
Bu yazımızda icra hukukunun temelleri, prensipleri, takip ceşitleri, icra dairesinin organları ve icra dairesinin yetkilerinden bahsedeceğiz.
İcra ve iflas birbirinden farklıdır. İflas, icraya gore cok daha ağır bir durumdur. Cunku iflasta iflas eden kişinin (muflis) tum mal varlığına el koyma durumu vardır. İcrada bir kişinin 500 TL borcu varsa haciz yapıldığında sadece 500 TL değerindeki mal varlığına el konulur. İflasın daha ağır olmasının sebeplerinden biri de iflas eden kişinin onurunu kaybetmesi soz konusu olur, yani muflis olur. Onurunu kaybeden bir kişinin de onurunun iade edilebilmesi icin resmi gazetede itibarının iadesine ilişkin ticaret mahkemesinin kararının yayınlanması gerekir. İflastaki el koyma ile icradaki haciz durumları birbirinden farklıdır. İflasta kişi muflis olur, icrada kişi yine borcludur. İflasta ticaret mahkemesinin kararına ihtiyac vardır. Ticaret mahkemesi karar vermeden iflas soz konusu olmaz. İcrada ise sadece bir takibe ihtiyac vardır. İflas soz konusu olduğunda eşitlik ilkesi vardır. Yani alacaklılardan sadece birisi bile uğraşıp borcluyu iflas ettirse bile butun alacaklılar adını iflas masasına yazdırıp alacaklarını alabilirler. Ama icrada ise sadece takip yapan alacaklılar borcludan alacağını alabilir. Herkes iflas edemez. İflasa tabi olanlar kanunla belirlenmiştir. Kural olarak gercek kişiler iflas edemez, tabi istisnalar da mevcuttur. İflasta bazen kişiler kendi iflaslarını istemek zorundadırlar ve bazen de kendi iflaslarını isteyebilirler. Borca batık şirketin yoneticisi iflas istemezse hapis cezası alabilir.
İcrada uc kavram cok onemlidir;
Alacak
Alacaklı
Borclu
Alacak kavramına bakarsak, bir teminatın veya bir mahkeme hukmunde yazılı olan her şeyin alacaklısı olunabilir. Boşanma sonunda cocuğun velayeti verildiyse onun da alacaklısı olunabilir ve ilamlı icra takibine soz konusu olabilir veya bir işin yapılmasının yahut yapılmamasının alacaklısı olunabilir. Yani mutlak olarak bir para alacaklısı olunacak diye bir durum soz konusu değildir. Bir ilamda eda hukmu ile yazılı ne varsa o şeyin alacaklısı olunabilir. İlam mahkemenin vermiş olduğu hukmun taraflara verilmiş muhurlu onaylı suretidir.
İlamsız icra takibinde takibe konu şey para ve teminatsa mahkemeye gitmeye gerek olmaksızın, alacaklının elinde senet dahi olmasa bile bu takip başlatılabilir. Eğer takip başlatılan kişinin borcu yoksa itiraz eder ve takip durur. Daha sonra alacaklı diğer yollara başvurarak alacağını ispat ederse takibin devamını sağlayabilir.
Yabancı hukuklarda daha cok ilamlı icra takibi yapılır. İlamsız icra takibi cok daha sınırlı ve miktarı duşuk alacaklar icin gecerlidir. Bizim hukukumuzda ilamsız takip icin bir sınırlama soz konusu değildir.
Yargıtay ’ın gecen senelerde yaptığı ictihat değişikliğine gore alacaklının elinde ilam varsa ilamsız icra takibi yapılmasına izin verilmiyor. Eskiden alacaklılar ellerinde ilam olsa da ilamsız takibe başvuruyorlardı. Bunun sebebi ise elinde ilam olan alacaklı ilamlı takip yaptığında İcra İflas Kanunu madde 36 ’ya gore borclu istinaf veya temyiz kanun yoluna gittiğinde ve oradan icranın durdurulması veya icranın geri alınması kararı geldiğinde ilamlı takipte takip durdurulabiliyor. Eğer bu alacaklı ilamsız icra takibine başvurmuşsa ve borclu bu takibe itiraz ederse takip yine duruyor ama bu sefer alacaklının elinde ilam olduğu icin alacaklı buna dayanarak itiraz uzerine gidilen itirazın iptali, itirazın kesin kaldırılması, itirazın gecici kaldırılması yollarından hangisine giderse gitsin takibin devamını sağlayabilir ve borclu haksız itiraz ettiği icin alacak değerinin %20 ’sinden aşağı olamamak uzere belirlenen icra inkar tazminatını odemek zorunda kalıyordu. Yargıtay bu değişiklikle fazladan alınmaya calışılan miktarların onune gecmiştir.
İlamsız icra takibinin uc turu vardır:
Genel haciz yoluyla takip
Kambiyo senetlerine (cek, police, bono) mahsus haciz yoluyla takip
Kiralanan taşınmazlara ilişkin takip
İlamlı icra takibi tek turdur ama kendi icerisinde ceşitleri vardır.
Gercek kişilerin alacağı icin İcra İflas Kanunu uygulanır ama bir kamu alacağı varsa Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanun uygulanır. Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanun ’da iflas ile ilgili hukumler yoktur. Bu yuzden devletin alacağı kamu alacağı da olsa her hÂlukÂrda İcra İflas Kanunu ’na bakılır.
İcra iflas hukukunun bazı ilkeleri vardır. Mesela sosyal devlet ilkesi bunların en onemlilerindendir.
