Buna bir aşk ucgeni oykusu diyebilirsiniz sanırım. Arnie Cunningham, Leigh Cabot ve Christine tabii.
Yalnız Christine'in Arnie'nin ilk aşkı olduğunu da anlamanızı isterim.
Henuz yirmi ikisindeyim ve buyuk deneyim sahibi bir erkek gibi konuşamam.
Yine de bana kalırsa Christine, Arnie'nin tek, gercek aşkıydı. Bu yuzden de bir felaket oldu...
Arkadaşı Arnie Cunningham birden, “Aman Tanrım!” diye bağırdı.
“Ne oldu?”diye sordu. Celik cerceveli gozluğunun gerisinde gozleri yuvalarından fırlamış gibiydi.
Bir elini ağzına koymuş,omzunun ustunden bir şeye bakıyordu.
“Arabayı durdur, Dennis! Geri bas!”
“Sen ne diyor…”
“Geri git. Ona tekrar bakmak istiyordu.”
Arnie’nın kendine ozgu bir şaka yaptığını duşunerek geri bastı. Ama bu şaka filan değildi.
Arkadaşı deli gibi aşık olmuştu, Bence o berbat bir şeydi.
Arnie’nın o gun onda ne gorduğunu hicbir zaman bilemeyecekti.
On camın sol yanındaki catlaklar bir orumcek ağını andırıyordu.
Sağ arka yan tumuyle icine gocmuş,boyaları dokulmuş ve paslanmıştı.
Arka camurluk eğrilmişti. Bagaj kapağı yarı acıktı. Doşeme yer yer yırtılıp icinden pamuklar fırlamıştı.
Sanki biri bıcakla doşemeyi kesip parcalamıştı. Bir lastik patlaktı, diğerleri de kabak sayılırdı.
Yani berbat haldeydiler. Daha da kotusu motorun bulunduğu yerin altında bir yağ birikintisi vardı.
Arnie 1958 model bir Plymouth Fury’e aşık olmuştu. Şu uzun kuyruğu olan buyuk arabalardan biriydi.
On camın sağ tarafında,yani catlaklar olmayan yanda guneşten solmuş SATILIKTIR yazılı bir kağıt vardı.
Yalnız Christine'in Arnie'nin ilk aşkı olduğunu da anlamanızı isterim.
Henuz yirmi ikisindeyim ve buyuk deneyim sahibi bir erkek gibi konuşamam.
Yine de bana kalırsa Christine, Arnie'nin tek, gercek aşkıydı. Bu yuzden de bir felaket oldu...
Arkadaşı Arnie Cunningham birden, “Aman Tanrım!” diye bağırdı.
“Ne oldu?”diye sordu. Celik cerceveli gozluğunun gerisinde gozleri yuvalarından fırlamış gibiydi.
Bir elini ağzına koymuş,omzunun ustunden bir şeye bakıyordu.
“Arabayı durdur, Dennis! Geri bas!”
“Sen ne diyor…”
“Geri git. Ona tekrar bakmak istiyordu.”
Arnie’nın kendine ozgu bir şaka yaptığını duşunerek geri bastı. Ama bu şaka filan değildi.
Arkadaşı deli gibi aşık olmuştu, Bence o berbat bir şeydi.
Arnie’nın o gun onda ne gorduğunu hicbir zaman bilemeyecekti.
On camın sol yanındaki catlaklar bir orumcek ağını andırıyordu.
Sağ arka yan tumuyle icine gocmuş,boyaları dokulmuş ve paslanmıştı.
Arka camurluk eğrilmişti. Bagaj kapağı yarı acıktı. Doşeme yer yer yırtılıp icinden pamuklar fırlamıştı.
Sanki biri bıcakla doşemeyi kesip parcalamıştı. Bir lastik patlaktı, diğerleri de kabak sayılırdı.
Yani berbat haldeydiler. Daha da kotusu motorun bulunduğu yerin altında bir yağ birikintisi vardı.
Arnie 1958 model bir Plymouth Fury’e aşık olmuştu. Şu uzun kuyruğu olan buyuk arabalardan biriydi.
On camın sağ tarafında,yani catlaklar olmayan yanda guneşten solmuş SATILIKTIR yazılı bir kağıt vardı.