Ozellikle son aylarda elektrikten doğalgaza, petrolden gıda urunlerine kadar her sektorde gelen kontrolsuz zamlara şahit oluyoruz. Oyle ki 2022 ’nin ilk gunune bile Enerji Piyasası Duzenleme Kurumu ’nun (EPDK) yeni kararlarıyla başlamıştık. 1 Ocak 2022 itibariyle elektriğe yuzde 50 ’ye varan zam geldi.
Tuketici Konfederasyonu, yapılan zamların uygulanmaması ve iptali icin yargıya başvurdu. 2022 yılının ilk elektrik zamlarının kontrolu ve iptalini isteyen konfederasyon, EPDK hakkında dava actı. Konfederasyon, elektriğe gelen aşırı zamlar icin iptal talebinin nedenlerini maddeler halinde acıkladı.
[h=2]Tuketici Konfederasyonu elektrik zamlarının iptali icin EPDK'ye dava actı[/h]
Yeni yılla birlikte gelen yeni elektrik zamnlarının iptali icin yargıya başvuran Tuketici Konfederasyonu, Enerji Piyasası Duzenleme Kurumu hakkında Danıştay ’a dava actığını “Kurulun 31 Aralık 2021 tarih ve 10708 sayılı kararı ile karara Ek-1, Ek-2, Ek-3 ’de yer alan fiyat tarife tablolarının onaylanmasına ilişkin kararın yurutmesinin durdurularak iptaline ilişkin olarak dava acılmıştır” sozleriyle duyurdu.
Tuketici Konfederasyonu, dava uzerine yaptığı acıklamada ulkemizde 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren gecerli olacak fiyat artışlarının “Cumhuriyet tarihinin en yuksek oranı” uzerinden belirlendiğini belirtti. Yeni karar ile sosyal devlet anlayışından uzaklaşıldığını dile getiren yetkililer en temel tuketici hakkı olan enerjinin adil ve herkese ucuz ve imkanına gore ulaştırılmasının dikkate alınmadığını belirtti.
Konu uzerine yargıda cozum arayan konfederasyon, EPDK ’nin kararını yurutmesinin durdurulması ve iptal talebinin nedenlerini;
Hanedeki kişilerin gelir durumu, meskenin gayrimenkul rayic değeri gibi unsurların dikkate alınmaması, Gunluk 5 Kw'lık ayrım cok duşuk olup temel ihtiyac kalemlerinin harcandığı elektriğin cok altında olması, Yaşamı 24 saat boyunca elektrikli makineye bağlı olanların bu tarifede dikkate alınmaması, Kararda “mesken alcak gerilim tek zamanlı” dediğine gore 3 zamanlı okumalarda, anayasanın eşitlik ilkesi ihlali soz konusu olması, dar gelirlilerin ikamet ettiği meskenlerdeki kişi sayısı, meskenin rayic bedeli, hanenin gelir durumu gibi kriterler dikkate alınmaması, Duzenlemenin bu haliyle duşuk gelir gruplarına fayda sağlamaktan uzak olması, şeklinde sıraladı.