Gulmecenin doruklarında bir yapıttır "Halo Dayı ve İki Okuz"... Anadolu insanının saf, ezik ve sevecen dunyasından yepyeni gozlemler, dokunaklı kesitler veren seckin bir roman... Nitekim televizyonda yayımlandığı zaman buyuk ilgi uyandırmış, hemen herkesin ovguyle karşıladığı bir dizi olmuştu.
Koy - kent celişkisinin gulmeceyle ic ice butunleştiği, giderek carpıcı bir yoğunluk kazandığı bu romanda, okuz parası icin İstanbul`a giden Halo Dayı ve oğlu İdris`in seruvenlerini okuyacaksınız. Kuşkusuz severek, beğenerek, tutkuyla... (Arka Kapak)
Kim demiştir, kim koymuştur bilinmez, bu koyun adı Mescitli koyudur. Kuşlar gelir, derelerden tepelerden, Kirman Yarığı'ndan...Sever koyluler Kirman Yarığı'nı, cunku burası onlar icin doğal bir yoldur. Kışın karında, altı gunde varırlar kasabaya... Ayağına tez olanlar,bir de derdine umar arayanlar, yaz gunu, hic kimse, ister hasta gotursun, ister haber ucursun, altı gunden once varamazlar kasabaya. Kar once Kirman Yarığı' nın doğusunu kapatır, goren sanki sanır kar, o geceye yağmış, bu geceye yağmamış... İlk birkac gun boyle, sonra yavaş yavaş, o geceye bu gece derken her yer apak olur, ta ki mayısa dek, taki hazirana dek... Bir kar, bir kar daha, bir kar, bir kar daha... İlk uc beş karı sayar Mescitliler, ondan sonra saymaz olurlar… (Kitaptan...)
Şifre: