
Lityum, vucudumuzda bulunan ve bircok hastalığın tedavisinde kullanılan elementlerdendir. Bileşik ve alaşımları da farkı sektorlerin hammaddesidir.
Lityum denince ilk olarak aklımıza pil veya bataryalar gelebilir. Ancak lityum elementi, metal ve mineral olarak bircok alanda kullanılan onemli bir madde. Orneğin vucudumuzda lityum eksikliği bircok hastalığa yol acabilirken, depresyon ve sinir hastalıkları gibi bircok hastalığın tedavisinde de lityum onemli bir rol oynuyor. Enerji depolamada aranan elementlerden olan lityumun onemi giderek artıyor.
[h=4]Tarihce [/h]Lityum adı, Yunanca “litos” yani “taş” sozcuğunden geliyor. Lityum minerali olan petalit, İsvec ’in Uto adasında Brezilyalı doğa bilimcisi ve jeolog Joze Bonifacio de Andralda e Silva tarafından 1790 yılında keşfedildi. Mineralin ateşe atıldığında yoğun kızıl bir alev verdiği gozlemlendi. 1817 yılında İsvecli kimyager Johan August Arfwedson, bu minerali analiz etti ve daha once bilinmeyen bir metalin varlığını tespit etti. Bu metale “lityum” adını verdi. Bulunan yeni metalin alkali ve hafif bir sodyum versiyonu olduğunu fark etti. Sodyumdan farklı olarak elektroliz yontemi ile ayrıştırılamadı. 1821 yılında İngiliz kimyager William Brande, lityum oksitten elektroliz yontemi ile ilk kez lityum elde eden kişi oldu. Ancak elde edilen miktar kucuktu, deneyler ve olcum icin yeterli değildi. 1855 yılında Alman kimyager Robert Bunsen ve İngiliz kimyager Augustus Matthiessen, erimiş lityum klorisidin elektrolizi yontemi ile lityum elde etti. İkinci Dunya Savaşı ’ndan sonra lityum metali ve bileşiklerinin uretimi hızla artmaya başladı.

[h=3]Kimyasal Ozellikleri [/h]Lityumun kimyasal sembolu “Li”dir. Atom numarası 3, atom ağırlığı 6,941 olan lityum, periyodik tablonun birinci grubunda alkali metaller arasında yer alır. İkinci gruptaki toprak alkalilerin ozelliklerini de gosterir. Erime noktası 179 derece, kaynama noktası 1814 derecedir. Saf lityum gumuşî renkte, yumuşak bir elementtir. Bıcakla kesilebilir. Sodyumla benzer ozellikler taşır. Ancak sodyuma oranla daha az aktiftir ve daha serttir.
Yoğunluğu en duşuk metaldir. Bu sebeple hidrokarbonlar uzerinde batmadan durabilir. Oda sıcaklığında azot ile reaksiyona giren tek metaldir. Su ile şiddetli tepkimeye girer. Hava ve su ile kolayca oksitlenir ve lekelenir, kararır. Su ve su buharındaki oksijenle tutuşur. Havadaki oksijenle reaksiyona girerek lityum oksidi oluşturur. Oksitlenmesinin onlenmesi icin yağ icinde saklanır. Sıvı halinin sıcaklık değerleri lityumu kullanışlı hale getirir. İnorganik ve organik reaktiflerle cok sayıda reaksiyona girer. Halojenlerle kolayca bağlanır ve ışık emisyonlu halojenurler oluşturur. Bitkiler tarafından kolayca emilir, bu sebeple bircok sebzede lityum iceriği vardır.
Doğada nadirdir, saf olarak bulunmaz. Yerkabuğunda bulunma oranı yuzde 0,006 civarındadır. Deniz suyunda 0,1 ppm lityum olduğu tahmin ediliyor. Ticari lityum elde etmek icin spodumen minerali onemli bir cevherdir. Killer, tuzlu yer altı suları (salamuralar), ceşitli minerallerde lityum icerikleri bulunmaktadır. Lityum iceren mineral sayısı 150 civarındadır; ancak ticari lityum iceren ekonomik mineraller cok azdır. Ticari lityum iceren bazı mineraller şunlardır; petalit, spodumen,lepidolit, ambligonit, trifilit.
