
Sıkma kehribarın ile ilgili detaylara girmeden hemen once kehribarın ne olduğuna kısaca bir goz atmakta fayda var. Kehribarla ilgili ilk soylenmesi gereken bilgi, belki de kehribarın aslında fosilleşmiş bir recine olduğudur. Bu recine ise bilindiği uzere Pinus succinifera ağaclarının fosilleşmesi ile oluşmaktadır. Pinus Succinifera ağacları, Pinaceae yani camgiller ailesinden bir cam turudur.
Dunyada bulunan kehribar yataklarının yuzde 90 ’lık bir kısmı, Rusya ’nın Kaliningrad Bolgesi ’nde bulunur ve bu bilgiyle paralel bir şekilde en fazla kehribar bu bolgeden cıkarılır. Avrupa ’da kehribar yataklarının bulunduğu ulkeler ise şu şekilde sıralanabilir: Ukrayna, Romanya, İsvec, İngiltere, Hollanda, Sicilya ve Rusya. Bu ulkeler gunumuzde neredeyse butun dunyada bulunan Kehribar miktarını sunan ulkelerdir. Kendilerini Kehribar madeni konusunda geliştirdikleri icin diğer ulkeler icin yarışılmaz duruma gelmiş oldukları da soylenebilir.
[h=2]Sıkma Kehribarın Yapısı ve Ozellikleri[/h]Kehribar ismi verilen bu recineler, uzun tarihler boyunca sus eşyalarının yapımında kullanılmıştır. Bu recinelerin genel ozelliklerine baktığımızda renklerinin acık sarı renkten koyu kırmızıya kadar değişiklik gosterebildiğini, ancak yine de coğunlukla yarı saydam ve kolay kırılabilen bir yapıda olduğunu goruruz.
Kehribar ’ın yapısına ve iceriğine yeniden donecek olursak goruntu itibarı ile ozelliklerinden ve oluşum yapısından bahsetmek doğru olacaktır.
Kehribar taşının genelde bulunduğu renkler şu şekilde sırlanabilir:
Turuncu,
sarı,
kırmızı,
kahverengi,
konyak rengi,
bal rengi,
altın rengi,
kemik rengi,
siyah, renksiz,
mavi
yeşil…Unutulmaması gereken bu saydığımız renklerin sadece ana renkler olması ve bu renklerin dışında yaklaşık 256 adet farklı renk tonundan oluşmuş bir renk kataloğuna sahip olmasıdır.
[h=3]Sıkma Kehribarın Kullanıldığı Yerler[/h]Ceşitli sus eşyalarının yanı sıra tesbih ve ağızlık yapımında da kullanıldığı da gorulen kehribarın, eskiden afrodizyak ozelliği ile uyarıcı olarak kullanıldığı da bilinen bilgiler arasındadır. Gunumuzde ilac sektorunde de geniş bir yer bularak kullanılan kehribar, ulkemizde genel olarak ilac sektorunden ya da kozmetik sektorunden ziyade tesbih yapımında kullanılmaktadır.
Ulkemizde daha cok sıkma kehribar olarak bilinen kehribar, Osmanlı İmparatorluğu doneminde cok kullanılan bir tesbih ve sus eşyası malzemesi olarak bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğu doneminde sıkma kehribar, tesbih taşımanın cok pahalı olmasından dolayı sadece devlet buyuklerinde gorulen bir durum halini almıştı. Sıkma kehribardan elde edilen tesbihler, gunumuzde olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu doneminde de her tesbih ustasının yapabileceği turden bir tesbih değildi. Emek, işcilik ve belli bir el becerisi ile bu işe yıllarını adamış ustalar tarafından yapılabilen bir tesbih turu olan sıkma kehribar teşbih, bu ozelliğinden dolayı da pahalı aksesuarlar arasında olmayı başarmıştı.
