

[h=2]İşte Silifke ’nin Turistik Yerleri [/h][h=4]Silifke Kalesi[/h]

Muhteşem Silifke manzarasını kuşbakışı gorebileceğiniz Silifke Kalesi ’nin Helenistik veya erken Roma donemine ait olduğu duşunuluyor. 185 metre yuksekliğindeki bir tepe uzerine konumlanan bu kalenin icinde kemerli galeriler, su sarnıcları, depolar ve diğer yapı kalıntıları bulunuyor. Unlu gezgin Evliya Celebi, Seyahatname ’de Silifke Kalesi ’nde 23 burc olduğunu ve icinde bir cami ile 60 ev bulunduğunu belirtmiş. Fakat bugun burcların bir kısmı ve kale ici yıkık olduğundan burc sayısı vermek oldukca zor. Gunumuzde kalede gorulebilen 10 adet burc bulunuyor.
[h=4]Tekirambarı Su Sarnıcı[/h]Silifke Kalesi ’nin eteğinde yer alan Tekirambarı Su Sarnıcı; 46 metre uzunluğunda, 23 metre genişliğinde ve 14 metre derinliğinde bir su deposu. Bizans doneminden kalma bir yapı olan Tekirambarı Su Sarnıcı ’na Cennet ve Cehennem Mağaraları ’nda olduğu gibi helezonik merdivenle inilebiliyor.
Sarnıc yapılırken; suyun sızmasını onlemek ve sarnıca anıtsal bir ozellik vermek amacıyla tum duvarlar duzgun kesme taşlarla desteklenmiş, ayrıca yuvarlak kemerli bir niş oluşturulmuş. Tekirambarı Su Sarnıcı bolgenin onemli tarihi yapıları arasında yer alsa da, cok bakımsız bir durumda olduğunu uzulerek soylemeliyiz.
[h=4]Cennet - Cehennem Mağaraları[/h]Silifke ’ye bağlı Narlıkuyu ’daki Cennet ve Cehennem Mağaraları, bolgenin en cok turist ceken yerlerinden biridir. Doğal yollar ile oluşan bu mağaralar oldukca derindir.
135 metre derinliğindeki Cennet Mağarası (diğer adıyla Cennet Obruğu) kirectaşı katmanları icinde karstik surecler sonucunda oluşmuş. Bu mağara dik ve kapalı bir karstik mağara sistemi icerisindeki galerinin tavanının cokmesi ile gelişmiş. Yer altı akarsuyu da denilen bu sisteme 450 basamakla iniliyor. Merdivenin sonunda Helenistik donemden kalma bir Zeus Tapınağı bulunuyor.
110 metre derinlikteki Cehennem Mağarası (Cehennem Obruğu) ise, bir yer altı mağarasının tavanını aşındırıp, cokmesiyle oluşmuş. Dar ve dik yapısı nedeniyle bu mağaranın tabanına inmek ne yazık ki mumkun değil. Mağaraya, korkutucu manzarası sebebiyle “cehennem” ismi verildiği soyleniyor.
[h=4]Astım Mağarası[/h]Narlıkuyu ’da yer alan Astım Mağarası, Dilek Mağarası adıyla da biliniyor. Adından da anlaşılacağı uzere bu mağaranın astım hastalarına iyi geldiğine inanılıyor. Sıcaklık ortalaması 15 derece olan mağaranın nem oranı yazın % 85 ’e, kışın ise % 95 ’e ulaşıyor. Mağaradaki bu atmosferin astım hastalarının iyileşmesine yardımcı olduğu biliniyor.
İcerisine helezonik demir bir merdivenle inilen bu mağarada birbiriyle bağlantılı, uzunluğu 200 metreyi bulan galeriler, dev sarkıt ve dikitler bulunuyor.
[h=4]Mezgit Kalesi[/h]İsminde kale gecse de burası aslında bir anıt mezardır. Korkusuz Satrap Mezarı adıyla da bilinen Mezgit Kalesi oldukca yuksektir. Bu yapı gecmişten gunumuze orijinalliğini yitirmeyen eserler arasındadır.
