Bazılarımız hırsızlarla karşılaşıyor, bazılarımız dinazorlarla dovuşuyoruz. Birileri cikolatalı turtayı tam mideye indirirken, birileri ucurumlardan duşmemeye calışıyor. Ruyalarda her şey mumkun. Ama neden beynimiz her gece boyle renkli ruyalar uretiyor?
Gunun sonunda yorgun duşen bedenimiz sahip olunan gunluk koşturma ve stresin ardından uyuyarak kendini yenileme ve ertesi gune hazırlama gorevini yerine getiriyor. Bilinen en buyuk gercek, ruyalarımızın bizim hayal urunlerimiz olduğu ve hepsinin duşunucusunun ve yaratıcısının biz olduğumuzdur. Gunluk yaşamımızda sahip olduğumuz her turlu durum ve ayrıntı bizim bu ruyaları meydana getirmemizde rol oynar.
Burada oluşturulan ruyalar bilincli olarak oluşturulmadığı icin, bilincaltımızda sahip olduğumuz dengelerin onemi buyuktur. Bir kişinin cok uzun sure ve cok derin uyumadığı takdirde normal bir uyku sırasında bir gecede dort ile yedi arasında ruya gorduğu bilinmektedir. Sabah uyandığımızda hatırlamadığımız ruyalarımızı gun icerisinde ya da ilerleyen gunlerde gunluk hayatımızda karşılaştığımız bir durum sonucu hatırlıyor olabiliriz. Ya da bazen ben bu durumu bir yerden hatırlıyorum hissine kapılıyor olabiliriz. Bu durumun sebebi de bizim de bildiğimiz gibi uyandığımızda bazen bu ruyaların hicbirini bazen ise sadece bir tanesi hatırlıyor olmamız ve hatırlamadığımız ruyaların uyanıkken edindiğimiz tecrubeler ile onları yeniden hatırlıyor olmamız sonucu oluşur. Peki, bu durumun sebebi nedir? Neden bazı ruyaları cok net hatırlarken bazılarını sabah uyandığımız anda tamamen unuturuz? Bu soruların cevabına ilerleyen kısımlarda acıklıyor olacağız.
[h=4]Ruya Gorme ile İlgili Yapılan Bilimsel Calışmalar ve Sonucları[/h]Mannheim Ruh Sağlığı Merkezi ’nde bir Uyku Araştırmacısı olarak calışmalarına devam eden Michael Schredl ’in soylediğine gore dunya uzerinde ruya gormeyen insan bulunmamakta. Bazılarımız belki hatırlamıyor olsa da mutlaka uykumuz esnasında ruya gorduğumuze emin olabiliriz. Ruyalarımızı uyku sırasında sahip olduğumuz oznesel varoluşumuz şeklinde kısaca tanımlayabiliriz. Bu varoluş ve buna bağlı olarak da hissetme, duşunme, algılama gibi ozelliklerimiz hic bir zaman tamamen kapanmıyor. Uyanık olduğumuzda nasıl bir ozneysek, uyuma esnasında da aynı şekilde bir ozne olarak bu ozelliklerimizi taşıyoruz. Bu nedenle de uyurken uyandırılan insanların her biri her seferinde farklı ruyalardan farklı ozneler olarak uyanırlar.
Peki bu ruyaların bir ortak ozellikleri ya da mevcut fonksiyonları var mı? Bu sorunun cevabı zor ve bu sorunun cevabını verebilmek icin ruya goren kişinin hangi ruyayı gorduğunu de bilmek gerekiyor. Aynı zamanda ruya goren kişinin uyandıktan sonra ruya hakkında duşunduğu esnada ruya hakkında hala sahip olduğu hisleri ile gorduğu ruyayı farklı tanımlaması mumkun. Yine de ruya acıklamalarında gorulen ruyanın mantığını acıklayabilmek icin birkac tane teori mevcut. Unutulmaması gereken, beynimizin bu ruyaları oluştururken gunluk yaşantımızdaki gelişmelerden ve tecrubelerimizden yararlandığı bir gercek. Bazı bilim adamları ruya gormenin gunluk yaşamda da onemli bir rol oynadığını soyluyor. Onlara gore ruya gorme esnasında beynimizde sahip olduğumuz eski bilgiler ile oğrendiğimiz yeni bilgiler buluşuyor ve bu şekilde beynimizde yeniden saklanıyor. Bazı durumlarda ruya goren kişinin gunluk hayatında sahip olduğu problemlere uyku esnasında cozumler bulduğu bilinmektedir. Bu da ortaya koyuyor ki gunluk yaşamımızdaki sorunlar icin ruya gorme esnasında yaratıcılığımız da artıyor.
