– DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD borsası, artan faiz oranları, yavaşlayan kurumsal bilanco buyumeleri ve jeopolitik gerilimlerin dunya capında hisse senetlerine etki etmesinin ardından Kuresel Finans Krizi ’nden bu yana en kotu yıl başlangıcını gercekleştirdi.
S&P 500 Endeksi Ocak ayında %5,3 oranında duştu ve Mart 2020 ’deki pandemi kaynaklı duşuşlerden bu yana en sert duşuşunu yaşadı. Endeks aynı zamanda Kuresel Finans Krizi diplerinden bu yana en zayıf Ocak ayını gecirdi.
Financial Times ’ın haberine gore, fon yonetimi şirketi Franklin Templeton ’ın Coklu Varlıklar Birimi liderleri de bu yuksek volatiliteli surece hazırlanan yatırım firmaları arasında. Firmanın fon yoneticileri normal şartlarda farklı varlık birimlerindeki konumlanmalarını tartışmak icin ayda bir toplanıyor. Ancak yatırım uzmanları volatilitedeki hızlı değişimlere ayak uydurabilmek icin ayda bir yerine haftada bir toplanma konusunda karar kılmışlar.
Ocak ayındaki satışlar, bircok şirketin yukselen faiz oranlarından olumsuz etkilenebileceğini ongorduğu teknoloji sektorunde başladı. ABD Merkez Bankası (FED), artan enflasyona tepki olarak şahin bir tavır takınacağının sinyaller gonderiyor. Gecen hafta FED Başkanı Jay Powell ilk kur artışının Mart ayında gercekleşeceğini belirtti ve takip eden aylarda agresif bir kur artışı dizisi ihtimalini dışlamayı da reddetti.
Borsagundem.com ’un derlediği bilgilere gore yuksek faiz oranları ozellikle de teknoloji şirketleri gibi buyume odaklı hisse senetleri icin olumsuz bir ortam yaratır. Yuksek faizler şirketlerin gelecekteki bilanco değerlerini aşındırır ve yatırımcıların bu şirketlerden uzaklaşmasına neden olur. Teknoloji ağırlıklı Nasdaq Bileşik Endeksi de Ocak ayında yuzde 9 duşerek Kasım 2008'den bu yana en sert aylık duşuşunu kaydetti.
ABD'li şirketler gectiğimiz haftalarda dorduncu ceyrek bilancolarını da bildirmeye başladı. Bilanco buyumesinin zayıf bir 2020 ile karşılaştırdığında yukselmesi ancak gecen yıla gore ise yavaşlaması bekleniyor.
Yatırımcılar aylardır faiz artışlarını ve buyume endişelerini değerlendirse de son birkac haftadır piyasaları etkileyen yeni bir komplikasyon daha ortaya cıktı: Ukrayna ’da bir savaş ihtimali.
Jeopolitik risklerin hisse senedi piyasalarına fiyatlanmasının zor olduğu yaygın olarak bilinir. Ancak cok sayıda yatırımcı, potansiyel bir Ukrayna Rusya savaşı nedeniyle artan gerginliğin, Ocak 2020'nin ikinci yarısında piyasalardaki zayıflığın teknoloji hisse senetlerinden daha geniş pazarlara yayılmasına yardımcı olduğunu soyledi.
T Rowe Price ’ın Sermaye Piyasaları Stratejisti Tim Murray konuyla ilgili acıklamasında, “Ukrayna krizi kur artışına odaklanan bir satış dalgasını riskli yatırımların geneline doğru daha fazla cevirdi” ifadelerine yer verdi.
Bir savaş olmasa bile, Rusya'ya yonelik potansiyel yaptırımlar da dahil olmak uzere uzun sureli bir değişim, ekonomilerin zaten enflasyonu sakinleştirmekte zorlandığı bir donemde kuresel enerji fiyatlarını daha da yukarı cekebilir.