Haczi caiz olmayan mallar ve haklar
İcra İflas Kanunu madde 82- Aşağıdaki şeyler haciz olunamaz:
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gosterilen mallar,
2. Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî calışmasına dayanan borclunun mesleğini surdurebilmesi icin gerekli olan her turlu eşya,
3. Para, kıymetli evrak, altın, gumuş, değerli taş, antika veya sus eşyası gibi kıymetli şeyler haric olmak uzere, borclu ve aynı catı altında yaşayan aile bireyleri icin luzumlu eşya; aynı amacla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri,
4. Borclu ciftci ise kendisinin ve ailesinin gecimi icin zaruri olan arazi ve cift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve mesleki icin luzumlu olan alet ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkcı, hamal gibi kucuk nakliye erbabının gecimlerini temin eden nakil vasıtaları,
5. Borclu ve ailesinin idareleri icin luzumlu ise borclunun tercih edeceği bir sut veren mandası veya ineği veyahut uc keci veya koyunu ve bunların uc aylık yem ve yataklıkları,
6. Borclunun ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları ve borclu ciftci ise gelecek mahsul icin lazım olan tohumluğu,
7. Borclu bağ, bahce veya meyve veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve ailesinin gecimi icin zaruri olan bağ bahce ve bu sanat icin luzumlu bulunan alet ve edevat, gecimi hayvan yetiştirmeye munhasır olan borclunun kendisi ve ailesinin maişetleri icin zaruri olan miktarı ve bu hayvanların uc aylık yem ve yataklıkları,
8. Borclar Kanununun 510. maddesi mucibince haciz olunmamak uzere tesis edilmiş olan kaydı hayatla iratlar,
9. Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde malul olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen ucuş ve dalış tazminat ve ikramiyeleri, Askeri malullerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaralı kanun hukmune gore verilen inhisar beyiye hisseleri,
10. Bir muavenet sandığı veya cemiyeti tarafından hastalık, zaruret ve olum gibi hallerde bağlanan maaşlar,
11. Vucut veya sıhhat uzerine ika edilen zararlar icin tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lazım gelen paralar,
12. Borclunun haline munasip evi,
13. Oğrenci bursları. Medeni Kanunun 807. maddesi hukmu saklıdır. 2, 3, 4, 5, 7 ve 12 numaralı bentlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline munhasırdır.
Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline munasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borcluya bırakılmak uzere haczedilerek satılır.
İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulune veya reddine karar verir.
[h=4]Kısmen haczi caiz olan şeyler [/h]İcra İflas Kanunu madde 83- Maaşlar, tahsisat ve her nevi ucretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama mustenit olmayan nafakalar, tekaut maaşları, sigortalar veya tekaut sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borclu ve ailesinin gecinmeleri icin icra memurunca luzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haciz olunabilir.
Ancak haciz olunacak miktar bunların dortte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada onde olan haczin kesintisi bitmedikce sonraki haciz icin kesintiye gecilemez.
Bu maddelerde haczedilemeyecek ve kısmen haczedilebilecek mallardan bahsetmiştir. Bu maddelerin kanunda yer almasının en temel sebebi sosyal devlet ilkesidir. Sosyal Guvenlik Kanunu ’da 88 ve 93. maddelerinde emekli maaşının haczedilemeyeceğinden bahsetmiştir. İşte bunlar da sosyal devlet ilkesi ile alakalıdır.
Alacaklıyla borclunun menfaatlerinin dengelenmesi ilkesi de icra iflas hukukunda dikkat edilmesi gereken ilkelerdendir. Yani her iki tarafında hem alacaklının hem de borclunun menfaatlerinin korunmasını sağlayan bir ilkedir. Bu ilke gereğince icra muduru hacze gittiğinde haczedeceği mallar borclunun daha az ihtiyac duyduğu mallar olmalıdır ve bunları oncelikli haczetmelidir.
Dava başlatmak icin nasıl mahkemeye gidiliyorsa icra takibi başlatmak icin de icra dairesine gidilmesi gerekir. İcra daireleri adalet saraylarının icerisinde yer alır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu ’nun esas aldığı ilkelerden biri taleple bağlılık ilkesidir, yani dava acıldıysa gorulur. İcra dairelerinde de takip talebi olmadan takip başlamaz. Takip talebinde bulunduktan sonra icra dairesi de uc gun icerisinde borcluya odeme emri gonderecektir. Genel haciz yoluyla takip yapıldığında odeme emrinde yedi gun icerisinde borcun odenmesi gerektiği, borc yoksa yedi gun icerisinde itiraz edilmesi gerektiği ya da yedi gun icerisinde mal beyanında bulunulması gerektiği yazar. Eğer borclu yedi gun icerisinde borcu odemediyse ve itirazda bulunmadıysa takip kesinleşir ve bir sonraki aşamaya gecilir. Eğer itiraz edildiyse alacaklının bir sonraki aşamaya gecebilmesi icin uc tane yolu vardır:
1- İtirazın kesin kaldırılması yolu
2- İtirazın gecici kaldırılması yolu
3- itirazın iptali davası
İtirazın kesin kaldırılması ve gecici kaldırılması yolu icin icra mahkemesine gidilir, itirazın iptali davası icin ise genel mahkemelere gidilir. Bu uc durumdan herhangi biri gercekleşse bile takip devam ettirilir. İtiraz ortadan kalktıktan sonra borclu borcunu odemezse alacaklı haciz talebinde bulunur ve icra muduru haczi oyle yapar. Şunu unutmamak gerekir ki talep olmadan icra muduru hacze asla gitmez. Haciz aşamasından belli bir sure sonrada satış istenmesi gerekir. Satış suresinde istenmezse haciz duşer. Satış istemenin suresi de hacizden sonra taşınır mallarda altı ay, taşınmaz mallarda bir yıldır.
