Gebeliğin başlangıcı ile birlikte kapsadığı yaklaşık 40 (bazen 42) haftalık surecte tek amac sağlıklı bir gebelik gecirmek ve sağlıklı bir bebek dunyaya getirmektir. Gebeliğin başlamasıyla birlikte duzenli olarak yapılacak bazı test ve taramalarda gebelik doneminde karşılaşılabilecek sorunlarında erken donemde tespit edilmesi ve yuksek risk grubundaki gebeliklerin ayrıştırılması mumkun olabilir. Gebelikte takipler yapılırken mumkun olduğunca erken donemde yapılmalı ve guvenilir sonuclar elde edilebilecek tarama turleri uygulanmalıdır. Bazı tarama ve testler risk grubunda olan ve olmayan tum gebelere uygulanırken bazı ozel testler ve taramalar yalnızca yuksek risk grubunda olan gebelere uygulanır. Tarama testleri genellikle tam tanı koymak icin yapılan testler değildir. Test sonucunda cıkan rakamlarla bahsi gecen hastalığa dair risk oranını gosterirler. Gebelik doneminde yapılan bu tarama testleri ile anormalliği bebeğin en erken vakitte tespit edilmesi sağlanır. Bu sayede anne ve bebek detaylı bir şekilde değerlendirilir. Doğum oncesi, doğum anında ve doğum sonrasında yaşanabilecek durumlara karşı hazırlıklı olması sağlanır.
Bu yazıda anlatacağımız ve detaylarını paylaşacağımız taramalar ve testler tum gebelerde standart olarak yapılan tarama ve testler değildir. Bazıları gebelik sureci boyunca her gebede uygulanırken bazıları gebenin durumuna, gecmişine, gebeliğin risk oranına ve gebelik surecinde yaşadığı rahatsızlıklar ve belirtilerine gore uygulanır. Dolayısıyla okuyacağınız ve hakkında bilgi sahibi olacağınız tarama ve testler doktorunuz tarafından talep edilmediğinde tedirgin olmanıza gerek yoktur. Anlatılan hastalıklara ilişkin belirtiler hissettiğinizde mutlaka doktorunuzun fikrini almalı, gerekirse testler ve taramalar hakkında aklınıza takılanları kendisine yoneltmeli ve onerileri doğrultusunda testleri uygulamalısınız.
Gebenin kontrollerine devam ettiği hastane dışında bağlı bulunduğu sağlık ocağı tarafından da izlemi yapılmaktadır.
Birinci izlem: Gebeliğin 14. haftası icerisinde yapılır. İkinci izlem: Gebeliğin 18 – 24. haftaları icerisinde yapılır. Ucuncu izlem: Gebeliğin 30 – 32. haftaları arasında yapılır. Dorduncu izlem: Gebeliğin 36 – 38. haftaları arasında yapılır 40. haftada doğum gercekleşmezse gebe izlemlerinin yapıldığı sağlık ocağı ya da aile sağlığı merkezindeki sorumlu hemşiresine mutlaka bilgi vermelidir.
[h=4]Gebelikte uygulanan tarama testlerinin sahip olduğu bazı temel ozellikler şunlardır: [/h]
Yapılan tarama testi ile aranan ciddi bir hastalık olmalıdır. Fetus ve anne icin ciddi bir sorun oluşturmayacak hastalıkların taraması yapılmaz, bunun bir anlamı yoktur.
Aranan hastalık nadir gorulen bir hastalık olmamalıdır. Ornek vermek gerekirse Down sendromu icin tarama testi yapmak mantıklıdır ancak akondroplaziyi (FGFR3 geninde ki bozukluklardan kaynaklanan kalıtsal bir cucelik tipi ) araştırmak icin tarama yapmak cok mantıklı değildir.
Tarama testi sonucunda ortaya cıkacak olan hastalığın bir onlemi ya da tedavisi olmalıdır.
Yapılan tarama testi hasta tarafından kabul edilebilir olmalıdır. Ornek vermek gerekirse tarama testi yapmak amacıyla her durumda amniyosentez onerilmemelidir.
Tarama testleri her kesimden gebeye uygulandığı icin kolay ulaşılabilir ve uygun fiyatlı olmalıdır.
Yapılan tarama testi guvenilir olmalıdır.
Testin pozitif sonuclanması durumunda yapılacak işlemler netleştirilmiş olmalıdır.
