
Nevruz adı he ne kadar Farsca olsa bile Orta Asya ’dan Anadolu ’ya ve tarihten şimdiye kadar kutlanan bir bayramdır. Aslında tum dunyada baharın gelişi, doğanın uyanışı bir bayram niteliğindedir. İnsan, doğanın bir parcasıdır bu bakımdan da baharın gelişini hoş karşılayacaktır. Bu bayramı bir millete boyun bağı yapmak ya da bu bayram uzerinden bir siyaset gutmek ne tarihi ne de kulturel acıdan doğrudur. Ancak Turklerde destanlardan da gelen bir gelenekle “yeniden doğuş” anlamına da gelmektedir ve biz Turklerde ve İslam dunyasında Nevruz ’u işleyerek nevruzun edebiyatımıza nasıl etki ettiğini gostererek yazımızı tamamlayacağız.
[h=3]Nevruz ve Sozluk Anlamı[/h]Nevruz Farsca nev (yeni) ve rûz ( gun) anlamındaki sozcuklerin birleşmesi ile meydana gelmiştir. Bu sozcuk, Turkce olarak “yeni gun” ile ifade edilir. Turkiye Turklerinin nevruz dedikleri bu bayrama diğer Turkler şu adları takmaktadırlar:
Altay Turkleri; Cılgayak Bayramı, ( Bazı Turk lehcelerinde Anadolu Turklerinin soz başı y- sesleri c- sesine donuşur. Sanıyoruz ki Altay Turkleri icin bu durum gecerli.)
Azerbaycan; Ergenekon, Bozkurt Bayramı,
Başkurt Turkleri; Ekin Bayramı,
Doğu Turkistan; Yeni Gun, Baş Bahar,
Gagavuzlar; İlkyaz ( Anadolu Turklerinin mevsim adları değişmiştir. Karahanlı Turkcesi doneminde 4 mevsim adımız da bulunmaktaydı, kış, guz, yaz ve yay. “Yay” sozcuğu bugun sadece “yazın bir yere gitmek” anlamında “yaylamak” ve “yazın gidilen serin yerler” anlamında “yay” sozcuklerinde kalmış. “yay” eski Turklerde yaz ayıdır, “yaz” ise bahar ayıdır. Anadolu Turkleri Farsca “bahar” sozcuğunu Turkcesine tercih etmişlerdir ama Orta Asya Turklerinden kimilerinde “yaz” gercek anlamı ile kullanılmaktadır.)
Hakas Turkleri; Cılsırtı, Ulu Kun ,
Karacay-Malkar Turkleri; Gollu, Gutan, Saban Toy, Tegri, Toy, (TOY, eski Turkcede “duğun, şolen” anlamına gelmektedir.)
Kazak Turkleri; Ulus Gunu,
Kazan Turkleri ve Karakalpaklar; Ergenekon Bayramı,
Turkmenler; Teze yılı
Uygur Turkleri: Yeni Gun
Bu adlandırmaları burada anmamızın nedeni diğer Turk devletlerinin duruma nasıl baktıklarını kavramak. Goruluğu gibi Turk devletleri sadece baharın gelişi olarak kutlamıyor bu gunu, bu gunu ayrıca tarihi bir acıdan da onemsiyor: Ergenekon destanı.
[h=4]Nevruz ve Ergenekon Destanı[/h]Turk destanlarının en unlulerinden birisi olan Ergenekon destanının en buyuk parcasına Ebulgazi Bahadır Han ’ın Şecere-i Turk adlı eserinden ulaşıyoruz. Buna gore destan şoyle gelişir:
Kokturkler, tum Turk kavimlerinin onlara karşı birlik olduğu bir savaşta hile ile yenilirler. Bunun uzerine tum askerleri, yaşlıları ve buyukleri kıyıma uğrar, kucukleri kole yapılır. Geriye sadece Kıyan/Kayan ve Neguş/Tukuz kalır. Onlar bu kıyımdan kurtulup eşleri ile ve sadece birer deveden, attan, okuzden ve koyundan oluşan 4 hayvanlık suruleri ile birlikte duşmandan kacmayı başarırılar. Gok Tengri ’nin de yardımı ile bir dağa gelirler. Bu dağ hem guvenlidir hem de bereketli toprak ve akarsulara sahiptir. Gok Tengri ’ye şukrederek buraya Ergenekon adını verip yerleşirler. Aradan tam 400 yıl gecer ve artık bu buyumuşlerdir. Dağa sığmazlar. Ergenekon ’un bir yanında demir madenler vardır. Gokturkler, dağın demir tarafına odun ve komur dizerek Gok Tengri yardımıyla o demir dağı eritip dışarı cıkarlar. O gunden bu gune Gokturkler, ozgurluğe kavuştukları bu gunu bayram ilan ederler. O gun hatırına da bir adet geliştirmişledir: o kutsal gunde ateş yakarlar ve demiri ateşe koyarlar. Kağan kıskacla o demiri orse koyarak dover. Bu adet daha sonra beyler arasında da yayılır.