Alacaklı ve icra dairesinin yaptığı işlemler sırasıyla şu şekilde gercekleşir:
Alacaklı takip talebinde bulunur, icra dairesi bunun uzerine odeme emri gonderir. Takip kesinleşirse alacaklı haciz talebinde bulunur ve icra dairesi haczi yapar. En son alacaklı satış talebinde bulunur ve icra dairesi satışı gercekleştirir ve parayı alacaklının banka hesabına havale eder. Para odendikten sonra borcun yetmediği kısım kadar icra muduru tarafından alacaklıya aciz belgesi verilir. Bu belgeyle 20 yıl boyunca borcludan borc istenebilir. Aciz belgesindeki alacağa kural olarak faiz işlemez. Birden fazla alacaklı soz konusu ise paranın odenmesi değil paranın paylaştırılması soz konusu olur.
Takip işlemleri; taraf takip işlemleri ve icra takip işlemleri olarak ikiye ayrılır. İcra takip işlemlerinin kanunda duzenlemesi yoktur.
Taraf takip işlemlerinin iki ozelliği vardır;
1- Tarafların yaptığı işlemlerdir.
2- İcra takibine yon veren işlemlerdir.
İcra takip işlemlerinin de uc ozelliği vardır;
1- İcra organı tarafından yapılırlar.
2- Borcluya karşı yapılan işlemlerdir.
3- Takibi ilerleten işlemlerdir.
Doktrinde paranın odenmesi ve aciz belgesi duzenlenmesi icra takip işlemi değildir diye bahseder, hatta borcluya karşı bir işlem de değildir diye bahseder. Bazı hukukcular ise bu goruşe karşıdırlar.
Bir dava ve takip başlatılmadan once ihtiyati haciz yapılabilir. Takip talebi yapılmadan once veya takip başlatıldıktan sonra mahkemeye ihtiyati haciz talebinde bulunulur ve mahkemeden bu karar alınır. Boylece borclunun malını kacırması ihtimalinin onune gecilir. İhtiyati hacizden sonra takip başlatılır, odeme emri gonderilir, bundan sonra haciz talep edilmez, onceden haciz yapıldığı icin haciz aşaması kendiliğinden kesinleşir. Haciz aşaması atlanır ve doğrudan satış talep edilir.
İhtiyati haciz doktrine gore hem gecici hukuki koruma hem de icra takip işlemidir ama Yargıtay sadece gecici hukuki koruma olduğundan bahseder. Bu hususun belirlenmesi cok onemlidir. İcra İflas Kanunu ’nda talik halleri vardır. Yani hacze gidileceği zaman borclunun yakını olmuşse haciz yapılamaz ve haciz işlemi uc gun ertelenir. Buradaki durum ise ihtiyati haczi eğer icra takip işlemi olarak varsayarsak bu talik hali durumunda ihtiyati haczi gercekleştiremeyiz 3 gun beklenmesi gerekir ama gecici hukuki koruma olarak benimsersek o zaman hacze gidilen yer taziye evi de olsa orada ihtiyati haciz uygulanabilir. Yargıtay ’ın kabulune gore ihtiyati haciz bir gecici hukuki korumadır. Bunun cercevesinde talik hallerinde de ihtiyati haciz yapılabilir.
Bizim hukukumuzda borctan dolayı hapis yasağı vardır. Kimse borcunu odemediği icin hapis yatmaz. Sadece odeme emrinde yazan yedi gun icerisinde mal beyanında bulun cağrısına karşı mal beyanında bulunulmazsa o zaman 3 aylık tazyik hapsi vardır. Ama bunun sebebi borcun odenmemesi değil icra dairesinin cağrısına uymamaktır. Ayrıca borclunun mal varlığı yoksa mal varlığının olmadığına dair de beyanda bulunabilir. Şunu unutmamak gerekir ki tazyik hapsi sırasında da mal beyanında bulunulursa hapis sona erer.
İcra dairesinin organlarını inceleyecek olursak, icra dairesinin asli organları ve yardımcı organları vardır.
Asli organlar (resmi organlar)
- İcra dairesi (iflasta iflas dairesi olur)
- İcra mahkemesi (ozel yetkili bir mahkemedir)
- Bolge adliye mahkemeleri
- Yargıtay
Yardımcı organlar
- Genel mahkemeler
- Cumhuriyet Savcıları ve adalet mufettişleri
- Koy muhtarı ve kolluk kuvvetleri
İcra İflas Kanunu madde 13/1- İcra ve iflas daireleri, 4 uncu maddedeki esaslara gore icra mahkemesi hakiminin daimi gozetimi ve denetimi altındadır. Bu daireler Cumhuriyet savcıları ve adalet mufettişleri vasıtası ile denetime tabi tutulur. Cumhuriyet savcıları bu daireleri yılda en az bir defa denetlerler.
İcra İflas Kanunu madde 13/a/1- 13. maddeye gore Cumhuriyet savcılarınca ilk defa yapılacak teftişin, gecen bir yıllık işlemlere şamil olmak uzere her sene Ocak ayı icinde yapılması ve duzenlenecek raporların birer orneğinin icra ve iflas dairesi ile Cumhuriyet savcılığında saklanması gereklidir.
İcra İflas Kanunu madde 1/1- Her asliye mahkemesinin yargı cevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur.
Bu madde cercevesinde asliye mahkemesi bulunana her yerde icra takibi başlatılabileceğini goruruz fakat asliye mahkemesi olmayan yerlerde icra takibini nasıl başlatacağız İcra İflas Kanunu 1. maddede bununla ilgili bir acıklama yapmamış.
İcra İflas Kanunu madde 4/2- İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikÂyet ve itirazların icra mahkemesi o mahkemenin hÂkimidir.
Bu maddeden bahisle asliye mahkemesi olmayan yerlerde o yerdeki sulh mahkemesinin kaleminde icra takibi başlatılabilir.
İcra İflas Kanunu madde 1/2- İcra mudur ve icra mudur yardımcıları, Adalet Bakanlığı tarafından yaptırılacak yazılı sınav ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak sozlu sınav sonucuna gore atanırlar. İcra kÂtipleri arasından Adalet Bakanlığı tarafından yaptırılacak yazılı sınav ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak sozlu sınav sonucuna gore de icra mudur veya icra mudur yardımcılığı kadrolarına atama yapılabilir.