Kutle numaraları 5 ila 9 arasında değişen 5 izotopu vardır. Doğada bulunan lityum elementinin yuzde 92,5 ’i “lityum-9”, yuzde 7,3 ’u de “lityum-6” izotoplarıdır. Diğer izotopları ise radyoaktiftir ve yarılanma sureleri cok kısadır.
[h=4]Bunları Biliyor Musunuz? [/h]Lityum alevin uzerine konulduğunda goz alıcı kırmızı bir renk verir; ancak yanmaya başladığında parlak beyaz bir alev verir.
Lityum alevleri kolay kolay sondurulemez; bunun icin ozel kimyasallar iceren sondurucu maddeler kullanılır.
Hava ve su ile yanması ve patlama ihtimaline rağmen diğer alkali metaller kadar tehlikeli değildir.
Aluminyum ve magnezyumla alaşımı daha guclu ve daha hafiftir.
“Lityum-6” ve “Hidrojen-2 (doteryum)” izotopları ile oluşturulan lityum hidrit bileşiği, hidrojen bombalarında kullanılır.
Neredeyse butun kayalarda az miktar da olsa lityum iceriği vardır.
[h=3]Hangi Urunlerde Kullanılır? [/h]Lityum, pil ve bataryaların onemli bir maddesidir. Cep telefonları, dizustu bilgisayarlar, tabletler, kameralar ve fotoğraf makineleri gibi elektronik cihazların şarj edilebilir bataryaları lityumdan uretilir. Lityum piller, cinko pillerden daha fazla guce sahiptir ve anot olarak kullanılmaktadır.
Lityum oksit, ozel camlar ve cam seramiklerin uretiminde; lityum stereat, yuksek sıcaklıkta calışan parcalar icin yağlayıcı olarak; lityum hidrit, hidrojen yakıtı depolanmasında kullanılır. Lityumun metal formunun magnezyumla alaşımı zırh kaplamalarında kullanılmaktadır. Lityum-aluminyum alaşımı ise, hafifliği sebebiyle ucak govdelerinde kullanılır. Ayrıca lityum karbonat bileşiği aluminyum uretiminde kullanılan maddelerdendir. En cok kullanılan bileşiği de lityum karbonattır. Bakır ve bakır alaşımlarını zehirli gazlardan arıtmada lityumdan faydalanılır. Kurşun ve kalsiyum icerikli bazı alaşımları sertleştirir.
Lityumun kullanıldığı diğer bazı urunleri şoyle sayabiliriz; elektrik ve elektronik urunleri, şarj edilebilir ve edilemez pil ve bataryalar, kalp pilleri, saatler, oyuncaklar, bisiklet govdeleri, ucaklardaki kaplama uygulamaları, lehimler, akuler, yuksek hızlı trenler, klimalar, kurutma sistemleri, seramik, ilaclar, motor yağı, gres, ısı transferi alaşımları, radyo vericileri, nukleer reaktorler…

[h=4]Lityum ve Sağlık [/h]Lityumun insan sağlığı uzerindeki etkileri ilk olarak 1949 yılında Avustralyalı psikiyatr John Cade tarafından belgelendi. Cade, lityum karbonat solusyonunu kobay hayvanlara zerk etti ve hayvanların birkac saat hayranlık uyandıracak şekilde uysallaştığını tespit etti. Bu araştırma sonucu lityum ve bileşiklerinin beyinde sakinleştirici etkileri olduğu tescillendi. Daha sonra ABD Gıda ve İlac İdaresi (FDA), lityum karbonat ve lityum sitrit icerikli ilaclara onay verdi.