[h=4]Turkler Ne Zamandan Beri Nevruzu Kutlar?[/h]Nevruz, Turklerce M.O III. yy ’dan bu yana kutlanır. Ustelik her Turk coğrafyasında kutlanır ve aslına bakarsak Azerbaycan ve Kazakistan Nevruz ’u gercek bir bayram gibi tum şehirlerinde kutlarlar.
Eskilerin 9 Mart bayramı dedikleri Nevruz aslen 21 Mart ’ta kutlanır. 9 Mart ibaresi hicri takvimdir. Gok bilimine gore de Ay ’ın Koc burcuna girdiği gunu temsil eden 21 Mart, Turk topluluklarında, devletlerinde ve imparatorluklarında tarihsel bir sureklilik gosterir. Ayrıca sadece Turkiye sınırlarında değil, bir zamanlar Buyuk Selcuklu iradesinde olan Pakistan, İran, Afganistan gibi ulkelerde de kutlanır.
Turklerin bu bayramı tarihi bir sureklilik icinde kutladıklarına en uygun kanıt, bu gunu gosteren, bu gunun rituellerini gosteren eserlerdir. Bu eserler kronolojik sıra ile şu şekildedir:
Kaşgarlı Mahmud: Divan-ı Lugat ’it Turk, bu eserde 21 Mart yani Nevruz yılbaşı olarak gosterilir.
Yusuf Has Hacip: Kutadgu Bilig ki iki de 11. – 13.yy arası yaşamış Karahanlı Devleti donemine ait eserlerdir.
El Biruni: 11.yy Âlimi olan El- Biruni, Nevruz ’un tum Orta Asya Turklerinde yılbaşı olarak kutlandığını soylemektedir.
Ebulgazi Bahadır Han: Şecere-i Turk, Oğuz boylarının kulaktan kulağa gelen destanlarının, hikÂyelerinin derlendiği bir eserdir.
Tum Nevruzuiyeler: Nevruziye, Buyuk Selcuklu doneminden bu yana baharın gelişinin anlatıldığı klasik edebiyat turlerindendir. Aslen kasidenin bir parcasıyken tek başına baharı anlatan şiirler de Nevruziye catısına girmiştir.
Osmanlı Devleti Nevruz ’u Son Donemine Kadar Kutladı
Osmanlı Devleti, kurulduğundan bu yana 21 Mart ’ı yani Nevruz ’u hep kutladı. Hem halk hem de sarayda Nevruz kutlamaları icin bazı adetler gelişmişti ve bu gun “Nevruz-u Sultani” ya da sadece Nevruz diye de anılırdı. Nevruz gununden bir gun once saray eczacıları ve aşcılar, uzerine altın tozu serpilmiş bir Nevruz Şekeri yapar ve şifa vermesi icin once padişaha daha sonra da sultanlara da verirlerdi. Ayrıca sadrazam, padişaha hediyeler verirdi. Bu kutsama, Osmanlı ’nın son donemine kadar devam etti.
Turkiye ’de Nevruz Kutlamaları ve Anlamları
Nevruz ’un Turkler icin sadece doğa ile alakalı değildir; hatta zannediyoruz ki once tarihi temellere dayanan bir kutlamadır. Bu bakımdan da onu en cok ilgilendiren akım Turkculuk akımıdır. II. Meşrutiyet ilanından sonra dort akım Osmanlı coğrafyalarında Osmanlı ’nın caresi olarak sunuldu: Batıcılık, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Turkculuk. Bu akımlardan en cok Turkculuk on plandaydı ve Nevruz da bu duşuncenin bir kultur temeli oldu.
Turkiye Cumhuriyet ’i kurulduktan sonra Ulu Onder Mustafa Kemal Ataturk, ulus – devlet anlayışının temeli olarak dil ve tarih calışmalarına cok buyuk onem verdi. Sadece araştırmaları desteklemedi, aynı zamanda kulturel etkinliklerde de bulunulmasını sağladı. Bu bakımdan Ankara ’da Meclis acılışından sonra Nevruz bayramı resmi bir torenle kutlanırdı. 1921 ve ertesinde Nevruz, devlet adamlarının da katıldığı torenlerle anılırdı. Bir nevi Nevruz, milli bir bayram gibi sayılırdı.
Aynı gelenek maalesef yavru vatan KKTC ’de gecerli değildir. Burada Mart 9 olarak bilinen Nevruz ’un hikayesi tamamen değişmiştir. Bazı aileler ise nevruzu anmak adına Mart ayında doğan kızlarının adını Nevruz koymaktadırlar.