/3 İcra kÂtipliğine ilk defa atanacaklar, kamu gorevlerine ilk defa atanacaklar icin yapılacak merkezi sınavda başarılı olanlar arasından Adalet Bakanlığının bu konuda yetki vereceği adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından yapılacak uygulama ve sozlu sınav sonucuna gore; unvan değişikliği suretiyle atanacaklar ise uygulama ve sozlu sınav sonucuna gore atanırlar. Unvan değişikliği suretiyle icra kÂtipliğine atanacaklar tahsis edilen kadronun yuzde ellisini gecemez.
/4 İcra mudur ve icra mudur yardımcıları ile icra kÂtiplerinin, yazılı sınav, sozlu sınav, gorevlendirme, nakil, unvan değişikliği, gorevde yukselme ve diğer hususları yonetmelikle duzenlenir.
/5 İcra dairelerinde, gerektiğinde, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar cercevesinde, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından zabıt kÂtibi, mubaşir ve hizmetli gorevlendirilir.
/6 İcra muduru, icra mudur yardımcısı veya icra kÂtibinin herhangi bir nedenden dolayı yokluğu halinde gorev ve yetkileri, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından gorevlendirilecek yazı işleri muduru veya zabıt kÂtibi tarafından yerine getirilir.
/7 Adalet Bakanlığı, icra dairelerini bir arada bulundurmaya ve aynı icra mahkemesine bağlamaya yetkilidir.
Adalet Bakanlığı gerektiğinde birden fazla icra dairesi oluşturabilir ve her icra dairesi bir icra mahkemesine bağlanır. Cunku icra mahkemeleri icra dairelerini denetleyen ve gozetleyen organdır.
İcra daireleri adli tatil doneminde kapanmazlar. İcra dairelerinin yaptıkları her icra takibi icin gerekceli karar vermeleri gerekiyor. İcra dairesinin yaptığı hatalı bir işlem olduğu duşunuluyorsa icra mahkemesine şikayet edilir.
İcra dairesine kanunda verilen bazı yetkiler vardır ve bu yetkilerin dışında bazı yukumlulukleri vardır. İcra dairesinin bu yetki ve yukumluluklerden kaynaklanan sorumlulukları vardır.
Bu yazımızın son kısmı olarak icra dairesinin yetkilerini inceleyeceğiz. Kanundaki hukumlere dayanarak İcra İflas Kanunu icra dairesine yetki verdiyse dairenin o işlemde takdir yetkisi vardır, yetki vermediyse o işlemi yapmaya mecburdur. Ornek verecek olursak; icra dairesine icra takibinde bulunulduktan sonra icra dairesi uc gun icerisinde odeme emri duzenlemek zorundadır, bu konuda icra mudurunun yetkisi yoktur. İcra mudurunun takdir yetkisi vardır ama kanunun ona tanıdığı kadardır.
İcra İflas Kanunu madde 85/6- Haczi koyan memur borclu ile alacaklının menfaatlerini mumkun olduğu kadar telif etmekle mukelleftir.
Bu maddeden bahisle kanun icra mudurune haciz sırasında hangi malı haczedebileceği konusunda takdir yetkisini tanımıştır.
İcra muduru taşınır bir malı haczettiğinde o malın ne kadar ederi olduğunun takdirini kendisi yapar. Bu onemli bir durumdur. Cunku takdir ettiği değerin yarısı ve satış masraflarının toplamında cıkan miktardan daha az bir miktara satış yapılamaz. İcra mudurunun taşınmaz mallarda takdir yetkisi yoktur icra dairesi taşınmaz bedel takdiri icin bu konudaki bilirkişiye başvurmaya mecburdur. Taşınır mallarda da istisnai olarak takdir edemediği olur. Cok ender uretilen bir taşınır malın edeceği fiyat konusunda icra muduru bilgi sahibi olmayabilir. Bu tarz durumlarda yine bilirkişiye başvurulması gerekir.
Bazı durumlarda da takdir yetkisi ile ilgili sınırlamalar soz konusu olur. İcra İflas Kanunu madde 85/6 aynı zamanda takdir yetkisini sınırlar niteliktedir. Borclunun da menfaatlerini gozetmesi gerekir durumu soz konusudur. Ornek uzerinden gidersek, yaşlı bir teyzenin evine hacze gidildiğinde onun evinde hem bilgisayar hem de televizyon varsa, teyzenin sosyokulturel durumu da dikkate alınarak bilgisayarla cok ilgisi olmadığı ve televizyonu ile surekli vakit gecirdiği sonucu cıkarılabilir. Bu durumda kanun maddemizin bahsettiği borclunun menfaatinin gozetilmesi hususuna dayanarak burada oncelikli olarak bilgisayarın haczedilmesi gerekir. İcra mudurunun oncelikli olarak televizyonu haczetme takdir yetkisi olmamalıdır. Boyle bir durum soz konusu olursa o haciz işlemine karşı icra mahkemesinde şikayet yoluna gidilebilir.
Başka bir sınırlamaya değinecek olursak, haciz sırasında once cekişmesiz mallar ondan sonra hacizli mallar alacağı karşılamaya yetmezse cekişmeli mallar haczedilir. Yani once borcluya ait olduğu kesin olarak bilinen mallar haczedilir ondan sonra borcluya ait olduğu şupheli olan mallar haczedilir.
Takdir yetkisinin bir başka sınırı da once taşınır malların ondan sonra taşınmaz malların haczedilmesi durumudur.
İcra İflas Kanunu madde 80/3- Talep vukuunda borclu kilitli yerleri ve dolapları acmaya ve sair eşyayı gostermeye mecburdur. Bu yerler icabında zorla actırılır.
