Gebelikte uygulanan tarama ve testler ile ilgili başlangıcı daha once yapmıştık. Bu yazıda sağlık ocağı ya da aile sağlığı merkezinde gebelik boyunca yapılan izlemlere, kan grubu ve antikor tayini, hemogram, torch taraması ve hepatit taraması hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Şimdi gebelik suresi boyunca uygulanan tarama ve testlerin devamını inceleyeceğiz ancak şu onemli konuyu hatırlatmakta yarar var. Bu yazıda anlatacağımız ve detaylarını paylaşacağımız taramalar ve testler tum gebelerde standart olarak yapılan tarama ve testler değildir. Bazıları gebelik sureci boyunca her gebede uygulanırken bazıları gebenin durumuna, gecmişine, gebeliğin risk oranına ve gebelik surecinde yaşadığı rahatsızlıklar ve belirtilerine gore uygulanır. Dolayısıyla okuyacağınız ve hakkında bilgi sahibi olacağınız tarama ve testler doktorunuz tarafından talep edilmediğinde tedirgin olmanıza gerek yoktur. Anlatılan hastalıklara ilişkin belirtiler hissettiğinizde mutlaka doktorunuzun fikrini almalı, gerekirse testler ve taramalar hakkında aklınıza takılanları kendisine yoneltmeli ve onerileri doğrultusunda testleri uygulamalısınız.
Sifiliz ( Frengi )
Sifiliz uretimi mumkun olmayan insana ozgu bir bakteridir. Halk arasında frengi olarak bilinir. Sifiliz yani frengi istatistiklerine bakıldığında her yuz bin kişide ortalama 2.5 kişide gorulduğu soylenmektedir. Sifilize sebep olan treponema pallidum isimli bakterinin Kristof Kolomb ’un 1943 yılında Amerika ’yı keşfettikten sonra tayfalar tarafından Avrupa ’ya getirildiği soylenmektedir. Bu bakteri aynı zamanda benek hastalığı, ekvator frengisi ve frambezi hastalıklarına da yol acmaktadır. Gebe olan kadınlarda primer ( başlangıc ) ve sekonder ( ikincil ) frenginin tedavi edilmemesi durumunda fetusun bu hastalıktan etkilenme olasılığı %100 ’dur. Gebeliğin 16. haftasında mudahale edildiği takdirde fetal hastalık onlenebilir. Bu sebeple gebeliğin başlangıcında tarama yapmak doğru olabilir. Treponema pallidum gebeliğin her doneminde plasentaya gecebilen bir bakteri turudur ancak fetal immunokompetans 18. haftaya kadar fetusu enfeksiyondan korur.
Tam idrar taraması:
Gebelik başlangıcında yapılan kapsamlı bir idrar tetkiki bobrek fonksiyonlarının sağlıklı calışıp calışmadığı konusunda dolaylı yoldan bir gosterge olabileceği gibi İYE ( aşikÂr idrar yolu enfeksiyonu ) olup olmadığı konusunda da bilgi verir. İlk aylarda yaşanan idrar yolu enfeksiyonu gebeliğe bağlı olan bulantı ve kusmayı arttırabilir. Bununla birlikte idrar yaparken yanma ve kasık ağrılarına sebep olabilir. Son aylarda yaşanan gizli ya da acık idrar yolu enfeksiyonu erken doğum ağrılarına sebep olabilir.
İdrar kulturu:
USİ (Uriner sistem enfeksiyonu) gebelik doneminde sıklıkla gorulebilen bakteriyel enfeksiyonlardan biridir. İdrar yolu enfeksiyonu olarak bilinir. En sık gorulen belirtileri cok sık idrara cıkma ya da idrara cıkma isteği, karnın alt tarafında oluşan rahatsızlık hissi, şişkinlik ve idrarda bulanağır bir koku olmasıdır. Ayrıca pelvik bolgede ağrılar da gorulur. Ayrıca idrara cıktıktan sonra devam eden idrara cıkma isteği de belirtiler arasındadır. Gebelik doneminde ve dışında idrar yolu enfeksiyonlarının tanısındaki en belirgin yol idrar kulturudur.
Diyabet taraması:
Diyabet taramasında aclık ve tokluk kan şekeri değerlerine bakılır. Aclık kan şekeri yemek yedikten 12 saat sonra kan glikozuna bakılarak yapılan bir olcumdur. Bu olcum icin gebe genellikle akşam yemeğinden sonra herhangi bir şey yemez ve icmez. Sonrasında sabah saatlerinde kan alınarak sonuca bakılır. Sonuc mutlaka 110 mg ’ın altında olmalıdır. Sonuc 110 mg. Uzerinde olduğunda hiperglisemi olarak adlandırılır.