Lityum, insan sağlığı acısından onemi bulunan bir element. “Li+” iyonunun norolojik etkileri bulunuyor. Bu sebeple lityumlu bileşikler farmakolojik uygulamalarda kullanılır. İnsan vucudu da lityum elementi icerir. Lityumun duşuk bir miktarının bile sinir sistemini koruduğu ve sinir hucrelerinin gelişimine katkı sağladığı yonunde bilgiler mevcut. Depresyon tedavisinde antidepresan ilaclarda kullanılmaktadır. Beyindeki kimyasal bileşiklerin aktivitelerini artırarak zihinsel bozukluklara karşı yardımı olduğu tespit edilmiştir. Sinir ve kas hucrelerindeki sodyum alışverişini duzenler. Vucut tarafından hızla emilir ve tum vucuda 12 saat icinde dağılır. Lityum vucuttaki ilaclar, enzimler, hormonlar, vitaminlerle ve buyume faktorleri ile cok farklı şekillerde calışır.
Lityumun olumlu etkileri gorulen bazı hastalıklar şunlardır; bipolar bozukluk, depresyon, manik hastalıklar, şizofreni, zihinsel hastalıklar, anoreksiya, bulimia, anemi, notropeni, kan hastalıkları, baş ağrıları, alkol tedavileri, diyabet, karaciğer ve bobrek hastalıkları, artrit, troid, astım, graves, meniere, karıncalanmalar, hiperaktivite, davranış bozuklukları, saldırganlık…
Lityum miktarının az veya fazla olmasına gore bazı yan etkileri de bulunuyor. Lityumun vucuttaki en buyuk zararı vitaminleri emici bir yapısının olmasıdır. Bu sebeple lityum icerikli ilacların yanında vitamin alınması gerekir. Lityum icerikli ilacların mide bulantısı, ishal, gastrit, baş donmesi, kilo alımı ve halsizlik gibi yan etkileri vardır. Ayrıca ciltte sedef hastalığını tetikleyebiliyor. Hamile kadınlarda fetus zehirlenmeleri, kalp ve doğum sorunlarına yol acabilmektedir. Sık idrara cıkardığı icin susuzluğa yol acar. Yuksek miktarda lityum alımı zehirlenmeye neden olabilir. Vucuttaki lityum eksikliği ise, eklem ağrıları, sac kırılmaları, soğuk havalara karşı aşırı duyarlılık, depresyon, yorgunluk ve cilt kuruluğu gibi sorunlara yol acabiliyor. Lityum cilde temas ettiğinde tahrip edicidir. Toz hali veya alkali bileşiklerinin solunması halinde solunum yollarına hasar verebilir.
Lityum iceren bazı besinler ise şunlardır; icme suları, maden suyu, sut, yumurta, marul, zeytin, tahıllar, cavdar, inek ciğeri, patlıcan, pırasa, kereviz, domates, patates, sebzeler, portakal ve deniz urunleri…
Bu arada, ilginc bir araştırmadan da bahsedelim. Suda bulunan lityumun insanların uzerinde bazı etkileri olduğu tespit edilmiştir. 1990 yılında Amerika ’da yapılan bazı araştırmalarda icme suyundaki lityum miktarı ile cinayet, intihar ve tecavuz gibi vakalar arasında bağ olduğu tespit edilmiştir. Orneğin, sudaki lityum miktarı fazla olan bolgelerdeki intihar vakalarının, az olan bolgelere gore yuzde 40 oranında daha az olduğu belirlenmiştir. Japonya, Avustralya ve Yunanistan ’da yapılan araştırmalarda da benzer sonuclar ortaya cıkmıştır.
[h=4]Hangi Ulkelerde Rezervi Bulunur? [/h]Dunyada gorunur ve potansiyel lityum rezervinin 7 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir. Yıllık lityum uretimi ise 40 bin ton civarındadır.
Gunumuzde ticari lityumun coğu Şili ’deki tuzlu su kaynaklarından elde edilmektedir. ABD Nevada ve Kaliforniya ’da tuzlu gol kaynaklarında lityum rezervleri bulunmaktadır. Lityum rezervi bulunan diğer ulkeler şunlardır; Bernic Golu (Manitoba), Kanada, Bikita (Zimbabwe), Manono (Zaire), Avustralya, Finlandiya, Rusya, Brezilya, Bolivya, Arjantin, Tibet…
Turkiye ’de ise, işlenebilir olcekte ticari lityum kaynağı bulunmuyor. Ancak Tuz Golu, Kırka ve Bigadic bolgelerindeki killerin gelecekte lityum kaynağı olabileceği şeklinde bazı değerlendirmeler yapılıyor.