/4 Haczi yapan memur, borclunun uzerinde para, kıymetli evrak, altın veya gumuş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borclu bunları vermekten kacınırsa, borclunun şahsına karşı kuvvet istimal edilebilir.
Bu maddeden anlaşıldığı uzere icra dairesinin zor kullanma yetkisi vardır. Madde 80 ’i destekler nitelikte olan diğer madde ise 81. maddedir.
İcra İflas Kanunu madde 81- Zor kullanma hususunda butun zabıta memurları icra memurunun yazılı muracaatı uzerine kendisine muavenet ve emirlerini ifa etmekle mukelleftirler.
Koylerde haczi yapan memurun emirlerini muhtarlar da ifaya mecburdurlar.
Yazımızı sonlandırırken şunu da unutmamak gerekir ki zor kullanma sadece borclunun uzerinde yapılabilir. Haciz sırasında evde bulunan başka biri veya eşe karşı yapılamaz.

İcrada uc kavram cok onemlidir;
Alacak
Alacaklı
Borclu
Alacak kavramına bakarsak, bir teminatın veya bir mahkeme hukmunde yazılı olan her şeyin alacaklısı olunabilir. Boşanma sonunda cocuğun velayeti verildiyse onun da alacaklısı olunabilir ve ilamlı icra takibine soz konusu olabilir veya bir işin yapılmasının yahut yapılmamasının alacaklısı olunabilir. Yani mutlak olarak bir para alacaklısı olunacak diye bir durum soz konusu değildir. Bir ilamda eda hukmu ile yazılı ne varsa o şeyin alacaklısı olunabilir. İlam mahkemenin vermiş olduğu hukmun taraflara verilmiş muhurlu onaylı suretidir.
İlamsız icra takibinde takibe konu şey para ve teminatsa mahkemeye gitmeye gerek olmaksızın, alacaklının elinde senet dahi olmasa bile bu takip başlatılabilir. Eğer takip başlatılan kişinin borcu yoksa itiraz eder ve takip durur. Daha sonra alacaklı diğer yollara başvurarak alacağını ispat ederse takibin devamını sağlayabilir.
Yabancı hukuklarda daha cok ilamlı icra takibi yapılır. İlamsız icra takibi cok daha sınırlı ve miktarı duşuk alacaklar icin gecerlidir. Bizim hukukumuzda ilamsız takip icin bir sınırlama soz konusu değildir.
Yargıtay ’ın gecen senelerde yaptığı ictihat değişikliğine gore alacaklının elinde ilam varsa ilamsız icra takibi yapılmasına izin verilmiyor. Eskiden alacaklılar ellerinde ilam olsa da ilamsız takibe başvuruyorlardı. Bunun sebebi ise elinde ilam olan alacaklı ilamlı takip yaptığında İcra İflas Kanunu madde 36 ’ya gore borclu istinaf veya temyiz kanun yoluna gittiğinde ve oradan icranın durdurulması veya icranın geri alınması kararı geldiğinde ilamlı takipte takip durdurulabiliyor. Eğer bu alacaklı ilamsız icra takibine başvurmuşsa ve borclu bu takibe itiraz ederse takip yine duruyor ama bu sefer alacaklının elinde ilam olduğu icin alacaklı buna dayanarak itiraz uzerine gidilen itirazın iptali, itirazın kesin kaldırılması, itirazın gecici kaldırılması yollarından hangisine giderse gitsin takibin devamını sağlayabilir ve borclu haksız itiraz ettiği icin alacak değerinin %20 ’sinden aşağı olamamak uzere belirlenen icra inkar tazminatını odemek zorunda kalıyordu. Yargıtay bu değişiklikle fazladan alınmaya calışılan miktarların onune gecmiştir.
İlamsız icra takibinin uc turu vardır:
Genel haciz yoluyla takip
Kambiyo senetlerine (cek, police, bono) mahsus haciz yoluyla takip
Kiralanan taşınmazlara ilişkin takip
İlamlı icra takibi tek turdur ama kendi icerisinde ceşitleri vardır.
Gercek kişilerin alacağı icin İcra İflas Kanunu uygulanır ama bir kamu alacağı varsa Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanun uygulanır. Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanun ’da iflas ile ilgili hukumler yoktur. Bu yuzden devletin alacağı kamu alacağı da olsa her hÂlukÂrda İcra İflas Kanunu ’na bakılır.
İcra iflas hukukunun bazı ilkeleri vardır. Mesela sosyal devlet ilkesi bunların en onemlilerindendir.
Haczi caiz olmayan mallar ve haklar
İcra İflas Kanunu madde 82- Aşağıdaki şeyler haciz olunamaz:
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gosterilen mallar,
2. Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî calışmasına dayanan borclunun mesleğini surdurebilmesi icin gerekli olan her turlu eşya,
3. Para, kıymetli evrak, altın, gumuş, değerli taş, antika veya sus eşyası gibi kıymetli şeyler haric olmak uzere, borclu ve aynı catı altında yaşayan aile bireyleri icin luzumlu eşya; aynı amacla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri,
4. Borclu ciftci ise kendisinin ve ailesinin gecimi icin zaruri olan arazi ve cift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve mesleki icin luzumlu olan alet ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkcı, hamal gibi kucuk nakliye erbabının gecimlerini temin eden nakil vasıtaları,
5. Borclu ve ailesinin idareleri icin luzumlu ise borclunun tercih edeceği bir sut veren mandası veya ineği veyahut uc keci veya koyunu ve bunların uc aylık yem ve yataklıkları,
6. Borclunun ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları ve borclu ciftci ise gelecek mahsul icin lazım olan tohumluğu,
7. Borclu bağ, bahce veya meyve veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve ailesinin gecimi icin zaruri olan bağ bahce ve bu sanat icin luzumlu bulunan alet ve edevat, gecimi hayvan yetiştirmeye munhasır olan borclunun kendisi ve ailesinin maişetleri icin zaruri olan miktarı ve bu hayvanların uc aylık yem ve yataklıkları,
8. Borclar Kanununun 510. maddesi mucibince haciz olunmamak uzere tesis edilmiş olan kaydı hayatla iratlar,
9. Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde malul olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen ucuş ve dalış tazminat ve ikramiyeleri, Askeri malullerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaralı kanun hukmune gore verilen inhisar beyiye hisseleri,
10. Bir muavenet sandığı veya cemiyeti tarafından hastalık, zaruret ve olum gibi hallerde bağlanan maaşlar,
11. Vucut veya sıhhat uzerine ika edilen zararlar icin tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lazım gelen paralar,
12. Borclunun haline munasip evi,
13. Oğrenci bursları. Medeni Kanunun 807. maddesi hukmu saklıdır. 2, 3, 4, 5, 7 ve 12 numaralı bentlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline munhasırdır.
Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline munasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borcluya bırakılmak uzere haczedilerek satılır.
İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulune veya reddine karar verir.
[h=4]Kısmen haczi caiz olan şeyler [/h]İcra İflas Kanunu madde 83- Maaşlar, tahsisat ve her nevi ucretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama mustenit olmayan nafakalar, tekaut maaşları, sigortalar veya tekaut sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borclu ve ailesinin gecinmeleri icin icra memurunca luzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haciz olunabilir.
Ancak haciz olunacak miktar bunların dortte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada onde olan haczin kesintisi bitmedikce sonraki haciz icin kesintiye gecilemez.
Bu maddelerde haczedilemeyecek ve kısmen haczedilebilecek mallardan bahsetmiştir. Bu maddelerin kanunda yer almasının en temel sebebi sosyal devlet ilkesidir. Sosyal Guvenlik Kanunu ’da 88 ve 93. maddelerinde emekli maaşının haczedilemeyeceğinden bahsetmiştir. İşte bunlar da sosyal devlet ilkesi ile alakalıdır.
Alacaklıyla borclunun menfaatlerinin dengelenmesi ilkesi de icra iflas hukukunda dikkat edilmesi gereken ilkelerdendir. Yani her iki tarafında hem alacaklının hem de borclunun menfaatlerinin korunmasını sağlayan bir ilkedir. Bu ilke gereğince icra muduru hacze gittiğinde haczedeceği mallar borclunun daha az ihtiyac duyduğu mallar olmalıdır ve bunları oncelikli haczetmelidir.
Dava başlatmak icin nasıl mahkemeye gidiliyorsa icra takibi başlatmak icin de icra dairesine gidilmesi gerekir. İcra daireleri adalet saraylarının icerisinde yer alır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu ’nun esas aldığı ilkelerden biri taleple bağlılık ilkesidir, yani dava acıldıysa gorulur. İcra dairelerinde de takip talebi olmadan takip başlamaz. Takip talebinde bulunduktan sonra icra dairesi de uc gun icerisinde borcluya odeme emri gonderecektir. Genel haciz yoluyla takip yapıldığında odeme emrinde yedi gun icerisinde borcun odenmesi gerektiği, borc yoksa yedi gun icerisinde itiraz edilmesi gerektiği ya da yedi gun icerisinde mal beyanında bulunulması gerektiği yazar. Eğer borclu yedi gun icerisinde borcu odemediyse ve itirazda bulunmadıysa takip kesinleşir ve bir sonraki aşamaya gecilir. Eğer itiraz edildiyse alacaklının bir sonraki aşamaya gecebilmesi icin uc tane yolu vardır:
1- İtirazın kesin kaldırılması yolu
2- İtirazın gecici kaldırılması yolu
3- itirazın iptali davası
İtirazın kesin kaldırılması ve gecici kaldırılması yolu icin icra mahkemesine gidilir, itirazın iptali davası icin ise genel mahkemelere gidilir. Bu uc durumdan herhangi biri gercekleşse bile takip devam ettirilir. İtiraz ortadan kalktıktan sonra borclu borcunu odemezse alacaklı haciz talebinde bulunur ve icra muduru haczi oyle yapar. Şunu unutmamak gerekir ki talep olmadan icra muduru hacze asla gitmez. Haciz aşamasından belli bir sure sonrada satış istenmesi gerekir. Satış suresinde istenmezse haciz duşer. Satış istemenin suresi de hacizden sonra taşınır mallarda altı ay, taşınmaz mallarda bir yıldır.
Alacaklı ve icra dairesinin yaptığı işlemler sırasıyla şu şekilde gercekleşir:
Alacaklı takip talebinde bulunur, icra dairesi bunun uzerine odeme emri gonderir. Takip kesinleşirse alacaklı haciz talebinde bulunur ve icra dairesi haczi yapar. En son alacaklı satış talebinde bulunur ve icra dairesi satışı gercekleştirir ve parayı alacaklının banka hesabına havale eder. Para odendikten sonra borcun yetmediği kısım kadar icra muduru tarafından alacaklıya aciz belgesi verilir. Bu belgeyle 20 yıl boyunca borcludan borc istenebilir. Aciz belgesindeki alacağa kural olarak faiz işlemez. Birden fazla alacaklı soz konusu ise paranın odenmesi değil paranın paylaştırılması soz konusu olur.
Takip işlemleri; taraf takip işlemleri ve icra takip işlemleri olarak ikiye ayrılır. İcra takip işlemlerinin kanunda duzenlemesi yoktur.
Taraf takip işlemlerinin iki ozelliği vardır;
1- Tarafların yaptığı işlemlerdir.
2- İcra takibine yon veren işlemlerdir.
İcra takip işlemlerinin de uc ozelliği vardır;
1- İcra organı tarafından yapılırlar.