[h=3]Nevruz Kutlamalarındaki Adetler[/h]Turkiye ’de Turk kimliği pek coktur: Yorukler, Avşarlar, Gocmenler, Cerkezler, Turkmenler gibi. Bu bakımdan da Nevruz halk arasında değişik şekillerde kutlanır, bazen de değişik şekillerde adlandırıldı:
Yorukler: Nevruz onlar icin kış bitimidir ve bahar bayramının başlangıcıdır. Nevruz zamanı “Nevruzunuz kutlu olsun, dolunuz hayır ve bereketli olsun” denir.
Gaziantep ve cevresinde: Sultan Nevruz adı ile anılır. Hatırlarsanız Osmanlı devlet erkanında da Nevruz-u Sultani diye anılırdı.
Diyarbakır ve cevresi: Halk Nevruz ’u evlerinde kutlamazlar. Halk eskiden bu yana sokaklarda Nevruz kutlaması yaparlar. Eğlence duzenlerler.
Turkmenler: Nevruz ’a “Eski Martın Dokuzu” ya da “Sultan Nevruz” derler. Buyuk bir ateş yakıp uzerinden atlarlar. Sanıyoruz ki bilinen en yaygın gelenek Turkmen geleneğidir.
Karadeniz Bolgesinde: Aynı Turkmenlerde olduğu gibi ateş yakılır ve ateşin uzerinden atlanılırdı.
Trakya Bolgesinde: Bugun Tekirdağ, Edirne ve Kırıkkale ’de Nevruz şenlikleri hala duzenlenmektedir. Bu şenliklere Mart Dokuz Şenlikleri de denir. Mezar ziyaretleri yapılır ve eski hasırların uzerinden atlanır. Halk, sokaklarda, mesire yerlerinde baharın gelişini coşku ile kutlar.
Ege Bolgesinde: İzmir ve Uşak cevresinde Nevruz icin “yıl yenilendi” denir.
İslamiyet Oncesi Nevruz Kutlamaları: Yukarıda bahsettiğimiz gibi Ergenekon ile ilgili kutlamalar yapılmaktadır. Bunun yanı sıra ateş, kutsal bir şekilde ele alınır. Turklerin yeniden tarih sahnesinde donmesini sağlayan olayın ateş ile yakından ilgili olduğu duşunulurse halk ve devlet erkanı Nevruz kutlamalarını ateş yakmadan gecirmezlerdi.
[h=4]İslamiyet ’te Nevruz ’un Yeri ve Onemi[/h]Bir millet her ne kadar din değiştirmiş olsa da kanından, atasından gelme adetleri ve gelenekleri unutamaz. Tam olarak bir uygulama olmasa bile bir şekilde bir rituelin bir yerine bu adeti koyar. İşte Nevruz da bunlardan birisidir. 21 Mart gunune İslam unsurları eklenmiştir. Bunlardan bir kacı şoyledir:
Peygamberin son haccı olan veda haccının arife gunu Mart 8 ’e, bayram gunu de mart 9 ’a rastlamıştır.
Peygamber “Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır” sozunu 19 Mart ’ta soylemiştir. Bu soz Hz. Ali ’ye bağlı olanlarca bayram ilan edilmiştir. Ayrıca Alevi- Bektaşi geleneğinde Hz. Ali ’nin Nevruz ’da doğduğu kabul edilir.
Allah dunyayı 21 Mart ’ta yaratmıştır.
Hz. Adem ’in camurdan yoğrulduğu ve Hz. Havva ile buluştuğu gun 21 Mart olarak kabul edilir.
Hz. Nuh ’un gemisinin karaya ulaştığı gun 21 Mart olarak kabul edilir.
Hz. Musa ’nın Kızıldeniz ’i yardığı gun 21 Mart olarak bilinir.
Hz. Muhammed ’in peygamber olduğu gun “yeni gun” yani nevruz kabul edilir.
Hz. Ali ve Hz. Fatma ’nın evlendiği gun Nevruz olarak kabul gorur.
Hz. Hasan ve Hz. Huseyin ’in doğum gunu ve ne gariptir ki onların katledildiği gun de Nevruz olarak kabul edilir.
Hıdırellez kutlamaları da sanıyoruz ki bu başlıkta yer almalıdır. Ruz-ı Hızır olarak da bilinen kutlamanın nedeni Hızır ile İlyas peygamberin yer yuzunde buluşmalarıdır. 5 Mayıs gunu kutlanır ama Nevruz ile karışmıştır. Hıdırellez sozu de Hıdır ve İlyas peygamberin adlarını iceren bir kombinasyondur. Hıdırellez, UNESCO ’nun “Somut Olmayan Kultur Mirası” listesinde yer almaktadır cunku bir gelenektir. Bu geleneğe gore halk bazı gelenekler geliştirmiştir:
Baht acılır: Evlilik cağına gelen kızların yaptıkları bir ritueldir.
