Aile kavramının cok onemli(!) olduğunu savunan insanların cok olduğu bir ulkede yaşıyoruz ama... Bu amalardan sonra konuşulacak,soylenecek o kadar cok şeyler oluyor ki, hemde negatif olarak maalesef..

Evilik cağına gelmiş gencleri evlendirmek icin can atar bu toplumda buyukler. Hele 30 una gelmişse bir genc, evde kaldın diyede baskı yaparlar genclere. Kırsal kesimde evlilik yaşı maalesef daha cocuk yaşarda olur 14-15 gibi...Kent hayatında okullarını bitirmiş,eli para tutan gencleri hemen evlendirmek ister buyukler. Kendi caplarında bunun icin gerekli cabaları da gosterirler..İşte evlilik bu kadar onemlidr bu toplum insanları icin ama sonrası..

Şimdi evlendikten sonraki "AMA" ları konuşalım istedim birazda. Evilik icin can atan insanlar evlendikten sonrada illa cocuk olsun baskısını surdururler ama o cocuğun nasıl yetişeği,o cocuğa duyulması gereken sorumluluk onları ilgilendirmez,o onemlide değildir zaten. Aile olunmuşsa mutlaka cocukda olmalı,kor topal da o cocuk orada buyur işte. Geleceğinin ne olduğunun onemi olmadan..

Evlendikten sonra kişilik catışması yaşayan insanlar evlilik surduğu suresince şiddetli gecimsizlik icinde yaşarlar. Bu şiddetli gecimsizliğin icine cok ceşitli araclarda girebilir. İcki,kumar,kadın,aldatma ve dayak...Ve bu ortamda buyuyen ,buyumek zorunda kalan cocuklar... Toplum boyle evliliklerin bile devam etmesi icin baskı kurar bu insanlara. Yuvanı yıkma sakın,cocuklarının boynu bukuk bırakma gibi abuk subuk,sacma sapan duşunceler cıkartır ortaya... Kimse evlilikte sorunların cozumune katkıda bulunmaz, sadece cok bilmiş bir şekilde nasihat eder. Bu şiddet ortamında şidddet goren cocuklar kimsenin umurunun işi değildir,anne -babası vardır ya,yeterlidir..O anne -baba o şartlarda cocuk yetiştirmeye musaitmidir onemli olmadan..Evleninin evlenin baskısı yapanlar bu kezde boşanmayın baskısı kurarlar o ciftlere..Evlilik kurumu kutsal(!) ya guya onlara gore..Nasıl kutsalliksa bu!..

Ulkemizde evliliklerin bana gore %90 ı bitmesi gereken evlilik. Cunku hepsinin icinde fiziksel ve psikoljik şiddet var,hemde ciddi ve uzun yıllara dayanacak kadar..O evlilikler ne kadar surerse o kadar sure şiddet olacak orada ve mutsuzluk surup gidecek AMA yinede ayrılma-boşanma gercekleşemeyecek ...Bir yaşam mutsuzluk ve travmalar icinde gececek. Buna kimin hakkı olabilir ki' kim boyle bir vebali ustlenebilir,normalinde ama bizim ulkemizde toplum bu vebali cok rahat ustleniyor maalesef..

Yılarca şiddet ortamında yaşamak zorunda kalan kadın neden boşanmıyor' once; sosyal ve ekonomik mağduriyetten boşanamıyor.Yanında ona sahip cıkacak guclu bir ailesi de yoksa el mahkum o işkence ortamına devam edecek,mecbur..Burayı anlamak hic de zor değil.Burada devlet yardımı gerekiyor ama sosyal devlette oluyor bu yardımlar.

Diğer bir kadın tipide, sosyal ve ekonomik ozgurluğunu eline almış ama hala şiddet ortamında devam eden evliliğini surduruyor. Buradaki kadının gerecceleride kendince. Ya kocasının sosyal ve ekonomik statusu ona cok cazip geliyordur,onların kaymağını yeme uğruna herşeye,her turlu şiddete,aşağılanmaya katlanıyordur ki,bu kadın tipine ornekler de cok ama cok fazla bu ulkede,maalesef... Sorsan neden devam ediyorsun diye; KOCASINI SEVDİĞİNİ soyleycek kadar da kuculur. Aslında sevdiği kocası değil,kocasının ona sunduğu imkanlar ve stadutur.

Sosyal ve ekonomik ozgurluğunu eline almış diğer bir kadın tipi daha var. Bunların kocalarının ekonomik ve sosyal olarak cazibeleri diğerleride kadar olmamasına rağmen yinede boşanmaz. Nedeni ozguven eksikliğinden geliyor. Kendine guvenemiyor. Kocasının adının arkasına sığınarak yaşıyor,hala birey olamamıştır cunku,sosyal ve ekonomik ozgurluğu olsa bile.Toplum baskısından korkar..Namusu elinden gidecektir,cunku namusu kocasına bağldır..Dul kadın damgası yiyecektir.Ne olurki yese ama birey olamamışsa tum bunlar cok normal.Bu kadınlar her turlu şiddete,aşağılanmaya maruz kalarak surdururler o evliliği,kocalarını cok sevdiklerini(!) soyleyerek..

Boyle ortamda boşanamayan erkeklerin durumu cokmu farklı sanki..Erkeklerde ancak birine aşık olunca cekip gidiyorlar evden,evlilikten. Yoksa ego tatminlerini yılarca surduruyorlar. Nasılsa kendilerine ezik bir kadın var ve istedikleri gibide ezmeye devam edebilirler,neden boşanıpta zora soksunlar kendilerini...Cocuklarda yanlarında olmuş oluyor işte..

Boşanmış bir kadın olarak hemcinslerime ve toplumdaki mutsuz insan sayısının cok fazla olmasına cok ama cok uzuluyorum ben.. Cocuğumun hala annesi ve babası aynı ve ilişkleri cok sağlıklı devam ediyor. Ve cocuğum şimdi cok daha mutlu bir cocuk,annesi,baba sı gibi..

Toplum baskısına boyun eğmemek ,ozguveninizi tamamlamanız,ben başarabilirm demeniz gerekiyor. Once kendinize guvenin ki başaracaklarınızn yarısı başarılmış olsun.

Caresi olupta carelerini aramayanlar lutfen kendinize guvenin,inanın başarırsınız..

sevgiler