2- Borcluya karşı yapılan işlemlerdir.
3- Takibi ilerleten işlemlerdir.
Doktrinde paranın odenmesi ve aciz belgesi duzenlenmesi icra takip işlemi değildir diye bahseder, hatta borcluya karşı bir işlem de değildir diye bahseder. Bazı hukukcular ise bu goruşe karşıdırlar.
Bir dava ve takip başlatılmadan once ihtiyati haciz yapılabilir. Takip talebi yapılmadan once veya takip başlatıldıktan sonra mahkemeye ihtiyati haciz talebinde bulunulur ve mahkemeden bu karar alınır. Boylece borclunun malını kacırması ihtimalinin onune gecilir. İhtiyati hacizden sonra takip başlatılır, odeme emri gonderilir, bundan sonra haciz talep edilmez, onceden haciz yapıldığı icin haciz aşaması kendiliğinden kesinleşir. Haciz aşaması atlanır ve doğrudan satış talep edilir.
İhtiyati haciz doktrine gore hem gecici hukuki koruma hem de icra takip işlemidir ama Yargıtay sadece gecici hukuki koruma olduğundan bahseder. Bu hususun belirlenmesi cok onemlidir. İcra İflas Kanunu ’nda talik halleri vardır. Yani hacze gidileceği zaman borclunun yakını olmuşse haciz yapılamaz ve haciz işlemi uc gun ertelenir. Buradaki durum ise ihtiyati haczi eğer icra takip işlemi olarak varsayarsak bu talik hali durumunda ihtiyati haczi gercekleştiremeyiz 3 gun beklenmesi gerekir ama gecici hukuki koruma olarak benimsersek o zaman hacze gidilen yer taziye evi de olsa orada ihtiyati haciz uygulanabilir. Yargıtay ’ın kabulune gore ihtiyati haciz bir gecici hukuki korumadır. Bunun cercevesinde talik hallerinde de ihtiyati haciz yapılabilir.
Bizim hukukumuzda borctan dolayı hapis yasağı vardır. Kimse borcunu odemediği icin hapis yatmaz. Sadece odeme emrinde yazan yedi gun icerisinde mal beyanında bulun cağrısına karşı mal beyanında bulunulmazsa o zaman 3 aylık tazyik hapsi vardır. Ama bunun sebebi borcun odenmemesi değil icra dairesinin cağrısına uymamaktır. Ayrıca borclunun mal varlığı yoksa mal varlığının olmadığına dair de beyanda bulunabilir. Şunu unutmamak gerekir ki tazyik hapsi sırasında da mal beyanında bulunulursa hapis sona erer.
İcra dairesinin organlarını inceleyecek olursak, icra dairesinin asli organları ve yardımcı organları vardır.
Asli organlar (resmi organlar)
- İcra dairesi (iflasta iflas dairesi olur)
- İcra mahkemesi (ozel yetkili bir mahkemedir)
- Bolge adliye mahkemeleri
- Yargıtay
Yardımcı organlar
- Genel mahkemeler
- Cumhuriyet Savcıları ve adalet mufettişleri
- Koy muhtarı ve kolluk kuvvetleri
İcra İflas Kanunu madde 13/1- İcra ve iflas daireleri, 4 uncu maddedeki esaslara gore icra mahkemesi hakiminin daimi gozetimi ve denetimi altındadır. Bu daireler Cumhuriyet savcıları ve adalet mufettişleri vasıtası ile denetime tabi tutulur. Cumhuriyet savcıları bu daireleri yılda en az bir defa denetlerler.
İcra İflas Kanunu madde 13/a/1- 13. maddeye gore Cumhuriyet savcılarınca ilk defa yapılacak teftişin, gecen bir yıllık işlemlere şamil olmak uzere her sene Ocak ayı icinde yapılması ve duzenlenecek raporların birer orneğinin icra ve iflas dairesi ile Cumhuriyet savcılığında saklanması gereklidir.
İcra İflas Kanunu madde 1/1- Her asliye mahkemesinin yargı cevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur.
Bu madde cercevesinde asliye mahkemesi bulunana her yerde icra takibi başlatılabileceğini goruruz fakat asliye mahkemesi olmayan yerlerde icra takibini nasıl başlatacağız İcra İflas Kanunu 1. maddede bununla ilgili bir acıklama yapmamış.
İcra İflas Kanunu madde 4/2- İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikÂyet ve itirazların icra mahkemesi o mahkemenin hÂkimidir.
Bu maddeden bahisle asliye mahkemesi olmayan yerlerde o yerdeki sulh mahkemesinin kaleminde icra takibi başlatılabilir.
İcra İflas Kanunu madde 1/2- İcra mudur ve icra mudur yardımcıları, Adalet Bakanlığı tarafından yaptırılacak yazılı sınav ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak sozlu sınav sonucuna gore atanırlar. İcra kÂtipleri arasından Adalet Bakanlığı tarafından yaptırılacak yazılı sınav ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak sozlu sınav sonucuna gore de icra mudur veya icra mudur yardımcılığı kadrolarına atama yapılabilir.
/3 İcra kÂtipliğine ilk defa atanacaklar, kamu gorevlerine ilk defa atanacaklar icin yapılacak merkezi sınavda başarılı olanlar arasından Adalet Bakanlığının bu konuda yetki vereceği adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından yapılacak uygulama ve sozlu sınav sonucuna gore; unvan değişikliği suretiyle atanacaklar ise uygulama ve sozlu sınav sonucuna gore atanırlar. Unvan değişikliği suretiyle icra kÂtipliğine atanacaklar tahsis edilen kadronun yuzde ellisini gecemez.
/4 İcra mudur ve icra mudur yardımcıları ile icra kÂtiplerinin, yazılı sınav, sozlu sınav, gorevlendirme, nakil, unvan değişikliği, gorevde yukselme ve diğer hususları yonetmelikle duzenlenir.