Kehribar ’ın gunumuze kadar gecirdiği kullanım alanlarına baktığımızda eski tarihlerde tıp alanında kullanıldığını goruruz. Ancak gunumuzde kehribarın bu alanda artık bir kullanım şekli bulmadığını bilinmelidir. Kehribarın halk arasında ya da bazı kaynaklarda amber murekkebi olarak isimlendirildiğini de soylemeden gecmeyelim. Amber murekkebi ilk cağlardan bu yana guzel kokusu ile parfum uretiminde kullanılmıştır.
Eski tarihlerde Antik Roma ’da Kehribar ceşitli akıl hastalıklara karşına karşı koruyucu olarak da kullanılmaktaydı. Aynı zamanda bal ile karıştırılan Kehribar kulak burun boğaz hastalıklarında etkili sonuclar gosterdiği de gozlemlenmişti ve bu şekilde bir ilac olarak kullanılmıştı.
Aynı şekilde kehribar taşının guatr ya da baş ağrısı gibi hastalıklara da iyi geldiği soylenmektedir. Bir diğer inanış ise Kehribar taşının sol el ile tutulması durumunda vucuttaki negatif elektrik yukunu topladığına inanıldığı icin tesbih olarak kullanımı daha da yaygınlaşmıştır.
[h=3]Kehribar ile Sıkma Kehribar Arasındaki Fark[/h]Sıkma kehribara baktığımızda piyasada sıkma kehribar ile ilgili ceşitli farklı bilgilerin bulunduğunu goruruz. Sıkma Kehribarlar kısaca acıklamak gerekirse piyasada cok yuksek fiyatlarla satılan ve genelde tesbih yapılmış taşlardır. Sıkma kehribarlar ile ilgili, bu taşın kehribar tozlarının toplanıp sıkıştırılması sonucu oluşturulmuş bir taş olduğunu soyleyen bilgi kaynakları doğru değildir.
Sıkma kehribar, aslen kehribar taşı ile bir takım başka taşların etkileşimi girdikten sonra oluşturdukları taşlardır. Yani etkileşim sonucu oluşan ve kehribar taşı ozelliğinde olmayan taşlardır. Ancak oluşabilmeleri icin kehribar taşlarına ihtiyacları vardır.
Uretim formulu unutulmaya yuz tutmuş bir değer
Bu sıkıştırma kehribar taşlarının gecmişine baktığımızda tarihinin 1700 ’lu yıllara kadar uzandığını goruruz. Ancak ikinci dunya savaşına kadar cok başarılı bir şekilde yayılmış olan sıkma kehribarın unu ikinci dunya savaşından sonra azalmıştır. Bunun sebebi sıkma kehribar taşının kullandıkca renk ve bicim değiştirmesi olarak gosterilmiştir. Bu şekilde bazı yapı ve renk değişikliklerinin yaşandığı sıkma kehribarlarının azalan unu bu taşların uretiminin de zamanla azalarak neredeyse durma noktasına gelmesine neden olmuştur.
Ancak neredeyse duran sıkma kehribar taşı uretimi bu taşın yıllar sonra yeniden değerlenmesini sağlamıştır. Artık piyasada cok fazla bulunmayan sıkma kehribar taşı fiyatı da yıllar sonra yeniden yukselmiştir. Ornek vermek gerekirse Osmanlı Devleti ’nin son donemlerinde devlet adamları ve ileri gelenleri tarafından bolca kullanılan sıkma kehribardan yapılmış aksesuar ve tesbihler gunumuzde cok değerli bir hale gelmiştir. Bunun nedeni ise yok olma noktasına kadar varan sıkma kehribar taşı uretiminin ve bu uretimin formulunun neredeyse artık bilinmiyor olması olarak acıklanmaktadır. Osmanlı zamanında kullanılan sıkma kehribar aksesuarları gunumuzde gerek tarihi eser olarak gerekse cok değerli yapıları itibarı ile guclu bir şekilde korunup saklanmaktadır.