[h=4]Tarihce [/h]Lityum adı, Yunanca “litos” yani “taş” sozcuğunden geliyor. Lityum minerali olan petalit, İsvec ’in Uto adasında Brezilyalı doğa bilimcisi ve jeolog Joze Bonifacio de Andralda e Silva tarafından 1790 yılında keşfedildi. Mineralin ateşe atıldığında yoğun kızıl bir alev verdiği gozlemlendi. 1817 yılında İsvecli kimyager Johan August Arfwedson, bu minerali analiz etti ve daha once bilinmeyen bir metalin varlığını tespit etti. Bu metale “lityum” adını verdi. Bulunan yeni metalin alkali ve hafif bir sodyum versiyonu olduğunu fark etti. Sodyumdan farklı olarak elektroliz yontemi ile ayrıştırılamadı. 1821 yılında İngiliz kimyager William Brande, lityum oksitten elektroliz yontemi ile ilk kez lityum elde eden kişi oldu. Ancak elde edilen miktar kucuktu, deneyler ve olcum icin yeterli değildi. 1855 yılında Alman kimyager Robert Bunsen ve İngiliz kimyager Augustus Matthiessen, erimiş lityum klorisidin elektrolizi yontemi ile lityum elde etti. İkinci Dunya Savaşı ’ndan sonra lityum metali ve bileşiklerinin uretimi hızla artmaya başladı.

[h=3]Kimyasal Ozellikleri [/h]Lityumun kimyasal sembolu “Li”dir. Atom numarası 3, atom ağırlığı 6,941 olan lityum, periyodik tablonun birinci grubunda alkali metaller arasında yer alır. İkinci gruptaki toprak alkalilerin ozelliklerini de gosterir. Erime noktası 179 derece, kaynama noktası 1814 derecedir. Saf lityum gumuşî renkte, yumuşak bir elementtir. Bıcakla kesilebilir. Sodyumla benzer ozellikler taşır. Ancak sodyuma oranla daha az aktiftir ve daha serttir.
Yoğunluğu en duşuk metaldir. Bu sebeple hidrokarbonlar uzerinde batmadan durabilir. Oda sıcaklığında azot ile reaksiyona giren tek metaldir. Su ile şiddetli tepkimeye girer. Hava ve su ile kolayca oksitlenir ve lekelenir, kararır. Su ve su buharındaki oksijenle tutuşur. Havadaki oksijenle reaksiyona girerek lityum oksidi oluşturur. Oksitlenmesinin onlenmesi icin yağ icinde saklanır. Sıvı halinin sıcaklık değerleri lityumu kullanışlı hale getirir. İnorganik ve organik reaktiflerle cok sayıda reaksiyona girer. Halojenlerle kolayca bağlanır ve ışık emisyonlu halojenurler oluşturur. Bitkiler tarafından kolayca emilir, bu sebeple bircok sebzede lityum iceriği vardır.
Doğada nadirdir, saf olarak bulunmaz. Yerkabuğunda bulunma oranı yuzde 0,006 civarındadır. Deniz suyunda 0,1 ppm lityum olduğu tahmin ediliyor. Ticari lityum elde etmek icin spodumen minerali onemli bir cevherdir. Killer, tuzlu yer altı suları (salamuralar), ceşitli minerallerde lityum icerikleri bulunmaktadır. Lityum iceren mineral sayısı 150 civarındadır; ancak ticari lityum iceren ekonomik mineraller cok azdır. Ticari lityum iceren bazı mineraller şunlardır; petalit, spodumen,lepidolit, ambligonit, trifilit.