Ancak şimdiye kadar, Avrupa borsaları gorece ABD'den daha iyi bir şekilde ilerledi ve yıl başından bu yana yuzde 3,8 oranında duştu. Tum dunyadaki borsa endekslerini takip eden FTSE All-World Endeksi ise Ocak ayında yuzde 5,6 duşerek piyasaların Cin'deki buyume endişelerinin kuresel piyasaları calkaladığı 2016'dan bu yana en kotu yıl başlangıcını yaptı.
JPMorgan Varlık Yonetimi Birimi Portfoy Yoneticisi Jack Caffey'e gore hisse senetleri bir kez duşmeye başladıktan sonra durdurulmaları normal zamanlardakine gore cok daha zor. Zira yıllarca suren istikrarlı hisse fiyatı artışları portfoy yoneticilerinin kucuk miktarlarda bile olsa nakit tutmaktan vazgecirdi.
Tum bu zorluklara rağmen ABD ekonomisi yine de temelde iyi durumda gozukuyor. Kurumsal bilanco artışı gecen yılın zirvelerine gore yavaşlıyor olabilir. Ancak yine de coğu buyuk şirket icin bilancoların pozitif kalması bekleniyor. Yatırımcılar da volatilite fırtınasının ortasında fırsatlar arıyor.
JPMorgan'dan Caffey, olgunlaşmış teknoloji şirketlerinin enflasyona karşı daha dayanıklı olacağına inanıyor. Borsa uzmanı soz konusu şirket hisselerinin yarı iletkenlere olan artan talep gibi uzun vadeli trendlerden fayda sağlayabileceğini belirtti.
T Rowe Price'dan Murray de dahil olmak uzere diğer yatırımcılar ise daha az sayıda şirkete ve daha istikrarlı bilancolara ve daha guclu bilancolara sahip olma eğiliminde olan "kaliteli" hisse senetlerine odaklandıklarını soyluyor.
Murray, “Ne zaman sert bir piyasa tepkisi alırsanız, sapla samanın birbirine karıştığını gorursunuz. Piyasada bir yerlerde kesinlikle tercih edilebilecek bir şeyler var” dedi.
ABD borsası, artan faiz oranları, yavaşlayan kurumsal bilanco buyumeleri ve jeopolitik gerilimlerin dunya capında hisse senetlerine etki etmesinin ardından Kuresel Finans Krizi ’nden bu yana en kotu yıl başlangıcını gercekleştirdi.
S&P 500 Endeksi Ocak ayında %5,3 oranında duştu ve Mart 2020 ’deki pandemi kaynaklı duşuşlerden bu yana en sert duşuşunu yaşadı. Endeks aynı zamanda Kuresel Finans Krizi diplerinden bu yana en zayıf Ocak ayını gecirdi.
Financial Times ’ın haberine gore, fon yonetimi şirketi Franklin Templeton ’ın Coklu Varlıklar Birimi liderleri de bu yuksek volatiliteli surece hazırlanan yatırım firmaları arasında. Firmanın fon yoneticileri normal şartlarda farklı varlık birimlerindeki konumlanmalarını tartışmak icin ayda bir toplanıyor. Ancak yatırım uzmanları volatilitedeki hızlı değişimlere ayak uydurabilmek icin ayda bir yerine haftada bir toplanma konusunda karar kılmışlar.
Ocak ayındaki satışlar, bircok şirketin yukselen faiz oranlarından olumsuz etkilenebileceğini ongorduğu teknoloji sektorunde başladı. ABD Merkez Bankası (FED), artan enflasyona tepki olarak şahin bir tavır takınacağının sinyaller gonderiyor. Gecen hafta FED Başkanı Jay Powell ilk kur artışının Mart ayında gercekleşeceğini belirtti ve takip eden aylarda agresif bir kur artışı dizisi ihtimalini dışlamayı da reddetti.
Borsagundem.com ’un derlediği bilgilere gore yuksek faiz oranları ozellikle de teknoloji şirketleri gibi buyume odaklı hisse senetleri icin olumsuz bir ortam yaratır. Yuksek faizler şirketlerin gelecekteki bilanco değerlerini aşındırır ve yatırımcıların bu şirketlerden uzaklaşmasına neden olur. Teknoloji ağırlıklı Nasdaq Bileşik Endeksi de Ocak ayında yuzde 9 duşerek Kasım 2008'den bu yana en sert aylık duşuşunu kaydetti.