Yoğurt Mayalama: Kutahya bolgesinde bir yıllık yoğurt mayalanır. Trabzon ’da yoğurtsuz yoğur mayalanır. Sut icine tahta sıcak kaşık konur ve bu şekilde elde edilen maya, tum yıl kullanılır. Her iki gelenekte de bolluk ve bereket inancı vardır.
Dilek Tutma: Ozellikle gelinlik cağına gelen kızlar, geceleyin, gul ağacına dileklerini cizip bağlarlar ve ertesi gun tan vaktine o dileklerini akan suya atarlar. Bu gelenek bazı bolgelerde Nevruz ile karışık bir halde bulunur. Gul ağacına dilek asıldıktan sonra gece kutlama yapılır, ateş yakılıp uzerinden atlanır. Sabaha kadar suren bu eğlence tan vaktinde dilekler akan suya atıldığında son bulur.
Dunya Tarihinde Nevruz Kutlamaları
Yukarıda da anlatmaya calıştığımız gibi Nevruz aslında bahar ayının gelmesi demek, bir nevi doğanın canlanması, bereket kazanması demek. Dunyanın miladından bu yana tarım ve hayvancılığın ne kadar onemli olduğunu duşunursek eski zaman insanı icin baharın gelmesi elbette bir şenlik havasında gececektir. Bu bakımdan da buyuk medeniyetler her zaman baharın gelişini diğer gunlerden ayrı bir şekilde kutlamışlardır. Bunlardan bazıları şu şekildedir:
Sumerler: Onlar, yaz sıcağı bittikten sonra bir nevi hasat bayramı yaparlardı ve bu festivale de Akiti derlerdi.
Babilliler: Eski Babil ’de yılın ilk ayı sayılan Nisan ’ın 12 ’sinde Akitu festivali duzenlenirdi. Bu hem tarımsal hem de dinsel bir torendi. Babil halkı en buyuk tanrıları olan Marduk ’a şukran sunarlardı. Yalnız bu konuda kesin bir bilgi yoktur, bir tanrıya ovgu vardır ama bu tanrı bazı kaynaklarda ay tanrısı Sin bazı kaynaklarda da Marduk olarak gecer. Mezopotamya ’da: Bu topraklar bereketli oldukları icin yuzyıllardır farklı milletlerin eline gecmiştir ama hemen hemen burayı elinde tutan her millet de bir bahar kutlaması yapmıştır. Yine bu zamanlarda, bize şuan anlamsız hatta ilginc gelen yeniden dirilme rituellerinin yapıldığı da kaynaklarda yazmaktadır.Sami Topluluklarında: Baharın gelişi ya da doğanın yeniden canlanması Sami topluluklarında da kutlanan bir şeydi. Şuan Hami- Sami dil ailesi dediğimiz dil birliğinin temelinde yer alan bu topluluklarda, orneğin Eski Roma ’da bahar gelişi ile ilgili bazı dinî ayinler yapılmaktaydı. Mesela yine Eski Roma ’da Nisan ayı Venus ayı kabul edilir ve kutsal sayılırdı, bu ayda da Tanrıca Venus ’e kurban torenleri duzenlenirdi.
İbraniler: Baharın gelişi sadece Mezopotamya ya da Asya ’da yaygın değildir. Ortadoğu topraklarında da baharın gelişi coşku ile kutlanır. İbranilerde Nisan ayının birinci, yedinci ve dokuzuncu gunleri yeni yıl olarak kutlanır. Ayrıca Yahudilerin Nisan ayının ortasında kış yağmurlarının bitişini Pesah adı verilen bir ceşit ile festivalle kutlaması da bahara ne kadar onem verdiklerini gosterir. Bugunku Yahudiler de Nisan ayını yeni yıl olarak kabul etmektedirler.
Zerduşt dininde: İran ’ın eski inanışlarından olan Zerduşt dininde dunyanın bugun yani 21 Mart ’ta yaratıldığında inanılırdı. İran ’da var olan bu inanışa gore Nevruz hakkında destanlar yazılan kral Cemşid ile Mecusiliğin kurucusu Zerduşt ile alakalıdır. İşin kral Cemşid ile ilgili olan kısmına Firdevs ’inin Şehname adlı destanında da goruyoruz, buna gore Nevruz, Cemşid ’in bir krallık arabası ile goğe yukseldiği gundur. Zerduşt ise ateşi temel alarak Nevruz bayramını yeniden duzenlemiştir. Kısaca İran ’da Nevruz hem milli hem de dinî karakterli olarak kutlanan bir festivaldi.
