Adana ’da ikamet eden Pınar (23) ile Ahmet Kayadelen (28) cifti, ayrı yaşama kararı aldı. Pınar Kayadelen ve ailesi, 29 Ocak'ta Seyhan ilcesi Tellidere Mahallesi'ndeki bir apartmanın 6'ncı katındaki daireye taşındı. Telefonla arayıp eşyalarını almak istediğini belirten Ahmet Kayadelen, eşinin oturduğu eve gitti. Kayadelen, dışarıda yağmur yağdığını gorunce bir sure eşine kalmak istediğini soyleyince, Pınar Kayadelen kabul etti. Ahmet Kayadelen, 1 Şubat sabahı eşi işe gitmek icin evden ayrıldıktan sonra iddiaya gore 1,5 yaşındaki oğlu D.K.'nin de bulunduğu evi ateşe verip kactı. Kayadelen ’in başka bir odada bulunan kayınvalidesi F.A. (40), baldızı Z.Y. (19) ile kayınbiraderi G.Y. (18) ile diğer dairelerde oturanlar, binayı boşalttı. Kısa surede buyuyen alevler, ust kattaki daireye de sıcradı. İhbar uzerine adrese polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ekipler, dumandan etkilenen D.K.'ye ambulansta mudahale etti. Ahmet Kayadelen ise polis tarafından yakalanıp gozaltına alındı. Kayadelen'in polis aracına goturulduğu sırada apartmanda oturanların tepki gosterdiği goruldu. Olayı haber alarak apartman onune gelen ciftin yakınları ise birbirine girdi. Polis, tarafları sakinleştirip bolgeden uzaklaştırdı. Yangın sonucu 2 daire de kullanılamaz hale geldi. Polis merkezine goturulen Ahmet Kayadelen ’in ifadesinde; kasten yangın cıkarttığı iddialarını reddetti. Yangının sigaradan cıktığını one suren Kayadelen, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede cıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Ailesiyle birlikte dayısının evine yerleşen Pınar Kayadelen, evlendikleri gunden bu yana şiddet gorduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: "Uyuşturucu bağımlısıydı ve eve gelmiyordu. Bu nedenle kendisini uyardığımda şiddet uyguluyordu. İlk hamileliğimde sinir ve stres yaşadığım icin bebeğimi de duşurdum. Bu hep boyle surdu ve 2 ay once medeni bir şekilde boşanmaya karar verdik. Kendisi de artık uyuşturucudan kurtulamadığını ve hayatımı mahvetmeye gerek olmadığını soyledi. Hatta boşandıktan sonra Adana'dan gideceğini, eşyalarla birlikte aylık bin 500 lira vereceğini de belirtti. Sonrasında da evi taşıdık.
Olaydan bir gun once de yağmur yağıyordu, eve eşyalarını toplamaya geldi. Daha sonra banyoda uyuşturucu kullandığını gordum ve tartıştık. Oğlumla diğer odada uyudum ve sabah kalktığımda hala evdeydi. İşe gittikten saatler sonra annem beni arayıp, evin yandığını soyledi. Eve nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Sokağa gittiğimde sinir krizleri gecirdim ve beni ambulansa aldılar. Ahmet'in bana gulduğunu gordum. Yanına gidip, evi neden yaktığını sordum. Bana surekli, 'Seni delirteceğim' derdi. Aklımda hep oğlumu kacıracağı ve bana gostermeyeceği vardı. Oğlumu evin icinde yakacağı aklımın ucundan gecmezdi. Cocuğumun kıyafetlerini kurtarmak isterdim. Beni mahvetti, eşyalarda gozum yok. Tek tesellim; oğlumun, annemin ve kardeşlerimin yaşıyor olması. Oğlumun eşyalarından geriye sadece yanmış emziği kaldı. İfadesinde sigara nedeniyle evin yandığını soylemiş. Ama Ahmet'in akaryakıt istasyonundan benzin bidonuyla cıktığını gorenler varmış. Bunların hepsi ortaya cıkacak. Cezaevinden cıkmamasını istiyorum. Cocuğu icerdeyken evi yakan bir adam, cıktığında beni de oldurur.”