ABD'li şirketler gectiğimiz haftalarda dorduncu ceyrek bilancolarını da bildirmeye başladı. Bilanco buyumesinin zayıf bir 2020 ile karşılaştırdığında yukselmesi ancak gecen yıla gore ise yavaşlaması bekleniyor.
Yatırımcılar aylardır faiz artışlarını ve buyume endişelerini değerlendirse de son birkac haftadır piyasaları etkileyen yeni bir komplikasyon daha ortaya cıktı: Ukrayna ’da bir savaş ihtimali.
Jeopolitik risklerin hisse senedi piyasalarına fiyatlanmasının zor olduğu yaygın olarak bilinir. Ancak cok sayıda yatırımcı, potansiyel bir Ukrayna Rusya savaşı nedeniyle artan gerginliğin, Ocak 2020'nin ikinci yarısında piyasalardaki zayıflığın teknoloji hisse senetlerinden daha geniş pazarlara yayılmasına yardımcı olduğunu soyledi.
T Rowe Price ’ın Sermaye Piyasaları Stratejisti Tim Murray konuyla ilgili acıklamasında, “Ukrayna krizi kur artışına odaklanan bir satış dalgasını riskli yatırımların geneline doğru daha fazla cevirdi” ifadelerine yer verdi.
Bir savaş olmasa bile, Rusya'ya yonelik potansiyel yaptırımlar da dahil olmak uzere uzun sureli bir değişim, ekonomilerin zaten enflasyonu sakinleştirmekte zorlandığı bir donemde kuresel enerji fiyatlarını daha da yukarı cekebilir.
Ancak şimdiye kadar, Avrupa borsaları gorece ABD'den daha iyi bir şekilde ilerledi ve yıl başından bu yana yuzde 3,8 oranında duştu. Tum dunyadaki borsa endekslerini takip eden FTSE All-World Endeksi ise Ocak ayında yuzde 5,6 duşerek piyasaların Cin'deki buyume endişelerinin kuresel piyasaları calkaladığı 2016'dan bu yana en kotu yıl başlangıcını yaptı.
JPMorgan Varlık Yonetimi Birimi Portfoy Yoneticisi Jack Caffey'e gore hisse senetleri bir kez duşmeye başladıktan sonra durdurulmaları normal zamanlardakine gore cok daha zor. Zira yıllarca suren istikrarlı hisse fiyatı artışları portfoy yoneticilerinin kucuk miktarlarda bile olsa nakit tutmaktan vazgecirdi.
Tum bu zorluklara rağmen ABD ekonomisi yine de temelde iyi durumda gozukuyor. Kurumsal bilanco artışı gecen yılın zirvelerine gore yavaşlıyor olabilir. Ancak yine de coğu buyuk şirket icin bilancoların pozitif kalması bekleniyor. Yatırımcılar da volatilite fırtınasının ortasında fırsatlar arıyor.
JPMorgan'dan Caffey, olgunlaşmış teknoloji şirketlerinin enflasyona karşı daha dayanıklı olacağına inanıyor. Borsa uzmanı soz konusu şirket hisselerinin yarı iletkenlere olan artan talep gibi uzun vadeli trendlerden fayda sağlayabileceğini belirtti.
T Rowe Price'dan Murray de dahil olmak uzere diğer yatırımcılar ise daha az sayıda şirkete ve daha istikrarlı bilancolara ve daha guclu bilancolara sahip olma eğiliminde olan "kaliteli" hisse senetlerine odaklandıklarını soyluyor.
Murray, “Ne zaman sert bir piyasa tepkisi alırsanız, sapla samanın birbirine karıştığını gorursunuz. Piyasada bir yerlerde kesinlikle tercih edilebilecek bir şeyler var” dedi.