GDM ( Gestasyonel Diabetes Mellitus ) yani gestasyonel diyabet gebelik doneminde başlayan veya ilk defa gebelikte tanımlanan değişken şiddette karbonhidrat intoleransı olarak adlandırılır. İlk kez gebelik doneminde tespit edildiği icin gebelik diyabeti olarak da adlandırılır. Gebelik diyabeti olan kadınların gebelikten sonraki yaşamlarında glikoz intoleransı riskinde de artış olduğu gozlemlenmiştir. Bu risk ortalama olarak gebelikten sonraki beş yıl icerisinde belirgin olarak ortaya cıkmaktadır. GDM taramasında 50 gr. glikoz tarama testinin gebeliğin 24 ile 28. haftası arasında yapılması onerilmektedir. Bu teste gebe kadına 50 mg. glikoz icirilir. Bir saat sonra kandaki glikoz seviyesi kontrol edilir. Eğer glikoz seviyesi 140 mg/dl nin altında ise bu anne adayında gebelik şekeri olmadığı anlamına gelir. Ancak glikoz seviyesi 140 mg/dl nin uzerinde ise 3 saatlik 100 mg. glikoz testinin tekrar yapılması gerekir. 3 saat surecek olan bu yuklemenin ardından anne adayında gebelik şekeri olup olmadığı tespit edilir. Yukleme testi esnasında anne adayının fazla fiziksel aktivite yapmaması ve farklı bir şey yememesi oldukca onemlidir. Bu kurallara dikkat edilmezse şeker yukleme testi doğru sonuc vermeyebilir.
Gebelik şekeri olan anne adayında şeker seviyesi ne kadar dengede tutulursa diyabet sebebiyle oluşacak riskler o kadar onlenmiş olur. Annede gebelik şekeri olması ve kontrol altına alınmaması durumunda bebekte akciğerlerin fazla gelişmemesinden kaynaklı solunum sıkıntıları yaşanabilir. Bebeğin olması gerekenden daha ufak ya da iri olması, ileri aşamada kalp rahatsızlıklarının oluşması, bobrek hastalıkları, kulak anomalileri, beyin ve santral sinir sistemi ve sindirim sisteminde olan anomaliler, doğumdan sonra bebekte oluşabilecek hipoglisemi yani kan şekerinin duşmesi, hipokalsemi, polisitemi, hiperbiluribinemi yani sarılık gorulmesi oluşabilecek riskler arasındadır.
İkili tarama testi ( Double test ) :
Bu testin temel amacı gebeliğin Down sendromu acısından risk oranını belirlemektir. Uclu teste gore daha yeni bir tarama testidir ve gebeliğin daha erken donemlerinde yapılabilme avantajına sahiptir ve daha guvenilirdir.
İkili tarama testinde bakılan dort ana parametre bulunur:
Metarnal yaş Serbest Beta HCG PAPP-A ( Plasma protein )NT ( Fetal ense kalınlığı ) Bu dort değişken değer ikili tarama testinin uygulandığı gebelikteki bebeğin down sendromlu olma risk oranını gosterir. Tarama testi sonucunda ortaya cıkan risk oranı 1/300 ’den fazla ise amniyosentez ya da kordon villus biyopsisi ( CVS ) onerilir. Kordon villus biyopsisi; ozel bir iğne eşliğinde plasentanın icine girilerek plasentadan bir doku parcası alınmasıyla yapılır. Amniyosentez; anne karnına girilen bir iğne yardımıyla amniyon sıvısından ornek alınması yoluyla yapılır.
Down sendromunda anne kanındaki serbest Beta HCG değeri normalin iki katıdır, PAPP-A ( plasma protein ) oranı ise normalin %40 ‘ı kadardır.
İkili tarama testinde risk oranının yuksek cıkması bebeğin Down sendromlu olacağının garantisini vermez. Bu teste ortaya cıkan sonuc rakamlardan, yani olasılıklardan ibarettir. Yapılacak en doğru şey doktorun yonlendirmelerini dinlemek ve buna gore karar vermektir.
Uclu tarama testi ( Triple test ) :
Bu tarama testi gebeliğin 16-18. haftaları arasında yapılan bir testtir. Bu testte uc ayrı hormonun olcumu yapılır. AFP ( alfa fetoprotein ) , HCG (human chorionic gonadotropin ) ve uE3 (konjuge olmayan estriol ) seviyelerine bakılır. Bu hormon olcumlerinin sonucları anne adayının kilosu, yaşı, sigara kullanma durumu gibi değişkenler ile birlikte değerlendirilir. Yapılan değerlendirme sonucunda bebeğin Trisomi 21 ( Down sendromu ), Trisomi 18 ( Edwards sendromu ) ve NTD ( Noral tup defekti ) hastalıklarına sahip olma riski belirlenir. Uclu tarama testi sonucunda hazırlanan raporda bu uc hastalığın risk oranları ayrı ayrı belirtilir.
Uclu tarama testinin geliştirilmesinde gebelik haftası net olarak bilinen cok sayıda gebeden alınan kan orneklerinde bu uc hormonun seviyeleri olculmuş ve bu olcum sonuclarına bağlı olarak alt ve ust değerler belirlenmiştir.
Dortlu tarama testi (Quadruple test ) :
Dortlu tarama testi sonucları da tıpkı uclu tarama testi gibi Trisomi 21 ( Down sendromu ), Trisomi 18 ve NTD ( Noral tup defekti ) hastalıklarına sahip olma riskini gosterir. Bu testte AFP ( alfa fetoprotein ) , HCG (human chorionic gonadotropin ) ve uE3 (konjuge olmayan estriol ) seviyelerinin beraberinde İnhibin-A duzeyine de bakılır. Uclu tarama testine gore başarı oranı daha yuksek olan bir testtir. Dortlu tarama testinde bebekteki Down sendromu riskini tespit etme oranı yaklaşık % 80 ’dir.