Birinin ruh halinin sık sık değiştiğini, sinirli olduğunu veya orneğin son zamanlarda cok kilo aldığını duyduğunuzda, sebebinin "yanlış hormonlar" olduğunu duyuyoruz. Ceşitli hormon seviyelerindeki değişiklikler insan sağlığını, davranışını, cinsel isteğini, doğurganlığını, duygularını ve diğer bircok yaşam faktorunu onemli olcude etkiliyor. Hormonlar vucuttaki tum fizyolojik surecleri kontrol eden maddelerdir. Metabolizma ve bağışıklık sistemi aktivasyonundan adet dongulerine, sperm uretimi ve uremeye kadar vucttaki tum surecler hormonlar tarafından kontrol edilir. Bu nedenle herhangi bir hormon dengesizliği sağlığı ve vucudun normal işleyişini olumsuz yonde etkiler. Hormonlar endokrin bezleri tarafından salgılanır. Hipofiz, tiroid ve paratiroid bezleri, torasik, adrenal bezler, pankreas, testisler ve yumurtalıklardan hormonlar salgılanır. Bozulan hormon seviyelerini normale dondurmek ve organizmanın normal işleyişini sağlamak icin hormonal dengesizlik belirtilerini zamanında tanımak ve tepki vermek cok onemlidir. Gunumuzde ozellikle cevre kirliliğinin daha yuksek duzeyde olduğu şehirlerde hormon dengesizliği cok yaygındır. Dış etkilere ek olarak hormon seviyeleri stres, kotu beslenme, kirli su, uygunsuz ve yetersiz uyku ve fiziksel hareketsizlikten etkilenir. Ayrıca hormon duzeylerini etkileyebilecek doğal faktorler adet dongusu, hamilelik ve menopozdur. Unutulmaması gereken diğer faktorler ise doğal hormonların dengesini cok daha sık bozacak olan doğum kontrol hapları ve hormon ilaclardır. Hormonal dengesizlik vucutta bircok farklı şekilde kendini gosterebilir. İşte hormonal dengesizliğin en yaygın 10 belirtisi. 1. Sindirim Sorunları Bir stres hormonu olan kortizol, buyuk fiziksel ve zihinsel bozukluklara neden olur. En sık etkilenen sistemler arasında sindirim vardır, bu nedenle insanlar genellikle kabızlık yaşar. Sağlıklı bağırsak işleyişi, sağlığın korunmasında ve toksinlerin ve işlenmiş hormonların duzenli olarak atılmasında onemli bir faktordur. Kabızlık veya yavaş bağırsak hareketleri, vucuttan atılmaya hazır toksinlerin ve ostrojenin vucutta tutulmasına neden olur ve hormonal dengesizlikleri etkiler. Aynı zamanda karaciğer fonksiyonları da olumsuz etkilenir. Bu ayrıca su tutulmasına yol acar ve hormonal dengesizliğin başka bir belirtisi olan şişkinlik hissine neden olur. 2. Uyku Sorunları Kadınlar genellikle adet oncesi donemde uyku problemlerini fark ederler. Bunun nedeni, menstruasyondan hemen once progesteron seviyelerinde keskin bir duşuş olmasıdır. Bu hormonun seviyeleri, doğumdan sonraki zaman gibi diğer bazı donemlerde de duşer. Ek olarak, uykusuzluk ayrıca bir dizi başka rahatsızlığa da neden olur, cunku daha sonra hormon dengesizliğindeki bozuklukları etkileyen bir stres hormonu olan kortizol seviyelerini etkiler. Uyku eksikliği, leptin duşerken artan ghrelin (aclık hormonu) uretimini uyarır. Ghrelin iştahı artıran, leptin ise azaltan bir hormondur. Bu nedenle uyku metabolik denge ve kilo kontrolu icin de cok onemlidir. 3. Akne Menstruasyon oncesi donemde kadınlarda sivilce sorunları sık gorulur ve taze gıdaların tercih edilmesi, hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması ile gelişimleri onlenebilir. Aşırı hormon uretimi gozeneklerin kapanmasını etkiler, bu da kucuk iltihabi sureclere, sivilcelere ve ciltte ceşitli lekelere neden olur. Gecmeyen ağrılı, kistik aknenin ise nedenleri androjenik hormonlar (testosteron gibi erkeklik hormonları) olabilir. Yani testosteron cilt altında tutulan sebum (yağ) uretimini uyarır ve bakteri ve olu deri hucreleri ile birleşerek akneye neden olur. Kadınlarda, testosteron seviyeleri ne kadar yuksekse, akne sorunları o kadar belirgindir. 