[h=4]Uzuncaburc[/h]Helenistik donemde Olba Krallığı ’nın ibadet yeri olan Uzuncaburc ’un en onemli ozelliği bolgenin en iyi şekilde korunmuş tarihi kalıntısı olmasıdır. Donemin İmparatoru Vespasianus, MS. 72 yılında, Olba ’dan ayrılmış ve “Tanrı-İmparator Kenti” anlamına gelen Diocaesare adıyla ozerk, kendi adına para basabilen yeni bir site kurmuş. Gunumuzde Uzuncaburc adıyla bilinen bu sitede Zeus Tapınağı, burc ve piramit catılı anıtmezar, ceşme, sutunlu cadde, toren kapısı, Şans Tapınağı, tiyatro ve Zafer Kapısı ’nın kalıntıları bulunuyor. Tum bu yapıların Roma doneminde inşa edildiği biliniyor. 5 ’inci yuzyılda Hristiyanlığın gelişmesiyle birlikte kiliseye donuşturulen Zeus Tapınağı ’na yine bu donemde yeni kiliseler eklenmiş.
[h=4]Olba Antik Kenti[/h]Helenistik donemde Olba Krallığı ’nın onemli kentlerinden biri olan Olba Antik Kenti, Uzunburc ’un 4 kilometre doğusunda yer alıyor. Aynı zamanda donemin başkenti olan bu antik kentte Septimus Severus zamanından kalma ceşme binası, su kemeri, evler, tiyatro ve nekropol bulunuyor. Olba Antik Kenti ’nin diğer onemli eseri ise nekropolun bulunduğu vadi uzerine kurulu 150 metre uzunluğunda ve 25 metre yuksekliğinde dort kemerli akuaduktur. Yapılan incelemelerde, antik ceşme ile aynı donemde yapılmış olan su kemerinin, Bizans İmparatoru II. Justin yonetimi sırasında onarım gorduğu ortaya konulmuş.
Nekropol sahasındaki kaya mezarları, lahitler, ceşmenin yanında bulunan tiyatro binası ile sadece bir bolumu gunumuze kadar ulaşmayı başaran sahnenin gorulmeye değer olduğunu soylemeliyiz.
[h=4]Şeytan Deresi Kanyonu ve Adam Kayalar[/h]Silifke ’de gorulmesi gereken yerlerin başında gelen Şeytan Deresi Kanyonu ve Adam Kayalar ’ın Mersin Kızkalesi ’ni yukarıdan goren muhteşem manzarasının sizi buyuleyeceğini soylemeliyiz. Adam Kayalar, Şeytan Deresi Kanyonu ’nun sarp yamaclarındaki insan kabartmalarına verilen isimdir. MO. 1 ila 2 ’inci yuzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen bu kabartmaların en onemli ozelliği ise donemin en buyuk boyutlardaki insan kabartmaları olmasıdır. Yolunuz Adam Kayalar ’a duştuğunde; erkek, 4 kadın, iki cocuk, bir dağ kecisi ve bir Roma Kartalı kabartması sizleri karşılıyor olacak. Bu figurlerin birbiriyle bağlantılı anlatımı olduğu biliniyor. Bu eserin aynı zamanda ulkemizin de en onemli tarihi eserlerinden biri olduğunu sozlerimize eklemeliyiz.
[h=4]Aya Tekla Kilisesi[/h]Aya Tekla Kilisesi; Hristiyanlığı yaymak amacıyla yollara duşen St. Paul ’un vaazlarından etkilenen Aya Tekla ’nın kendini dine adadıktan sonra olduruleceği korkusuyla saklandığı mağaradır. Meryemlik adıyla da bilinen bu mağara, Taşucu yolu uzerinde yer alıyor.
