Dunya uzun yıllar boyunca krallıklar ve imparatorluklar şeklinde yonetildi. Bu tur monarşilerin kendi iclerinde oldukca katı kuralları vardır ve olan coğu zaman kadınlara ve cocuklara olur. İran şahı Muhammed Rıza Pehlevi ile genc yaştan evlenen Prens Sureyya da bu katı kuralların mağdurlarından biri. Prenses Sureyya ile şah arasında buyuk bir aşk olmasına rağmen cocuğu olmadığı icin boşandı surgune gonderildi.
Monarşi, bir veliaht istiyor; şah ve Prenses Sureyya ise aşk istiyordu. Elbette, katı kurallar hakim geldi ve maalesef ciceği burnunda gelinimiz kendini Avrupa ’nın ortasında yeni bir hayat kurtarmaya calışırken buldu. Avrupa sosyetesi tarafından kabul edilse de basın onu uzgun gozlu prenses olarak andı. Prenses Sureyya kimdir, gelin biraz daha yakından inceleyelim ve bu huzunlu oykunun detaylarını gorelim.
[h=2]Avrupa ’da eğitim gormuş dunya guzeli bir genc kız:[/h]
Tam adı Soraya Esfandiary-Bakhtiari olan Prenses Sureyya, 22 Haziran 1932 yılında İran ’ın İsfahan şehrinde doğdu. Annesi Eva Karl Moskova ’da doğmuş bir Alman, babası Halil İsfendiyari ise İranlı bir diplomattı. Babası Batı Almanya ’da gorev yaptığı icin Prenses Sureyya ’nın hayatı İran ile Avrupa arasında geciyordu.
Prenses Sureyya, eğitiminin buyuk bir bolumunu Londra ’da ve İsvicre ’de aldı. Ailesi eğitimliydi ve babasının diplomat olması nedeniyle dunyayı yakından tanıyordu. O donem tahtta olan Şah Muhammed Rıza Pehlevi ’nin ablası ile tanıştıktan sonra tum bu ozellikleri ve guzelliği, onun şahın eş adayı olmasını sağladı.
[h=2]"Şah seni cok sevdi. Onunla evlenmeye hazır mısın?"[/h]
Daha once bir kez evlenmiş olan İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ’nin bir kızı vardır ancak ondan sonra tahta gecmesi icin bir erkek evlada ihtiyacı vardır. Bu nedenle aile, şaha kız bakmaktadır. Şahın ablası Londra ’da Prenses Sureyya ile tanıştığı zaman aradıkları gelini bulduklarını duşundu ve onu İran ’a geri donmek icin ikna etti.
Prenses Sureyya İran ’a geldiği zaman adına buyuk bir ziyafet duzenlendi. Şah zaten onun fotoğrafını daha once gormuş ve beğenmişti. O geceki yemekte hem Prenses Sureyya hem de şah ve ailesi birbirine ısındı. O akşam Sureyya ’nın babası yanına gelerek "Şah seni cok sevdi. Onunla evlenmeye hazır mısın?" diye sordu. Cevap olumluydu. Cift, ertesi gun nişanlandıklarını duyurdular.
[h=2]Prenses Sureyya, İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ile evleniyor:[/h]
18 yaşında genc bir kız olan Prenses Sureyya, duğunden hemen once tifo hastalığına yakalandı ve gecici olarak yatalak kaldı. Ayağa kalkmaya başladığı zaman duğun hazırlıkları da başladı. Sureyya ’nın gelinliği, Christian Dior tarafından tasarlandı. Altınlar, pırlantalar, metrelerce ipek kumaş derken gelinlik oldu 30 kilo.
Henuz tam olarak iyileşmemiş prensesin en azından duğun gecesini atlatabilmesi icin doktorlar gelinliğin icine yun yelek ve yun corap giymesini onerdiler. Hava karlı ve soğuk olduğu icin şah, gozu gibi baktığı nişanlısı icin sarayı odun sobalarıyla donattı. Gelinliğin kilolalarca ağırlığından bunaldığı zaman ise hizmetciler gelinliğin fazlalıklarını kesiverdi ve sonunda Prenses Sureyya biraz olsun rahatladı. Duğun, 12 Şubat 1951 tarihinde sorunsuz bir şekilde gercekleşti.
[h=2]Ondan her zaman bir erkek cocuk beklendi:[/h]
Prenses Sureyya ve İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi birbirlerini gercekten seviyorlardı. Ancak bu evliliğin asıl amacı belliydi, şaha bir erkek cocuk vermek. Her zaman beklense bile birkac yıl cocuk baskısı pek yapılmadı. Ancak 1954 yılında, tahtın varisi olarak gorulen şahın kardeşi Ali Rıza Pehlevi olunce işler kızıştı.
İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ’nin olmesi durumunda kardeşi Ali Rıza Pehlevi tahta cıkacaktı. Şahın cocuğu olmasa bile iyi bir secenekti. Ancak 1954 yılında bindiği ucağın duşmesi sonucu hayatını kaybedince İran tahtı varissiz kaldı. Bu durum kabul edilemezdi, edilmedi de. Şah ve Prenses Sureyya, 1958 yılında boşandılar.
[h=2]Uzgun gozlu prensesin surgun yılları:[/h]
Şahtan boşandıktan sonra İsvicre ’ye surgune gonderilen Prenses Sureyya, burada rahat bir hayat yaşamaya başladı. Cunku ne olursa olsun aslında İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi onu cok seviyordu ve yardım gonderiyordu. Avrupa ’da basının buyuk ilgisini ceken Prenses Sureyya; uzgun gozlu prenses olarak adlandırıldı.
Cok guzel bir kadındı, uzerinde doğunun mistik havasını ve muhteşem mucevherlerini taşıyordu. Kısa sure icinde Avrupa sosyetesi icine kabul edildi. Balolara, davetlere katılıyordu. Hatta 1965 yapımı Franco Indovina imzalı The Three Faces oynayarak kısa bir oyunculuk kariyerine bile imza attı.
Prenses Sureyya daha sonra hic evlenmedi ancak Franco Indovina ile bir ilişkisi olduğu biliniyordu. Şanssız prensesin yuzu yine gulmedi ve Indovina, 1972 yılında meydana gelen ucak kazasında hayatını kaybetti. Uzgun gozlu prensesin cilesi bitmiyordu.
[h=2]Prenses Sureyya, surgunde tek başına:[/h]
Prenses Sureyya ’nın durumu iyiydi cunku şah tarafından verilen yuklu miktarda aylıkla geciniyordu. Derken 1979 yılında İran İslam Devrimi yaşandı ve İran monarşisi tepetaklak edildi. Bu durum direkt olarak prensesi etkiledi cunku kendisine verilen aylık buyuk oranda azaldı. Oyle ki sahip olduğu pek cok mucevheri satmak zorunda kaldı.
Prenses Sureyya, 25 Ekim 2001 tarihinde 69 yaşındayken Paris ’te kalp krizi gecirerek hayatını kaybetti. Olduğunde yalnızdı. Eşyalarının buyuk bir bolumu satıldı, geri kalanı devlet tarafından alındı. Kimilerine gore Prenses Sureyya ’nın ahı tuttu ve veliaht peşinde koşan şah ailesi, ellerindeki yonetimden de oldu.
İran şahına cocuk veremediği icin surgune gonderilen uzgun gozlu Prenses Sureyya kimdir sorusunu yanıtladık ve bu hikaye hakkında merak edilen detaylardan bahsettik. Kimbilir dunyanın farklı noktalarında yaşanan daha nice boyle dram vardır.
Monarşi, bir veliaht istiyor; şah ve Prenses Sureyya ise aşk istiyordu. Elbette, katı kurallar hakim geldi ve maalesef ciceği burnunda gelinimiz kendini Avrupa ’nın ortasında yeni bir hayat kurtarmaya calışırken buldu. Avrupa sosyetesi tarafından kabul edilse de basın onu uzgun gozlu prenses olarak andı. Prenses Sureyya kimdir, gelin biraz daha yakından inceleyelim ve bu huzunlu oykunun detaylarını gorelim.
[h=2]Avrupa ’da eğitim gormuş dunya guzeli bir genc kız:[/h]

