

Politika alanında burokrasi, devletin yonetim mekanizması anlamına gelir. Bu terim, devlet yonetiminin yurutulmesini sağlamakla gorevli olan kamu gorevlilerinden ve rutbeli memurlardan oluşan bir kitleyi de ifade eder.
Max Weber ’in takipcisi olan duşunurler, burokrasiyi sadece devlet mekanizmasında değil, modern toplumun butun alanlarına gorulen farklı bir organizasyon şekli olarak gorurler.
Şuphesiz devletler buyudukce ve sorumluluk alanları genişledikce burokrasi siyasi hayatta daha da onemli bir rol oynamaya başlamıştır. Artık yoneticiler ve siyasaları uygulayanlar olarak memurlar, goz ardı edilemeyecek bir oneme sahiptirler. Dahası, siyasal sureclerin anahtar aktorleridirler ve hatta bazen ulkelerini bile yonetmektedirler. Demokratik hesap verilebilirlik ve temsili demokrasi maskesinin ardında memurlar tarafından yonetilme gerceği yatıyor olabilir. Burokratik gucun organizasyonu ve kontrolu modern siyasetin en zorlu problemlerinden bir tanesidir ve şimdiye kadar hicbir siyasi sistem bu problemin kolay bir cozumunu bulabilmiş değildir.
Burokrasi sorunsalı derin siyasi tartışmaları da beraberinde getirir. Modern zamanlarda genelde bu siyasi fikirler burokrasiyi eleştirmektedir. Orneğin Liberaller burokrasiyi saydam ve hesap verebilir olmadığı icin eleştirirler. Ote yandan sosyalistler, ozellikle Maksistler, burokrasiyi bir sınıfı baskılamada kullanılan bir arac olarak gorurler. Yeni Sağ ise burokrasiyi bir tek kendine hizmet etmekle ve ozu gereği verimsiz olmakla suclarlar. Bu catışan fikirlerin altında burokrasinin doğası hakkındaki antlaşmazlık yatmaktadır. Basit bir şekilde, burokrasi o kadar farklı şekilde kullanılmıştır ki hepsini kapsayan bir tanım yapmak icin belki de hepsini terk etmek gerekebilir. Birbirleri ile catışan kullanımları anlamlı kılabilmek icin burokrasinin uc farklı kullanımı burada anlatılacaktır.
[h=4]Rasyonel Yonetim Modeli[/h]Burokrasi ile ilgili akademik calışmalarda Max Weber ’in calışmalarının ağırlığı gorulur. Max Weber ’e gore geleneksel ve karizmaya dayalı yonetimler yerine, rasyonel yonetim sistemleri icin ideal tip yonetim, burokrasidir. Burokratik bir organizasyonun ozelliklerini tanımlamıştır. Weber ’e gore burokratik orgutlenmenin en onemli ozellikleri:
Kanunlar ve kurallarla belirlenmiş resmi yetki alanlarının olması
Bir emir komuta zinciri icinde duşuk memurların işinde ozelleşmiş yuksek memurlar tarafından denetlendiği sıkı bir hiyerarşinin olması
İşlerin yazılı dokumanlar ile ve dosyalama sistemleri ile yurutulmesi
Memurların otoritelerinin gayrişahsi olması ve bu otoritenin kendi kişiliklerinden değil bulundukları pozisyondan kaynaklı olması
Burokratik kurallar kişisel takdir yetkilerini en aza indirecek kadar sıkı olması.
Burokraside atanma ve yukselme liyakat ile olması. Eğitim, tecrube, yetkinlik gibi profesyonel kriterler mevcut olması.
Weberyan burokrasinin temel ozelliği rasyonalitedir. Cunku Weber ’e gore guvenilebilir, ongorulebilir ve her şeyden ote verimli bir sosyal orgutlenmedir. Burokrasi, modern toplumun orgutlenmesinin karakteristik bir formundan ote bir şey değildir. Burokrasinin genişlemesi de geridondurulemez. Bu burokrasinin sadece diğer yonetim orgutlenmelinden ustunluğunu gostermez aynı zamanda burokrasinin onemli ekonomik, siyasi ve kulturel gelişmelerin de bir sonucu olduğunu gosterir. Burokrasinin gelişmesi kapitalist ekonomilerin oluşması ile yakından bağlantılıdır. Ozellikle ekonomik verimlilik icin yapılan buyuk baskılar ve buyuk olcekli yonetim birimleri burokrasin ortaya cıkmasında onemli olmuşlardır. Modern devletin kurulması ve sorumluluklarının da genişlemesi guclu burokrasilerin doğmasında bir diğer etkendir.
Weber ’e gore burokrasinin gelişmesi demokratikleşme baskıları ile daha da teşvik edilmiş, gelenek, imtiyaz gibi ozellikler yerlerini acık rekabete ve liyakata bırakmışlardır. Ona gore rasyonalizasyon sureci kapitalist de olsa komunist de olsa butun endustrileşmiş toplumların burokratik yoenetim bicimini benimsemelerine ve bu nedenle de gittikce birbirlerine benzeyecek olmalarına sebep olacaktır.