Aya Tekla ’nın Hristiyanlığı yayarken karşılaştığı hastaları mucizevi bir şekilde iyileştirdiğine inanılıyor. Dolayısıyla Aya Tekla ’nın sığındığı bu mağara Hıristiyanlarca kutsal sayılarak kiliseye donuşturulmuş. İmparator Zenon tarafından, 6 ’ıncı yuzyılda Aya Tekla ’ya ithafen yaptırılan kilise ile mezarlık, hamam, şehir suru kalıntıları ve sarnıc gunumuze miras kalan yapılar arasındadır.
[h=4]Poimenios Hamamı ve Uc Guzeller[/h]Poimenios tarafından inşa ettirilen Poimenios Hamamı, Narlıkuyu Koyu ’nda deniz kenarında yer alıyor. 4 ’uncu yuzyıla tarihlenen bu yapının Roma donemine ait olduğu biliniyor. Cennet Mağarası ’nın icindeki yer altı deresinin deniz ile buluştuğu yerde bir tatlı su kaynağı bulunuyor. Poimenios Hamamı ’nın bu tatlı su kaynağından faydalanılarak inşa edildiği tahmin ediliyor. Hamamı ozel kılan bir diğer ozellik ise; yıkanma bolumunun tabanında yarı tanrıca uc kız kardeşin betimlendiği, Uc Guzeller Mozaiği adıyla bilinen mozaiktir. Zeus ’un kızları Aglaia, Euphrosyne ve Thalia ’nın cıplak olarak kumru ve keklikler arasında dans ederken gorulduğu mozaiğin uzerinde Grekce şunlar yazıyor:
“Ey konuk dost! Bu mucizeli suyu kimin bulduğunu, saklı kaynağını kimin gun ışığına cıkardığını merak ediyorsan, bil ki O, imparatorların dostu ve Kutsal Adalar ’ın durust yoneticisi Poimenios ’tur.”
[h=4]Narlıkuyu[/h]Silifke ’ye bağlı Narlıkuyu icin “minyatur cenneti” tanımlamasını yapabiliriz. Silifke ’ye yolu duşen herkesin mutlaka uğramasını onerdiğimiz bu şirin yerde deniz her daim berraktır. Dolayısıyla ne kadar derin olursa olsun kolaylıkla denizin dibini gorebilirsiniz. Ayrıca burada denizin turkuaz renginin de buyuleyici olduğunu soylemeliyiz.
Yukarıdaki satırlarda belirttiğimiz gibi Cennet ve Cehennem Mağaraları ile Astım Mağarası ’na ev sahipliği yapan Narlıkuyu ’da Zeus Tapınağı, Roma ve Bizans donemlerine ait yapı kalıntıları, taş kemerler ve sarnıclar yer alıyor.
[h=4]Tisan Koyu ve Afrodisias Mozaiği[/h]Turkuaz denizi ve yemyeşil doğasıyla buyuleyici bir atmosfere sahip olan Tisan Koyu, Dunyanın En Guzel 13. Koyu secilen bir bolge. Bir zamanlar Afrodisias yerleşiminin bulunduğu bu bolge, “Kilikya Afrodisiası” ismiyle de biliniyor. Yunan kolonisi olarak kurulan antik kent Tisan ’da cok sayıda tarihi kalıntı gormeniz mumkun. Kilise ve kale gibi kalıntıların yanı sıra mozaikleriyle de unlu olan bu koyda ozellikle Afrodisias Mozaiği ’nin gorulmeye değer olduğunu bilmelisiniz. 6 ’ıncı yuzyıla tarihlenen bu eser, Pantaleon Kilisesi ’nin tabanında yer alıyor.
[h=4]Boğsak Koyu ve Adası[/h]Deniz kaplumbağalarının (caretta caretta) ureme bolgesi olan Boğsak Koyu ve Adası, cadır ve karavan tutkunlarının uğrak yerlerinden biri olma ozelliği taşıyor. Mersin – Antalya karayolu uzerinde bulunan Boğsak Adası ’nın MO. 4 ’uncu yuzyılda onemli bir yerleşim yeri olduğu biliniyor. Doğal bir dalgakıran gorevi ustlenen Boğsak Koyu ise, bozulmamış yapısıyla dikkatleri uzerine cekiyor. Roma ve erken Bizans doneminden izler taşıyan Boğsak Adası ’nda bu donemlere ait evler, mezarlar, sarnıclar ve kilise kalıntıları yer alıyor.