Yukarıda gosterilen tum bayramlar, ritueller ve festivaller M.O 18. yy ’a kadar uzanmaktadır. Gorulduğu gibi muhtemelen birbirinden habersiz Ortadoğu, Asya ya da Mezopotamya devletleri baharın gelişini ya Mart 21 ya da Mart ayı sonu ile Nisan arasında yapmaktadırlar. Bazı devletler de ise tıpkı bizde olduğu gibi hem milli hem de mevsimsel bir olaydır. Kısaca, tum dunya tarihi icin baharın gelişi, ekinoks dediğimiz gece ile gunduzun eşitlenerek havaların ısınması onemlidir, kutlanır ve de kutsanır.
[h=3]Nevruz ve Sozluk Anlamı[/h]Nevruz Farsca nev (yeni) ve rûz ( gun) anlamındaki sozcuklerin birleşmesi ile meydana gelmiştir. Bu sozcuk, Turkce olarak “yeni gun” ile ifade edilir. Turkiye Turklerinin nevruz dedikleri bu bayrama diğer Turkler şu adları takmaktadırlar:
Altay Turkleri; Cılgayak Bayramı, ( Bazı Turk lehcelerinde Anadolu Turklerinin soz başı y- sesleri c- sesine donuşur. Sanıyoruz ki Altay Turkleri icin bu durum gecerli.)
Azerbaycan; Ergenekon, Bozkurt Bayramı,
Başkurt Turkleri; Ekin Bayramı,
Doğu Turkistan; Yeni Gun, Baş Bahar,
Gagavuzlar; İlkyaz ( Anadolu Turklerinin mevsim adları değişmiştir. Karahanlı Turkcesi doneminde 4 mevsim adımız da bulunmaktaydı, kış, guz, yaz ve yay. “Yay” sozcuğu bugun sadece “yazın bir yere gitmek” anlamında “yaylamak” ve “yazın gidilen serin yerler” anlamında “yay” sozcuklerinde kalmış. “yay” eski Turklerde yaz ayıdır, “yaz” ise bahar ayıdır. Anadolu Turkleri Farsca “bahar” sozcuğunu Turkcesine tercih etmişlerdir ama Orta Asya Turklerinden kimilerinde “yaz” gercek anlamı ile kullanılmaktadır.)
Hakas Turkleri; Cılsırtı, Ulu Kun ,
Karacay-Malkar Turkleri; Gollu, Gutan, Saban Toy, Tegri, Toy, (TOY, eski Turkcede “duğun, şolen” anlamına gelmektedir.)
Kazak Turkleri; Ulus Gunu,
Kazan Turkleri ve Karakalpaklar; Ergenekon Bayramı,
Turkmenler; Teze yılı
Uygur Turkleri: Yeni Gun
Bu adlandırmaları burada anmamızın nedeni diğer Turk devletlerinin duruma nasıl baktıklarını kavramak. Goruluğu gibi Turk devletleri sadece baharın gelişi olarak kutlamıyor bu gunu, bu gunu ayrıca tarihi bir acıdan da onemsiyor: Ergenekon destanı.
[h=4]Nevruz ve Ergenekon Destanı[/h]Turk destanlarının en unlulerinden birisi olan Ergenekon destanının en buyuk parcasına Ebulgazi Bahadır Han ’ın Şecere-i Turk adlı eserinden ulaşıyoruz. Buna gore destan şoyle gelişir:
Kokturkler, tum Turk kavimlerinin onlara karşı birlik olduğu bir savaşta hile ile yenilirler. Bunun uzerine tum askerleri, yaşlıları ve buyukleri kıyıma uğrar, kucukleri kole yapılır. Geriye sadece Kıyan/Kayan ve Neguş/Tukuz kalır. Onlar bu kıyımdan kurtulup eşleri ile ve sadece birer deveden, attan, okuzden ve koyundan oluşan 4 hayvanlık suruleri ile birlikte duşmandan kacmayı başarırılar. Gok Tengri ’nin de yardımı ile bir dağa gelirler. Bu dağ hem guvenlidir hem de bereketli toprak ve akarsulara sahiptir. Gok Tengri ’ye şukrederek buraya Ergenekon adını verip yerleşirler. Aradan tam 400 yıl gecer ve artık bu buyumuşlerdir. Dağa sığmazlar. Ergenekon ’un bir yanında demir madenler vardır. Gokturkler, dağın demir tarafına odun ve komur dizerek Gok Tengri yardımıyla o demir dağı eritip dışarı cıkarlar. O gunden bu gune Gokturkler, ozgurluğe kavuştukları bu gunu bayram ilan ederler. O gun hatırına da bir adet geliştirmişledir: o kutsal gunde ateş yakarlar ve demiri ateşe koyarlar. Kağan kıskacla o demiri orse koyarak dover. Bu adet daha sonra beyler arasında da yayılır.
[h=4]Turkler Ne Zamandan Beri Nevruzu Kutlar?[/h]Nevruz, Turklerce M.O III. yy ’dan bu yana kutlanır. Ustelik her Turk coğrafyasında kutlanır ve aslına bakarsak Azerbaycan ve Kazakistan Nevruz ’u gercek bir bayram gibi tum şehirlerinde kutlarlar.