/5 İcra dairelerinde, gerektiğinde, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar cercevesinde, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından zabıt kÂtibi, mubaşir ve hizmetli gorevlendirilir.
/6 İcra muduru, icra mudur yardımcısı veya icra kÂtibinin herhangi bir nedenden dolayı yokluğu halinde gorev ve yetkileri, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından gorevlendirilecek yazı işleri muduru veya zabıt kÂtibi tarafından yerine getirilir.
/7 Adalet Bakanlığı, icra dairelerini bir arada bulundurmaya ve aynı icra mahkemesine bağlamaya yetkilidir.
Adalet Bakanlığı gerektiğinde birden fazla icra dairesi oluşturabilir ve her icra dairesi bir icra mahkemesine bağlanır. Cunku icra mahkemeleri icra dairelerini denetleyen ve gozetleyen organdır.
İcra daireleri adli tatil doneminde kapanmazlar. İcra dairelerinin yaptıkları her icra takibi icin gerekceli karar vermeleri gerekiyor. İcra dairesinin yaptığı hatalı bir işlem olduğu duşunuluyorsa icra mahkemesine şikayet edilir.
İcra dairesine kanunda verilen bazı yetkiler vardır ve bu yetkilerin dışında bazı yukumlulukleri vardır. İcra dairesinin bu yetki ve yukumluluklerden kaynaklanan sorumlulukları vardır.
Bu yazımızın son kısmı olarak icra dairesinin yetkilerini inceleyeceğiz. Kanundaki hukumlere dayanarak İcra İflas Kanunu icra dairesine yetki verdiyse dairenin o işlemde takdir yetkisi vardır, yetki vermediyse o işlemi yapmaya mecburdur. Ornek verecek olursak; icra dairesine icra takibinde bulunulduktan sonra icra dairesi uc gun icerisinde odeme emri duzenlemek zorundadır, bu konuda icra mudurunun yetkisi yoktur. İcra mudurunun takdir yetkisi vardır ama kanunun ona tanıdığı kadardır.
İcra İflas Kanunu madde 85/6- Haczi koyan memur borclu ile alacaklının menfaatlerini mumkun olduğu kadar telif etmekle mukelleftir.
Bu maddeden bahisle kanun icra mudurune haciz sırasında hangi malı haczedebileceği konusunda takdir yetkisini tanımıştır.
İcra muduru taşınır bir malı haczettiğinde o malın ne kadar ederi olduğunun takdirini kendisi yapar. Bu onemli bir durumdur. Cunku takdir ettiği değerin yarısı ve satış masraflarının toplamında cıkan miktardan daha az bir miktara satış yapılamaz. İcra mudurunun taşınmaz mallarda takdir yetkisi yoktur icra dairesi taşınmaz bedel takdiri icin bu konudaki bilirkişiye başvurmaya mecburdur. Taşınır mallarda da istisnai olarak takdir edemediği olur. Cok ender uretilen bir taşınır malın edeceği fiyat konusunda icra muduru bilgi sahibi olmayabilir. Bu tarz durumlarda yine bilirkişiye başvurulması gerekir.
Bazı durumlarda da takdir yetkisi ile ilgili sınırlamalar soz konusu olur. İcra İflas Kanunu madde 85/6 aynı zamanda takdir yetkisini sınırlar niteliktedir. Borclunun da menfaatlerini gozetmesi gerekir durumu soz konusudur. Ornek uzerinden gidersek, yaşlı bir teyzenin evine hacze gidildiğinde onun evinde hem bilgisayar hem de televizyon varsa, teyzenin sosyokulturel durumu da dikkate alınarak bilgisayarla cok ilgisi olmadığı ve televizyonu ile surekli vakit gecirdiği sonucu cıkarılabilir. Bu durumda kanun maddemizin bahsettiği borclunun menfaatinin gozetilmesi hususuna dayanarak burada oncelikli olarak bilgisayarın haczedilmesi gerekir. İcra mudurunun oncelikli olarak televizyonu haczetme takdir yetkisi olmamalıdır. Boyle bir durum soz konusu olursa o haciz işlemine karşı icra mahkemesinde şikayet yoluna gidilebilir.
Başka bir sınırlamaya değinecek olursak, haciz sırasında once cekişmesiz mallar ondan sonra hacizli mallar alacağı karşılamaya yetmezse cekişmeli mallar haczedilir. Yani once borcluya ait olduğu kesin olarak bilinen mallar haczedilir ondan sonra borcluya ait olduğu şupheli olan mallar haczedilir.
Takdir yetkisinin bir başka sınırı da once taşınır malların ondan sonra taşınmaz malların haczedilmesi durumudur.
İcra İflas Kanunu madde 80/3- Talep vukuunda borclu kilitli yerleri ve dolapları acmaya ve sair eşyayı gostermeye mecburdur. Bu yerler icabında zorla actırılır.
/4 Haczi yapan memur, borclunun uzerinde para, kıymetli evrak, altın veya gumuş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borclu bunları vermekten kacınırsa, borclunun şahsına karşı kuvvet istimal edilebilir.
Bu maddeden anlaşıldığı uzere icra dairesinin zor kullanma yetkisi vardır. Madde 80 ’i destekler nitelikte olan diğer madde ise 81. maddedir.
İcra İflas Kanunu madde 81- Zor kullanma hususunda butun zabıta memurları icra memurunun yazılı muracaatı uzerine kendisine muavenet ve emirlerini ifa etmekle mukelleftirler.
Koylerde haczi yapan memurun emirlerini muhtarlar da ifaya mecburdurlar.
Yazımızı sonlandırırken şunu da unutmamak gerekir ki zor kullanma sadece borclunun uzerinde yapılabilir. Haciz sırasında evde bulunan başka biri veya eşe karşı yapılamaz.