Tam adı Soraya Esfandiary-Bakhtiari olan Prenses Sureyya, 22 Haziran 1932 yılında İran ’ın İsfahan şehrinde doğdu. Annesi Eva Karl Moskova ’da doğmuş bir Alman, babası Halil İsfendiyari ise İranlı bir diplomattı. Babası Batı Almanya ’da gorev yaptığı icin Prenses Sureyya ’nın hayatı İran ile Avrupa arasında geciyordu.
Prenses Sureyya, eğitiminin buyuk bir bolumunu Londra ’da ve İsvicre ’de aldı. Ailesi eğitimliydi ve babasının diplomat olması nedeniyle dunyayı yakından tanıyordu. O donem tahtta olan Şah Muhammed Rıza Pehlevi ’nin ablası ile tanıştıktan sonra tum bu ozellikleri ve guzelliği, onun şahın eş adayı olmasını sağladı.
[h=2]"Şah seni cok sevdi. Onunla evlenmeye hazır mısın?"[/h]

Daha once bir kez evlenmiş olan İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ’nin bir kızı vardır ancak ondan sonra tahta gecmesi icin bir erkek evlada ihtiyacı vardır. Bu nedenle aile, şaha kız bakmaktadır. Şahın ablası Londra ’da Prenses Sureyya ile tanıştığı zaman aradıkları gelini bulduklarını duşundu ve onu İran ’a geri donmek icin ikna etti.
Prenses Sureyya İran ’a geldiği zaman adına buyuk bir ziyafet duzenlendi. Şah zaten onun fotoğrafını daha once gormuş ve beğenmişti. O geceki yemekte hem Prenses Sureyya hem de şah ve ailesi birbirine ısındı. O akşam Sureyya ’nın babası yanına gelerek "Şah seni cok sevdi. Onunla evlenmeye hazır mısın?" diye sordu. Cevap olumluydu. Cift, ertesi gun nişanlandıklarını duyurdular.
[h=2]Prenses Sureyya, İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ile evleniyor:[/h]

