Sadaka taşları insan onurunun incinmeden yardım almasını sağlayan gecmişi Selcuklu hanedanlığına kadar uzanan Osmanlı doneminde yaygınlaşan sosyal yardımlaşmanın en guzel orneklerindendir. Antik porfir sutunların donuşturulerek tepesine para bırakılabilecek oyuklar acılmasıyla oluşturulmuş orneklerine sık rastlandığı gibi duvarlarda oyuk şeklinde olanları da vardır. Genellikle cami vb. yapıların onlerinde konumlanmışlardır. İstanbul ’da bir zamanlar 160 adet sadaka taşının olduğu kaynaklarda yer alır. Bunların en meşhuru Uskudar İmrahor Cami onunde bulunan ve Uskudar Belediyesi tarafından korumaya alınan kırmızı granitten yontulmuş sadaka taşıdır.
Sadaka taşlarının, alanı mahcubiyetten, vereni gosterişten koruyan bir sistem uzerine kurulmuş olmasının yanısıra diğer yardımlaşma sistemlerinden ayıran en belirgin ozelliklerinden biri ise yardımlaşmanın yalnızca zengin-fakir cizgisinde değil, bir mahalle icinde aynı sosyal statuye sahip insanlar arasında da kurulmuş olmasıdır. Taşlar uzerine para altın gibi nakti yardımın yanısıra kıyafet, gıda gibi ihtiyac malzemeleride bırakılabiliyordu. Sadaka taşlarının mimari ozellikleri gibi isimleri de bolgelere gore değişiklik gosterir orneğin;İhtiyacgah (Turkmenistan-Aşgabat),Hayrat deliği (Konya), Hacet taşı (Kayseri), Zekat Kuyusu (Hasankeyf-Batman), Sadaka Oyuğu, Fıkara Taşı (Uskudar) ve ihsan Kapısı gibi isimlerle de bilinirler.Bulgaristan, Bosna-Hersek, Makedonya, Tunus ve Cezayir gibi Osmanlı ’nın egemen olduğu farklı coğrafyalarda da sadaka taşlarının izlerine rastlanır.