Sıkma Kehribar taşının tarihi ozel formulunun artık cok az kimse tarafından biliniyor olması sıkma kehribar taşının farklı formullerle ve yontemler ile uretilmeye calışılmasına yol acmıştır. Ancak bu formullerin hicbiri tarihi sıkma kehribar taşı kadar başarılı olmamıştır. Gunumuzde sadece kehribar tozunun sıkıştırılması sonucu oluşturulmuş kehribar taşları da bulunmaktadır. Ancak bunlar gercek sıkma kehribar taşlarından cok daha ucuz fiyata satılmaktadır ve gercek sıkma kehribar taşları gibi renk değişikliğine uğramamaktadırlar.
Bu sebeplerden dolayı gercek sıkma kehribar taşını, bu sahte sıkma kehribar taşlarından ayırmamız da kolaylaşmaktadır. Kehribar taşı tozlarının sıkıştırılması ile oluşturulan sıkma kehribar taşları uretimi de orijinal sıkma kehribar taşı uretiminden kolay olduğu icin arada buyuk bir fiyat farkı bulunmaktadır. Bu şekilde piyasada ucuza bulabildiğimiz sıkma kehribar taşlarının aslen kehribar tozunun sıkıştırılması ile oluşturulmuş taşlar olduğunu anlayabiliriz.
[h=4]Sahte Sıkma Kehribar ile Orijinal Kehribar Taşı Arasındaki Farkı Nasıl Anlarız?[/h]Daha once de soylediğimiz gibi orijinal kehribar değeri, binlerce Turk Lirasını bulabilecek taşlardır ve eğer piyasada daha ucuza kehribar olduğu iddia edilen taşlar var ise kuşku ile bakmamız yerinde olacaktır. Bu durumda sadece elimiz ve gozumuz ile aradaki farkı fark etmeye calışmamız başarısız olabilir. Bize onerilen ise en kesin sonucu veren kızılotesi testidir. Kızılotesi testinden başarı ile gecen kehribar taşları uzmanlar tarafından gercekliği kanıtlanmış sertifikalarla onaylanırlar.
Gozle fark edebileceğimiz en buyuk ayrıntı ise orijinal kehribar taşlarının tek renk değil bir renk sarmalından oluşuyor olmalarıdır. Cok değerli olan bu taşların cok benzer şekilde kopyaları yapılabildiği icin biz yine de sizlere bir uzmandan sertifikalı kehribar taşlarını almanızı oneririz.
Dunyada bulunan kehribar yataklarının yuzde 90 ’lık bir kısmı, Rusya ’nın Kaliningrad Bolgesi ’nde bulunur ve bu bilgiyle paralel bir şekilde en fazla kehribar bu bolgeden cıkarılır. Avrupa ’da kehribar yataklarının bulunduğu ulkeler ise şu şekilde sıralanabilir: Ukrayna, Romanya, İsvec, İngiltere, Hollanda, Sicilya ve Rusya. Bu ulkeler gunumuzde neredeyse butun dunyada bulunan Kehribar miktarını sunan ulkelerdir. Kendilerini Kehribar madeni konusunda geliştirdikleri icin diğer ulkeler icin yarışılmaz duruma gelmiş oldukları da soylenebilir.
[h=2]Sıkma Kehribarın Yapısı ve Ozellikleri[/h]Kehribar ismi verilen bu recineler, uzun tarihler boyunca sus eşyalarının yapımında kullanılmıştır. Bu recinelerin genel ozelliklerine baktığımızda renklerinin acık sarı renkten koyu kırmızıya kadar değişiklik gosterebildiğini, ancak yine de coğunlukla yarı saydam ve kolay kırılabilen bir yapıda olduğunu goruruz.
Kehribar ’ın yapısına ve iceriğine yeniden donecek olursak goruntu itibarı ile ozelliklerinden ve oluşum yapısından bahsetmek doğru olacaktır.
Kehribar taşının genelde bulunduğu renkler şu şekilde sırlanabilir:
Turuncu,
sarı,
kırmızı,
kahverengi,
konyak rengi,
bal rengi,
altın rengi,
kemik rengi,
siyah, renksiz,
mavi
yeşil…Unutulmaması gereken bu saydığımız renklerin sadece ana renkler olması ve bu renklerin dışında yaklaşık 256 adet farklı renk tonundan oluşmuş bir renk kataloğuna sahip olmasıdır.