18 yaşında genc bir kız olan Prenses Sureyya, duğunden hemen once tifo hastalığına yakalandı ve gecici olarak yatalak kaldı. Ayağa kalkmaya başladığı zaman duğun hazırlıkları da başladı. Sureyya ’nın gelinliği, Christian Dior tarafından tasarlandı. Altınlar, pırlantalar, metrelerce ipek kumaş derken gelinlik oldu 30 kilo.
Henuz tam olarak iyileşmemiş prensesin en azından duğun gecesini atlatabilmesi icin doktorlar gelinliğin icine yun yelek ve yun corap giymesini onerdiler. Hava karlı ve soğuk olduğu icin şah, gozu gibi baktığı nişanlısı icin sarayı odun sobalarıyla donattı. Gelinliğin kilolalarca ağırlığından bunaldığı zaman ise hizmetciler gelinliğin fazlalıklarını kesiverdi ve sonunda Prenses Sureyya biraz olsun rahatladı. Duğun, 12 Şubat 1951 tarihinde sorunsuz bir şekilde gercekleşti.
[h=2]Ondan her zaman bir erkek cocuk beklendi:[/h]

Prenses Sureyya ve İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi birbirlerini gercekten seviyorlardı. Ancak bu evliliğin asıl amacı belliydi, şaha bir erkek cocuk vermek. Her zaman beklense bile birkac yıl cocuk baskısı pek yapılmadı. Ancak 1954 yılında, tahtın varisi olarak gorulen şahın kardeşi Ali Rıza Pehlevi olunce işler kızıştı.
İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ’nin olmesi durumunda kardeşi Ali Rıza Pehlevi tahta cıkacaktı. Şahın cocuğu olmasa bile iyi bir secenekti. Ancak 1954 yılında bindiği ucağın duşmesi sonucu hayatını kaybedince İran tahtı varissiz kaldı. Bu durum kabul edilemezdi, edilmedi de. Şah ve Prenses Sureyya, 1958 yılında boşandılar.
[h=2]Uzgun gozlu prensesin surgun yılları:[/h]

Şahtan boşandıktan sonra İsvicre ’ye surgune gonderilen Prenses Sureyya, burada rahat bir hayat yaşamaya başladı. Cunku ne olursa olsun aslında İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi onu cok seviyordu ve yardım gonderiyordu. Avrupa ’da basının buyuk ilgisini ceken Prenses Sureyya; uzgun gozlu prenses olarak adlandırıldı.
Cok guzel bir kadındı, uzerinde doğunun mistik havasını ve muhteşem mucevherlerini taşıyordu. Kısa sure icinde Avrupa sosyetesi icine kabul edildi. Balolara, davetlere katılıyordu. Hatta 1965 yapımı Franco Indovina imzalı The Three Faces oynayarak kısa bir oyunculuk kariyerine bile imza attı.
Prenses Sureyya daha sonra hic evlenmedi ancak Franco Indovina ile bir ilişkisi olduğu biliniyordu. Şanssız prensesin yuzu yine gulmedi ve Indovina, 1972 yılında meydana gelen ucak kazasında hayatını kaybetti. Uzgun gozlu prensesin cilesi bitmiyordu.
[h=2]Prenses Sureyya, surgunde tek başına:[/h]

Prenses Sureyya ’nın durumu iyiydi cunku şah tarafından verilen yuklu miktarda aylıkla geciniyordu. Derken 1979 yılında İran İslam Devrimi yaşandı ve İran monarşisi tepetaklak edildi. Bu durum direkt olarak prensesi etkiledi cunku kendisine verilen aylık buyuk oranda azaldı. Oyle ki sahip olduğu pek cok mucevheri satmak zorunda kaldı.
Prenses Sureyya, 25 Ekim 2001 tarihinde 69 yaşındayken Paris ’te kalp krizi gecirerek hayatını kaybetti. Olduğunde yalnızdı. Eşyalarının buyuk bir bolumu satıldı, geri kalanı devlet tarafından alındı. Kimilerine gore Prenses Sureyya ’nın ahı tuttu ve veliaht peşinde koşan şah ailesi, ellerindeki yonetimden de oldu.
İran şahına cocuk veremediği icin surgune gonderilen uzgun gozlu Prenses Sureyya kimdir sorusunu yanıtladık ve bu hikaye hakkında merak edilen detaylardan bahsettik. Kimbilir dunyanın farklı noktalarında yaşanan daha nice boyle dram vardır.