Eskilerin 9 Mart bayramı dedikleri Nevruz aslen 21 Mart ’ta kutlanır. 9 Mart ibaresi hicri takvimdir. Gok bilimine gore de Ay ’ın Koc burcuna girdiği gunu temsil eden 21 Mart, Turk topluluklarında, devletlerinde ve imparatorluklarında tarihsel bir sureklilik gosterir. Ayrıca sadece Turkiye sınırlarında değil, bir zamanlar Buyuk Selcuklu iradesinde olan Pakistan, İran, Afganistan gibi ulkelerde de kutlanır.
Turklerin bu bayramı tarihi bir sureklilik icinde kutladıklarına en uygun kanıt, bu gunu gosteren, bu gunun rituellerini gosteren eserlerdir. Bu eserler kronolojik sıra ile şu şekildedir:
Kaşgarlı Mahmud: Divan-ı Lugat ’it Turk, bu eserde 21 Mart yani Nevruz yılbaşı olarak gosterilir.
Yusuf Has Hacip: Kutadgu Bilig ki iki de 11. – 13.yy arası yaşamış Karahanlı Devleti donemine ait eserlerdir.
El Biruni: 11.yy Âlimi olan El- Biruni, Nevruz ’un tum Orta Asya Turklerinde yılbaşı olarak kutlandığını soylemektedir.
Ebulgazi Bahadır Han: Şecere-i Turk, Oğuz boylarının kulaktan kulağa gelen destanlarının, hikÂyelerinin derlendiği bir eserdir.
Tum Nevruzuiyeler: Nevruziye, Buyuk Selcuklu doneminden bu yana baharın gelişinin anlatıldığı klasik edebiyat turlerindendir. Aslen kasidenin bir parcasıyken tek başına baharı anlatan şiirler de Nevruziye catısına girmiştir.
Osmanlı Devleti Nevruz ’u Son Donemine Kadar Kutladı
Osmanlı Devleti, kurulduğundan bu yana 21 Mart ’ı yani Nevruz ’u hep kutladı. Hem halk hem de sarayda Nevruz kutlamaları icin bazı adetler gelişmişti ve bu gun “Nevruz-u Sultani” ya da sadece Nevruz diye de anılırdı. Nevruz gununden bir gun once saray eczacıları ve aşcılar, uzerine altın tozu serpilmiş bir Nevruz Şekeri yapar ve şifa vermesi icin once padişaha daha sonra da sultanlara da verirlerdi. Ayrıca sadrazam, padişaha hediyeler verirdi. Bu kutsama, Osmanlı ’nın son donemine kadar devam etti.
Turkiye ’de Nevruz Kutlamaları ve Anlamları
Nevruz ’un Turkler icin sadece doğa ile alakalı değildir; hatta zannediyoruz ki once tarihi temellere dayanan bir kutlamadır. Bu bakımdan da onu en cok ilgilendiren akım Turkculuk akımıdır. II. Meşrutiyet ilanından sonra dort akım Osmanlı coğrafyalarında Osmanlı ’nın caresi olarak sunuldu: Batıcılık, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Turkculuk. Bu akımlardan en cok Turkculuk on plandaydı ve Nevruz da bu duşuncenin bir kultur temeli oldu.
Turkiye Cumhuriyet ’i kurulduktan sonra Ulu Onder Mustafa Kemal Ataturk, ulus – devlet anlayışının temeli olarak dil ve tarih calışmalarına cok buyuk onem verdi. Sadece araştırmaları desteklemedi, aynı zamanda kulturel etkinliklerde de bulunulmasını sağladı. Bu bakımdan Ankara ’da Meclis acılışından sonra Nevruz bayramı resmi bir torenle kutlanırdı. 1921 ve ertesinde Nevruz, devlet adamlarının da katıldığı torenlerle anılırdı. Bir nevi Nevruz, milli bir bayram gibi sayılırdı.
Aynı gelenek maalesef yavru vatan KKTC ’de gecerli değildir. Burada Mart 9 olarak bilinen Nevruz ’un hikayesi tamamen değişmiştir. Bazı aileler ise nevruzu anmak adına Mart ayında doğan kızlarının adını Nevruz koymaktadırlar.
[h=3]Nevruz Kutlamalarındaki Adetler[/h]Turkiye ’de Turk kimliği pek coktur: Yorukler, Avşarlar, Gocmenler, Cerkezler, Turkmenler gibi. Bu bakımdan da Nevruz halk arasında değişik şekillerde kutlanır, bazen de değişik şekillerde adlandırıldı:
Yorukler: Nevruz onlar icin kış bitimidir ve bahar bayramının başlangıcıdır. Nevruz zamanı “Nevruzunuz kutlu olsun, dolunuz hayır ve bereketli olsun” denir.
