2021 yılında Turkiye ’de otomotiv sektoru, ekonomik krizden en cok etkilenen sektorlerden biri oldu. 2021 ile 2020 yıllarındaki otomobil satışları karşılaştırıldığında ciddi oranda azalmalar olduğu goruldu. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verileri, Turkiye ’deki vatandaşların neredeyse yarısının araba sahibi olmak icin yeterli maddi guce sahip olmadığını gosterdi.
Gectiğimiz yılda fiyat artışları ve duşuk satış oranlarının ardından bu yıl otomotiv sektoru, duşuk baz etkisiyle buyumeye başlamıştı. Ancak kuresel tedarik zincirindeki aksamalar ve yeni yıl ile taşıt kredi faizlerinde gorulen artış, arac satışlarının yavaşlamasına neden oldu. Vatandaşların alım gucu her gecen gun daha da duşmeye devam ediyor.
[h=2]Turkiye'deki vatandaşların otomobil sahibi olmak icin yeterli maddi gucu yok[/h]
2021 yılı otomobil satışları, 2020 yılına gore karşılaştırıldığında yuzde 7,9 oranında azalma olduğu goruldu. Sadece aralık ayındaki arac satışları karşılaştırıldığında ise Aralık 2021 ’in arac satış oranlarının Aralık 2020 ’ye gore yuzde 46 oranında duştuğu goruldu. Otomobil pazarındaki bu ciddi daralmanın son 10 yıldaki ortalaması dikkate alındığında ise 2021 ’deki otomobil ve hafif ticari arac pazarının, 10 yıllık aralık ayı ortalama satışlarına gore yuzde 49,3 oranında azaldığı ortaya cıktı.
Eurostat ’ın yaşam koşulları tespitine yonelik yuruttuğu calışma verilerinden elde edilen bilgiler, Turkiye nufusunun yuzde 34,8 ’inin araba sahibi olmak icin yeterli maddi gucu bulunmadığını ortaya cıkardı. Avrupa Birliği ’ne bağlı ulkeler arasındaki en duşuk alım gucune sahip Romanya ’da ise bu oran yuzde 23,5 ’ti. Arac sahibi olmak icin yeterli maddi guce sahip AB ulkeleri arasında ilk sırada yer alan ulkeler ise yuzde 1,7 oranla Kıbrıs, yuzde 2,4 oranla Malta ve yuzde 2,6 oranla Slovenya olduğu belirtildi.
Turkiye ’deki otomobil sayılarının Avrupa ile karşılaştırılması sonucunda ise Turkiye bin kişiye duşen binek arac sayısının en duşuk olduğu ulke secildi. Bu durum bazı ulkelerde kişisel bir tercih olabilirken, Turkiye ’de maddi yetersizlikten kaynaklanan bir zorunluluk olarak kayda gecti.