[h=4]Taşucu[/h]Holmi Kolonisi tarafından MO. 7 ’inci yuzyılda kurulan Taşucu, Buyuk İskender ’in komutanlarından Selefkos Nikator tarafından ele gecirilmiş. Bu olayın uzerine bolgenin yerel halkı Silifke ’ye yerleştirilmiş. Taşucu ’nun yaklaşık 2 kilometre batısında Antik Mylai Oren Yeri bulunuyor. Yore halkının “Manastır” dediği bu oren yerinde gec Roma ve erken Bizans donemlerine ait kalıntıları inceleyebilirsiniz. Taşucu ’nun bir diğer ozelliği ise Turkiye ile Kıbrıs arasındaki bir tatil beldesi olmasıdır.
[h=4]Susanoğlu[/h]Flavius Uranius tarafından gec Roma doneminde kurulan Susanoğlu, o donemde Corasium ismiyle anılıyormuş. Silifke – Mersin karayolunun 15 ’inci kilometresindeki Susanoğlu, bolgenin gozde tatil yerlerinden biridir. Susanoğlu, ince kumlu ve yay şeklinde geniş bir koya sahip. Koyun etrafında ise tarihe ve arkeolojiye meraklıları ağırlayan antik bir kent bulunuyor. Bu antik kentte iki ayrı nekropol, kilise, hamam ve sarnıc kalıntılarını inceleyebilirsiniz.
[h=4]Jupiter Tapınağı[/h]MS. 2 ’inci yuzyılda inşa ettirilen Jupiter Tapınağı, 5 ’inci yuzyılda kiliseye donuşturulmuş. Silifke merkezde bulunan bu tapınağın doğu ve guney yanlarında sutunlar bulunuyor. Bu sutunlar orijinal şeklinde korunsa da her biri 10 metre boyundaki korint başlıklı sutunlardan yalnızca 1 tanesi gunumuze ulaşmayı başarmış.
[h=4]Taşkopru[/h]Goksu Nehri ’nin uzerinde yer alan Taşkopru ’nun Roma doneminde yaptırıldığı biliniyor. Koprunun orijinali 7 gozluymuş. Ancak yapılan restorasyonlar ile kopru 5 gozlu hale getirilmiş.
[h=4]Tokmar Kalesi[/h]17 ’inci yuzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilen Tokmar Kalesi, denizi goren bir tepe uzerinde yer alıyor. Ulaşımı oldukca kolay olan kalenin etrafında savunma burcları ve sert kayalar bulunuyor. Nedeni bilinmese de, halk kalenin lanetli olduğuna inanıyor.
[h=4]Liman Kalesi[/h]Osmanlı Devleti doneminde inşa edilen kale, 14 ’uncu yuzyıl ile tarihleniyor. Deniz kenarında, Taşucu – Antalya karayolu uzerindeki bu liman bolgenin gorulmeye değer yerleri arasındadır.
[h=4]Akcakıl Koyu[/h]Bolgenin en guzel koylarından biridir. Doğal plajı ve yemyeşil doğası ile tatilcilerin hafızalarında yer eden bu koy, Taşucu ’ndadır. Ozellikle kamp severlerin tercih ettiği bir adres olarak one cıkan Akcakıl Koyu ’nu mutlaka gormenizi tavsiye ederiz.
[h=4]Cambazlı Kilisesi[/h]Silifke ’ye bağlı Cambazlı Koyu ’nde yer alan bu kilisenin etrafında anıt mezarlar, lahit ve sarnıc yer alıyor. Bolgenin en eski yapılarından biri olan Cambazlı Kilisesi ’nin kuzey bolumu tamamen kapalıdır. Orijinal halini gunumuze kadar korumayı başaran kilisenin ic galerisi oldukca sağlamdır.