Gaziantep ve cevresinde: Sultan Nevruz adı ile anılır. Hatırlarsanız Osmanlı devlet erkanında da Nevruz-u Sultani diye anılırdı.
Diyarbakır ve cevresi: Halk Nevruz ’u evlerinde kutlamazlar. Halk eskiden bu yana sokaklarda Nevruz kutlaması yaparlar. Eğlence duzenlerler.
Turkmenler: Nevruz ’a “Eski Martın Dokuzu” ya da “Sultan Nevruz” derler. Buyuk bir ateş yakıp uzerinden atlarlar. Sanıyoruz ki bilinen en yaygın gelenek Turkmen geleneğidir.
Karadeniz Bolgesinde: Aynı Turkmenlerde olduğu gibi ateş yakılır ve ateşin uzerinden atlanılırdı.
Trakya Bolgesinde: Bugun Tekirdağ, Edirne ve Kırıkkale ’de Nevruz şenlikleri hala duzenlenmektedir. Bu şenliklere Mart Dokuz Şenlikleri de denir. Mezar ziyaretleri yapılır ve eski hasırların uzerinden atlanır. Halk, sokaklarda, mesire yerlerinde baharın gelişini coşku ile kutlar.
Ege Bolgesinde: İzmir ve Uşak cevresinde Nevruz icin “yıl yenilendi” denir.
İslamiyet Oncesi Nevruz Kutlamaları: Yukarıda bahsettiğimiz gibi Ergenekon ile ilgili kutlamalar yapılmaktadır. Bunun yanı sıra ateş, kutsal bir şekilde ele alınır. Turklerin yeniden tarih sahnesinde donmesini sağlayan olayın ateş ile yakından ilgili olduğu duşunulurse halk ve devlet erkanı Nevruz kutlamalarını ateş yakmadan gecirmezlerdi.
[h=4]İslamiyet ’te Nevruz ’un Yeri ve Onemi[/h]Bir millet her ne kadar din değiştirmiş olsa da kanından, atasından gelme adetleri ve gelenekleri unutamaz. Tam olarak bir uygulama olmasa bile bir şekilde bir rituelin bir yerine bu adeti koyar. İşte Nevruz da bunlardan birisidir. 21 Mart gunune İslam unsurları eklenmiştir. Bunlardan bir kacı şoyledir:
Peygamberin son haccı olan veda haccının arife gunu Mart 8 ’e, bayram gunu de mart 9 ’a rastlamıştır.
Peygamber “Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır” sozunu 19 Mart ’ta soylemiştir. Bu soz Hz. Ali ’ye bağlı olanlarca bayram ilan edilmiştir. Ayrıca Alevi- Bektaşi geleneğinde Hz. Ali ’nin Nevruz ’da doğduğu kabul edilir.
Allah dunyayı 21 Mart ’ta yaratmıştır.
Hz. Adem ’in camurdan yoğrulduğu ve Hz. Havva ile buluştuğu gun 21 Mart olarak kabul edilir.
Hz. Nuh ’un gemisinin karaya ulaştığı gun 21 Mart olarak kabul edilir.
Hz. Musa ’nın Kızıldeniz ’i yardığı gun 21 Mart olarak bilinir.
Hz. Muhammed ’in peygamber olduğu gun “yeni gun” yani nevruz kabul edilir.
Hz. Ali ve Hz. Fatma ’nın evlendiği gun Nevruz olarak kabul gorur.
Hz. Hasan ve Hz. Huseyin ’in doğum gunu ve ne gariptir ki onların katledildiği gun de Nevruz olarak kabul edilir.
Hıdırellez kutlamaları da sanıyoruz ki bu başlıkta yer almalıdır. Ruz-ı Hızır olarak da bilinen kutlamanın nedeni Hızır ile İlyas peygamberin yer yuzunde buluşmalarıdır. 5 Mayıs gunu kutlanır ama Nevruz ile karışmıştır. Hıdırellez sozu de Hıdır ve İlyas peygamberin adlarını iceren bir kombinasyondur. Hıdırellez, UNESCO ’nun “Somut Olmayan Kultur Mirası” listesinde yer almaktadır cunku bir gelenektir. Bu geleneğe gore halk bazı gelenekler geliştirmiştir:
Baht acılır: Evlilik cağına gelen kızların yaptıkları bir ritueldir.
Yoğurt Mayalama: Kutahya bolgesinde bir yıllık yoğurt mayalanır. Trabzon ’da yoğurtsuz yoğur mayalanır. Sut icine tahta sıcak kaşık konur ve bu şekilde elde edilen maya, tum yıl kullanılır. Her iki gelenekte de bolluk ve bereket inancı vardır.