[h=3]Gebelikte Yapılan Tarama ve Testler [/h]Kan grubu ve antikor tayini:
Gebelik uzun ve donem donem riskli olabilecek bir surectir. Herhangi bir durumda bir kanama meydana gelebilir. Kanamanın dışında kan uyuşmazlığı olup olmadığını da belirlemek gerekir. Bu sebeple gebeliğin başlangıcında mutlaka kan grubu antikor testi yapılmalıdır. Ozellikle annenin Rh (-) babanın Rh (+) olduğu durumlarda kan uyuşmazlığı soz konusu olabilir. Bebek Rh (+) iken cok cok az miktarda bile annenin kanına karışırsa bu risk yaratır. Annenin bağışıklık sistemi kendi kanında bulunan kırmızı kan hucrelerinden farklı olan cocuğun kırmızı kan hucrelerine karşı antikor uretir. Klasik kan uyuşmazlığında annenin oluşturduğu antikorlar ikinci gebelikte, bebek dolaşımına plasentadan gecerek kan hucrelerini oldurmeye başlar. Bebek dolaşımına gecen antikor miktarı ile doğru orantılı olarak bebeğin anne karnında kansızlığa bağlı kalp krizi soz konusu olabilir ve bebek olumleri gorulebilir. Annenin bağışıklık sistemi bir kez uyarıldığında bu vucut yabancı kan hucrelerine karşı antikor urettiği icin kan uyuşmazlığının tespiti oldukca onemlidir. Bu uyaran hic oluşmadan sorunu tespit edip uygun onlemler alınmalıdır.
Hemogram kontrolu:
Gebelikte kansızlığa ( anemi ) bağlı gelişebilecek risklerin onlenmesi acısından hemogram kontrolu oldukca onemlidir. Kan değerlerinin duşukluğu, eksikliği demir eksikliğinden kaynaklanabileceği gibi ceşitli anemi turlerinden de ( megaloblastik anemi, pernisiyoz anemi, oral hucreli anemi, thalasemi, maligniteler ) olabilir.
Torch taraması:
TORCH terimi bu hastalığa sebep olan etkenlerin baş harflerinden oluşan bir terimdir. Toksoplazma, rubella, sitomegalovirus, herpes simpleks ve HIV etkenlerinin bir arada incelenmesini anlatır. Bu teste sifiliz testi de dahil olduğunda TORCHS taraması adını alır. Bu test hem yenidoğan bebeklerde hem de kapsadığı hastalıklardan herhangi birinin belirtilerini gosteren gebede uygulanır.Bu hastalıklardan herhangi biri sebebiyle enfekte olmuş olarak doğan bebeklerde sağırlık, katarakt, kalp defektleri, nobetler, mental retardasyon, sarılık veya duşuk trombosit problemleri gorulebilir. Torch testinde bu hastalıklara ait antikorlar taranır ve kişinin yakın zamanda ya da gecmişte enfekte olma durumu ve bu enfeksiyona hic maruz kalmamış olması hakkında bilgi verir.
Toksoplazma:
Genellikle ağız yoluyla bulaşan bir parazittir. Tam olarak pişmemiş etten, iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerden, iyi pişmemiş ya da cip yumurtadan ve kedi dışkısından bulaşır. Kedi dışkısından hava yoluyla bulaşmaz, dışkı ile temas sonrasın ağızdan bulaşır. Gebelerde uygulanan toksoplazma testi kedilere de uygulanabilen bir testtir. Test sonucunda ortaya cıkan IGG ve IGM değerlerine gore kedinin gecmişte ve yakın zamanda bu paraziti taşıyıp taşımadığı hakkında bilgi verir.
Rubella:
Rubella kızamıkcık olarak da bilinen bir virus turudur. Bu virusun yan etkileri cocuklarda daha hafiftir ancak fetuse bulaşması durumunda ciddi doğumsal defektlere ( kusurlara ) yol acabilir.
CMV:
Sitomegalovirus veya CMV herpes olarak adlandırılan virus grubunun bir parcasıdır. Yetişkinlerdeki belirtileri grip virusune benzer ancak fetuste epilepsi, işitme kaybı ve mental retardasyona ( zihinsel engellilik ) sebep olur.
Herpes Simpleks:
Bu virus genellikle doğum sırasında anneden bebeğe doğum kanalından iletilir. Ancak fetusun uterus ( rahim ) icinde enfekte olabilmesi de mumkundur. Bu enfeksiyondan kaynaklanan sinir sistemi ile ilişkili belirtiler genellikle bebeğin doğmasından sonraki ikinci haftada ortaya cıkar.
HIV:
HIV Aids ’e neden olan virustur. Henuz tam bir tedavisi soz konusu değildir.
Hepatit:
Tum gebelerde gebelik başlangıcında HBs AG taraması yapılmalıdır. HBs AG Hepatit B yuzey antijenidir. Bu antijenin pozitif olması durumunda gebenin Hepatit B virusu ile karşılaşmış olduğunu gosterir. Riskli kategorisinde değerlendirilen gebeliklerde ucuncu trimesterda tekrarlanabilir. Bu sayede iki tarama testi arasında yeni bir enfeksiyon oluşup oluşmadığı tespit edilmiş olur. Hepatit B virusu ( HBV ) vucut sıvıları ( anne sutu, kan, sperm, oral salgılar, vajinal salgılar ) aracılığıyla bulaşan bir virustur. Tum kronik Hepatit B enfeksiyonlarının % 40 ’ının nedeni anne – infant ( bebek ) gecişidir. Hepatit B virusu enfeksiyonlu hastaların % 75 ’i asemptomatiktir. Asemptomatik hastalıklarda belirtiler sonradan ortaya cıkabilir ve buna bağlı olarak hastanın durumu kotuleşebilir. Bunun tam tersi olarak hastalık iyi huylu cıkabilir ve hic belirti cıkmadığı durumlar da olabilir.