Bruno New York'tan geri ucuyordu ve Katy bu kez her zamanki gibi ortadan kaybolmayı başaramayacağını cok iyi biliyordu.
Kısacası Bruno Giannella onu urkutuyordu.
Onunla tam on sekiz ay once kendisiyle goruşme yapacağı sırada tanışmıştı
ve genc adamın acılış cumlesi vaftiz babasının hayatında onemli bir yer tutacağı goz onune alınınca onu biraz tanımak istediği olmuştu.
Ve onu izleyen bir bucuk saat genc kadının yaşadığı hemen hemen en zor zaman dilimi olarak gecmişti.
O zamandan beri genc kadın kacmayı bir sanat dalı haline getirmişti.
Bruno'nun vaftiz babasına olan ziyaretleri nadir ve planlı olurdu.
Bu adamın bir anda gercekleşiveren plansız işlere dayanamadığını artık anlamıştı.
Hayatı en ufak dakikaya kadar planlanmıştı.
Genc kadın bunun icin minnettardı cunku bu sayede evden kolayca uzaklaşma fırsatı buluyordu.
Ama bu kez ne yazık ki boyle bir imkanı yok gibiydi.