Demokrasi kelimesi Fransızca démocratie kelimesinden turetilmiş ve aslen eski Yunancada dımos (halk zumresi) ve kratos (iktidar) kelimelerinin birleşmesi ile oluşturulmuş dimokratia kelimesinden gelmektedir. Kullanılma alanı genellikle ulke yonetimleri olmasına rağmen bazı organizasyonlar ve orgutler ici yonetimlerde de demokratik yonetim ya da demokrasi uygulamasından bahsetmek mumkundur.
Gunumuzde dunya uzerinde en yaygın yonetim şekli olan demokrasi, kabul edilmiş en başarılı yonetim şeklidir. Gunumuzde siyaset bilimciler hangi yonetim biciminin daha sağlıklı ve başarılı olduğunu araştırmaktan ziyade hangi demokratik yonetim biciminin diğer bir deyişle hangi demokrasinin daha başarılı ve sağlıklı yuruduğunu araştırmaya başlamışlardır. Bu durum da değişik goruşteki insanların kendi goruşleri doğrultusunda farklı demokratik sistem cozumlemeleri yapmasına neden olmuştur. Ornekle acıklamak gerekirse komunist demokrasi anlayışı ile muhafazakar demokrasi anlayışı arasında farkların olduğu tartışmaya meydan vermeyen bir gercektir. Bu nedenler, demokrasinin değişik tanımlara sahip olması sonucunu doğurmuştur.
Gunumuzde Klasik Demokrasi, Koruyucu Demokrasi, Kalkınmacı Demokrasi, Liberal Demokrasi ve Sosyal Demokrasi olmak uzere Demokrasi kavramı ceşitli başlıklar altında incelenmektedir. Ancak genel olarak bakıldığında demokratik yonetimlerin olmazsa olmaz şartları vardır ve bu şartlar hangi bakış acısı ile bakılırsa bakılsın değiştirilemez.
Oncelikle butun sistemlerde Demokrasinin yurutulebilmesi icin kullanılan araclar benzerdir ve şu şekilde sıralanabilir:
Parlemento
Siyasi Partiler
Anayasa
Sivil Toplum Orgutleri
Kolluk Kuvvetleriİkinci Dunya Savaşı sonrası butun dunya uzerinde sağlam bir şekilde yaygınlaşan ve yerleşen demokrasi aslen bakıldığında ucyuz yıllık gecmişe sahip bir harekettir. Gunumuzde demokrasinin yerine baktığımızda 20. yuzyıl ile birlikte bir takım ideolojilerin yıkılması ve yok olması ile birlikte demokratik anlayışların da cok hızlı bir şekilde gelişmiş olduğunu goruruz. En sonunda başarısızlığa uğrayan sosyalist sistemler ve kapitalizmin bu denli guclu derecede sorgulanmaya başlanması gunumuzde guvenilir tek ilke olarak demokrasiyi bırakmıştır.
Demokrasi ile ilgili suregelen tartışmalar uc ana soru başlığı altında izlenebilir. Bunları sıralamak gerekirse:
Bahsi gecen halk kimdir ve bu halk uzerindeki siyasi guc ne kadar kuvvetli bir şekilde dağıtılmalıdır?
Bahsi gecen halk gercekten kendi kendisini yonetiyor mu, halk tarafından bu yetkiyi alan hukumet gercekten halkı yonetme yetkisine sahip olmalıdır?
Demokratik surecler işlerken, hukumet icerisinde alınan kolektif kararlar ne derece doğrudur?Demokrasi ile ilgili yazılan yazılarına bakıldığında Neumann ’ın Demokratik Dekalog isimli demokrasiden şu şekilde bahsettiği gorulur: Demokrasi gunumuzde artık sozlukte gectiği gibi halkın kendi kendisini yonetmesi değildir ve demokrasinin oluşabilmesi icin on adet on koşul vardır.
Neumann ’ın saydığı demokrasinin on koşuluna baktığımızda kısaca şoyle bir sıralama yapmak mumkundur:
I. Egemenlik demokrasilerde halka ait olmalıdır ve halk ne şekilde yonetiliyor olursa olsun yoneten temsilcilere verilen yetkiler sınırlı ve belirli bir sure icin olmalıdır. Gerektiğinde bu yetkiler temsilciler alınabilmelidir.
II. Demokrasinin oluşabilmesi icin halka secim yapabileceği farklı alternatifler sunulmuş ve halkın bu farklı alternatifler arasında secim yapabilmesi icin gerekli oldu ozgurluk sunulmuş olmalıdır.
III. Demokrasilerde liderlik ve liderler onemli rol oynamaktadır.
IV. Demokrasinin varolabilmesi ve korunabilmesi icin kanunların ustunluğu mutlak olarak sağlanmış olmalı yani bir hukuk devletinden bahsediliyor olmalıdır.
V. Demokrasilerde varolan partilerin temel gorevlerinden bir tanesi de halka vatandaş olma bilincini sağlayabilmesidir.
VI. Demokrasi sadece secme ve secilme ozelliği ile değil gunluk yaşamda da kendini gostermelidir.
VII. Demokrasiyi sadece siyasal gucler ile sosyal kurumlar arasında bir denge kurucu olarak gormek yanlıştır.
VIII. Demokrasinin oluşup işleyebilmesi icin bahsi gecen devletin ekonomik olarak gelişmiş bir toplum yapısı ve dengeli bir buyume ivmesi olmalıdır.
