Okyanusların derinlikleri, yuzyıllardır insanlar icin en az uzayın derinlikleri kadar buyuk bir merak kaynağı olmuştur. Dunya uzerindeki okyanuslarda hala daha keşfedilmemiş bir şekilde gizemini koruyan pek cok nokta olduğu ve buralarda yaşayan henuz bilinmeyen pek cok canlı turu olduğunu duşunduğumuzde, okyanuslara dair yapılan her araştırma da ilgi cekici nitelikte oluyor tabii.
İşte okyanuslara dair insanlığın var oluşundan bu yana suregelen bu gizemi biraz olsun aydınlatmak isteyen araştırmacılar da dunyanın yuzlerce farklı noktasında okyanus tabanını inceledi. Bu araştırmanın sonucunda araştırma ekibi, gezegenimizin en derin ve en karanlık kısımlarında gelişen mikroskobik yaşamın şaşırtıcı ceşitliliğini ortaya koyan sonuclar elde etti.
[h=2]Okyanusun derinlikleri, okyanus yuzeyinden uc kat daha fazla yaşam ceşitliliğine sahip[/h]
Gezegenimizin yuzeyinin yarısından fazlasını kaplayan derin okyanus tortusuna ulaşımın zor olması, bu tortunun bulunduğu okyanus derinliklerinde de neler olduğu hakkında neredeyse hicbir fikrimiz olmadığı anlamına geliyor. Son yıllarda uzaktan kumandalı araclar sayesinde derin denizin cok kucuk bir bolumunu keşfetmiş olsak da keşfedilen bu kucuk bolum bile derinlerde hic bilmediğimiz bir dunya olduğunu bize gostermeye yetti de arttı bile.
Yeni araştırma kapsamında da dunyanın farklı noktalarından toplanan tortu ornekleri, deniz canlılarının yaşamlarına devam ederken deniz tabanına doktuğu cevresel DNA (eDNA) icin analiz edildi. Deniz canlılarının doktuğu bu eDNA ’yı inceleyen araştırmacılar, burada deniz tabanının da altındaki ekosistemi oluşturan mikrop ve diğer kucuk canlıların izlerine de rastladılar

Burada elde edilen sonucları okyanusun ust katmanlarından toplanan planktonlara ait mevcut diğer DNA verileriyle karşılaştıran ve boylelikle yeni verilerin sadece derinlerdeki canlılara ait olduğundan emin olan araştırmacılar; sonuc olarak okyanus tabanında yaşayan coğu okaryotik organizmanın modern bilim tarafından bilinmediğini keşfettiler. Hatta gorunen o ki okyanusun dibi, ust sulardakinden en az uc kat daha fazla mikrobiyal yaşam ceşitliliğine ev sahipliği yapıyor.
İlk kez okyanus dunyasının bu kadar kuresel olcekte tutarlı bir molekuler veri kumesini bir araya getiren araştırma ekibinden İsvicre ’de bulunan Cenevre Universitesi ’nden genetikci Jan Pawlowski, "Derin denizlerdeki bentik DNA dizilerimizi bilinen okaryotlar icin mevcut olan tum referans dizileriyle karşılaştırdık" şeklinde kaydediyor. Elde edilen verilerin, bentik ceşitliliğin yaklaşık ucte ikisinin bilinen herhangi bir gruba atanamayacağını gosterdiğini ifade eden Pawlowski, bunun da deniz biyoceşitliliği bilgimizde buyuk bir boşluk olduğu anlamına geldiğini aktarıyor.
[h=2]Elde edilen veriler, deniz tabanında bilinmeyen daha buyuk canlıların da olduğunu gosteriyor[/h]
Mevcut analiz coğunlukla diatomlar ve dinoflagellatlar gibi daha kucuk boyutlu organizmaları ve solucanlar ve kucuk yumuşakcalar gibi kucuk hayvanlara odaklanmış olsa da bulunan plankton ceşitliliği; derin denizin aynı zamanda daha buyuk hayvanlara da ev sahipliği yaptığını gosteren birtakım başka kanıtlar sunuyor.
Calışmanın yazarları, "Bu derin okyanus tortul toplulukları, yalnızca biyolojik karbon pompasının onemli itici gucleri olduğu bilinen taksonları değil, aynı zamanda dunya okyanusunun tartışmasız en temel ekolojik sureclerinden ceşitli taksonomik ve fonksiyonel grupları da icermektedir. " şeklinde kaydediyor ve sonucların, derin okyanus tortusunun Dunya ’nın en zengin modern ekosistem ve fosil arşivlerinden birisi olduğunun altını ciziyor.
Deniz bilimcilerinin once kapsamlı ekolojik risk değerlendirmelerine ihtiyacımız olduğuna dair uyarılarına rağmen ticari derin deniz madenciliğinin giderek artmakta olduğu ve bu durumda ne kadar cok hayatın tehlikede olduğu goz onune alındığında araştırmacılar, bu derin deniz ekosistemlerini daha iyi anlamak ve korumak icin deniz tabanının daha fazla araştırılması cağrısında bulunuyor.
İşte okyanuslara dair insanlığın var oluşundan bu yana suregelen bu gizemi biraz olsun aydınlatmak isteyen araştırmacılar da dunyanın yuzlerce farklı noktasında okyanus tabanını inceledi. Bu araştırmanın sonucunda araştırma ekibi, gezegenimizin en derin ve en karanlık kısımlarında gelişen mikroskobik yaşamın şaşırtıcı ceşitliliğini ortaya koyan sonuclar elde etti.
[h=2]Okyanusun derinlikleri, okyanus yuzeyinden uc kat daha fazla yaşam ceşitliliğine sahip[/h]