Kutle numaraları 5 ila 9 arasında değişen 5 izotopu vardır. Doğada bulunan lityum elementinin yuzde 92,5 ’i “lityum-9”, yuzde 7,3 ’u de “lityum-6” izotoplarıdır. Diğer izotopları ise radyoaktiftir ve yarılanma sureleri cok kısadır.
[h=4]Bunları Biliyor Musunuz? [/h]Lityum alevin uzerine konulduğunda goz alıcı kırmızı bir renk verir; ancak yanmaya başladığında parlak beyaz bir alev verir.
Lityum alevleri kolay kolay sondurulemez; bunun icin ozel kimyasallar iceren sondurucu maddeler kullanılır.
Hava ve su ile yanması ve patlama ihtimaline rağmen diğer alkali metaller kadar tehlikeli değildir.
Aluminyum ve magnezyumla alaşımı daha guclu ve daha hafiftir.
“Lityum-6” ve “Hidrojen-2 (doteryum)” izotopları ile oluşturulan lityum hidrit bileşiği, hidrojen bombalarında kullanılır.
Neredeyse butun kayalarda az miktar da olsa lityum iceriği vardır.

[h=3]Hangi Urunlerde Kullanılır? [/h]Lityum, pil ve bataryaların onemli bir maddesidir. Cep telefonları, dizustu bilgisayarlar, tabletler, kameralar ve fotoğraf makineleri gibi elektronik cihazların şarj edilebilir bataryaları lityumdan uretilir. Lityum piller, cinko pillerden daha fazla guce sahiptir ve anot olarak kullanılmaktadır.
Lityum oksit, ozel camlar ve cam seramiklerin uretiminde; lityum stereat, yuksek sıcaklıkta calışan parcalar icin yağlayıcı olarak; lityum hidrit, hidrojen yakıtı depolanmasında kullanılır. Lityumun metal formunun magnezyumla alaşımı zırh kaplamalarında kullanılmaktadır. Lityum-aluminyum alaşımı ise, hafifliği sebebiyle ucak govdelerinde kullanılır. Ayrıca lityum karbonat bileşiği aluminyum uretiminde kullanılan maddelerdendir. En cok kullanılan bileşiği de lityum karbonattır. Bakır ve bakır alaşımlarını zehirli gazlardan arıtmada lityumdan faydalanılır. Kurşun ve kalsiyum icerikli bazı alaşımları sertleştirir.
Lityumun kullanıldığı diğer bazı urunleri şoyle sayabiliriz; elektrik ve elektronik urunleri, şarj edilebilir ve edilemez pil ve bataryalar, kalp pilleri, saatler, oyuncaklar, bisiklet govdeleri, ucaklardaki kaplama uygulamaları, lehimler, akuler, yuksek hızlı trenler, klimalar, kurutma sistemleri, seramik, ilaclar, motor yağı, gres, ısı transferi alaşımları, radyo vericileri, nukleer reaktorler…

[h=4]Lityum ve Sağlık [/h]Lityumun insan sağlığı uzerindeki etkileri ilk olarak 1949 yılında Avustralyalı psikiyatr John Cade tarafından belgelendi. Cade, lityum karbonat solusyonunu kobay hayvanlara zerk etti ve hayvanların birkac saat hayranlık uyandıracak şekilde uysallaştığını tespit etti. Bu araştırma sonucu lityum ve bileşiklerinin beyinde sakinleştirici etkileri olduğu tescillendi. Daha sonra ABD Gıda ve İlac İdaresi (FDA), lityum karbonat ve lityum sitrit icerikli ilaclara onay verdi.
Lityum, insan sağlığı acısından onemi bulunan bir element. “Li+” iyonunun norolojik etkileri bulunuyor. Bu sebeple lityumlu bileşikler farmakolojik uygulamalarda kullanılır. İnsan vucudu da lityum elementi icerir. Lityumun duşuk bir miktarının bile sinir sistemini koruduğu ve sinir hucrelerinin gelişimine katkı sağladığı yonunde bilgiler mevcut. Depresyon tedavisinde antidepresan ilaclarda kullanılmaktadır. Beyindeki kimyasal bileşiklerin aktivitelerini artırarak zihinsel bozukluklara karşı yardımı olduğu tespit edilmiştir. Sinir ve kas hucrelerindeki sodyum alışverişini duzenler. Vucut tarafından hızla emilir ve tum vucuda 12 saat icinde dağılır. Lityum vucuttaki ilaclar, enzimler, hormonlar, vitaminlerle ve buyume faktorleri ile cok farklı şekillerde calışır.