Yine de Weber demokrasinin dezavantajlarının da olduğunu biliyordu. Her şeyden once demokrasi verimli bir orgutlenmedir ancak bu orgutlenme demokratik temsiliyet pahasına gercekleşmektedir. Burokrasilerde liyakat sahibi memurlar, bir hiyerarşi zinciri icerisinde amirlerinin emirleri yonunde kararalar alırlar, kitlelerin isteği doğrultusunda değil. Bu da orneğin komunizmin proleter diktatorluğunu imkansız hale getirir ve aslında memurların diktatorluğune donuşturur. Ancak Weber bu problemin kurumsal bolunmeler ve secimler sayesinde cozulebileceğini duşunur. Ona gore bir diğer problem de mu kadar makineleşmiş bir sistemde ruhun hasıraltı edilmesidir. Burokrasiler kişilerin ozgurluklerini ve heveslerini sınırlandıran demir bir kafese donuşebilirler.
[h=4]Guc Bloğu Modeli[/h]Burokrasiyi bir guc bloğu olarak gorenler genelde sosyalist analistler ozellikle Marksistlerdir. Marks ’ın Weber gibi sistematik bir burokrasi teorisi olmasa da yazılarından genel bir icerik cıkartılabilinir. Burokrasiyi karmaşık sanayi toplumlarının bir sonucu olarak gormekten cok Marks burokrasiyi kapitalizmin bir gerekliliği sonucu ortaya cıkmış olarak gormektedir. Bu nedenle geniş bir toplumsal fenomen olan burokratikleşmeden ziyade devlet burokrasisinde sınıfların oynadığı rol uzerinde durur. Burokrasiyi burjuva sınıfının cıkarlarını gozeten ve kapitalist sistemi koruyan bir mekanizma olarak gorur.
Devlet burokrasisinde sınıfların rolu Ralph Miliband gibi neo-Marksistler tarafından geliştirilmiştir. (1969) Tecrubeli burokratların bir ceşit muhafazakar veto gurubu gibi davranıp sosyalist bakan ve hukumetlerin aldığı radikal kararları etkisiz hale getirmeleri hatta engellemeleri uzerinde ozellikle durmuştur. Miliband ’a gore en yuksek kademedeki tecrubeli burokratlar, kendi alanlarında ekonomik ve sosyal seckinlerin bilerek veya bilmeyerek muttefikliğini yapmaktadırlar. Bu bir takım sebepler nedeni ile olmaktadır. En belirgini siyasi anlamda tarafsız olmaları gerekse bile en yuksekteki burokratlar sanayiciler ve iş sahipleri ile aynı eğitimsel ve sosyal gecmişi paylaşırlar ki bu da benzer fikirlere ve hayat goruşune sahip olmaları demektir. Radikal veya sosyalist sempatiye sahip burokratların yetişmesi de uygun memur olma ve yukselme prosedurleri ile ideolojik olarak sessizleştirilmeleri suretiyle engellenmektedir. Aynı zamanda bu ittifak, şirket kapitalizmi ile devletin yakınlaşmasından kaynaklanmaktadır. Zira artık milli cıkar kavramı ile kapitalizm cıkarları ayrılmaz bir bicimde tanımlanır olmuştur.
[h=4]Burokratik Uretim Fazlası Modeli[/h]Rasyonel tercih ve kamu tercihi teorileri ile beraber burokrasiye gelen eleştirilerin sadece sol cenahtan geldiği iddiası artık gercekliğini kaybetmiştir. Bu teoriler Yeni Sağ uzerinde onemli etkilere sahiptirler. Bu modelle tanımlanan goruş, burokrasinin burokratların cıkarları ve motivasyonları ile yakından ilgili olduğunu savunur. Rasyonel tercih teorisinin insan doğası ile ilgili varsayımları neoklasik iktisatınki ile aynıdır. Bireyler rasyonel olarak kendi cıkarları peşinde koşan ve faydalarını maksimize etmeye calışan varlıklardır.
1971 yılında William Niskanen, Burokrasi ve Temsili Hukumet isimli kitabında yuksek burokratların kamuya hizmet eden memurlar imajına sahip olmalarına rağmen kendi cıkarları icin kariyer yapan insanlar olduklarına bu nedenle bağlı bulundukları kurumun genişlemesini ve butcesinin arttırılmasını istediklerine vurgu yapar. Bu, burokratik buyumenin iş garantisini sağlaması, promosyonlar vermesi, maaşları arttırması ve buyuk burokratlara buyuk gucler, yetkiler ve prestij sağlamasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle burokratlarda bağlı bulundukları kurumun, hukumetin ve kamu sektorunun buyumesi yonunde icsel bir motivasyon mevcuttur. Yeni sağ icin, atanmış burokratların secilmiş siyasilere siyasi oncelikleri dikte etmeleri, cok farklı ideolojilere sahip hukumetlerde bile devletin neden buyuyor olduğunun anlamlı bir acıklamasıdır. Yeni sağ, cok basitce, burokratik gucun kontrol edilememesi veya engellenememesi halinde serbest piyasa siyasalarının başarısızlığa mahkum olduğuna inanır.