Gezegenimizin yuzeyinin yarısından fazlasını kaplayan derin okyanus tortusuna ulaşımın zor olması, bu tortunun bulunduğu okyanus derinliklerinde de neler olduğu hakkında neredeyse hicbir fikrimiz olmadığı anlamına geliyor. Son yıllarda uzaktan kumandalı araclar sayesinde derin denizin cok kucuk bir bolumunu keşfetmiş olsak da keşfedilen bu kucuk bolum bile derinlerde hic bilmediğimiz bir dunya olduğunu bize gostermeye yetti de arttı bile.
Yeni araştırma kapsamında da dunyanın farklı noktalarından toplanan tortu ornekleri, deniz canlılarının yaşamlarına devam ederken deniz tabanına doktuğu cevresel DNA (eDNA) icin analiz edildi. Deniz canlılarının doktuğu bu eDNA ’yı inceleyen araştırmacılar, burada deniz tabanının da altındaki ekosistemi oluşturan mikrop ve diğer kucuk canlıların izlerine de rastladılar

Burada elde edilen sonucları okyanusun ust katmanlarından toplanan planktonlara ait mevcut diğer DNA verileriyle karşılaştıran ve boylelikle yeni verilerin sadece derinlerdeki canlılara ait olduğundan emin olan araştırmacılar; sonuc olarak okyanus tabanında yaşayan coğu okaryotik organizmanın modern bilim tarafından bilinmediğini keşfettiler. Hatta gorunen o ki okyanusun dibi, ust sulardakinden en az uc kat daha fazla mikrobiyal yaşam ceşitliliğine ev sahipliği yapıyor.
İlk kez okyanus dunyasının bu kadar kuresel olcekte tutarlı bir molekuler veri kumesini bir araya getiren araştırma ekibinden İsvicre ’de bulunan Cenevre Universitesi ’nden genetikci Jan Pawlowski, "Derin denizlerdeki bentik DNA dizilerimizi bilinen okaryotlar icin mevcut olan tum referans dizileriyle karşılaştırdık" şeklinde kaydediyor. Elde edilen verilerin, bentik ceşitliliğin yaklaşık ucte ikisinin bilinen herhangi bir gruba atanamayacağını gosterdiğini ifade eden Pawlowski, bunun da deniz biyoceşitliliği bilgimizde buyuk bir boşluk olduğu anlamına geldiğini aktarıyor.
[h=2]Elde edilen veriler, deniz tabanında bilinmeyen daha buyuk canlıların da olduğunu gosteriyor[/h]

Mevcut analiz coğunlukla diatomlar ve dinoflagellatlar gibi daha kucuk boyutlu organizmaları ve solucanlar ve kucuk yumuşakcalar gibi kucuk hayvanlara odaklanmış olsa da bulunan plankton ceşitliliği; derin denizin aynı zamanda daha buyuk hayvanlara da ev sahipliği yaptığını gosteren birtakım başka kanıtlar sunuyor.
Calışmanın yazarları, "Bu derin okyanus tortul toplulukları, yalnızca biyolojik karbon pompasının onemli itici gucleri olduğu bilinen taksonları değil, aynı zamanda dunya okyanusunun tartışmasız en temel ekolojik sureclerinden ceşitli taksonomik ve fonksiyonel grupları da icermektedir. " şeklinde kaydediyor ve sonucların, derin okyanus tortusunun Dunya ’nın en zengin modern ekosistem ve fosil arşivlerinden birisi olduğunun altını ciziyor.
Deniz bilimcilerinin once kapsamlı ekolojik risk değerlendirmelerine ihtiyacımız olduğuna dair uyarılarına rağmen ticari derin deniz madenciliğinin giderek artmakta olduğu ve bu durumda ne kadar cok hayatın tehlikede olduğu goz onune alındığında araştırmacılar, bu derin deniz ekosistemlerini daha iyi anlamak ve korumak icin deniz tabanının daha fazla araştırılması cağrısında bulunuyor.