Gorevimiz Tehlike serisi:[/h] Bu listeye kara kuru aksiyondan daha fazlasını sunan bir film koymazsak olmazdı. Bizde tek bir film yerine aksiyon sinemasının en profesyonel serisini koyduk. Ajan Ethan Hunt'ın yıllara meydan okuyan mucadelesine ortak oluyoruz. Gerisini zaten bilen biliyor.
[h=3]Kill Bill serisi:[/h] Kill Bill, sinema tarihinin en unutulmaz serilerinden birisidir. Renkleri, yonetmenliği, oyucuları ve hikayesiyle bambaşka bir dunyanın icerisine surukler. "Emekli bir suikastcinin intikam oykusu" klişesi bu filmden sonra populer olmuştur. John Wick yokken buralarda The Bride dolaşırdı, bilmenizi istedik.
[h=3]Tabutta Rovaşata:[/h] Fanatik Film tarafından resmi olarak YouTube'de yayınlanan bu yerli film, cok populer olmasa da izleyenin aklından kolay kolay cıkmaz. Mahsun adında, Rumelihisarı'nda yaşan evsiz bir adam, boğazda balıkcılık yaparak gecimini surduren bir balıkcıyla tanışır. Ortaya "Ne hayatlar varmış be" dedirten bir hikaye cıkar.
[h=3]Her Şey Cok Guzel Olacak:[/h] Bugunun sinemasında gormeye alışık olduğumuz Alanson-Yılmaz ikilisinin ilk filmidir. Her ne kadar 21 yıl uzerinden gecmiş olsa da hala dun cekilmiş gibi izlenebilir. Kara bir komedidir, guldurur ve cok şey duşundurur. İstanbul'da metropol hayatının darmadağın ettiği bir aile, Bodrum'a gidip her şeyi toparlamak ister. Unutulmaz sahneleri ve replikleriyle, izleyene bir kez daha onerdiğimiz filmdir.
Romantiklik, şans eseri sevgililer gununu yalnız geciren coğu insan icin gereksizlikten ibarettir. Onlar icin guzel bir restoranda akşam yemeği ve pahalı bir buket cicek kadar anlamsız kasıntılara hayata yer yoktur. Bu nedenle izleyecekleri filmlerde romantiklik falan aramazlar. Bugun milyonlarca insan karşısındaki sevgisini anlatırken, yalnızlar gunun kazananı olacaklar. Cunku onlara ayıla bayıla izleyecekleri anti-romantik filmleri listeliyoruz.
[h=3]Oyun (The Game): [/h] Zengin bir bankacı, hayatında parayla sorunu olmayan bir adam. Pahalı bir oyuna katılma fırsatı yakalar. Bu oyun hayatına dahil olan bazı insanların aktor, yaşanan bazı olayların duzmece olduğu bir oyundur. Michael Douglas'ın oyunculuğuyla on plana cıktığı filmde oyunla gercek birbirine karışır.
[h=3]Yatağımdaki Duşman (Sleeping with the Enemy):[/h] Berbat bir evlilikle hayatını mahveden genc bir kadın, evlilik durumundan kurtulmak icin kendi olumunu kurgular. Kocasından kacmak icin tek şansı hayattayken olmektir. Nitekim genc kadının mucadelesi, aşkın ne denli sapkınlıklara yol acacağını kanıtlar.
[h=3]Vavien:[/h] Borc harc icinde bir hayat suren, gamsız bir elektrikci, eşini oldurmeye karar verir. Hatta bunu yapar. Nitekim eşi kurtulmuştur, elektrikcinin evlilikten kurtulmak icin bir kadını oldurme planları suya duşer isşler sarpa sarmaya başlar.
[h=3]Gemide ve Barda:[/h] Yonetmen Serdar Akar'ın suc, gerilim ve drama ikilisi olan Gemide ve Barda, 8 yıl arayla cıkmış iki guzel filmdir. İsimlerinden de anlaşılacağı uzere, birbirinden tamamen bağımsız olan bu iki filmin ilki gemide, ikincisi de barda gecer. Akıl oyunlarıyla dolu, insaların birbirlerine ne kadar kolay yalan soylediklerini kanıtlar.
[h=3]Ye, Dua Et, Sev (Eat, Pray, Love):[/h] Yatağımdaki Duşman filmiyle harikalar yaratan Julia Roberts, yine benzer bir rolde, evliliğinden kurtulmaya calışan bir kadına hayat veriyor. Bu kez peşinde sapkın bir koca yok, onun yerine onunde buyuk bir ozgurluk var. Dunyayı dolaşaarak kendisini arayan bir kadının oykusunu izliyoruz.
[h=3]Anlat İstanbul:[/h] 2005 yılında vizyona giren Anlat İstanbul, birbirinden tamamen bağımsız olan 5 farklı İstanbul hikayesini bizlere aktarıyor. Her bir hikaye cocukluğunuzda iz bırakan populer bir masala bağlanıyor. Sadece bu hikayeler, masallarda olduğu kadar masum değilller, o kadar.
[h=3]Mustafa Hakkında Her Şey:[/h] Gizem ve gerilim yuklu bir Turk sineması şaheseridir. Başarılı bir iş adamı olan Mustafa, ailesini kaybettikten sonra ciddi bir karakter değişimi yaşıyor. Bu değişim de Mustafa hakkındaki herşeyi değiştiriyor.
[h=3]Gorevimiz Tehlike serisi:[/h] Bu listeye kara kuru aksiyondan daha fazlasını sunan bir film koymazsak olmazdı. Bizde tek bir film yerine aksiyon sinemasının en profesyonel serisini koyduk. Ajan Ethan Hunt'ın yıllara meydan okuyan mucadelesine ortak oluyoruz. Gerisini zaten bilen biliyor.
[h=3]Kill Bill serisi:[/h] Kill Bill, sinema tarihinin en unutulmaz serilerinden birisidir. Renkleri, yonetmenliği, oyucuları ve hikayesiyle bambaşka bir dunyanın icerisine surukler. "Emekli bir suikastcinin intikam oykusu" klişesi bu filmden sonra populer olmuştur. John Wick yokken buralarda The Bride dolaşırdı, bilmenizi istedik.
[h=3]Tabutta Rovaşata:[/h] Fanatik Film tarafından resmi olarak YouTube'de yayınlanan bu yerli film, cok populer olmasa da izleyenin aklından kolay kolay cıkmaz. Mahsun adında, Rumelihisarı'nda yaşan evsiz bir adam, boğazda balıkcılık yaparak gecimini surduren bir balıkcıyla tanışır. Ortaya "Ne hayatlar varmış be" dedirten bir hikaye cıkar.
[h=3]Her Şey Cok Guzel Olacak:[/h] Bugunun sinemasında gormeye alışık olduğumuz Alanson-Yılmaz ikilisinin ilk filmidir. Her ne kadar 21 yıl uzerinden gecmiş olsa da hala dun cekilmiş gibi izlenebilir. Kara bir komedidir, guldurur ve cok şey duşundurur. İstanbul'da metropol hayatının darmadağın ettiği bir aile, Bodrum'a gidip her şeyi toparlamak ister. Unutulmaz sahneleri ve replikleriyle, izleyene bir kez daha onerdiğimiz filmdir.