IX. Demokratik toplumlarda guvenlik sağlanırken kişisel ozgurlukler zedelenmemelidir.
X. Demokrasi genel anlamı ile incelendiğinde bireye ait bir rejim olduğu icin, her şeyin oncesinde rasyonel kişiler gelmelidir.
Yazımızın da başlığı olan demokrasinin ilkelerine yakından bakacak olursak karşımıza 6 adet başlık cıkacaktır.
1- Milli İrade ve Egemenlik
Hepimizin demokrasi hakkında bildiği gibi demokrasilerde egemenlik millete aittir. Millet bu egemenlik hakkını sectiği temsilcileri (ulkemizde milletvekilleri) aracılığı ile kullanırlar. Bu durumda parlementoyu oluşturan vekillerin bu guclerini milletten aldıkları unutulmamalıdır. Anayasada da belirtildiği gibi hic kimse zoraki olarak bir vekil olarak iş başına getirilemez. Anayasamızda bu şart Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir şeklinde belirtilmiştir.
Egemenliğin bu şekilde millete ait olması ve bir milletin geleceğini kendi ozgur idaresi ile belirlemesi fikri ilk olarak 18. yuzyılda J.J. Rousseau tarafından ortaya atılmıştır.
2- Hurriyet ve Fırsat Eşitliği
Demokrasilerin en onemli ilkesi olan hurriyet ve fırsat eşitliği ile toplumu oluşturan diğer bireylere zarar vermeden butun bireylerin ozgurce yaşamasını sağlarken butun vatandaşlara bir hurriyet sunmalıdır. Hurriyet ve fırsat eşitliğinin tam olarak sağlanamadığı toplumlarda demokrasiden bahsetmek mumkun değildir. Milleti oluşturan her bir birey duşunce ozgurluğe sahip olduğu gibi aynı zamanda duşunduğunu de soyleme hurriyetine sahip olmalıdır. Bir başkalık olmadan herkesin yasalar karşısında eşit olması sağlanmalıdır. İnanc, ırk, cinsiyet, dil, siyasi duşunce bakımından farklılıklara bakılmaksızın herkes icin fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Burada sadece yasalar karşısındaki fırsat eşitliği değil sosyal hayatta da tam anlamında mevcut olan bir fırsat eşitliğinden bahsedilmektedir. 1789 Fransız İhtilali ile birlikte yayılan insan hakları bildirgesinin birinci maddesinde “İnsanlar eşit doğarlar, hur ve eşit olarak hayatlarını devam ettirirler. Statu farklılıkları ancak ortak fayda da soz konusu olabilir.” şeklinde insanlar arasındaki eşitliğin oneminden bahsedilmektedir. 1948 senesinde ise insanların sahip olduğu eşitlik hakları uluslararası boyutta ele alınmaya başlanmıştır.
3- Temel Hak ve Ozgurlukler
Hak kelimesinin genel olarak tanımına baktığımızda hukukun insanlara sağlamış olduğu butun ustunlukleri kapsadığını goruruz. Ozgurlukler ise bir onceki başlık altında bahsetmeye calıştığımız insanların kendi hur iradeleri ile kararlar verebilmeleri haklardır. İnsanların haklarına herhangi bir guc baskı ya da zorlama yolu ile etki ya da mudahale edemez.
İnsanların sahip oldukları temel haklar insanların sadece insan oldukları icin sahip oldukları haklardır ve bu haklara sahip olmak icin belirli sınavlardan gecmek ya da belirli yeteneklere sahip olmak gerekmez. Bu ozgurluklerin tam olarak sağlanmadığı yerlerden demokrasilerden bahsetmek soz konusu değildir. Temel hak ve ozgurlukleri korumanın en iyi yolu, temel hak ve ozgurluklerin anayasalar tarafından teminat altına alınması ve bireylerin iktidarın kullanılmasına ortak etmektir.
4- Secim ve Temsil İlkesi
Halkı yonetecek siyasi iktidarın kimler tarafından kullanılacağının belirlenmesi secimler ile gercekleştirilir. Bu secimlere halkın dolaylı ya da doğrudan katılımı şarttır. Secim şeklinde uygulanan butun yonetim şekillerinin demokrasi olduğu soylenemez. Demokrasiler icin genel, eşit ve gizli oy esası şarttır. Halk siyasal olarak yonetime siyasi partiler aracılığı ile katılırlar.
5- Coğunluğun Sınırlandırılarak Azınlığın Korunması
Demokrasilerde toplumu oluşturan butun siyasi renkler ortaya koyulmalıdır. Sadece coğunluğun desteklediği siyasi tarafın desteklenmesi demokrasiyle bağdaşmaz. Karşıt fikirler de coğunluğu oluşturan fikirler kadar sağlam korunmalı ve temsil edilebilmelidir. Toplum icinde varolan azınlığa diğer her bireyin olduğu gibi ozgurlukleri ve hakları sunulabilmelidir.
6- Genel ve Eşit Oy İlkesi
Her vatandaşın ozgurce oyunu kullanabilmesine genel oy hakkı denir. Demokrasinin bir ilkesi olarak her vatandaş aynı derecede oy kullanma hakkına sahiptir. Herkesin kullandığı oy eşit derecede etkili olmalıdır.