Lityumun olumlu etkileri gorulen bazı hastalıklar şunlardır; bipolar bozukluk, depresyon, manik hastalıklar, şizofreni, zihinsel hastalıklar, anoreksiya, bulimia, anemi, notropeni, kan hastalıkları, baş ağrıları, alkol tedavileri, diyabet, karaciğer ve bobrek hastalıkları, artrit, troid, astım, graves, meniere, karıncalanmalar, hiperaktivite, davranış bozuklukları, saldırganlık…
Lityum miktarının az veya fazla olmasına gore bazı yan etkileri de bulunuyor. Lityumun vucuttaki en buyuk zararı vitaminleri emici bir yapısının olmasıdır. Bu sebeple lityum icerikli ilacların yanında vitamin alınması gerekir. Lityum icerikli ilacların mide bulantısı, ishal, gastrit, baş donmesi, kilo alımı ve halsizlik gibi yan etkileri vardır. Ayrıca ciltte sedef hastalığını tetikleyebiliyor. Hamile kadınlarda fetus zehirlenmeleri, kalp ve doğum sorunlarına yol acabilmektedir. Sık idrara cıkardığı icin susuzluğa yol acar. Yuksek miktarda lityum alımı zehirlenmeye neden olabilir. Vucuttaki lityum eksikliği ise, eklem ağrıları, sac kırılmaları, soğuk havalara karşı aşırı duyarlılık, depresyon, yorgunluk ve cilt kuruluğu gibi sorunlara yol acabiliyor. Lityum cilde temas ettiğinde tahrip edicidir. Toz hali veya alkali bileşiklerinin solunması halinde solunum yollarına hasar verebilir.
Lityum iceren bazı besinler ise şunlardır; icme suları, maden suyu, sut, yumurta, marul, zeytin, tahıllar, cavdar, inek ciğeri, patlıcan, pırasa, kereviz, domates, patates, sebzeler, portakal ve deniz urunleri…
Bu arada, ilginc bir araştırmadan da bahsedelim. Suda bulunan lityumun insanların uzerinde bazı etkileri olduğu tespit edilmiştir. 1990 yılında Amerika ’da yapılan bazı araştırmalarda icme suyundaki lityum miktarı ile cinayet, intihar ve tecavuz gibi vakalar arasında bağ olduğu tespit edilmiştir. Orneğin, sudaki lityum miktarı fazla olan bolgelerdeki intihar vakalarının, az olan bolgelere gore yuzde 40 oranında daha az olduğu belirlenmiştir. Japonya, Avustralya ve Yunanistan ’da yapılan araştırmalarda da benzer sonuclar ortaya cıkmıştır.
[h=4]Hangi Ulkelerde Rezervi Bulunur? [/h]Dunyada gorunur ve potansiyel lityum rezervinin 7 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir. Yıllık lityum uretimi ise 40 bin ton civarındadır.
Gunumuzde ticari lityumun coğu Şili ’deki tuzlu su kaynaklarından elde edilmektedir. ABD Nevada ve Kaliforniya ’da tuzlu gol kaynaklarında lityum rezervleri bulunmaktadır. Lityum rezervi bulunan diğer ulkeler şunlardır; Bernic Golu (Manitoba), Kanada, Bikita (Zimbabwe), Manono (Zaire), Avustralya, Finlandiya, Rusya, Brezilya, Bolivya, Arjantin, Tibet…
Turkiye ’de ise, işlenebilir olcekte ticari lityum kaynağı bulunmuyor. Ancak Tuz Golu, Kırka ve Bigadic bolgelerindeki killerin gelecekte lityum kaynağı olabileceği şeklinde bazı değerlendirmeler yapılıyor.