Aslında
Roselyne’i boylesine
derin bir aşkla seven bu
genc adama artık guveniyordu,
yaşlı rahip. Evet Marki, kızı mutlu edecekti.
Kendiside artık rahat olebilirdi. Sevgili dostu,
kontun torununu sonunda emin ellere bırakıyordu.
Birden ay ışığında birbirine sarılmış cifti gordu.
Gecenin gumuşe boyanmış aydınlığında,
Roselyne bir masal perisi guzelliğine
burunmuştu. Kulağına bir şeyler
fıslayan Odon’u hayran bir
gulumseyişle dinliyordu.
Gozleri oldukca keskin olan yaşlı adam,
kucuk kızın bu gece aniden değiştiğini farketti.
Aşk yaratmıştı bu mucizeyi, birkac gunden bu yana,
sararıp solan genc kız, birkac dakika icinde
taze bir gul gibi acılmış serpilmişti...
Gecenin sessizliğinde Odon’un ahenkli sesi duyuldu :
— Haydi Rahip Efendi...
Daha Rosey’ye nişan busesini vermedim.
Onu opebilmek icin sizi bekledim,
ne kadar da geciktiniz...