[h=3]Sıkma Kehribarın Kullanıldığı Yerler[/h]Ceşitli sus eşyalarının yanı sıra tesbih ve ağızlık yapımında da kullanıldığı da gorulen kehribarın, eskiden afrodizyak ozelliği ile uyarıcı olarak kullanıldığı da bilinen bilgiler arasındadır. Gunumuzde ilac sektorunde de geniş bir yer bularak kullanılan kehribar, ulkemizde genel olarak ilac sektorunden ya da kozmetik sektorunden ziyade tesbih yapımında kullanılmaktadır.
Ulkemizde daha cok sıkma kehribar olarak bilinen kehribar, Osmanlı İmparatorluğu doneminde cok kullanılan bir tesbih ve sus eşyası malzemesi olarak bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğu doneminde sıkma kehribar, tesbih taşımanın cok pahalı olmasından dolayı sadece devlet buyuklerinde gorulen bir durum halini almıştı. Sıkma kehribardan elde edilen tesbihler, gunumuzde olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu doneminde de her tesbih ustasının yapabileceği turden bir tesbih değildi. Emek, işcilik ve belli bir el becerisi ile bu işe yıllarını adamış ustalar tarafından yapılabilen bir tesbih turu olan sıkma kehribar teşbih, bu ozelliğinden dolayı da pahalı aksesuarlar arasında olmayı başarmıştı.
Kehribar ’ın gunumuze kadar gecirdiği kullanım alanlarına baktığımızda eski tarihlerde tıp alanında kullanıldığını goruruz. Ancak gunumuzde kehribarın bu alanda artık bir kullanım şekli bulmadığını bilinmelidir. Kehribarın halk arasında ya da bazı kaynaklarda amber murekkebi olarak isimlendirildiğini de soylemeden gecmeyelim. Amber murekkebi ilk cağlardan bu yana guzel kokusu ile parfum uretiminde kullanılmıştır.
Eski tarihlerde Antik Roma ’da Kehribar ceşitli akıl hastalıklara karşına karşı koruyucu olarak da kullanılmaktaydı. Aynı zamanda bal ile karıştırılan Kehribar kulak burun boğaz hastalıklarında etkili sonuclar gosterdiği de gozlemlenmişti ve bu şekilde bir ilac olarak kullanılmıştı.
Aynı şekilde kehribar taşının guatr ya da baş ağrısı gibi hastalıklara da iyi geldiği soylenmektedir. Bir diğer inanış ise Kehribar taşının sol el ile tutulması durumunda vucuttaki negatif elektrik yukunu topladığına inanıldığı icin tesbih olarak kullanımı daha da yaygınlaşmıştır.
[h=3]Kehribar ile Sıkma Kehribar Arasındaki Fark[/h]Sıkma kehribara baktığımızda piyasada sıkma kehribar ile ilgili ceşitli farklı bilgilerin bulunduğunu goruruz. Sıkma Kehribarlar kısaca acıklamak gerekirse piyasada cok yuksek fiyatlarla satılan ve genelde tesbih yapılmış taşlardır. Sıkma kehribarlar ile ilgili, bu taşın kehribar tozlarının toplanıp sıkıştırılması sonucu oluşturulmuş bir taş olduğunu soyleyen bilgi kaynakları doğru değildir.
Sıkma kehribar, aslen kehribar taşı ile bir takım başka taşların etkileşimi girdikten sonra oluşturdukları taşlardır. Yani etkileşim sonucu oluşan ve kehribar taşı ozelliğinde olmayan taşlardır. Ancak oluşabilmeleri icin kehribar taşlarına ihtiyacları vardır.