Buna benzer diğer bir teori ise uyku sırasında ruyalarımız bizim yakın zamanda sahip olacağımız problemlere ya da durumlara karşı beyinsel yani duşunsel olarak hazırlıklı olmamızı sağlıyor, ve beynimizde gizli saklı olan ozelliklerimizi pratikte kullanmamıza neden oluyor. Araştırmalar cok kucuk yaştaki cocukların bile REM-Uyku yani cok derin yoğunlaşmış ruyalar gorulen uyku sahibi olduklarını gosteriyor. REM Uyku genelde bir gece icerisinde beş adet safhaya sahip olan uyku ve ruya gorme suresince bir yetişkinde bu surenin yuzde yirmisini oluşturan yoğunlaşmış ruya gorme suresidir. REM ingilizce Rapid-Eye-Movement kelimelerinin kısaltılması ile oluşturulmuş bir terimdir. Boyle isimlendirilmesinin sebebi ise bu sure boyunca gozlerin goz kapaklarının altında uyku sırasında cok hızlı sağa ve sola hareket etmesidir. Buradan anlaşıldığı gibi REM Uyku sırasında beynimiz en aktif zamanındadır. Diğer ceşitler olan NON-REM Uyku ya da derin uyku gibi uyku safhalarında bir goz hareketine rastlanmaz ve boylece beynimizin de REM uykuda olduğu kadar aktif olmadığı anlaşılır. Gunumuzdeki araştırmalar insanların diğer safhalarda da ruya gorduğunu acıklarken, hicbir ruya REM uykuda gorunen kadar net ve acık bir şekilde hatırlanmamakta.
[h=4]Peki, Kabuslarımız Neye İşaret Ediyor?[/h]Bir diğer bilimsel bakış acısına gore ise insanlar uyku gorme sırasında gunluk yaşamda korktukları şeyler ile yuzleşip onlar ile savaşmaya calışırlar. Kabus gormeler bu durumun en acıklayıcı orneğidir. Eğer insanlar gunluk yaşamlarında bir şekilde korkularla karşı karşıya kalıyorlarsa bu durumu beynin ceşitli şekillerde ruya sırasında tekrar işleyip karşımıza cıkarması cok normal bir surectir.
Bilim insanlarının ortak goruşlerinden bir tanesi ruya gorme sırasında butun beynin işliyor olduğu ve beynin uyanıkken olduğu gibi işlemeye devam ediyor olması. Sadece kaslarda meydana gelen beyinsel algılar beyin tarafından işlenmemekte bu sebeple de gorduğumuz ruyaların etkisi ile uyurken vucudumuzu hareket ettirmiyoruz. Ancak beynin uyanıkken sahip olduğu duygusal algılamalar ya da duyguların işlenme şekilleri ruya sırasında uyanıkken olduğuna gore cok daha etkili bir şekilde calışmaktadır. Bu da demek oluyor ki ruya sırasında sahip olduğumuz duygular uyanıkken sahip olduklarımıza gore daha fazla olabilirler. Ancak bu durumun butun uyku suresi boyunca bu şekilde olmaması bazı ruyaları uyandığımızda hatırlamamamıza neden oluyor. Bazı ruyalarımızı ise uyku sırasında sahip olduğumuz guclu duygulardan dolayı uyandığımızda cok net bir şekilde hissedip hatırlayabiliyoruz. Aynı şekilde ikinci bir karşılaştırma ise uyurken sahip olduğumuz duşunme ve hareket etme ozelliğimizin uyanıkken sahip olduğumuzdan cok daha duşuk seviyede olması.
[h=3]İslamda Ruyanın Yeri[/h]İslam dini acısından da ruyaların yeri buyuktur. Bir ornek vermek gerekirse Peygamber efendimize gelen vahiylerin uyku sırasında geldiği bilinmektedir. Altı ay boyunca suren bu uyku esnasında vahiy gelesi durumu ruya gormenin onemini cok iyi vurgulamaktadır. Ruya ile ilgili Rasûlullah (s.a.ş) şoyle buyurmuştur: "Salih kişi tarafından gorulen ruya, peygamberliğin kırk altı parcasından bir parcadır. "Bir başka hadiste de şoyle der: "Muminin ruyası, peygamberliğin kırk altı parcasından bir parcadır; Peygamberlik gitti ve mubessirat kaldı“. Kur'Ân-i Kerim'in bircok yerinde ruyadan soz edilmiştir. Hz. İbrahim (a.ş), oğlu İsmail (a.ş)'i ruyada boğazlama emri almış ve bu ruyayı uygulamaya teşebbus etmiştir (eş-Şaffat, 37/ 102). Yusuf (a.ş)'da ruyasında on bir yıldızla, ay'ın kendisine secde ettiğini gormuş (Yusuf, 12/40); Mısır hukumdarının ve hapishanedeki iki kişinin gordukleri ruyaları tabir etmiştir (Yusuf, 12/36, 43). Kur'Ân-i Kerim'de Hz. Peygamber'in gormuş olduğu ruyalardan soz edilmektedir (el-Fetih, 48/27; eş-Şaffat, 37/105; el-İsra, 17/60).