Dilek Tutma: Ozellikle gelinlik cağına gelen kızlar, geceleyin, gul ağacına dileklerini cizip bağlarlar ve ertesi gun tan vaktine o dileklerini akan suya atarlar. Bu gelenek bazı bolgelerde Nevruz ile karışık bir halde bulunur. Gul ağacına dilek asıldıktan sonra gece kutlama yapılır, ateş yakılıp uzerinden atlanır. Sabaha kadar suren bu eğlence tan vaktinde dilekler akan suya atıldığında son bulur.
Dunya Tarihinde Nevruz Kutlamaları
Yukarıda da anlatmaya calıştığımız gibi Nevruz aslında bahar ayının gelmesi demek, bir nevi doğanın canlanması, bereket kazanması demek. Dunyanın miladından bu yana tarım ve hayvancılığın ne kadar onemli olduğunu duşunursek eski zaman insanı icin baharın gelmesi elbette bir şenlik havasında gececektir. Bu bakımdan da buyuk medeniyetler her zaman baharın gelişini diğer gunlerden ayrı bir şekilde kutlamışlardır. Bunlardan bazıları şu şekildedir:
Sumerler: Onlar, yaz sıcağı bittikten sonra bir nevi hasat bayramı yaparlardı ve bu festivale de Akiti derlerdi.
Babilliler: Eski Babil ’de yılın ilk ayı sayılan Nisan ’ın 12 ’sinde Akitu festivali duzenlenirdi. Bu hem tarımsal hem de dinsel bir torendi. Babil halkı en buyuk tanrıları olan Marduk ’a şukran sunarlardı. Yalnız bu konuda kesin bir bilgi yoktur, bir tanrıya ovgu vardır ama bu tanrı bazı kaynaklarda ay tanrısı Sin bazı kaynaklarda da Marduk olarak gecer. Mezopotamya ’da: Bu topraklar bereketli oldukları icin yuzyıllardır farklı milletlerin eline gecmiştir ama hemen hemen burayı elinde tutan her millet de bir bahar kutlaması yapmıştır. Yine bu zamanlarda, bize şuan anlamsız hatta ilginc gelen yeniden dirilme rituellerinin yapıldığı da kaynaklarda yazmaktadır.Sami Topluluklarında: Baharın gelişi ya da doğanın yeniden canlanması Sami topluluklarında da kutlanan bir şeydi. Şuan Hami- Sami dil ailesi dediğimiz dil birliğinin temelinde yer alan bu topluluklarda, orneğin Eski Roma ’da bahar gelişi ile ilgili bazı dinî ayinler yapılmaktaydı. Mesela yine Eski Roma ’da Nisan ayı Venus ayı kabul edilir ve kutsal sayılırdı, bu ayda da Tanrıca Venus ’e kurban torenleri duzenlenirdi.
İbraniler: Baharın gelişi sadece Mezopotamya ya da Asya ’da yaygın değildir. Ortadoğu topraklarında da baharın gelişi coşku ile kutlanır. İbranilerde Nisan ayının birinci, yedinci ve dokuzuncu gunleri yeni yıl olarak kutlanır. Ayrıca Yahudilerin Nisan ayının ortasında kış yağmurlarının bitişini Pesah adı verilen bir ceşit ile festivalle kutlaması da bahara ne kadar onem verdiklerini gosterir. Bugunku Yahudiler de Nisan ayını yeni yıl olarak kabul etmektedirler.
Zerduşt dininde: İran ’ın eski inanışlarından olan Zerduşt dininde dunyanın bugun yani 21 Mart ’ta yaratıldığında inanılırdı. İran ’da var olan bu inanışa gore Nevruz hakkında destanlar yazılan kral Cemşid ile Mecusiliğin kurucusu Zerduşt ile alakalıdır. İşin kral Cemşid ile ilgili olan kısmına Firdevs ’inin Şehname adlı destanında da goruyoruz, buna gore Nevruz, Cemşid ’in bir krallık arabası ile goğe yukseldiği gundur. Zerduşt ise ateşi temel alarak Nevruz bayramını yeniden duzenlemiştir. Kısaca İran ’da Nevruz hem milli hem de dinî karakterli olarak kutlanan bir festivaldi.
Yukarıda gosterilen tum bayramlar, ritueller ve festivaller M.O 18. yy ’a kadar uzanmaktadır. Gorulduğu gibi muhtemelen birbirinden habersiz Ortadoğu, Asya ya da Mezopotamya devletleri baharın gelişini ya Mart 21 ya da Mart ayı sonu ile Nisan arasında yapmaktadırlar. Bazı devletler de ise tıpkı bizde olduğu gibi hem milli hem de mevsimsel bir olaydır. Kısaca, tum dunya tarihi icin baharın gelişi, ekinoks dediğimiz gece ile gunduzun eşitlenerek havaların ısınması onemlidir, kutlanır ve de kutsanır.