
Bir diğer adı Kazıklı Humma olarak bilinen tetanoz gunumuzde geri kalmış bir cok toplumda hali hazırda olumcul bir hastalıktır. Zamanla geliştirilmiş aşı teknolojisine kadar kucuk buyuk her yaştan insanın olumune sebep olmuş bu hastalığın yeni doğan doneminden itibaren yapılan aşılarla olumcul etkisi %80 oranında yok edilmiştir.
Tetanoz aşısı, boğmaca ve difteri aşılarıyla birlikte yapılır. Bu aşı DBT (difteri-tetanoz-boğmaca) olarak bilinir. Doğumdan sonraki ikinci aydan başlayarak uc doz yapılan aşı, ilkokul doneminde uc doz olarak tekrarlanırken ortaokul ve yirmili yaşların başında bağışıklığı guclendirmek icin yeniden uygulanmalıdır.
İnsanlar en cok acılan yaralara temas eden paslı bir aletin bu hastalık mikrobunu bulaştırdığını duşunse de hayvan ve insan dışkısı ile karışmış toprağa temasla, yanıklarla ve nadiren cerrahi operasyonlar esnasında bulaşması dunya uzerinde cok sık gorulur. Ayrıca tetanoz mikrobu havada ve suda da gorulur. İnsandan insana ancak hastalık mikrobunu taşıyan acık yarayla teması halinde bulaşır ve hayvan ısırıklarıyla bulaşması sık rastlanmasa da gorulen bir durumdur.
Tetanozun en rahat gelişebileceği ortam oksijensiz bolgeler ve vucuttaki acık yaralardır. Bir insan uzerinde gelişme suresi 5-10 gun surerken bu sure bazı durumlarda 2 gun ile 2 ay arasında değişebilir.
Hastalık kas spazmları, solunum zorlukları, sinir siztemi bozukluklarıyla ortaya cıkar. Endişe ve huzursuzluk durumu belirir. Tedavi edilmediği ya da gecikilen ilerlemiş durumlarda hastalık omuriliği etkilediğinden bel kemiğinin bukulduğu gorulur. Hasta bu gibi durumlarla birlikte sese karşı aşırı duyarlı bir hale gelir ve en ufak bir seste buyuk tepkiler gosterebilir.
Hastalığın bulaştığı yara cerahatli olduğundan cerahatten alınacak kulturle tanısı konulabilir. Belirtileri menenjit, kuduz gibi bazı hastalıklarla benzerlik gosterdiğinden ayırt edilebilmesi tedaviye başlama surecinde cok onemlidir.
Sonuclarında erken tedavi buyuk rol oynamaktadır. Cok genc veya cok yaşlılarda olum oranı yuksek olan hastalık buyuk dozajlarda antibiyotik ve tetanoz anti-toksini verilerek tedavi edilir. Hasta tedavi surecinde 9-10 gunu atlatmışsa iyileşme şansı yuksek demektir. Ozellikle bu gibi olumcul hastalıklar gerekli kuruluşlara bildirilmesi zorunlu olan hastalıklardandır.
Tetanoz aşısı, boğmaca ve difteri aşılarıyla birlikte yapılır. Bu aşı DBT (difteri-tetanoz-boğmaca) olarak bilinir. Doğumdan sonraki ikinci aydan başlayarak uc doz yapılan aşı, ilkokul doneminde uc doz olarak tekrarlanırken ortaokul ve yirmili yaşların başında bağışıklığı guclendirmek icin yeniden uygulanmalıdır.
İnsanlar en cok acılan yaralara temas eden paslı bir aletin bu hastalık mikrobunu bulaştırdığını duşunse de hayvan ve insan dışkısı ile karışmış toprağa temasla, yanıklarla ve nadiren cerrahi operasyonlar esnasında bulaşması dunya uzerinde cok sık gorulur. Ayrıca tetanoz mikrobu havada ve suda da gorulur. İnsandan insana ancak hastalık mikrobunu taşıyan acık yarayla teması halinde bulaşır ve hayvan ısırıklarıyla bulaşması sık rastlanmasa da gorulen bir durumdur.
Tetanozun en rahat gelişebileceği ortam oksijensiz bolgeler ve vucuttaki acık yaralardır. Bir insan uzerinde gelişme suresi 5-10 gun surerken bu sure bazı durumlarda 2 gun ile 2 ay arasında değişebilir.
Hastalık kas spazmları, solunum zorlukları, sinir siztemi bozukluklarıyla ortaya cıkar. Endişe ve huzursuzluk durumu belirir. Tedavi edilmediği ya da gecikilen ilerlemiş durumlarda hastalık omuriliği etkilediğinden bel kemiğinin bukulduğu gorulur. Hasta bu gibi durumlarla birlikte sese karşı aşırı duyarlı bir hale gelir ve en ufak bir seste buyuk tepkiler gosterebilir.
Hastalığın bulaştığı yara cerahatli olduğundan cerahatten alınacak kulturle tanısı konulabilir. Belirtileri menenjit, kuduz gibi bazı hastalıklarla benzerlik gosterdiğinden ayırt edilebilmesi tedaviye başlama surecinde cok onemlidir.
Sonuclarında erken tedavi buyuk rol oynamaktadır. Cok genc veya cok yaşlılarda olum oranı yuksek olan hastalık buyuk dozajlarda antibiyotik ve tetanoz anti-toksini verilerek tedavi edilir. Hasta tedavi surecinde 9-10 gunu atlatmışsa iyileşme şansı yuksek demektir. Ozellikle bu gibi olumcul hastalıklar gerekli kuruluşlara bildirilmesi zorunlu olan hastalıklardandır.