Uretim formulu unutulmaya yuz tutmuş bir değer
Bu sıkıştırma kehribar taşlarının gecmişine baktığımızda tarihinin 1700 ’lu yıllara kadar uzandığını goruruz. Ancak ikinci dunya savaşına kadar cok başarılı bir şekilde yayılmış olan sıkma kehribarın unu ikinci dunya savaşından sonra azalmıştır. Bunun sebebi sıkma kehribar taşının kullandıkca renk ve bicim değiştirmesi olarak gosterilmiştir. Bu şekilde bazı yapı ve renk değişikliklerinin yaşandığı sıkma kehribarlarının azalan unu bu taşların uretiminin de zamanla azalarak neredeyse durma noktasına gelmesine neden olmuştur.
Ancak neredeyse duran sıkma kehribar taşı uretimi bu taşın yıllar sonra yeniden değerlenmesini sağlamıştır. Artık piyasada cok fazla bulunmayan sıkma kehribar taşı fiyatı da yıllar sonra yeniden yukselmiştir. Ornek vermek gerekirse Osmanlı Devleti ’nin son donemlerinde devlet adamları ve ileri gelenleri tarafından bolca kullanılan sıkma kehribardan yapılmış aksesuar ve tesbihler gunumuzde cok değerli bir hale gelmiştir. Bunun nedeni ise yok olma noktasına kadar varan sıkma kehribar taşı uretiminin ve bu uretimin formulunun neredeyse artık bilinmiyor olması olarak acıklanmaktadır. Osmanlı zamanında kullanılan sıkma kehribar aksesuarları gunumuzde gerek tarihi eser olarak gerekse cok değerli yapıları itibarı ile guclu bir şekilde korunup saklanmaktadır.
Sıkma Kehribar taşının tarihi ozel formulunun artık cok az kimse tarafından biliniyor olması sıkma kehribar taşının farklı formullerle ve yontemler ile uretilmeye calışılmasına yol acmıştır. Ancak bu formullerin hicbiri tarihi sıkma kehribar taşı kadar başarılı olmamıştır. Gunumuzde sadece kehribar tozunun sıkıştırılması sonucu oluşturulmuş kehribar taşları da bulunmaktadır. Ancak bunlar gercek sıkma kehribar taşlarından cok daha ucuz fiyata satılmaktadır ve gercek sıkma kehribar taşları gibi renk değişikliğine uğramamaktadırlar.
Bu sebeplerden dolayı gercek sıkma kehribar taşını, bu sahte sıkma kehribar taşlarından ayırmamız da kolaylaşmaktadır. Kehribar taşı tozlarının sıkıştırılması ile oluşturulan sıkma kehribar taşları uretimi de orijinal sıkma kehribar taşı uretiminden kolay olduğu icin arada buyuk bir fiyat farkı bulunmaktadır. Bu şekilde piyasada ucuza bulabildiğimiz sıkma kehribar taşlarının aslen kehribar tozunun sıkıştırılması ile oluşturulmuş taşlar olduğunu anlayabiliriz.
[h=4]Sahte Sıkma Kehribar ile Orijinal Kehribar Taşı Arasındaki Farkı Nasıl Anlarız?[/h]Daha once de soylediğimiz gibi orijinal kehribar değeri, binlerce Turk Lirasını bulabilecek taşlardır ve eğer piyasada daha ucuza kehribar olduğu iddia edilen taşlar var ise kuşku ile bakmamız yerinde olacaktır. Bu durumda sadece elimiz ve gozumuz ile aradaki farkı fark etmeye calışmamız başarısız olabilir. Bize onerilen ise en kesin sonucu veren kızılotesi testidir. Kızılotesi testinden başarı ile gecen kehribar taşları uzmanlar tarafından gercekliği kanıtlanmış sertifikalarla onaylanırlar.
Gozle fark edebileceğimiz en buyuk ayrıntı ise orijinal kehribar taşlarının tek renk değil bir renk sarmalından oluşuyor olmalarıdır. Cok değerli olan bu taşların cok benzer şekilde kopyaları yapılabildiği icin biz yine de sizlere bir uzmandan sertifikalı kehribar taşlarını almanızı oneririz.