4. Hafıza Sorunları Hafıza sorunları genellikle hormonal dengesizliklerle ilişkilidir. Orneğin, yuksek kortizol seviyelerinin hafızayı ve oğrenme yeteneğini olumsuz etkilediği bilinmektedir. 5. Surekli Aclık Surekli aclık, aclık hormonu olan ghrelin'in aşırı salgılanmasının bir gostergesidir. Aclığı bastırmanın bir yolu, vucudunuzu hucresel duzeyde nemlendirmek icin yeterli sıvı almaktır. Ancak ghrelin'e ek olarak, aclığın yaygın nedenleri arasında adrenal bezlerin fonksiyonunun bozulması, insulin direnci ve diğer hormonal dengesizlikler yer alır. 6. Kronik Yorgunluk Sabah erken saatlerde yaşanan yorgunluk veya oğleden sonra dinlenme ihtiyacı da bazı hormonal değişikliklerin bir gostergesidir. Yorgunluk genellikle bir tiroid sorununun, yani yavaş calışmasının bir gostergesidir. Coğu zaman bu durumlara egzersiz ve diyetle bile kurtulması imkansız olan fazla kiloların birikmesi eşlik eder. Tiroid hormonları metabolizmayı kontrol eder. Bu nedenle az salgılanan tiroid hormonları durumunda kalp atış hızı, zihinsel işlev ve sindirim dahil tum vucut sistemi etkilenir, bu nedenle kişi oldukca yorgun hisseder. 7. Ruh Hali Değişimleri ve Depresyon Gorunur bir sebep olmaksızın ruh hali değişimleri, hormonal dengesizliklerin duzenli bir gostergesidir. Kadınlarda bu durum menopozda cok yaygın bir durumdur. Sık yaşanan anksiyete ve depresyon stres, aşırı calışma ve aynı zamanda yetersiz beslenme ve yetersiz sıvı alımı ile ilişkili olabilen dengesizlik ve toksisite gostergeleridir. 8. Fazla Kilo Almak Hormonal değişiklikler sıklıkla aşırı kilo birikimi ile kendini gosterir ve diyet veya duzenli egzersiz ile kurtulmak neredeyse imkansızdır. Bunun en yaygın nedenlerinden biri tiroid bezindeki sorunlardır, ancak aynı zamanda uygun olmayan insulin salgılanmasıdır. Şeker, beyaz un ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması gibi diyetteki kucuk değişiklikler bile insulin tepkisini onemli olcude iyileştirebilir ve genel hormonal dengeyi iyileştirebilir. 9. Baş Ağrısı ve Migren Menopoza girdikten sonra kadınlar genellikle baş ağrısı ve migren yaşarlar. Bunun nedeni hayatlarının bu doneminde yaşadıkları hormonal değişimlerdir. Ayrıca bu ağrıların nedeni stres hormonu olan kortizolun aşırı uretimi olabilir. Bu nedenle, sık sık baş ağrınız veya migreniniz varsa, bunlara hormonal dengesizliğin neden olabileceğini unutmayın. 10. Libido ile İlgili Sorunlar Hormonal değişiklikler libidoyu ve cinsel istek duzeyini onemli olcude olumsuz etkileyebilir. Cevresel, beslenme ve diğer faktorler, hem erkek hem de kadınlarda ureme hormonlarının dengesini etkileyebilir ve bu da libidoyu etkileyebilir. Kadınlarda azalmış cinsel istek genellikle azalmış ostrojen seviyeleri ile ilişkilidir. Enerji eksikliği doğrudan libido seviyesi ile ilgilidir ve vucut enerjiyi once organ fonksiyonu, hayati fonksiyonların surdurulmesi ve metabolizma icin kullanır. Diyetteki kucuk değişiklikler veya toksinler acısından zengin olabilecek kaynağı bilinmeyen gıdalardan kacınmak bile hormon seviyelerini iyileştirebilir, enerji seviyelerini yukseltebilir ve hormonal dengeyi geri getirebilir.